Filistin ve Zeytin Ağaçları
Ercan Caner, Sun Savunma Net, 28 Kasım 2021
Zeytin ağaçları, meyvelerinin satışından ve elde edilen ipeksi, altın rengindeki yağından yüzyıllardır istikrarlı bir gelir sağlamış ve Filistin ulusal kimliğini sembolize eder hale gelmiştir. Zeytin, Filistin halkının çok sevdiği yiyeceklerin arasındadır ve aynı zamanda umut ve birliğin sembolüdür. Sliman Mansour.
Dünyada çok az şey Filistin kimliğini mütevazı bir zeytin ağacı gibi sarmalamakta ve özetlemektedir. Zeytin ağaçları, bütün ulusu işgal nedeniyle kaybedilen topraklara bağlamaktadır ve Filistin halkı için bir gelir kaynağıdır. Zeytin ağaçları bunların yanı sıra yasadışı yerleşimlerde hüküm süren toprak işgaline karşı güçlü bir direniş sembolünü de temsil etmektedir.
Zeytin ağaçları, Levant’ın ılık Akdeniz ikliminde, yüzyıllardır meyvelerinin satışından ve elde edilen ipeksi ve altın rengindeki yağından insanlara istikrarlı bir gelir kaynağı sağlamıştır.
Günümüzde Filistin topraklarında 80.000 ila 100.000 aile esas veya ikincil gelir kaynağı olarak zeytin ve zeytinyağına dayanmaktadır. Endüstri, yerel zeytin üretiminin yaklaşık olarak %70’ini oluşturmakta ve yerel ekonomiye %14 katkı sağlamaktadır.
İşte bu nedenlerle; bu dayanıklı ağaçların Filistin sanatında ve edebiyatında, hatta en uzak diasporada dahi, yurdundan edilmenin, zor zamanlarda kendi kendine yeterliliğin ve savaş dönemlerinde de barışın sembolü olarak belirgin bir şekilde öne çıkması belki de hiç şaşırtıcı değildir.
Resim sanatçısı Sliman Mansour; zeytin ağaçlarının, zor koşullar altında yaşamını sürdürmeyi başaran Filistin halkının kararlılığını temsil ettiğini söylemektedir. Filistin halkı da zor koşullarda yaşayabilen ve köklerini derinlere salan zeytin ağaçları gibidir. 2008 yılında hayatını kaybeden ünlü Filistinli şair Mahmud Derviş, eserlerinde zeytine göndermeler yapmış ve 1964 yılında kaleme aldığı ‘‘Zeytin Ağacının Yaprakları’’ adlı şiirinde ‘‘Zeytin, daima yeşil kalan bir ağaçtır; Zeytin ağacı daima yeşil kalacaktır; Tıpkı evren için bir kalkan gibi’’ sözlerini yazmıştır.
Zeytin ağacının Filistin ulusal yaşamındaki ekonomik ve sembolik gücü o kadar fazladır ki, nesiller boyu zeytine sahip çıkan kırsal topluluklar, ailelerini topraklarından ve hayatlarından mahrum etmeye çalışan yasadışı yerleşimciler tarafından rutin olarak hedef alınmaktadır.
Uluslararası Kızıl Haç Örgütü’ne göre sadece Batı Şeria’da Ağustos 2020 ile Ağustos 2021 arasında yok edilen zeytin ağacı sayısı 9,300’den fazladır. Zeytin ağaçlarının yok edilmesinin iklim değişikliğine olumsuz katkıları da olmaktadır.
Uluslararası Kızıl Haç Örgütü’ne göre İsrailli yerleşimciler, özellikle hasat mevsiminde Batı Şeria’daki zeytin üreticilerine yönelik şiddet eylemlerini artırmaktadır.
Zeytin üreticileri bunun yanı sıra hasadın başarılı bir şekilde yapılmasını önlemeyi amaçlayan taciz ve şiddet eylemlerine maruz kalmakta, ekipmanlarını tahrip edilmekte ve zeytin ağaçları sökülüp yakılmaktadır.
Birleşmiş Milletler tarafından atanan bağımsız gözlemcilere göre; cezasızlık atmosferinden güç alan İsrailli yerleşimciler Batı Şeria’da Filistinlilere uyguladıkları şiddeti son aylarda iyice artırmıştır.
İsrailli yerleşimcilerin saldırılarına yanıt olarak Filistinli zeytin üreticileri, bölgenin 5.000 yıllık endüstrisinin yok olmasını önlemek maksadıyla her yıl batı Şeria’da yaklaşık 10.000 zeytin ağacı dikmek zorunda kalmaktadır.
Ünlü Filistinli ressam, seramik ustası ve heykeltıraş Nabil Anani zeytin ağacının güçlü bir ulusal sembol olduğuna ve her ne pahasına olursa olsun korunması gerektiğine inanmaktadır. Nabil Anani, zeytin ağacının kendisi için bir sanat ve ulusal sembol olduğunu ve Filistin’in doğası ve güzelliğini yansıttığını ifade etmektedir.
https://www.arabnews.com/node/1976171/middle-east
