BÖLÜCÜ KÜRTÇÜLÜK -PKK – FEDERASYON – SEÇİM *** HDP’nin seçim oyunu ortaya çıktı


Salim Yavaşoğlu
09.01.2015
Yeniçağ

HDP’nin seçim oyunu ortaya çıktı
Bilerek baraj altında kalacaklar, bölge meclisleri kuracaklar, eyalet sisteminin önünü açacaklar!.. Nihai hedef federal sitem!

Yerel parlamento
“Büyük Kürdistan” planı için algı oluşturan HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, “Bütün yetki yerel yönetimde olacak. Vergiler yerelde kalmalı. Ayrıca yerel parlamento talep ediyoruz. Özerklik ‘öz yönetim’ kavramıdır” itirafında bulundu.

Başkent Diyarbakır
Eyalet sistemini dile getirenlerden biri de Güneydoğu Genç İşadamları Derneği Başkanı Akbal oldu. Akbal, “Ş. Urfa, Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt ‘Diyarbakır Vilayeti’ olarak tanımlanabilir, yönetim merkezi Diyarbakır olabilir” dedi.

Özerkliğe adım adım
AKP ve PKK’nın gizli projeleri olduğunu söyleyen Yurt Partisi lideri Sadettin Tantan, “HDP barajı geçemeyecek. Ardından aldığı yüksek orandaki oyu bahane edip, Diyarbakır’da Kürt Parlamentosu kurarak özerklik ilan edecek” ifadelerini kullandı.

“Eyalet” pazarlığı
HDP’nin, her isteğini AKP’ye kabul ettirdiğini söyleyen MHP’li Yusuf Halaçoğlu da, “Bunun içinde eyalet de var. Her iki parti arasında Anayasa’yı değiştirerek eyalet sistemi getirmek gibi bir anlaşma olduğu kesin” diye konuştu.

AKP de tezgâhın içinde

yazmistik.jpg

İktidar, PKK’nın talepleri arasında yer alan “federalizm”in altyapısını, “eyalet sistemi” oyunuyla hayata geçiriyor

Türkiye’yi parçaladılar
AKP iktidarının eyaletleşme taahhüdünün ilk harcı 2006’da AB’nin katkılarıyla kurulan Bölge İstinaf Mahkemeleri ile Diyarbakır’da atıldı. Avrupa’nın, Osmanlı’ya dayattığı federalizm, AKP tarafından “Kalkınma Ajansları” adı altında uygulamaya konuldu, Türkiye bölgelere bölündü.

Yargı ayağı da tamam
Dönemin Adalet Bakanı Ergin 2010’da, müsteşarı, genel müdürler ve daire başkanları ile ABD’ye gidip, eyalet sistemini inceledi. 2012’de 15 bölgede ağır ceza mahkemesi kurularak yargı ayağını tamamladı, Büyükşehir Yasası yürürlüğe girerek eyaletin aşamaları devreye sokuldu.

İhanette altyapı hazır sıra Anayasa’ya geldi

Türkiye’nin üniter haritasını Kürdistanlı sınırlarla değiştirmeyi amaçlayan ihanet sürecinin önemli koşulu “eyalet sistemi” için proje tamam. Sırada Anayasa var

AKP projesiyle yürürlüğe geçirilen bölgesinde daha güçsüz Türkiye ve büyük bölümü topraklarımızda olmak üzere Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de “Büyük Kürdistan” planı için “eyalet sisteminde” algı oluşturmaya geçildi. Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın 19 Kasım 2013’teki partisinin grup toplantısında örnekler verdiği, Yeniçağ’ın sık sık gündeme taşıdığı “Osmanlı eyalet sistemi” ne giden yolda son adımlar atılıyor.  HDP Eş Genel başkanı Selahattin Demirtaş da Posta gazetesinde Hakan Çelik’e verdiği röportajda, “Bir Türk kardeşim, Kürtleri kendisine ait bir dille, renkle, flamayla, bayrakla gördüğünde neden ürksün?” diyerek itiraf gibi açıklamada bulundu.

Anayasa değişecek
Kürtçe’nin de resmi dil olmasını isteyen Demirtaş, şöyle dedi: “İktidara gelirsek, parti olarak Anayasa’yı değiştirip, yerel yönetimlere yetki vereceğiz. Dışişleri Bakanlığı yetkileri, ulusal savunma, genel maliye hizmetleri, sınır güvenliği, genel yargı hizmetleri dışındaki bütün yetkileri yerellere vereceğiz. Vergilerin bir kısmının yerellerde kalmasını istiyoruz. Yereldeki halk kendi kültürel, inançsal ve mezhepsel taleplerini yerel yönetimden talep edebilir. Yerel parlemanto talep ediyoruz. Özerklik dediğimiz şey ’öz yönetim’kavramıdır.”

Türkiye 32 parça
İhanet sürecinde masaya yatırılan en önemli unsurdan biri olan  “eyalet sistemini” son dile getirenlerden biri de Güneydoğu Genç İşadamları Derneği (GÜNGİAD) Başkanı Hakan Akbal oldu. Akbal, Kalkınma Ajansları olarak kurulan TRC 2 ve TRC 3 bölgelerinin birleştirilerek “Diyarbakır Vilayeti” ne dönüştürülebileceğini belirtti.

Akbal, “Osmanlı’da 1500’lü yılların başında uygulanmaya başlayan eyalet sistemi ile imparatorluk ilk aşamada 6 eyalete, daha sonra 16 ve 32 eyalete ayrılarak bugün Batı’da uygulananlara ilham olan modern bir yerinden yönetim sistemi geliştirilmiştir. 1515 yılında Osmanlı’nın 5. Eyaleti olan Diyarbakır, kendisine bağlı 24 sancağı ile imparatorluğun en büyük eyaletlerden biriydi” dedi.

Önerilerinin 26 istatistiki bölgeden Şanlıurfa ve Diyarbakır’ın yer aldığı TRC 2 bölgesi ile Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt’in yer aldığı TRC3 bölgesinde özerklik gibi yerinden yönetim pilot uygulamasına geçilmesi olduğunu dile getiren Akbal, şöyle konuştu:  “Bizler TRC 2 ve TRC 3 bölgelerin yönetim merkezinin Diyarbakır olmasını, ulusal parlamento yanında yerel düzeyde de seçim esasına dayalı, temsile olanak veren meclislerin oluşmasının tartışılmasından yanayız. Bir düzenleme ile Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt illeri Osmanlı’da olduğu gibi Diyarbakır Vilayeti olarak tanımlanabilir, Diyarbakır Vilayetinin yönetim merkezi de Diyarbakır ili olabilir.”

HDP’nin seçim oyunu: Barajın altında kalmak

Yurt Partisi Lideri Tantan, ihanet süreci aktörleri AKP ve PKK’nın gizli projeleri olduğunu belirterek, “HDP, seçime parti olarak girip barajı geçemeyecek. Sonra da aldığı yüksek oranda oyları bahane ederek Diyarbakır’da Kürt Parlamentosu kurarak özerklik ilan edecek” dedi. YP Lideri Sadettin Tantan, AKP, HDP, BDP ve PKK’nın birbirlerini tamamlayan çalışma içinde bulunduklarını, HDP’nin, “Biz seçime bağımsız adaylarla değil parti olarak gireceğiz” söyleminin iktidarla varılan anlaşmanın gereği olduğunu belirtti.

Seçim barajının kalkmaması halinde parti olarak seçime giren HDP’nin Miclis’e giremeyeceğini kaydeden Tantan, şöyle konuştu: “Onların oy tabanları belli. Diyarbakır ve Güneydoğu’da birtakım yerlerde yüzde 70-80’lere varan oy aldıklarında ’Biz bu kadar oy aldık ama parlamentoya giremedik. Türkiye’de demokrasi yok. Buranın temsilcisi biziz’diye orada parlamentoyu kuracakları bir gerçek. Bu da Anayasa değişikliği bakımından AKP’nin elini rahatlatacak. ’Bak bunlar bu kadar oy aldı. Buraya federal bir yapı oluşturalım’diyerek kamuoyu nezdinde AKP için de fırsat oluşacak.

” Tantan, Türk halkınin “ulus devlet, üniter devlet” konusunda bir karar vermediğini, AKP’nin kurtuluşunun Türkiye’nin federal yapıya geçmesine bağlı olduğunu söyledi. Tantan, “AKP zihniyeti, ülkenin ve milletin menfaatlerinin Batı emperyalizme teslim edilmesi ile ilgili yargılama sürecinden kaçmak istiyor. Bundan da ancak Türkiye’nin hukuk zemininde bir federal yapıya kavuşması ile gerçekleşeceğini zannediyor. AKP’nin işlediği o kadar anayasal suç var ki. İşte Oslo görüşmesi bir anayasal suç. Ege’de Türkiye Cumhuriyeti’ne ait irili ufaklı adaların Yunanistan tarafından işgal edilmesini görmemesi bir anayasal suç. Vatana ihanet suçları bunlar. Zaten besleme aktörler de televizyon ve gazetelerde gece gündüz bu konuyu işlemeye işlemeye devam ediyorlar” dedi.

Güneydoğu Genç İşadamları Derneği (GÜNGİAD) Başkanı Hakan Akbal’ın,  Osmanlı modeli eyalet sisteminin Diyarbakır’da uygulanabileceği iddiasına değinen Tantan, şöyle dedi: “Bugünkü Türkiye, ’ulus devlet’ esası üzerine kurulmuştur. Osmanlı bir imparatorluk kuruluşu, valilerle yönetiliyor. Yani öyle yerel parlamentolar da yok o zaman. Parlamenter sistem de yok. Bugünkü Türkiye Cumhuriyite bir ulus devlet olarak, parlamenter bir sistem. halkın kendi kendini yönetmi sistemi var.”

AKP ile sinsi planları var

Anayasa Mahkemesi’nin yüzde 10’luk seçim barajının iptali istemi ile yapılan başvuruyu reddetmesi eyalet ve özerklik tartışmalarını alevlendirdi. HDP’nin yüzde 10’luk barajı aşamayacağına dikkat çeken MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, eyalet ve özerklik tezgahında baş aktörlüğe AKP’nin soyunduğunu söyledi.

HDP’nin  Meclis dışında kalması durumunda AKP’nin düşük bir olasılık olsa da Anayasa’yı tek başına değiştirecek bir sayıyla Meclis’e girmesinin mümkün olabileceğini ifade eden Halaçoğlu, “HDP her isteğini AKP’ye kabul ettiriyor. Bunun içinde eyalet uygulaması da var. Masadaki mutabakatın maddelerinin hayata geçmesi için AKP’nin iktidar olması gerekiyor.

Baraj düştüğünde HDP’e 40’a yakın milletvekili çıkarır. Ancak şimdi bu milletvekilleri AKP’de kalacak. AKP ile HDP arasında Anayasa’yı değiştirerek eyalet sistemi getirmek gibi bir amaç var” dedi. MHP’li Yusuf Halaçoğlu, AKP ile HDP arasında gizli anlaşma olduğuna en başından  bu yana inandıklarını söyledi. AKP’nin genel seçimlerde tek başına iktidar olma olasılığının giderek düştüğünü kaydeden Halaçoğlu, HDP’nin meclis dışında kalarak dolaylı destek vermeyi planladığını belirtti. AKP’nin yolsuzluklar başta olmak üzere her türlü yanlışını gizlemek için iktidarda kalmak için her yolu denediğini anlatan Halaçoğlu, HDP’nin de amaçlarını ancak bu yolla  gerçekleştirebileceğine dikkat çekti. Eyalet sistemi, özerklik ve bebek katili Abdullah Öcalan’ın tahliyesinin de  AKP iktidarında sağlanabileceğini belirten Halaçoğlu, “Bunun için AKP’in iktidar olması gerekiyor” diye konuştu.

Erdoğan’dan İlk Meclis örneği

Tayyip Erdoğan, 29 Mart 2013’te yaptığı konuşmada, eyalet sistemini ısıtmaya başlamıştı. Erdoğan CNN’de yaptığı açıklamada, “Eyaletlerde endişe içerisine girmeye gerek yok. Güçlü bir Türkiye asla eyalet sisteminden korkmamalıdır. Üniter yapı bununla alakalı bir şey değil. Siz eyalet sisteminde de üniter yapıyı muhafaza edebilirsiniz” demişti. 19 Kasım 2013’te ise şöyle konuşmuştu: “MHP ve CHP’li vekiller gitsinler, ilk meclis zabıtlarını okusunlar. Kürdistan kelimesini o zabıtlarda görecekler. Osmanlı’da Kürdistan’ın eyalet olduğunu görecekler, Lazistan’ı orada görecekler. Anasır-ı İslam kavramını o zabıtlarda görecekler. Mustafa Kemal de mi bölücü müydü? O mebuslar da mı bölücüydü?”

Federalizmin taşları böyle döşendi

Terör örgütü PKK’nın talepleri arasında yer alan fedaralizmin altyapısını AKP iktidarı, eyalet sistemi oyunuyla adım adım gerçekleştiriyor. HDP, seçimi barajını geçmek yerine, bölgesinin Meclis’te temsil edilmediğini öne sürerek bölgesel parlamento planlıyor. Terör örgütü PKK’nın AKP iktidarı ile Türkiye’den bir “Kürdistan” peydahlamayı amaçlayan sinsi projenin temelleri şöyle atıldı:  12 Haziran 2006: AKP’nin ABD’ye verdiği eyaletleşme taahhüdünün ilk harcı Diyarbakır’da atıldı ve finansmanını AB’nin sağladığı Bölge İstinaf Mahkemesi’nin yapımına başlandı. 23 Kasım 2006: Avrupa Birliği’nin dayattığı federalizm, Kalkınma Ajanslarıyla devreye girdi. Avrupa’nın, Osmanlı’ya dayattığı federalizm, AKP tarafından “Kalkınma Ajansları” adı altında uygulamaya konuldu, Türkiye, bölgelere bölündü. 31 Mart 2007: Hükümet kurulurken ABD’ye vermiş olduğu memorandumdaki eyaletleşme sözünün önemli bir aşaması gerçekleştirildi. Memorandumda Erdoğan’a küreselleşmenin şehir devletleri demek olduğu kendisinin de bu yönde hareket etmesi halinde destekleneceği belirtiliyordu.

ABD gezisi
7 Eylül 2007: AKP, Amerika’nın dayatması, Avrupa’nın parasıyla bölge istinaf mahkemeleri için “9 eyalet” merkezini seçti. İstanbul, Ankara, İzmir, Kayseri, Konya, Samsun, Adana, Erzurum ve Diyarbakır’da kurulması planlanan istinaf mahkemeleri ABD’yi örnek alan merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın hayalini kurduğu, ancak gerçekleştirmeye fırsat bulamadağı “9 eyalet” merkeziyle birebir örtüşüyordu. 10 Aralık 2010: Adalet Bakanı Sadullah Ergin, müsteşar, genel müdürler ve daire başkanları ile birlikte ABD’ye gitti. ABD’li bir bakanlık yetkilisi, Türk yetkililerin Amerikan eyalet ve federal sistemini incelediklerini ima etti. Ocak 2011: İçişleri Bakanlığı Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı bünyesinde, Amerikan yönetim sistemini yerinde görmek ve uygulamaları incelemek amacıyla Türkiye’den 35 kaymakam ve vali yardımcısı Amerika’ya gitti.

Barcelona örneği
Şubat 2012: Diyarbakır ve Şanlıurfa’yı kapsayan Karacadağ Kalkınma Ajansı yetkilileri, İspanya’nın özerk bölgesi Katalonya’nın başkenti Barcelona’da incelemelerde bulundu. Ajansın başkanlığını dönüşümlü yürüten Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak ve Şanlıurfa Valisi Celalettin Güvenç de heyette yer aldı. Ziyaret internette “Ajans Yönetimi Barcelona örneğini yerinde inceliyor” başlığıyla duyuruldu.

11 Temmuz 2012:  Eyalet merkezi olarak da adlandırılan 15 bölge kuruldu, bu bölgelerin 11’inde 13 Bölgesel Ağır ceza Mahkemesi kurarak yargı ayağını da tamamladı.

6 Aralık 2012: Büyükşehir Yasası Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Böylece eyaletleşmenin bir aşaması daha devreye sokuldu.

AKP iktidarı, Tayyip Erdoğan’ın ağzından kamuoyunu geçen yıl Osmanlıca ve Osmanlıcılık tartışmalarına soktu. Latince alfabeya karşı başlatılan hamle büyük tepki gördü.

Evren’in isteği Türkiye’yi 8 eyalete bölmek

12 Eylül darbesinin mimarı Kenan Evren,  1 Mart 2007’de Hürriyet gazetesine verdiği demeçte eyalet sistemine geçilmesi gerektiğini savundu. Türkiye’nin 8 eyalete bölünebileceğini ifade eden Evren, cumhurbaşkanı iken ziyaret ettiği Bavyera’da 3 bayrak gördüğünü anlatıp, “Türkiye de mutlaka eyalet sistemine geçecek” demişti. Evren, “Bavyera’da üç bayrak çekmişler. Biri Türk, öteki Alman bayrağıydı. Bu üçüncüsü ne bayrağı diye sordum. ’Burası Bavyera eyaleti, onun bayrağı’dediler. Birçok ülkede bu var. Bizde niye olmasın” demişti.

Evren, Sabah’a yaptığı açıklamada ise bu 8 eyaleti, “Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Erzurum, Diyarbakır, Eskişehir, Trabzon” olarak dile getirmişti. Evren, tepkiler üzerine, “Eyalet sistemi değil bölge valiliği” sistemini önerdiğini söylemişti. Evren, bu uygulamanın zamanla eyalet sistemine dönüşmesine taraftar olduğunu belirtmişti.

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/hdpnin-secim-oyunu-ortaya-cikti-108113h.htm

 

This entry was posted in Bölücü KÜRTÇÜLÜK, İHANET VE YABANCI YANDAŞLAR, ORTADOĞU ÜLKELERİ, PKK TERÖRÜ, Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *