SAYIN CUMHURBAŞKANINA AÇIK MEKTUP‏

Saygıdeğer Hikmet Yavaş’ın Cumhurbaşkanı Gül’e yazmış olduğu mektubunu
ekleriyle birlikte sunuyorum.Değerli Hikmet Yavaş’a mektubu için içten teşekkürlerimi
sunuyorum.
 
Naci Kaptan
Date: 28.08.2010 16:40:36

 

Sayın Cumhurbaşkanım,

Star Gazetesi yazarı Prof. Dr. Mehmet Altan; Size hitaben açık bir mektup yayınladı.

Bu mektupta, Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında ağır ithamlarda bulundu ve “Türk Ordusunun Başkomutanı” sıfatınıza işaret etti ve:

 “  Birbiriyle çarpışıyormuş gibi görünerek bu toprakların farklı cephelerdeki masum çocuklarını öldürterek, mevcut pozisyonlarını sürdürmek isteyenlerin bu kanlı vodviline son vermenizi” istedi.

Diğer bir deyimle; Başkomutanı olduğunuz Türk Ordusu’nun PKK ile işbirliği yaptığını, danışıklı dövüş şeklinde masum çocukları öldürdüklerini ve böylece pozisyonlarını sürdürmek istediklerini iddia etti. Ayrıca, Türk askerini şehit eden bölücü teröristleri de, masum çocuklar sınıfına soktu.

Sayın Cumhurbaşkanım,

Bugüne kadar Türk Ordusunu karalayan ve aşağılayan hiçbir yalan ve iftiraya cevap vermediğiniz gibi, kamuoyuna açık olarak yayınlanan bu ithama da cevap vermediniz.

Kendisini savunmak zorunda kalan üniformalı asker, söz konusu yalan ve iftiralara cevap verdiği zaman, aynı kişiler “ demokrasilerde asker konuşmaz” yaygarasını basıyorlar.

Asker sustuğu zaman ise; Bakın gördünüz mü “sükût ikrardan gelir” diyerek, çamur atmaya devam ediyorlar.

Bu çevrelerin kimlerle işbirliği yaptıklarını ve amaçları ile hedeflerini deşifre ede edebilmek için;

1.     Zatıâlinize, Amerika Birleşik Devletlerindeki KUZEY AMERİKA KÜRT ULUSAL KONGRESİ (Kurdish National Congress of North America) isimli örgütün 20 yıllık toplantı tutanaklarının bir özetini EK-1’de ve belgelerden yapılan detaylı alıntılar ile kaynaklarını ise EK-2’de sunuyorum. Arzu edilirse, orijinal belgeleri de e-posta ile gönderebilirim.

 

Anılan örgüt mensupları: Birleşmiş Milletler, ABD kongresi, Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı (Pentagon), Kanada Parlamentosu, Kanada Hükümeti ve Avrupa Birliği ile çok sıkı ilişkiler kurmuşlardır. Yoğun lobi faaliyetleri yürütmüşler ve hatta ABD Başkanı BUSH ile yuvarlak masa toplantısı bile yapmışlardır.  Yeni Başkan OBAMA’ ya yazdıkları mektup da internet sitesinde bulunmaktadır.

 

2.     Ayrıca, ünlü ve radikal Kürt aydını İbrahim GÜÇLÜ’nün; TARAF Gazetesi ile bu gazetenin genel yayın yönetmeni Ahmet ALTAN hakkındaki tespitlerini de EK-3’de arz ediyorum. 

Söz konusu belgelerin tetkikinden de anlaşılacağı üzere, bölücüler açıkça;

Ø Lozan Antlaşmasından sonra Kürtlerin varlığının inkâr edildiğini ve Kürdistan’ın büyük bölümünün Türkler tarafından işgal edildiğini ve bu nedenle Lozan Antlaşmasını tanımadıklarını ilan ediyorlar.  

 

Ø Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, tek Türk ulusuna ve tek Kemalizm ideolojisine dayalı olarak kurulduğunu iddia ediyorlar.

 

Ø Devletin kuruluş felsefesinin, Türkler ile Kürtlerin ve diğer etnik grupların çıkarlarını temsil etmediğini söylüyorlar ve kuruluş felsefesine karşı çıkıyorlar.

 

Ø  Türk üniter ulus devleti içinde, Kürtler ile Türklerin birlikte yaşamalarının mümkün olmadığını iddia ediyorlar ve ulus devlete karşı çıkıyorlar.

 

Ø Devleti yeniden federal bir model içinde tanımlayan bir kimlikler anayasasının hazırlanmasını istiyorlar.

 

Ø Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkını bağımsız devlet, federal ve konfederal devlet şeklinde tayin edebilmesi için referanduma gidilmesini savunuyorlar.

 

Ø Devletin kuruluş felsefesinin dayandığı Kemalizmi yok etmeden, Türkiye Cumhuriyetini yıkıp yeni bir devlet kuramayacaklarını bildikleri için “KEMALİZMİ YOK EDECEK BİLİMSEL PROJELER HAZIRLADIKLARINI” açıklıyorlar.

 

Ø Bu projeleri uygulamaya sokabilmek için, kamuoyu oluşturabilecek nitelikte akademisyen, köşe yazarı ve kanaat önderlerinden uygun olanları satın aldıklarını itiraf ediyorlar ve bu bağlantıları el-cep ilişkileri olarak isimlendiriyorlar.

 

Ø Ayrıca “son zamanlarda daha çok İslamcılaşan Türk hükümetine nüfuz edebilmek için Kürtlerin İslam’a katkıda bulunduklarını ve bazı İslami örgüt ve cemaatlerle işbirliği yaptıklarını” açıkça kayıtlara geçiriyorlar. 

 

Sayın Cumhurbaşkanım,

Kendilerini 2nci Cumhuriyetçi olarak isimlendiren Mehmet ve Ahmet ALTAN kardeşlerin, arşivlerde kayıtlara geçmiş olan yazıları incelendiğinde, aynen bölücüler gibi;

Ø Lozan Antlaşmasına karşı çıkıyorlar.

 

Ø Ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğe dayalı, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkelerini kapsayan ve kaynağını Atatürkçü düşünce tarzından alan, devletin kuruluş felsefesine saldırıyorlar.

 

Ø Üniter devlet anlayışını reddediyorlar.

 

Ø Ulus devlet modelinin çağdışı olduğunu iddia ediyorlar.

 

Ø Devletimizin kurucusu Atatürk’ü ve Kemalizm anlayışını, hayâsızca yalan ve iftiralarla değersizleştirmeye çalışıyorlar.

 

Ø Cumhuriyetimizin yılmaz savunucusu Atatürkçü Türk Ordusuna ve mensuplarına, bıkmadan ve usanmadan saldırıyorlar.

 

Sonuç olarak; açıkça görüldüğü gibi, noktası ve virgülüne kadar %100 bölücülerin eylem ve söylemleriyle örtüşüyorlar. Nitekim bölücülerle yaptıkları bu işbirliği nedeniyle, Kürt aydınları tarafından aşağıdaki övgülere mazhar oluyorlar:

Ø “Ahmet Altan, demokrasi ve Kürt sorununda sözü dinlenen, Kürtler içinde idol olan bir yazardır.”

 

Ø

“Taraf Gazetesi yazarı Ahmet Altan 19 Mart 2009 tarihinde APO VE MANDELA başlıklı bir yazı yazdı. DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Ahmet Altan’ın yazısından esinlenerek, bugüne kadar cesaret etmediği bir şekilde Diyarbakır’daki kitlesel Nevroz toplantısında Öcalan’ın Kürtlerin Mandela’sı olduğunu ifade etti ve af edilmesini talep etti.”

 

Ø “Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, Türk Ordusunun kirli savaşına karşı cepheden ve cesurca tavır alıyor.”

 

Ø “Taraf Gazetesi, Kürt sorununun çözümünü önemli ve temel kıstas olarak ele alan bir gazetedir.”

 

Ø “Aralık ayının sonlarına doğru yaptığı AÇILIM TOPLANTISI ile Taraf kendisine “yeni bir yer tayin ediyor.”

 

Ø “Taraf Gazetesi bu toplantı ile bir düşünce kulübü kadar bir siyasi kurum gibi davrandığını da ortaya koydu”

 

Ø “Yasemin Çongar’ın Amerika geleneğinden gelmesi ve ilişkileri göz önüne alındığı zaman, Taraf Gazetesi bir siyasi parti ve oluşuma doğru evrimleşebilir.”

 

Açıkça görüldüğü gibi, 2nci Cumhuriyetçi ALTAN kardeşler ve yandaşları, bölücülerle işbirliği içinde Atatürk Cumhuriyetinin temellerini dinamitlemek için, Cumhuriyetin en güçlü kalelerinden birisi olan ve Başkomutanlığını yaptığınız Türk ordusuna hayâsızca saldırıyorlar.

Diğer taraftan, Kuzey Amerika Kürt Ulusal Kongresi’nin tutanaklarında da kayıtlara geçtiği gibi; bölücüler tarafından “son zamanlarda daha çok İslamcılaşan Türk hükümetine nüfuz edebilmek için Kürtlerin bazı İslami örgüt ve cemaatlerle işbirliği yaptıkları” anlaşılıyor.

Nitekim dini hassasiyetlerini ön plana çıkardıklarını iddia eden bazı kişi ve gazetelerin sürekli ve sistemli bir şekilde Türk Ordunu ve mensuplarını “DİN KARŞITI” olmakla itham ettikleri gözlenmektedir. Oysaki

Ø Nisa Suresi 116ncı ve 48nci, Kehf Suresi 26ncı, Şûra Suresi 21nci, Zümer Suresi 65nci, En’am Suresi 117nci ve Tîn Suresi 8nci Ayetlere Göre;

 

 “…ALLAH KENDİSİNE ORTAK (ŞİRK) KOŞULMASINI ASLA AFFETMEZ VE O HÜKMÜNE HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEZ”

 

Ø Mâide Suresi 99ncu, Ra’d Suresi 40ncı, Ankebût Suresi 18nci, Nahl Suresi 35nci, Şûra Suresi 48nci, En’an Suresi 107nci, Yûnus Suresi 49ncu, A’raf Suresi 6ncı Ve Sâd Suresi 86ncı ayetlere göre ise;

 

“…RESULE DÜŞEN, AÇIK BİR TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” ve Yüce Allah Peygamberimize “…O HALDE TEBLİĞ ETMEK SANA, HESAP SORMAK BİZE DÜŞER.”  Demek suretiyle ;” KULLARININ İMANINI YARGILAMA HAKKINI SEVGİLİ PEYGAMBERİNE BİLE VERMEMİŞTİR.”

Yukarıda arz edilen ayetler hilafına, kendilerini Allah yerine koyarak Türk Ordusu mensuplarının imanını yargılamaya kalkanların, şirke girdiklerine ve bölücülerle işbirliği yaptıklarına veya en azından bölücülerin değirmenine su taşıdıklarına inanıyorum.

Sayın Cumhurbaşkanım,

Söz konusu şer odakları, ağızbirliği içinde;

Ø Türk Ordusunun yenildiğini,

 

Ø PKK’nın Türk Ordusunu hallaç pamuğu gibi attığını,

 

 

Ø Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin vatanı ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne karşı, bugüne kadar ortaya çıkartılmış en ciddi tehdidin Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içinden geldiğini, 

 

Ø Bu “kurumsal yapı”ya son vermemiz ve yeni bir ordu kurmamız gerektiğini ve yeni bir Nizam-ı Cedit ordusuna ihtiyacımız olduğunu iddia ediyorlar. 

Vatanını, vicdanını, bilimini ve kalemini satmış olanların ve bölücülerin ağzıyla konuşanların bu gibi iddialarına cevap olarak, Amerika Birleşik Devletlerinin en önemli düşünce kuruluşu “RAND corporation’un” bir raporunu EK-4’de sunuyorum. Bu rapora göre;

Ø Bölücü teröristlerle düşük yoğunluklu harp içinde olan 30 ülke inceleniyor.

 

Ø  Değerlendirme kriteri olarak 50 faktör kullanılıyor.

 

Ø Değerlendirmede 1984–1999 yılları kapsanıyor.

 

Ø Sonuç olarak; bölücü terörle mücadelede 22 ülkenin yenildiği ve 8 ülkenin ise terörü yendiği ortaya çıkıyor.

 

Ø Türkiye, bölücü terörü yenebilen sayılı ülkeler arasında yer alıyor.

 

Ø Son yıllarda terörün azgınlaşmasının ve Türk Ordusunun elinin ve kolunun neden bağlandığının sebeplerini ise, ellerini vicdanlarına koyarak siyasi iktidarların değerlendirmesi gerektiği kanaatindeyim.

 

Bu ülkenin Milli İstihbarat Teşkilatı ile Emniyeti, Başkomutanı olduğunuz Türk Ordusunu takip ettiği kadar, ortalıkta ayan beyan dolaşan ve fütursuzca meydan okuyan şer odaklarını da izleyebilirse;

Ø Bölücülerle işbirliği içinde kurulan tezgâhları,

 

Ø Bunların yurtiçi ve yurtdışı bağlantılarını,

 

Ø Bu odakların arkasındaki finansörleri,

 

Ø Anılan şer odaklarının, halkın vergilerinden oluşan devlet bütçesinden bir şekilde beslenip beslenmediklerini ortaya çıkararak teşhir edebilirler diye düşünüyorum.

 

Sayın Cumhurbaşkanım,

Dünyanın hiçbir ordusu, Başkomutanı olduğunuz Türk Ordusu kadar yalana, iftiraya, hakarete ve aşağılanmaya maruz kalmamıştır. Yeryüzünde, terörle mücadele eden kahramanların terörist muamelesi gördüğü başka bir ülke yoktur.

 41 yıl bu Silahlı Kuvvetlere onurla hizmet etmiş ve 70 yaşına yaklaşmış emekli bir asker olarak, Türk Ordusunun Başkomutanından, şer odaklarına karşı açık, net ve kesin bir tavır almasını diliyorum.

Saygılarımla.

Hikmet YAVAŞ (İZMİR)

hikmetyavas@gmail.com

This entry was posted in Uncategorized. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *