17 – 25 ARALIK HIRSIZLAR HAFTASI OLSUN *** Yüzyılın “örtbası” infial yarattı… Rüşvet paralarına iade * Kaldıkları yerden devam edecekler

“Şüpheli vatandaş Rıza olunca ‘mahkeme değerlendirsin’, şüpheli önüne yatılabilecek kadar hatırlı Rıza olunca ya da milletin a.. koyacak kadar pervasız bir iş adamı olunca ‘mahkemeye gerek yok’ öyle mi? Bakalım bu kadar açık bir çifte standart uygulamayı da savunan çıkacak mı?” * Hakim Ahmet Türkeri

***

“Kimse kimseyi aptal zannetmesin. Neler olduğunun herkes farkında. Vicdanı ölmüş hukukçuların vicdanları kanatan hukuksuz kararları ile maalesef adalet katlediliyor. Vicdanını öldürmüş bazı yargı mensuplarının elindeki adaletin kılıcı adalet dağıtmıyor. 17 Aralık operasyonuna takipsizlik vererek tarihteki en önemli yolsuzluk faaliyetini yapanları yargının elinden kurtaran savcılar, bu yolsuzlukları ortaya çıkaran yüreği vatan sevgisiyle dolu olan yiğit polisleri hiçbir delil olmadan cezaevine koyuyor. Adalet mülkün temeliyse, bizzat vicdanını cebinde taşıyan hukukçular eliyle mülkün temeline dinamit konuluyor.” Eski organize suçlar polis müdürü Nazmi Ardıç

GAZETECİLERonline
Tarih: 18 Ekim 2014

Yüzyılın “örtbası” infial yarattı… Rüşvet paralarına iade

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a kadar uzanan dünyanın bilinen en büyük yosuzluklarının kapatılmasıyla birlikte rüşvet iddialarının kanıtı olarak gösterilen paraların da sahiplerine iadesine karar verildiği ortaya çıktı. Rüşvetin simgesi haline gelen ayakkabı kutularındaki paralar ise İstanbul Valiliği’ne verilirken, yüzyılın en büyük skandalı olan kapatma kararı adeta infiale neden oldu. CHP olayı “Adaletin Kara Günü” olarak ilan etti ve ülke genelinde protesto edecek.

Hakkındaki büyük suçlamaların kapatılması karşılığında 17 Aralık Soruşturması’nın savcılığını üstlendiği iddiası daha önce basına yansıyan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ekrem Aydıner’in dün yüzyılın skandalına imza atarak soruşturmayı kapatmasının ardından, akladığı 53 şüphelinin el konulan eşyaları ile paralarını da iade etti. Bu kapsamda, yolsuzluğun baş zanlılarından Muammer Güler’in oğlu Barış Güler’in evinde çıkan çok sayıda kasa ile yüzbinlerce dolarlık para da iade edildi.

17 Aralık Operasyonu’nun ve rüşvetin simgesi haline gelen ayakkabı kutularındaki 4.5 milyon dolar ise “yardım toplama” iddiası kapsamında soruşturması için İstanbul Valiliği’ne gönderildi. Valiliğin paraların yardım kapsamında mı toplandığına yönelik yapacağı soruşturma sonunda paraların ne olacağına karar verilecek.

87 milyar Euro kara para aklandığı iddia edilen büyük rüşvet ve yolsuzlukların sağlam kanıtlara karşın bir kalemde yok sayılmasının ardından, dönemin Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evinde çıkan söz konusu paraların da valilik tarafından yapılacak soruşturma sonunda bir güzelce aklanarak iade edilmesine kesin gözüyle bakılıyor.

“HIRSIZLIK HAFTASI OLSUN, AKP’DE KUTLASIN”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, savcılığın takipsizlik kararıyla büyük yolsuzlukları kapatılmasına Twitter’daki hesabından, paylaştığı iletiyle çok sert tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, “Tüm olanlardan sonra 17-25 Aralık haftası “Hırsızlar Haftası” olsun ve hırsızlar tarafından AKP Genel Merkezi’nde kutlansın” dedi.

CHP: ADALETİN KARA GÜNÜ

CHP, yolsuzlukların kapatılmasını “Adaletin Kara Günü” olarak ilan etti ve protesto etme kararı aldı. CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin ve Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl imzalı yayınlanan ve il başkanlıklarına da gönderilen genelgeyle, 81 ilin adliye binalarının önüne pazartesi günü siyah çelenk bırakılarak, kapatmanın protesto edilmesi istendi.

Genelgede şöyle:

“Bilindiği üzere, son 100 yılın en büyük yolsuzluk operasyonu; kirli bir adaletle kapatılmak istenmektedir. Bu bağlamda 15 ve 25 Aralık soruşturmalarının üzerinin kapatılmasını protesto etmek için tüm il başkanlıkları 20.10.2014 Pazartesi günü saat 11.00’de bulundukları illerin adliye saraylarına, üzerine ‘Adaletin Kara Günü’ yazılı siyah çelenk bırakacaklardır.”

“BUNA SESSİZ KALMAYACAĞIZ

Genelgeye ilişkin bir açıklama yapan CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, yolsuzluklar kapatılarak sadece yolsuzlukların değil, demokrasinin de katledildiğini vurgularak, “Yolsuzluk, hırsızlık ve rüşvet kanıksatılmaya çalışılıyor. Yargının üzerinde baskı kuran iktidar, somut deliller ortada olmasına rağmen, hiçbir şey yokmuş gibi, dava dosyasını sıfırlatıyor. Buna sessiz kalmayacak, yolsuzlukla özdeşleşmiş olan AKP iktidarının kendisini temize çıkarmasına izin vermeyeceğiz” dedi.

“ADALETİN SAATİNİN DURDUĞU ANLAR

Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl ise 17 Aralık dosyasının savcı marifetiyle kapatılmış olmasının, Türkiye’de adaletin sonlandığının ve sıfırlandığının en somut göstergesi olduğunu vurgulayarak, “17-25 Aralık tarihleri Türkiye’de adaletin saatinin durduğu anlar olarak tarihe geçmişlerdir” dedi.

ÇOCUKLARINA KARANLIK BİR MİRAS BIRAKTILAR

Kapatıan dosyada adı geçenlerin adaletin önünde aklanması gerekirken, ömür boyu bu büyük şaibenin ağırlığını yaşayacaklarını vurgulayarak, “Bu da bir bakıma onlar için büyük ceza ve çocuklarına bırakacakları karanlık bir manevi miras olacaktır” diyen Bingöl, şöyle konuştu:

“İktidar yargıyı baskı altına alarak belki bu soruşturmaları ‘takipsizlik kararı’ ile kapatmış olabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, 17-25 Aralık tarihleri CHP tarafından her zeminde dile getirilecek, unutturulmayacak ve takip edilecektir. Bu büyük yolsuzluk dosyaları bugün için belki yandaş savcılıklar marifetiyle kapatılmış olabilir, ama bu dosyalar kamuoyu vicdanında çoktan ömür boyu mahkumiyete çarptırılmışlardır. Belki bu kişilerin ailelerine bıraktıkları maddi büyük bir servet olabilir, ancak aynı zamanda bıraktıkları karanlık manevi miras mahkumiyetlerini ağırlaştırmış olacaktır.”

“TARİHE BİR UTANÇ BELGESİ OLARAK GEÇTİ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu, soruşturma kapsamında elde edilen onlarca bilgi, belge, bulgu ve delilin üstünün AKP hükümetinin baskıları sonucu yargıya kapattırılmış olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

“Böylece Türkiye’de yolsuzluğu ve rüşveti soruşturacak bir yargının kalmadığı da ortaya çıkmıştır. AKP hükümeti, üyelerinin bulaştığı bu pisliği yargıya, üstelik hukuktan, ahlaktan yoksun bir yöntemle temizletmiştir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın takipsizlik kararı tarihe bir utanç belgesi olarak geçerken, rüşvet ve yolsuzluk meşru hale gelmiştir. Artık AKP hükümetinden rüşvet ve yolsuzluğu yasal hale getirecek bir düzenlemeyi bir an önce Meclis’e getirmesini bekliyoruz.”

“YARGI AKP’NİN MAŞASI OLMUŞTUR

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın söz konusu kararının HSYK seçimlerinden hemen sonraya denk gelmesinin raslantı olmadığını söyleyen Tanrıkulu şöyle devam etti:

“AKP hükümeti, HSYK seçimleri öncesinde yargıçlara yaptığı baskıyla kendi yandaşlarının seçilmesini sağlamayı, böylece 17 Aralık soruşturmasını engellemeyi hedeflemiş ve bu hedefinde de başarılı olmuştur. Bu saatten sonra yargıdan adalet beklemek mümkün değildir. Çünkü yargı fiilen AKP hükümetinin maşası haline gelmiştir. Eğer bir ülkede yolsuzluğa ve rüşvete bulaşmış kişiler toplum içine çıkabiliyorsa, o ülkede ne yargı kalmıştır ne de siyasi ahlak! AKP iktidarının Türkiye’deki en büyük icraatı da rüşvet vereni, rüşvet alanı aklayacak bir yargıyı tesis etmiş olmasıdır. Ancak gerek AKP hükümeti gerekse onun maşası görevine soyunan yargıçlar bilmelidir ki, hiçbir pislik ilelebet ak kalamaz! Suçlular er veya geç suçlarının hesabını verecekler.”

“KİRLİ İTTİFAKIN EN ÇARPICI ÖRNEĞİ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ise şu tepkiyi gösterdi:

“17 Aralık soruşturması hakkında verilen takipsizlik kararı, yargı-siyaset kirli ittifakının en çarpıcı örneğidir. 17 ve 25 Aralık soruşturmalarının hemen ardından yapılan HSYK, CMK v.b. yasa değişiklikleri ve operasyonlar ile bu sonuç hazırlanmıştır. Hangi namuslu vicdan, tapelerdeki rüşvet pazarlıklarını, teknik takiplerde görüntülenen rüşvet parası dolu bavul resimlerini, yatak odalarındaki para kasaları ve para sayma makinelerini, ayakkabı kutusundan çıkan dolarların masumiyetini izah edebilecek merak ediyorum.”

“BOYUNLARINDA UTANÇ TASMASI OLACAK

AKP’nin “Yeni Türkiye”sinde hırsızlığın meşru, hırsızlığı soruşturmanın ise gayrimeşru olduğunu tescil ettiğini belirten Tezcan, “Karar, kararı verenlerin boynuna asılmış bir utanç tasması olarak kalacaktır. Hukuku çiğneyerek, iktidar talimatı altında yargı yetkisini keyfi olarak kötüye kullanan ve bu suretle suçu örtbas edip, suçluyu kayıranlar çok yakın zamanda kendi kirli ilişkilerinin ve duruşlarının hesabını mutlaka vereceklerdir” dedi.

MHP: AKP’Yİ HÜCRELERİNE KADAR ELE GEÇİRDİLER

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise partisince Antalya’da düzenlenen belediye başkanları toplantısında yaptığı konuşmada, takipsizlik kararına “Rüşvet ve yolsuzluk çeteleri, kara paracılar, altın kaçakçıları, kutucular, kasacılar, arazi yağmacıları, hazine hortumcuları AKP’yi hücrelerine kadar ele geçirmiştir” dedi.

( Ara not ;Bahçeli AKP’ye hem payanda olur hem de böylesi konuşur.Bahçeli’nin AKP’yi eleştiren tüm konuşmaları sadece ve sadece kayıkçı kavgasıdır.MHP , AKP’nin arka bahçesidir Naci Kaptan )

Villada para eritemeyen soyguncuların AKP’nin belgeli ve ispatlı hırsızları olarak tarihe geçtiğini belirten Bahçeli, Türkiye’nin seçeneksiz olmadığını, AKP’ye mahkum kalmayacağını bildiklerini vurgulayarak, şunları söyledi:

“Tehditle ayakta duran, zulümle varlığını sürdüren, millet ve vatan düşmanlarıyla uygun adım yürüyen AKP’nin sonu görünmüştür. 12 yıllık rüşvet ve yolsuzluk kervanı yakında adaletin huzuruna çıkacaktır. 12 yıllık vurgun, talan ve yalan dönemi yakında millet vicdanı tarafından kenara ve hesaba çekilecektir. 12 yıllık ihanet serüveni, zillet ve acziyet servisi sona erecektir.”

“VİCDANI ÖLMÜŞ HUKUKÇULAR KATLEDİYOR”

T24′den Arzu Yıldız’ın haberine göre, 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasının TOKİ ile ilgili bölümünü hazırlayan ve açığa alınan eski Organize Şube Müdürü Nazmi Ardıç ise takipsizlik kararına şu tepkiyi gösterdi:

“Kimse kimseyi aptal zannetmesin. Neler olduğunun herkes farkında. Vicdanı ölmüş hukukçuların vicdanları kanatan hukuksuz kararları ile maalesef adalet katlediliyor. Vicdanını öldürmüş bazı yargı mensuplarının elindeki adaletin kılıcı adalet dağıtmıyor. 17 Aralık operasyonuna takipsizlik vererek tarihteki en önemli yolsuzluk faaliyetini yapanları yargının elinden kurtaran savcılar, bu yolsuzlukları ortaya çıkaran yüreği vatan sevgisiyle dolu olan yiğit polisleri hiçbir delil olmadan cezaevine koyuyor. Adalet mülkün temeliyse, bizzat vicdanını cebinde taşıyan hukukçular eliyle mülkün temeline dinamit konuluyor.”

YARGIDAN DA BÜYÜK TEPKİ

Yargı mensuplarının resmi sitesi adalet.org sitesinden de takipsizlik kararına tepki yağdı. Hakim Kemal Çavdar, dosyanın şüphelilerinden Rıza Zarrab’ın bakanlara saat hediye etmesi ve bavulla para verdiği fotoğrafları hatırlatarak, kararı, “Demek ki Reza bir bakana gerçekten boş bavul hediye etmiş. Demek ki Reza bir bakana saati ödünç olarak vermiş. Demek ki Reza iyi çocukmuş” diye eleştirdi.

Savcı Evren Özmen, karara hukuki değerlendirme getirmenin mümkün olmadığını belirterek “Allahım verdikçe veriyor. Meslektaşlarımdan ricam, kesinlikle hukuki degerlendirme yapmayın. Yorumlayınca ister istemez dozu kaçırıp suç işleyebilirsiniz” dedi.

Savcı Şeref Kaya, takipsizlik kararı verilmesinin nedeninin delil yetersizliği olduğunu savunurak “Dosyada delil kaldıysa dava açılmalıdır… Ama delil kaldığını zannetmiyorum” diye yazdı.

Hakim Ahmet Türkeri ise “Bir şikayetcinin iddiasının destekler tek tanık ifadesiyle kamu davası açmayan bir Cumhuriyet savcısı var mıdır bu ülkede?” diyerek şu çarpıcı açıklamada bulundu:

“Şüpheli vatandaş Rıza olunca ‘mahkeme değerlendirsin’, şüpheli önüne yatılabilecek kadar hatırlı Rıza olunca ya da milletin a.. koyacak kadar pervasız bir iş adamı olunca ‘mahkemeye gerek yok’ öyle mi? Bakalım bu kadar açık bir çifte standart uygulamayı da savunan çıkacak mı?”

TWİTTER’DA İSYAN

Muharrem İnce: AKP’nin yargı düzeninde yolsuzluk ve rüşvet aklanır, AKP’ye muhalif olanlar, sert tweet atanlar haklanır!

Aykut Erdoğdu: AKP savcılarının 17 Aralık kararı yok hükmündedir… Bu kararlara itiraz edeceğiz… Ayrıca her alanda bu kararı protesto edeceğiz…

Müslim Sarı: 17 Aralık soruşturmasında takipsizlik kararı. Yani bu şu demek. Çalın çırpın yeni Türkiye hırsızların Türkiyesi olacak.

Tufan Türenç: Önce 25 Aralık’ın üstü örtüldü, şimdi de 17 Aralık kapandı. Türk adaleti bu duruma düşürülür mü? Bunun da bir gün hesabı sorulmaz mı?

Can Ataklı: 17 aralık takipsizlikle!! sonuclandiysa görevden alınan bakanların ne günahı vardı? Onlara da itibarları iade edilsin o zaman.!!!!!

Tuncay Özkan: ‘Yeni Türkiye’den yeni adalet manzaraları: 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını kapattılar!

Ahmet Şık: Yargı’nın güç değil güçlünün yargısı olduğunun son delili: 17 Aralık yolsuzluk soruşturması hakkında takipsizlik kararı verilmiş.

Mehmet Altan: Makul şüpheli diye gazeteci gözaltına al; delil yok suç yok, örgüt yok diye 17 Aralık soruşturması hakkında takipsizlik kararı ver…Sevsinler

Atilla Taş: 17 Aralık soruşturmasına takipsizlik kararı verilmiş,Reza hayırseverliğe rahatça devam edebilir. Hiç bir hayır karşılıksız kalmaz bu ülkede.

Emre Erciş: Ulan siz kapasanızda ben kapamayacağım.HIRSIZLIĞA ait o dosyaları yeniden açacağım. Takipsizlik verilen 17 Aralık için HDP ve vekillerinin bir açıklaması var mı? Anlaşma koşullarından birisi de YOLSUZLUĞU görmezden gelin mi?

Doğu Perinçek: 17 Aralık dosyasını kapatanlar eski HSYK’nın atadıkları yargıçlar. Yeni HSYK daha göreve başlamadı.

Vural Ergül: 17 Aralık soruşturmasında 53 kişiye takipsizlik kararı veren “SAVCI” kim?Tanıyalım,tanışalım,adalete katkısı için kendisine teşekkür edelim!

Efkan Bolaç: Sıfırlama operasyonları sürüyor. 25 Aralık’tan sonra 17 Aralık’ta sıfırlandı. Durmak yok yolsuzluğa devam….

Fatih Akalan: 17 Aralık’ta “delil yok” ve “usülsüz”se 4 bakanla ilgili niye fezleke hazırlandı? Eğer deliller meşruysa 53 kişiye niye takipsizlik verildi?

Sezin Öney: Sıfırlama uzmanları, tabii yolsuzluk soruşturmasını da itinayla sıfırlar. Ama bazı hafızaların sıfırlanamamak gibi bir özelliği var.

Celil ‏@csagir2010: Herşeyi sıfırladınız da 17 Aralık’tan 8 ay önce Erdoğan’ın önüne giden bu MİT raporu ne olacak. 🙂 Adaletmiş..Peh! 17 Aralık’a takipsizlik verildiğine göre şimdi Meclis’teki komisyon neyi inceliyor 🙂 Ülkeyi ortaoyununa çevirdiniz!

Veli Saçılık: “Tek suçumuz yakalanmış olmak” demişti Ulucanlar cezaevinde bir hırsız. 17 Aralık kapatıldı ya yakalanmak da suç değil artık.

Ali Haydar Yücesoy: 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasında, kanıtlar yasal bulunmadığından, silme kovuşmazlık kararı verilmiş… Hoşgeldin yeni HSYK…

fuatavni ‏@fuatavnifuat: ‘Her türlü yolsuzluğun üzerine gideceğiz’ diyen Davutoğlu’nun yolsuzluk dosyalarının üzerine gitme stratejisi de belli oldu.

CK ‏@cngzkync: Hakkında ciddi yolsuzluk iddiası olup da yargılanıp aklanamamak ne kötü bir durum, ömür boyu yedi ceddinin boynunda asılı kalacak iddialar.

http://www.gazetecileronline.com/newsdetails/15312-/GazetecilerOnline/yuzyilin-ortbasi-infial-yaratti-rusvet-paralari-da

Kaldıkları yerden devam edecekler

19 Ekim 2014 Pazar
TARAF

Reza Zarrab ve bakan çocuklarının aralarında olduğu 17 Aralık aktörleri, ‘haksız tutuklama’ gerekçesiyle tazminat almaya da hak kazandı

Reza Zarrab ve eski bakan çocuklarının da dahil olduğu onlarca kişi, devletten “haksız tutuklama” tazminatı almaya hak kazandı. Mahkemenin belirleyeceği bu tazminatlar, maliye hazinesinden, başka ifadeyle vatandaşın cebinden çıkacak.

AKP iktidarına uzanan büyük yolsuzluk ve rüşvet dosyalarında 25 Aralık soruşturması kapatılmıştı. Bu karar, yeni adli yılın başladığı ilk gün 6 Eylül’de verilmişti. Ardından önceki gün 17 Aralık soruşturmasıyla ilgili sıfırlama kararı geldi. İstanbul Başsavcılığı, bu kez işadamı Reza Zarrab, eski Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan ile eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler ve eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Kaan Çağlayan’ın da aralarında bulunduğu 53 kişi hakkında takipsizlik kararı verdi.

MALLARIN İADESİ

Karar, “Usulüne uygun delil toplanmadığı, suçun unsurlarının oluşmadığı ve herhangi bir örgüte rastlanmadığı” gerekçesine dayandırıldı. Başsavcılık takipsizlik kararında, eski Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evindeki ayakkabı kutusundan çıkan paraların dışında, soruşturmada el konan, para dahil tüm malların sahiplerine iadesine karar verdi.

ÜSTÜNE PARA ALACAKLAR

Savcılığın 17 Aralık’ı aklama kararının çarpıcı bir başka sonucu da oldu: Reza Zarrab ve eski bakan çocukları dahil onlarca dokunulmaz kişi, üstüne devletten alacaklı hâle geldi. Bunun nedeni ise haksız gözaltı ve tutuklama nedenleriyle uğranılan maddi ve manevi zararların devlet tarafından karşılanmasını düzenleyen Anayasa ve kanunlar. Gerek anayasanın 19. Maddesi, gerekse CMK’nun 141. Maddesi gözaltına alınıp tutuklandıktan sonra yargılanıp beraat eden, ya da 17 aralık’taki gibi olduğu gibi haklarında dava açılmayıp savcılıkça takipsizlik kararı verilen kişilere tazminat ödemesini emrediyor. Buna göre, 17 aralık dosyası kapsamında gözaltına alınıp tutuklanarak cezaevine konulan ve 56 gün sonra tahliye edilen Süleyman Aslan ile 70 gün sonra tahliye edilen Reza Sarraf, Barış Güler ve Kaan Çağlayan dahil önceki gün takipsizlik alan 53 kişi ile 25 Aralık dosyalarında takipsizlik alan onlarca kişi, ‘haksız tutuklama tazminatı’ verilmesini için dava açabilecek.

BİZ ÖDEYECEĞİZ

Ağır ceza mahkemelerinde açılacak bu davalarda veya Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yapılacak bireysel başvurularda bu kişilere ciddi miktarda maddi ve manevi tazminatlar ödenmesine karar verilmesi hiç sürpriz olmayacak. Önemlisi, mahkemelerin belirleyeceği haksız tutuklama tazminatları maliye hazinesinden, başka ifadeyle vatandaşların cebinden çıkacak.

YÜCE DİVAN YOLU KAPANIYOR

Savcılığın takipsizlik kararı asıl büyük sonuçları ise siyaset alanında gösterecek. Takipsizlik kararı, ortaya çıkan ciddi kanıtlar üzerine istifa etmek zorunda kalan AKP’li dört bakanın Yüce Divan’a gönderilme olasılığını da neredeyse sıfırlayacak. Meclis’te kurulan ancak görevi yaptırılmayan Soruşturma Komisyonu, savcılığın takipsizlik kararını esas alarak AKP’li bakanların Yüce Divan’a sevk edilmemeleri yönünde rapor yazabilecek ve meclis genel kurulundaki AKP çoğunluğu da bu tartışmalı gerekçeyle daha rahat biçimde bakanlarını aklayabilecek.

EN AĞIR FATURA SAVCI VE HÂKİMLERE

Savcılığın takipsizlik kararından sonra, en ağır fatura, 17-25 Aralık soruşturmalarında imzası bulunan Savcı ve hâkimlere kesilebilecek. Bu isimlerin meslekten ihracı için de en önemli kanıt olarak savcılığın takipsizlik kararı kullanılabilecek. Nitekim, HSYK müfettişleri, 17 aralık savcısı Muammer Aktaş hakkındaki soruşturmasını birkaç gün önce tamamlamış ve suçlu (!) bulduğu Aktaş’ın meslekten ihraç edilmesini istemişti. Yeni HSYK’nun da bu rapora destek vermesi halinde Aktaş dahil meslekten ihraç edilecek birçok hakim-savcının ardından tutuklanmasının da gündeme gelebileceği yargı-siyaset kulislerinde şimdiden konuşulmaya başlandı.

ADNAN KESKİN/ANKARA
TARAF

This entry was posted in HUKUK-YARGI-ADALET, Politika ve Gundem, SİYASİ TARİH, YOLSUZLUKLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *