KENDİM ETTİM, KENDİM BULDUM, GÜL GİBİ SARARDIM SOLDUM, EYVAH!!. * “İddianameden F-CİA’nın hedefi belli oluyor. Bütün pis işleri Erdoğan’a yaptırıp, Erdoğan’ı bir şekilde devre dışı bıraktıktan sonra Gül’ü getirme planları var.”

Zahide UÇAR
24 Kasım 2017

KENDİM ETTİM, KENDİM BULDUM,
GÜL GİBİ SARARDIM SOLDUM, EYVAH!!.

Zarrab’a Bir de böyle bakalım;

AKP iktidar olduktan sonra, devleti yönetmeyi değil, ele geçirmeyi önceledi. Asker’in elinden iç ve dış istihbaratı aldı. Erdoğan TİB’i (Telekominikasyon İzleme Birimi) kurdu. Başbakanlığa bağladı. TİB “birkaç kişi hariç” FETÖ elamanlarından kuruldu. Bilerek ve isteyerek FETÖ elemanları seçildi. Telekom aboneleri TİB sistemlerine paralel bağlandı. Her abone yasal veya yasa dışı dinlendi.

TİB kurulduğunda, Türk Telekom Bilişim Ağlarında Mühendis olarak çalışıyordum. TİB’in nasıl kurulduğunu, hangi FETÖ elemanının tasarrufuyla eleman seçildiğini bilen bir insanım. O dönemde Vedat Yenerer Yeniçağ Gazetesinde konuyu ele aldı ve uyaran bir yazı yazdı.

Ben TİB konusunda 2006 ve sonrası birçok yazı yazdım. “Herkesi dinleyip arşivleyecekler ve bu bilgileri kişisel çıkar için kullanacaklar” dedim. DİNLEMEDİLER!!. Çünkü o dönem FETÖ Devlete ortak yapıldı. Aslında, devletin egemenlik hakları, yetkisiz bir çeteye devredilerek Anayasal suç işlendi. Ülkede bağımsız yargı olmadığı için işlenen Anayasal Suç hakkında bir inceleme başlatılmadı. Dava açılmadı.

Ergenekon ve türevi kumpas davaları başladığında, FETÖ’cü polislerin iddianame diye yayınladıkları kepazeliği incelediğimde “Erdoğan Hedefte olduğunu yorumlayan” bir yazı yazdım.

İddianame denilen kepazelik, telefon dinlemeleri ve bu dinlemelere FETÖ tarafından yapılan ilavelerden ibaretti. O iddianamelerde Erdoğan ile ilgili en ağır suçlamalar yer alırken, Abdullah Gül ile ilgili iddialar ayıklanmıştı. İddianamede benim de adım, adresim, telefon numaram ve konuşmalarım vardı. Telefonla katıldığım bir televizyon programında Gül ile ilgili eleştirel bir yorum yapmıştım. Yorum tamamen ayıklanmıştı.

O dönem yaptığım yorumda;
“İddianameden F-CİA’nın hedefi belli oluyor. Bütün pis işleri Erdoğan’a yaptırıp, Erdoğan’ı bir şekilde devre dışı bıraktıktan sonra Gül’ü getirme planları var.” Diye yazdım.

FETÖ herkes gibi Erdoğan’ı da dinledi. Takip etti. FETÖ Erdoğan’ın en mahrem ilişkilerini, bağlantılarını, para akışını takip etti. Elde ettiği bilgileri gelecekte kullanmak için arşivledi. Gün geldi, çıkarlar çatıştı. Çıkarlar çatıştığında ise;

Zarrab, ayakkabı kutuları ve sıfırlanamayan paralar hakkındaki konuşmalar piyasaya saçıldı. Bir şey ortaya çıkmıştı. FETÖ, sadece Türk Milletinin önemli ve milli kesimini değil, Erdoğan ve ekibini de dinlemiş- izlemiş, bilgileri dosyalamıştır. Şimdi o bilgilerin tamamı ABD ve CİA’nın elinde olmalı.

FETÖ ABD’de nasıl çalışıyor?

ABD’de yaşayan bir kardeşim FETÖ çalışmalarını şöyle anlattı:
“ABD’de lobi faaliyetleri parayla yürütülür. Bir senatör ile görüşmek için belli bir para karşılığında, belli bir süre için randevu alınır. FETÖ bu çalışmaları yürütecek olan elemanlarına çok yüksek maaş veriyor. Onlar da bu para ile rahat rahat lobi faaliyetleri yürütüyor.”

Bu ne demektir? Hedef kişiler için arşivlenen bilgiler, lobi faaliyetleri yürütülürken randevu aldıkları kişilere sunuldu demektir. Yani, Erdoğan dahil, yakın çevresinin yatak odalarının bilgisi bile ABD’de birilerinin elinde demektir. Şimdi bu bilgiler Zarrab kullanılarak Erdoğan ve Erdoğan üzerinden Türkiye’ye karşı kullanılacaktır. Ortaya saçılacak olan bilgileri tahmin etmek zor. Yıllarca toplanan bilgiler sadece yolsuzluk ve rüşvet bilgileri olmayabilir. Yabancı devletlerle kurulan gizli ilişkiler, ikili konuşmalar, Türk Milletini ayağa kaldıracak olan verilmiş sözler olabilir.

Zarrab için ABD’ye karşı canhıraş verilen mücadele bu iddialarımızı onaylayacak kadar güçlüdür.Ülkem adına bu kepazelikten utanıyorum.

TİB üzerinden herkesi dinleyelim derken, yatak odalarının sırlarını bile koruyamayanlar ülke yönetirse, ülkenin düşeceği yeri görmek için kahin olmaya gerek yoktur. Buna “ava giderken avlanmak” denir. Bu kepazelik ülkemize çok büyük zarar verdi.

2008 Yılından beri, “AKP Güvenlik Sorunudur” diye yazıyorum. “AKP’nin mecburiyetleri Türkiye’nin mecburiyetleri değildir” diye yazıyorum. Günümüzde ne yazık ki AKP’nin mecburiyetleri ülkemizin ayağına dolanarak, ülke mecburiyeti haline sokulmaya çalışılıyor. AKP’nin mecburiyetleri üzerinden BOP kotarılmaya, 2.İsrail Kürdistanı kurulmaya çalışılıyor.

VE;
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin geleceği ve çıkarlarını değil, kendi çıkarlarını önceleyen, kendi paçasını kurtarmaya çalışan, kendi mabadından korkan bir iktidar ülke yönetiyor(!)..

Dizayn edilmiş muhalefet de, AKP’yi bu noktaya taşıyan Emperyalistlerin verdiği role talip gibi görünüyor. Eninde sonunda Türk Milleti kendi kaderini kendinin tayin etmek zorunda olduğunu anlayacaktır.

Görünen o ki, ANLAMAYA MECBUR KALACAKTIR!!.

This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, İHANET VE YABANCI YANDAŞLAR, İSTİHBARAT KURUMLARI, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK, Zahide Uçar. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *