Necati Doğru’dan Fetullahi darbe ÜÇ’lemesi * Naylon darbe! * Ordu buysa! Biz yanmışız! * Cesedin içi!

sozcu.com.tr
Necati Doğru
17.07.2016

Naylon darbe!

Ülke iyi yönetilmiyordu. Çözüm hiçbir zaman darbe değildi. Sevindirici olan:
“Halk getirdi, halk götürür demokratik çözümünü” hatırlatması oldu.

Demo: Halk.
Krasi: Gücü.
Demokrasi: Halkın gücü.

Halkın gücü, naylondan darbecilerin çağırısına uyup evine çekilmedi. Çekilseydi, darbeciler kazanacaktı. Ülkeyi kötü yönettiklerini gördüğü ve yaşadığı halde önce Başbakan sonra da Cumhurbaşkanı’nın çağrısına uydu.

Halkın gücü, sinmedi.
Tanklarının üstüne çıktı.
Demokrasi kazandı.

Sevindirici olan; bugün darbeci tankı önüne dikilen o sivil insanların yarın ülkeyi kötü yönetenleri sandıkta oylarıyla iktidardan indireceğidir. Ve gerçek demokrasi bayramı işte o gün kutlanacaktır.

Bu çağda bize sunulana bak: Sen gel Boğaziçi Köprüsü önünü tanklarla tıka… Sen gel hava meydanının kapısını tankla kes… Sen gel TRT binasının duvarına tankları daya… Sen gel Meclis girişine tankları sırala…Görüntüsü bile çirkin.Hangi yılda kalmışsın!

Bu tabloya en küçük bir yakınlık, sempati duymak bile mümkün değil. Bu çağda bir ordunun düşeceği en saçma manzara bu olmalı… Milletin parasıyla okumuş, milletin parasıyla altına tank, helikopter, uçak çekmiş. Gidip Karayılan’ı, Cemil Bayık’ı yakalayıp teslim alamıyor. Kendi Genelkurmay Başkanı’nı esir alıyor. Bu halk darbeciyi niçin dinlesin?

Seçimle gelen.
Seçimle gitsin.
Halk getirdi.
Halk götürsün.
Demokrasi bayramı işte o gün olsun.

Naylon darbeciler!
İktidarı devirmeye kalktılar.
Daha da güçlendirdiler.

Yoksa bu “tezgahlanmış bir darbe” miydi? Danışıklı dövüşten bir kalkışma mıydı? Sen kalk Cumhurbaşkanı’na karşı darbe yaptım diye TRT’de bildiri okut, git Genelkurmay Başkanı’nı tutukla!

Tankla TOMA’yı tokuştur.
Başarısız darbe yap.
Kabak gibi tutuklan.
Üstün çıplak!
Elin arkadan kelepçeli.
Yere yüzükoyun uzan.

Merak ediyorum: Bu darbecilerin tamamı, süzme saf Fethullahçı subaylar mıdır? Yoksa aralarına karışmış başkaları da var mıdır? Kutulardan dolar çıktığı o 17-25 Aralık gününden bu yana sürekli “Fethullahçı avı” yapıldı, çok sayıda Fethullahçı tutuklandı. Buna rağmen Ordu’da “Emir-Komuta Zinciri”ni kırıp darbe girişimine başvuracak bu kadar çok Fethullahçı subay nasıl gizli kaldı? Tayyip Erdoğan, “Fethullan Gülen bizi aldattı” demişti. Fethullahçı subaylar da kendilerini o kadar iyi gizlediler ki, Genelkurmay Başkanı’nı aldattılar.

Aldatılan iki oldu.
Biri:
Başkomutan.
İkinci:
Kurmay Komutan.
ABD’ye kaçmış aldatan!

Ordunun komuta kademesinden büyük bölümü bu naylondan darbe girişiminin içinde yer almadılar. Başbakan, “Koca ordu içinde bunlar küçük bir gurup” diyor. Tamam da bunlar kendilerini nasıl gizleyip, sakladılar? Kobra helikopterden sivil halkı tarayıp, F-16 savaş uçağı ile Meclis’e bomba yağdırdılar.
Ordu için acı oldu.

SÖYLEŞİ

Ağızlarından bal akıyor!

Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, milletvekilleri, bazı  gazetecilerin  ağızlarından bal akıyor; “Darbeciler halkın desteğiyle püskürtüldü, demokrasi kazandı…” diyerek demokrasi kahramanı kesildiler, umut pompalıyorlar.

Demokrasi kazandıysa; bundan sonra Tayyip Erdoğan değişecek. Darbecilerin bombalayıp harabeye çevirdiği Meclis’te parlamenter demokrasiyi en iyi işletmenin yollarını bulacak. Bütün güçleri tek elde toplamaktan vazgeçecek. Toplumu kutuplaştırmayı bir yana bırakıp, muhalefete de eşit davranan bir Cumhurbaşkanı olacak. Öyle mi? Göreceğiz.


sozcu.com.tr
Necati Doğru
18.07.2016

Ordu buysa! Biz yanmışız!

Dost acı söyler. Gerçekler acıdır. Söylenmesi gerekir.
TRT’nin güzel yüzlü ve billur sesli spikeri Tijen Karaş, darbecilerin bildirisini okudu.

Ne yapsın?
Silahı yoktu.

Spikerlik eğitimi almıştı. Askeri lise de okusaydı, kurmaylık öğreniminden geçseydi,
savaşma pratiği eğitimine sahip olsaydı darbecilerle vuruşurdu.

Ölür ya da öldürür.
Bildiriyi okumazdı.
Genelkurmay Başkanı!
Rehin (teslim) alındı.

Darbecilerle vuruşmadı. En yakınındaki “Fethullahçı darbecilerinden” birisiydi de gafil mi avlandı? Makamında silahsız oturuyordu ve üstüne aniden çullandılar, enterne ettiler.Neler oldu bilmiyoruz?

Varsayalım.
Kurmay Başkanı gafil avlandı.
Peki öbür komutanlar!

Kara, hava, deniz, jandarma, donanma komutanları da vuruşmadılar.

Ölmediler. Öldürmediler.
Rehin oldular.
Kimisi 12 saat.
Diğeri 24 saat.
Öbürü 48 saat.
Bu kadar tesadüf!
Bir açıklaması olmalı.

Vuruşanlar var!
MİT’e vidalı gazete yazarlarının köşelerinde yazdıklarına göre MİT Başkanı ve yardımcıları, rehin alınmayı kabul etmedi, “sabaha kadar çatıştık” dediler. 1. Ordu Komutanı da vuruştu, teslim olmadı ve tanklarının köprübaşlarını tuttuğu, F-16’ların Meclis binasını kurşunladığı saatlerde Cumhurbaşkanı’nı tatil yaptığı otelden arayıp “Sayın Cumhurbaşkanım, siz meşru Cumhurbaşkanısınız. Size bağlıyım. Ankara’ya gitmeyin. İstanbul’a gelin, ben sizin güvenliğinizi sağlarım” dedi.Ve darbecilerin bitişi oldu.

1.Ordu Komutanı ile MİT Başkanı da vuruşmadan rehine olmayı kabullenselerdi, Cumhurbaşkanı halka “sokağa dökülün, meydanları doldurun demokrasiyi koruyun” çağırısı yapamayacak, Fethullahçı darbeciler; ahlaksız, bencil, adi, kara emellerine ulaşmış olacaktı.

Ordumuz buysa!
Biz yanmışız!

Orduya bu kadar Fethullahçı kurmay subay sızdı, yükseldi, üst kademelere geldi, Genelkurmay Başkanı’nın, kuvvet komutanlarının, donanma komutanının en yakınına ve onları gafil avlayıp esir alabilecek konuma ulaştı.

Durum buysa!
Biz yanmışız!

Orduya Fethullahçı sızma kaç yıl önce başladı, kim korudu, kolladı,
yerleştirdi, yerleşmesine yataklık yaptı hepsi biliniyor.
Darbecilerin isimleri netleşti.Resimlerini de koymuşlar.

Albay, tuğgeneral, tümgeneral, korgeneral, orgeneral rütbelerine kadar ulaşmış; milletin uçağı ile millete ateş eden, başaramayınca Yunanistan’a kaçan darbecilerin hepsi AKP iktidarı döneminde bu makamlara geldiler.Yüksek Askeri Şura’da hepsinin terfi etmesinde Cumhurbaşkanı’nın imzası var.

Cemaatçi oldukları biliniyordu.
Dinlemediler.
Cemaatçileri korudular.

Sonunda; erleri “tatbikata gidiyoruz” diye emirle tanklara bindirip
darbe yapmaya götüren bir ordu durumuna düşürdüler.

Gerçek bütündür.
Fethullahçı darbenin başı olduğu iddia edilen Hava Kuvvetleri eski Komutanı’nı o göreve kimin atadığı, kumpas davaları (Balyoz-Ergenekon) ile ordudan emekli edilen amiral ve generallerin yerine Fethullahçı subayları kimin yerleştirdiği ve isimleri netleşen darbecilerin tamamının terfilerinin altında kimin imzasının olduğu biliniyor.

Bilineni atlamayalım.
Ordu bile bile bu duruma düşürüldü.
Bütünü görelim.

sozcu.com.tr
Necati Doğru
20.07.2016

Cesedin içi!

Çok doğru. Başarsaydı, bugünün egemenleri gazete ilanları ile “vatanı kurtaran kahraman” diye darbecileri övecekti. Başaramadı. Darbeci ceset oldu. Morga alındı. Bıçak atıldı, içine bakıldı.

İçi çürümüş.
Daha canlıyken çürümüş.
Ceset sırlarla dolu:
O, 4 saat!

TV’lerde canlı yayın darbe girişimi görüntülü yayına başladı, Marmaris’te tatilde Cumhurbaşkanı 4 saat içinde hep sustu. Günün her saatinde konuşan lider sanki yoktu. 4 saat sonra görüntü yansıtan telefon bağlantılarıyla halkı meydanlara inmeye çağırdı. Çağırdığında zaten Fethullahçı darbeci ceset haline gelmişti.

0, 4 saatte neler oldu?
Cumhurbaşkanı kimle görüştü?

Daha orduya yerleşmiş terfi alıp arkası sıvazlanırken çürümüş darbeci cesedinden çıkan sır: MİT, cuma günü saat 16.00’da “Cumhurbaşkanını öldürme planı istihbaratını” aldı. Genelkurmay’a bildirdi. Genelkurmay Başkanı da cuma günü 18.30’da darbeyi önlemek için gereken neyse hepsini yaptı.

Çok tuhaf.Genelkurmay’ı bilgilendiren MİT, Cumhurbaşkanı’na ise darbe olacağı istihbaratını vermedi. Niçin vermedi? Verseydi, çürümüş darbecinin 3 helikoptere bindirdiği 80 kişilik özel timin kendisini öldürmeye geldiğinden Cumhurbaşkanı’nın haberi olur, ölümden kurtuluşunu 15-20 dakikalık kısa zaman dilimine sığdırma riskine girmeden Marmaris’teki otelden İstanbul’a 1-2 saat önce hareket edebilirdi.

15 dakika geç kalsaydı.
Sonuç felaket olurdu.

Söylemesi bile komik.
Sağır sultanın duyduğu.
Herkesin bildiği sır!
Darbe cesedi içinden çıktı:
Yıl 2012 Askeri Şura:
20 albay general oldu.
5’i son darbeci içinde.
Yıl 2013 Askeri Şura:
24 subay terfi aldı.
13’ü darbe içinde.
Yıl 2014 Askeri Şura:
19 subay terfi aldı.
12’si darbeci oldu.
Yıl 2015 Askeri Şura:
24 subay terfi aldı.
17’si darbeci oldu.

Askeri şuralardan terfi alırken darbecilerin hemen hepsi, öldürmeye kalkıştıkları Cumhurbaşkanı’nın iktidarda bulunduğu dönemde albaylıktan tuğgeneralliğe, oradan tümgeneralliğe yükseltilenler oldu.Fethullah’ın gücüne bak!

Sadece Fethullah’ın gücü değil, aynı zamanda Cumhurbaşkanı’nın da “başarısız darbecilerin orduya yerleşmesinden siyasî fayda, politik fırsat, iktidar çıkarı ummuş” olması.Herkesin haberi var.Bugünün çürümüş darbecileri orduya yerleştirilip, yıldızları bizzat Cumhurbaşkanı’nın iktidarı sırasında takıldı.

Başyaverine bak!
Anla cesedin içini!

“İnlerine gireceğiz” derken başyaver bile Fethullahçı darbecilerden biri çıktı. Başyaver’ in darbe girişiminden 7 gün önce 8 Temmuz’da Polonya’da NATO toplantısına Cumhurbaşkanı’nın beraberinde götürdüğü gazetecilere; “Bu düzen böyle gitmez. Sizin paralel dedikleriniz darbe yapacak” dediği ortaya çıktı. Gazeteciler başyaver boş konuyor sandılar.

Darbeci cesedi morg raporunun son cümlesi şöyle: Darbeciler, üst aklın kafesinde korunan Fethullah Gülen’in tarlasından tohumlandılar ama büyüsünler diye gübrelerini ve sularını Tayyip Erdoğan’dan aldılar. TSK’nın en ileri teknolojide silahlarını, F-16 jetlerini, tanker uçaklarını, Sikorsky helikopterlerini, fırkateyn gemileri, tankları askeri birliklerden ve askeri depolardan, Genelkurmay’ın haberi bile olmadan çıkarıp darbe için kullanacak güce geldiler.

0, 4 saatte ne oldu?
4 saat sisler altında.
Morg raporuna yazılmadı.
Neden?

This entry was posted in FAŞİZM, Fetullah Gülen, NECATİ DOĞRU YAZILARI, TSK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *