FİTNE ÇETESİ-YIKIM EKİBİ..

Zahide UCAR
03.03.2016

FİTNE ÇETESİ-YIKIM EKİBİ..

MİT kurumunu, hem Emniyet teşkilatı, hem de Türk Ordusu ile çatıştırdılar. Halkın MİT ve Emniyet teşkilatına olan güvenini neredeyse sıfırladılar.

Bir atasözümüzde söylendiği gibi;
At ile arpayı birbirine taktılar.

Ülkede altını oymadıkları kurum kalmadı.
Çamur atmadıkları değer kalmadı.

Dinsiz dedikleri muhalefet partileri ve geçmişteki siyasi partilerin hiçbiri, din ve Diyanet’e zarar vermedi, veremedi ama;

Bu Vahhabi-selefi çetesi, Cumhuriyet’in bir kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı kurumuna olan saygı ve güveni en aşağı seviyelere çekti. Diyaneti siyasileştirdi. Camilerin içine kadar siyaset soktu. Halkı “kapatılsın” deme noktasına getirdi. Amaç da zaten budur!. Diyanet kapatılınca, Tarikat ve cemaat sayısı kadar din doğacak, din tamamen yabancı istihbarat elemanlarının kontrolüne geçecektir.

Abdüllatif Şener’in iddia ettiği gibi;

Müslüman’ı kiliseye sokma hedefine “İmam Hatip Liseleriyle göz boyayarak” ilerliyorlar.

İmam cübbesi altında Zünnar kuşananlar…

Ben-i Ahmer Devleti’ni tarikatlarla yıktılar. Osmanlı’ya tarikatlarla girdiler. Siyonist Yahudiler ne diyordu?”

“Türkiye’deki 72 tarikatı biz kurduk” diyordu değil mi?(Ramazan Kaan Kurdoğlu’nun ‘Yahudi Kürtlükten Nakşibendi – Halidi Şeyhliğine Barzaniler’ başlıklı yazısından)

AK Fitne çetesi; “kabala öğretisini İslami mistizmi diye millete pazarlayan şeyhleri” mamur etmek istiyor. Şeyhler ve cemaat liderleri vasıtasıyla ülkenin kontrolü “İsrail-İngiltere-Amerika’ya” altın tepsi içinde sunulacak. Anadolu kiliselerle donatıldı. Sadece Evangelistler Anadolu topraklarında 50 bin kilise açtı. Yeni dünya düzeninin yeni dini(!)… Yani, Anayasa kararlarını tanımayan yamyam kafanın, “dinlerarası diyalog eş başkanlığını kabul ettiği” yeni dünya dini…

Yargısı, istihbaratı, güvenlik güçleri çökertilmiş; güvenlik güçlerinin birbirine düşürüldüğü bir ülkede, sağlıklı bir İSTİHBARAT almanız mümkün değildir!!. İstihbarat ve güvenlik güçleri demek, bir ülkenin bağışıklık sistemi demektir. Tarih bilinci de halkın bağışıklık sistemidir. Tarihimize saldırarak, halkın bağışıklık sistemini çökerttiler. Güvenlik güçlerine saldırarak ülkenin bağışıklık sistemini çökerttiler. Bütün kurumları itibar kaybına uğratıp, kurumlar arası çalışma uyumuna darbe vurdular. Bağışıklık sistemi çökertilen halk ve devlet, her türlü saldırıya açık hale getirildi. Mikroplara ve her türlü saldırılara karşı, kendini koruma refleksi zayıfladı.

Kısacası, dış düşmanın bile başaramayacağı çöküşü, bu fitne-fesat çetesi başardı. O nedenle, kimse düşmanı dışarıda aramasın. Düşman apaçık ortada duruyor ve yazılmak istenen ihanet yasasıyla da; “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tabutuna son çiviyi çakmak için bekliyor.”

Bir Kızılderili atasözü vardır:

“Bir suda iki balık kavga ediyorsa, oradan beş dakika önce bir İngiliz geçmiş demektir.”

Ben de bu sözü ülkemize uyarlayarak diyorum ki;

“Türkiye’de at ile arpa, tavuk ile darı, bebek ile meme, arı ile bal kavga ediyorsa, bilin ki oradan bir AK Çete elemanı geçmiş demektir.”

Bu çetenin yarattığı güvenlik zaafından dolayı, şehirlerimiz patlatılıyor.Yaratılan güvenlik zaafından dolayı zarar gören her bir fert, güvenlik zaafı yaratan bu fitne çetesinin sorumlularına dava açmalıdır.

Zahide UÇAR

This entry was posted in FAŞİZM, Fetullah Gülen, İHANET VE YABANCI YANDAŞLAR, Zahide Uçar. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *