AKP YIKILACAK * AKP’nin boyaları dökülmeye başladıkça, Siyasal İslam’ın, İhvan’ın ve Menzil tarikatının partisi olduğu anlaşıldıkça, hırsızlıklar yolsuzluklar yandaş kayırmalar gün yüzüne çıkmaya başladıkça…

Rifat Serdaroglu | 16 Temmuz 2019


AKP YIKILACAK


Bu başlık, bu karar, bu irade beyanı, demokratik düzende olağan bir taleptir ve muhatabı Türk Milletidir. A Partisi iktidarda kalmak isteyecek, B Partisi ise onu sandıkta, demokratik usullerle yıkmak ve iktidar olmak için çalışacak. Çok partili demokrasinin esası budur.

Fakat AKP’nin boyaları dökülmeye başladıkça, Siyasal İslam’ın, İhvan’ın ve Menzil tarikatının partisi olduğu anlaşıldıkça, hırsızlıklar yolsuzluklar yandaş kayırmalar gün yüzüne çıkmaya başladıkça, AKP’yi eleştirmek devleti eleştirmekle eşit tutulmaya ve suçmuş gibi algılanmaya başladı! Çünkü AKP, 1950 öncesinin devlet partisi haline geldi. Erdoğan’ın sürekli eleştirdiği 1950 öncesinin daha beteri şimdi yaşanıyor.

Çok partili demokratik yaşam öncesi, Valiler aynı zamanda partinin il başkanı idi. Kaymakamlar ise ilçe başkanı. Şimdi farklı mı? Valiler AKP il başkanından, Kaymakamlar AKP İlçe Başkanlarından daha fanatik AKP’li! Hepsi birer parti militanı olmuş!

10 milyon TL’nin üzerindeki tüm devlet ihaleleri, AKP’nin talimatıyla yandaşlara veriliyor. Devlete işçi ve memur alımları, tamamen AKP’nin kontrolünde. AKP’li olmayana ekmek yok! Devletin adamları devlette değil, sanki AKP çiftliğinde çalışıyormuş gibiler!

AKP Genel Başkanı, partisini üyelerini “Ümmet” olarak görüyor!
Bu benzetme, AKP Genel Başkanının gerçek niyetinin dışa vurmasıdır. Adama sormazlar mı? Kardeşim, senin partinin üyeleri ümmet ise sen nesin? Ümmetin başı mı? Kendini peygamber olarak mı görüyorsun?

Peki, diğer partilere oy veren çoğunluk ne? Servet Avcı’nın ediği gibi, münafık mı, müşrik mi, sapkın mı, ne? Aklı başında birinin edeceği laf böyle mi olur? Bundan daha açık bir bölücülük hareketi olabilir mi?

Yıllardır anlatmaya çalışıyoruz;
Bu gidişin sonu, Siyasal İslam’ın kazanması ve Federe İslam Devletidir.

Bu yüzden bizler, Çoban Ateşi Hareketi Gönüllüleri ısrarla ve iddia ile söylüyoruz; Bulduğumuz ilk demokratik fırsatta AKP’yi yıkacağız. Yıkmakla kalmayacağız! Hukuk Devleti kurallarıyla, adalet içinde mutlaka ama mutlaka hesap soracağız.

Diplomadan- torunlara, yurtdışındaki yatırımlardan- akıl veren yalıdaki ablaya, rafinerilerden- Barzani’ye, kupon arazilerden İstanbul-Ankara’da yapılan tüm imar değişikliklerine, kanunsuz emirleri uygulayan devlet görevlilerine, Atatürk’e küfreden yobazların elini öpmeye giden Saray Paşalarına kadar hepsinden tek-tek hesap soracağız.

Haksız edinilen her karış toprak, her otel-tatil köyü, her kuruş servet, her türlü gizli hesaplar kamuoyu ile paylaşılacak ve devlet hazinesine iade edilecektir… Şimdilik dışarda gezen gerçek FETÖ’cular ve darbeciler, yargılanacak garibanlar ve masumlar özgürlüklerine kavuşacaklardır.

Türkiye’nin üzerindeki bu tek adam diktasını, tarikat ve cemaatlerin devleti yönetmelerini, bu korku gömleğini yırtıp atmak, bizim için namus borcudur.

Geçen hafta yaşadığımız ilginç bir olayı sizlerle paylaşmak isterim;
İstanbul’da yapacağımız bir toplantı için, arkadaşlarımız Titanic City Taksim adlı otel ile anlaştılar. Menüden yemek seçimi yaptılar. Ücretini peşin ödediler. İki gün sonra “Siz Parti kuracakmışsınız” diye rezervasyonu iptal edip, ödemeyi iade ettiler!

Araştırdım, neden iptal edildi, diye? Bu oteller zinciri “Aygün Şirketler Grubuna” ait imiş. Sahibi Mehmet Aygün. Almanya’da dönercilikle işe başlamış. Berlin’de restoranları var.

Fettah Tamince gibi, önce FETÖ’nun sonra da AKP’nin ve ailenin elemanı olmuş. Kısa zaman içinde çok sayıda büyük otel sahibi olmuş! En son Azerilerin olan Mardan Otel/Antalya bu kişiye verilmiş. Milyarlarca dolar değer biçilen bu otelin kaça satıldığını, ne kadar devlet kredisi (Halkbank) verildiğini bizler bilmiyoruz.

Ama AKP Genel Başkanı, Turizmci Turizm Bakanı ve dönerci Mehmet Aygün biliyor. Çok yakında bizler de öğreneceğiz… Adamcağız, AKP’nin o kadar esiri olmuş ki, AKP karşıtı bir gruba (parasıyla), üstelik henüz partileşmemiş bir gruba otelinde yer vermekten korkar hale gelmiş…

Değerli Okurlar;
Bu günler geçer. Geçmesine geçer de, bir daha olmaması için tedbir almak gerek. İlk tedbir, bu din tüccarlarının gerçek yüzlerini, delilleriyle Türk Milletine anlatıp, kanıtlamak. (Deliller, Türk Devletinin görevlilerinde fazlasıyla var zaten)

İkincisi ise, bunları tüm aveneleriyle dünyanın taa diğer ucuna kovalamak!
Ne gibi? Anadolu’da, bağa dadanan ayıyı, pekmez sıçıncaya kadar uzağa kovalarlar! Bir daha gelemesin diye! İşte ta oraya kadar…

Not;
Çoban Ateşi Hareketi toplantıları sebebiyle 21 Temmuz 2019 Pazartesi gününe kadar seyahatteyim. Kısmetse Pazartesi görüşmek üzere…

Sağlık ve başarı dileklerimle 15 Temmuz 2019
Rifat Serdaroğlu

https://wp.me/p3DAx3-x5

This entry was posted in Politika ve Gundem, Rifat SERDAROĞLU yazıları. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *