EN BÜYÜK SUÇ HALKA KARŞI İŞLENDİ *** Erdoğan bu suçlarla yargılanacak: İşte 11 maddede Erdoğan’ın suçları

Sol Haber
Haber Merkezi
Perşembe, 21 Mayıs 2015

EN BÜYÜK SUÇ HALKA KARŞI İŞLENDİ

Erdoğan bu suçlarla yargılanacak: İşte 11 maddede Erdoğan’ın suçları

AKP’nin 13 yıllık iktidarı halka karşı işlenen suçlarla dolu. Erdoğan’ın başında bulunduğu suç şebekesinin halka karşı işlediği suçlar saymakla bitmezken soL gazetesi bugünkü sayısında bu suçların bir kısmını derledi.

Erdoğan’ın halka karşı işlediği suçlardan sadece bazıları:

1) İŞÇİ KATLİAMLARI

Yeni Türkiye’nin iş adamlarının ellerinde yükseleceğini belirten Erdoğan, patronlara “Sizler bir iş adamı gibi bu ülkenin yönetilmesini istemez misiniz? Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa Türkiye de öyle yönetilmelidir” sözleriyle seslenmişti.

Patronları yanına alan Erdoğan iktidarı sermayenin kârına kâr katarken işçilerin payına ise ölüm düşüyor. 13 yıllık AKP iktidarında binlerce işçi hayatını kaybederken,  binlercesi de yaralandı.  Adeta bir katliam olan iş cinayetlerinden birinci derecede sorumlu patronlar ise mahkeme önüne çıkarılmadı. AKP iktidarı çıkardığı yasalar, almadığı önlemler ve göz yumduğu ölümler nedeniyle hayatını kaybeden her işçi için ayrı ayrı yargılanacak.

– İş güvenliğinin hiçe sayıldığı kaçak çalışan madenlerde bugüne kadar binlerce işçi hayatını kaybederken felaketin en büyüğü 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma’da yaşandı.  Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan olayı ‘olağan şeyler’ olarak nitelendirirken yüzlerce işçinin hayatını kaybettiği faciayı bu işlerin fıtratında var diyerek meşrulaştırma yoluna başvurmuştu. Olaydan sonra Soma’ya gelen Erdoğan ve ekibini protesto etmek isteyen vatandaşa yumruk atarken,  Başbakanlık Özel Kalem Müdür Yardımcısı Yusuf Yerkel de vatandaşa attığı tekme ile hatırlanıyor.

– Soma’da resmi rakamlara göre 301 işçi hayatını kaybederken, ülke tarihinin en büyük işçi katliamının altında yatan en büyük neden Erdoğan ve AKP hükümetinin maden patronlarına verdiği açık destek oldu. Yıllarca en ufak denetim yüzü görmeyen madenlerde işçiler hayatını kaybederken AKP ve patronlar kasalarını doldurmakla meşguldü.

–  İktidarını inşaat sektörü ile ayakta tutan AKP, başta TOKİ olmak üzere inşaatlarda işçilere ölüm saçıyor. Hemen hergün bir işçi inşaatlarda hayatını kaybediyor. AKP’nin inşaatlarda neden olduğu işçi cinayetlerinin son örneği Erdoğan’ın Ak Saray’ı yapılırken hayatını kaybeden işçi oldu. Cumhurbaşkanlığı Sarayı inşaatında çalışan Savaş Oğuz’un ölümüne ilişkin açılan davada bilirkişi tarafından Saray’da iş güvenliği olmadığını saptadı. Buna karşın Saray’ın savunmasında suçlanan yine hayatını kaybeden işçi oldu…

– AKP iktidara geldiği günden bu yana kayıtlara yansıyan iş cinayeti sayısı 15 binden fazla.

2) HAZİRAN DİRENİŞİ DOSYASI

AKP’nin suç dosyasını en çok kabartan günler kuşkusuz Haziran günleriydi. Ayağa kalkan halka karşı işlenen suçların bazıları şöyle:

– Berkin Elvan, Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş, Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Medeni Yıldırım ve Hasan Ferit Gedik…  Haziran Direnişi’nde yaşanan ölümlere ilişkin konuşan Erdoğan “polis emri ben verdim” diyerek tüm bu cinayetleri sahiplenmişti.

– Barış Ceylan, Hakan Yaman, Sarper Gürcan, Çağdaş Küçükbattal, Hülya Aslan, Murat Can Top ve Erdal Sarıkaya… Haziran Direnişi sırasında AKP’nin polisinin attığı gaz bombası ve plastik mermiler sonucu gözünü kaybeden onlarca yurttaştan sadece birkaçı. Yurttaşlarına acımasızca saldırılması talimatını veren Erdoğan.

– Uluslaraarası Af Örgütü tarafından hazırlanan rapora göre;

 – Eylemler sırasında görevlerini yerine getiren gazeteciler, doktorlar ve avukatlar polis saldırısına uğradı.

– Gözaltına alınan kadınlardan birçoğu polisin sözlü cinsel tacizine, cinsel hakaretine, cinsel şiddettine ve bazı vakalarda ise fiziksel cinsel tacize maruz kaldı.

 -Haziran Direnişi boyunca plastik ve gerçek mermi kullanıldı. Binlerce kişi yaralandı. Resmi olmayan gözaltılar ve gözaltında işkenceler yapıldı.

 – Gezi Davaları’nda birçok yurttaş hukuksuz şekilde tutuklanarak cezaevine konuldu.

3) HUKUK AYAKLAR ALTINDA

AKP’nin 13 yıllık iktidarında “adalet sarayları” Erdoğan’ın ceza kurumlarına dönüştü. Erdoğan’ın karşısında kim yer aldıysa cezaevlerine dolduruldu. Bir dönem ittifak yaptığı cemaatle birlikte kendisine muhalefet eden herkesi cezaevine koydu.

– Ergenekon, Balyoz, Odatv, Devrimci Karargah ve KCK operasyonlarıyla yüzlerce kişi tutuklandı. Sahteliği kanıtlanan üretilmiş “deliller”den  ibaret davalarda birçok hukuk skandalı yaşandı. Bugünlerde bu operasyonlar sadece Cemaat’in üzerine yıkılmaya çalışırken, davaların savcısı olduğunu haykıran Erdoğan ise unutulmadı.

 – Hakkında “Alevi” fişlemesi yapılan ve sahte deliller üretilen Yarbay Ali Tatar ve Ergenekon’un kasası olarak suçlanan Kuddisi Okkır, bu sahte suçlamalar nedeniyle hayatlarını kaybetti. Erdoğan, hukuksuz tutuklamaların neden olduğu ölümler için de yargılanacak.

 – Yüzlerce kişi en ufak bir kanıt (sahte deliller hariç) sunulmadan yıllarca özgürlüklerinden edildiler.

 – AKP-Cemaat ittifakının dağılmasının ardındansa en büyük suç Erdoğan’ı eleştirmek oldu. Onlarca kişi “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret” suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine konuldu.

 – Taksim’i halka kapatan Erdoğan, 1 Mayıs’ta Taksim yasağını delen üç Komünist Parti üyesinin tutuklanmasının da sorumlusu. Erdoğan, halka Taksim’i kapattığı için de komünistlerin özgürlüğünü çaldığı için de yargılanacak.

4) KADIN CİNAYETLERİ

AKP’nin hesabını vereceği en büyük suçlardan birisi de kuşkusuz kadın cinayetleri.  AKP iktidarında kadın cinayetleri tam yüzde 1400 arttı. Hemen hergün bir kadın cinayeti yaşanırken, AKP’lilerin yaptıkları gerici açıklamalar bu cinayetleri teşvik ediyor. “6 yaşındaki çocuk evlenebilir”, “kadınlar herkesin içinde kahkaha atmamalı”, “en az 3 çocuk”, “kürtaj cinayettir” açıklamalarının propagandasını yapan herkes kadına karşı işlenen suçlardan dolayı yargılanacak.

YOLSUZLUK, RANT VE PEŞKEŞ

AKP 13 yıl boyunca kurduğu yasa dışı ekonomik çıkar çarkıyla sayısız suça imza attı. Bakanların karıştığı yolsuzlukşar, yandaşlara peşkeş çekilen kamu kuruluşları, adrese teslim edilen ihaleler ve daha bir çoğu AKP’den hesabı sorulacaklar listesine yazıldı. İşte o başlıklar

5) BALIK BAŞTAN KOKUYOR

AKP denilince ilk akla gelenler ayakkabı kutularından istiflenen deste deste paralar, yatak odalarında gizlenen para kasaları, fısıltıyla yapılan telefon görüşmeleri, “evdeki paraları sıfırlayın” talimatları oluyor.

“17-25 Aralık Büyük Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu” adıyla anılan ve başkanlığını Tayyip Erdoğan’ın yaptığı 61. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin dört bakanı ile üç bakan çocuğunun dahil olduğu soruşturma dosyası ülkenin en büyük yolsuzluk skandalını ortaya çıkardı.

Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın savcılık kararıyla ifadeye çağrıldığı ancak ifade vermeye bile gitmediği ve kısa bir süre sonra dosyanın kapatıldığı Türkiye’nin bu en büyük yolsuzluğu, “rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık” suçlarını içeren bir olaydı. Dosyayı takip eden savcılar görevlerinden alındı, hukuk tanımaz yöntemlerle konu sümen altı edildi. Skandala adı karışan dört bakan istifa etmek zorunda kalırken, Erdoğan Cumhurbaşkan’ı oldu.

6) SERVİS EDİLEN İHALELER

Devletin her türlü kurumunda kadrolaşan AKP, kamuda dönen ekonomik çarkı da yandaşlarına ihale eden bir düzen kurdu. Bunun en meşhur örneği “Ali Dibo” vakası, nerdeyse simge olan bir isim haline geldi: AKP’nin yarattığı bir yolsuzluk düzeni markası!

Ali Dibo skandalı, dönemin AKP Grup Başkanvekili ve Hatay Milletvekili Sadullah Ergin’in, bir bürokrata verdiği ve içeriğinde Hatay ilindeki arkadaşı olan partililere ihale verilmesi yönündeki direktiflerini gösteren el yazılı belgenin araştırılması sonucu patlak veren skandal. Yapılan soruşturma sonucu Hatay ilinde, 271 adet kamu ihalesinin tamamının partinin 17 AKP’li yerel yönetici tarafından kazanıldığı ortaya çıkmıştı. Ali Dibo bir simge… Bu düzenin Çorum, İstanbul, Samsun, Sinop, Ankara, Kırklareli, Gümüşhane, Bolu, Afyonkarahisar, Adana ve Amasya başta olmak üzere pek çok kentte kurulduğu ortaya çıktı.

7) YANDAŞLAR SEMİRTİLDİ

AKP döneminde özellikle yandaş şirketler inanılmaz boyutlarda karlar elde ettiler. Bu yandaşlar bir kısmı yolsuzluk operasyonu sırasında ifşa olmuştu. Ağaoğlu, Kolin, Limak, Çalık… AKP döneminde özelleştirmelerde, büyük ihalelerde, satılan kamu arazilerinde hep aynı isimleri görmek mümkün. Birçokları, tabii bu kirli çarkın başındaki “reis”e payını vererek, kasalarını doldurdu.

8) HALKIN MALLARI PEŞKEŞ ÇEKİLDİ

AKP dönemi Türkiye tarihinin en büyük özelleştirmelerine tanık oldu. Halkın biriktirdiği bütün ortak değerler, birkaç yıllık karına, halk yararı gözetmeden usulsüz şekilde satıldı. Örnek mi, saymakla bitmez!

Akla ilk gelenlerden biri, Türkiye’nin en büyük kamu kuruluşlarından olan Tüpraş’ın özelleştirilmesi ve buradaki hukuksuzluk. TÜPRAŞ’ın yüzde 14,76’lık hissesi kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklarla, yasadışı olarak İsrailli işadamı OFER’e 446 milyon dolara satıldı. Ancak 6 ay sonra TÜPRAŞ’ın yüzde 51’lik hissesi ihaleyle satıldığında gerçek fiyatın, bu rakamın çok üstünde olduğu anlaşıldı. 6 ay arayla yapılan biri ihaleli, diğeri ihalesiz iki işlem karşılaştırıldığında, AKP hükümetinin İsrailli Ofer ailesine 755 milyon dolar kazandırdığı ortaya çıktı. Danıştay, ihalesiz satışın yasalara aykırılığını karara bağladı. Fakat yargı kararı yerine getirilmedi.

SAVAŞ SUÇLARI DOSYASI KABARIK

Şimdi Cumhurbaşkanlığı zırhının arkasına saklanan Erdoğan, önümüzdeki yıllarda savaş suçu işlediği için Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanabilir. Erdoğan’ı “insanlığa karşı suçlu” yapan gerekçelerin başında bir ülkenin egemenlik haklarını hiçe sayarak sınırları içine terör gruplarının sızmasını sağlamak geliyor.

9) SINIRLARI TERÖRE AÇTI

Erdoğan ve hükümeti 900 km’lik bir sınıra sahip olduğu komşusu Suriye’ye yönelik İslamcı terör örgütlerinin geçişlerini sınırı açarak kolaylaştırdı. Türkiye üzerinden Suriye’ye giren on binlerce cihatçı terörist sayıları binlerle ifade edilen sivili katletti.

Barış Derneği ve  Adalet İçin Hukukçular Derneği’nin “Suriye Halkına Karşı İşlenen Savaş Suçları-2014” raporuna göre “Suriye’de silahlı grupların planladıkları ve sahiplendikleri insanlık dışı katliamlar sonrasında dahi, Türkiye ilişkileri kesmemiş tersine, istenenin yerine getirildiği oranda bu çeteler ile Türkiye hükümeti arasındaki ilişkiler kuvvetlenmiştir”.

Amerikan NBC televizyonunun, Suriye’de rejim güçleriyle savaşan muhaliflere Türkiye üzerinden uçaksavar füzeleri ulaştırıldığı bilgisine de yer verilen söz konusu raporda emekli CIA operasyon şefi Philip Giraldi’nin ve emekli NSA üst düzey yöneticisi Thomas Drake’in de aralarında olduğu 12 emekli ajanın imzası bulunan ve Obama’ya sunulduğu Rusya tarafından onaylanan bir mektuptan da söz edilerek  mektupta “13-14 Ağustos 2013 tarihlerinde, Batı destekli muhalif güçlerin Türkiye’de büyük ve gayrinizami bir askeri kalkışma için geniş çaplı hazırlıklara başladıklarını öğrendik. Üst düzey muhalif askeri komutanlarla Katar, Türkiye ve ABD istihbarat uzmanları arasındaki ilk görüşmeler, Antakya’da eskiden Türk ordusuna ait olan ve şimdi ÖSO ve onun destekçileri tarafından komuta merkezi olarak kullanılan bir askeri karargahta yapıldı” ifadeleri de yer aldı.

10) KATLİAMLARDAN SORUMLU

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nce  (HRW) geçen yıl yayınlanan raporda da İslamcı terör çetelerinin  Suriye’nin Lazkiye şehrinde 190 sivili öldürdüğü kaydedilerek, bunlardan 67’si infaz edildiğine dikkat çekildi.  Katliamın Alevilere yönelik planlı bir saldırı olduğunu da belirten HWR raporuna göre katliamcı çete mensupları Suriye’ye Türkiye üzerinden giriş yaptı.

Türk hükümet yetkililerini  savaş suçlusu olarak niteleyen satırlara da yer verilen raporda “evrensel yargı yetkisi ilkesi ve ulusal yasaları uyarınca Türkiye’nin, Suriye’de savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlediğinden, bu suçların işlenmesine iştirak ettiğinden şüphelenilen veya komuta sorumluluğuna sahip kişileri soruşturma ve kovuşturma sorumluluğu” da bulunuyor. Bu, başta Erdoğan olmak üzere Türk yetkililerine “savaş suçu işledikleri” suçlamasıyla Uluslararası eza Mahkemesi’nde yargılanmaları yolunu açıyor.

Suriye resmi haber ajansı SANA’nın  “Erdoğan AB İnsan Hakları ve Uluslararası Cinayet Mahkemelerinde Yargılanacak” başlığıyla verdiği bir habere göre AİHM, Uluslararası Cezadan Kaçmakla Mücadele Örgütü Başkanı Lübnanlı Avukat Mey Hansa’nın Suriye’de savaş suçları ve insanlığa karşı cinayetler işlediği iddiasıyla Başbakan Erdoğan aleyhine açtığı davayı kabul etti.

11) SAVAŞ İÇİN PROVOKASYON

Erdoğan ve iktidarının Suriye’ye savaş açılması provokasyon girişiminde bulunduğu da ortaya çıkmıştı. Bu da Erdoğan’ın uluslararası mahkemelerde sanık sandalyesine oturması için en önemli kanıtlardan biri  sayılıyor.  Hükümet, istihbarat, Dış İşleri ve Genelkurmay Başkanlığı  yetkilileri arasında geçtiği ileri sürülen konuşmaların sızması AKP’nin savaş suçu işlediği ve Başbakan Erdoğan’ın Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından yargılanabileceği iddialarını güçlendirdi.

http://haber.sol.org.tr/turkiye/erdogan-bu-suclarla-yargilanacak-iste-11-maddede-erdoganin-suclari-117242

Posted in EMPERYALİZM, FAŞİZM, İHANET VE YABANCI YANDAŞLAR, Politika ve Gundem, SİYASİ TARİH, YOLSUZLUKLAR | Leave a comment

MİT TIR’ları… Askerler hükümeti yalanladı *** “tutuklanan 7 muvazzaf askerin ifadelerinin detayları ortaya çıktı. Üsteğmen B.A. ifadesinde, “Bizim incelediğimiz mühimmat tapası ve bir adet fişek idi. Bir birim olarak mühimmat tapasını inceleyip raporladık. Bir adet fişek ise balistik birimince incelendi”

Canan Coşkun/Cumhuriyet
20 Mayıs 2015 Çarşamba

MİT TIR’ları… Askerler hükümeti yalanladı

MİT TIR ’ları ile ilgili soruşturma kapsamında gözaltına alınan askerlerin savcılık ifadeleri iktidarın ‘TIR’larda yardım malzemesi vardı’ iddiasını bir kez daha yalanladı.

“Selam Tevhid” soruşturması kapsamında usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla Adana’daki MİT TIR’ları ile ilgili yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan 7 muvazzaf askerin ifadelerinin detayları ortaya çıktı. Üsteğmen B.A. ifadesinde, “Bizim incelediğimiz mühimmat tapası ve bir adet fişek idi. Bir birim olarak mühimmat tapasını inceleyip raporladık. Bir adet fişek ise balistik birimince incelendi” dedi.

Adana ve Hatay’da, Ocak 2014’te MİT’e ait TIR’ların durdurulmasıyla ilgili olarak 10 muvazzaf asker gözaltına alınmıştı. Askerlerden 7’si ise geçtiğimiz günlerde “Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askeri casusluk amacıyla temin etme” ve “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” suçlarından tutuklanmıştı. Gözaltına alınan askerlerin TIR’ların içindekinin silah olduğunu belirtir rapor hazırlayan kişiler olduğu iddia edilmişti.

Askerlerin savcılık ifadeleri iktidar tarafından TIR’ların yardım malzemesi taşıdığı iddiasını bir kez daha yalanladı. Üsteğmen B.A., Beşiktaş 2. İnzibat Komutanlığı’nda 16 Mayıs’ta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarından Zafer Koç’a verdiği ifadesinde, basın yayın organları ve devlet yetkililerinin açıklamalarındaki hususlara ilişkin malzeme olduğu konusunda kendisinde bir kanı oluşmadığını belirtti. B.A., incelediklerinin mühimmat tapası ve bir adet fişek olduğunu ifade ederek, “Bir birim olarak mühimmat tapasını inceleyip raporladık. Bir adet fişek ise balistik birimince incelendi.

İncelediğimiz malzemenin Adana’daki MİT TIR’ları ile bağlantılı olduğunu malzemeler ile ilgili raporlamadan sonraki günlerde öğrendik. Öncesinde kesin olarak bilgim yoktu” diye konuştu. Şüpheli askerlere savcı tarafından “Fethullah Gülen ve Emre Uslu’yu tanır mısınız? Fethullah Gülen’in liderliğini yaptığı örgütlü bir yapının içerisinde yer aldınız mı? Bu yapıdan direkt veya dolaylı bir talimat aldınız mı? Bu kişilerle telefonla veya yüzyüze görüştünüz mü?” soruları da yöneltildi.

İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği ise tutuklama kararında, MİT TIR’larının durdurulması olayından dolayı tutuklanan 7 şüphelinin, kriminal incelemeden haberdar olmadıklarına ilişkin beyanlarının inandırıcılıktan uzak olduğunu belirtmişti. Bir kısım şüphelilerin de savcılıkta verdiği ifadelerle çelişkili beyanlarda bulunduğunu kaydetmişti.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/281009/MiT_TIR_lari…_Askerler_hukumeti_yalanladi.html

Posted in EMPERYALİZM, FAŞİZM, HUKUK-YARGI-ADALET, İNSAN HAKLARI - DEMOKRASİ, ORTADOĞU ÜLKELERİ, TERÖR, TSK | Leave a comment

Seçmenin ısırıp yalama iradesi…

Bekir Coşkun
bcoskun@sozcu.com.tr
21 Mayıs 2015
Sözcü

Seçmenin ısırıp yalama iradesi…

Kötü bir niyeti yoktu…
“Yalarım… Isırırım da…” diyerek irade beyanında bulundu…

Çok seviyorsa birisini “T…k’larını yerim” der mesela…
Yiyeceğinden değil… Sevgisi öyle…

Müziği beğendi diyelim…
“Nihavent makamında eser,
2/4’lük longa” diyecek hali yok…
“Çok güzel çalıyor Or.p çocuğu” der…
Demek ki beğendi…

Boy ölçüsüdür mesela:
“S… kadar boyu…”

Evini sor…
Küçükse “g.t kadar” der…
Demek ki iki oda bir salon…

Adres sor…
Uzaksa çok güzel anlatır:
“Te anasının a…’da” der, yani taksi ile gideceksin…
Taksi ücretini de söyler:
“Anasının nikahı”dır…

Sohbet etmeye kalk eşek fıkrası anlatır sana…
Genelde “Adamın birisi eşeği…” diye başlar…

Belediye başkanından memnunsa belli eder…
“İ.ne yolumuzu güzel yaptı” der…

İşte…
Bunlar oya dönüştüğünde sandıktan “Önüne yatarım” çıkıyor…
Hükümet sözcüsünün “Şeyini şey ettiğim şeyi” şeklindeki açıklaması…
İşadamının yatırım bakımından “milletin a.. koyacağız” projesi…
Başbakanın “Ananı al da git”
tarımsal programı… Milletvekilinin “Kıçını s…” şeklindeki önergesi…
Valinin “Gavatlar” tespiti…
Tümü “Yalarım…Isırırım…” iradesinin sandıktan çıkmasıdır…
Normal yani…
“Yalarım, ısırırım da” iradesinin girdiği sandıktan fizik profesörü çıkacak değil…

Sonuçta…
Bu kafalar varken, demokrasi, huzur,
zenginlik, hukuk falan filan bekliyorsunuz ya…
Sevgili İlber Hoca’mız onu çok güzel,
en anlaşılacak biçimde söyledi zaten size:
“Yeni Türkiye’yi b.k kurarsınız…”

Posted in Bekir Coşkun yazıları | Leave a comment

Elhamdüllilah BORÇ YİĞİDİN KAMÇISIDIR * Kasımpaşa’lı

Posted in Ekonomi | Leave a comment

BABACAN MI / AFACAN MI *** “Ali Babacan’ın yurtdışı para baronları tarafından sevilmesinin ve desteklenmesinin nedenini anlamak için, Türk Milletinin 13 yılda ne kadar borçlandığına ve AKP sayesinde uluslararası tefecilere ne kadar faiz ödediğine bakmak gerekir”

16 Mayıs 2015
Rifat Serdaroğlu

BABACAN MI / AFACAN MI

Ali Babacan, AKP vitrinine bilerek konulmuş biridir. İngiliz Mr. Shimsek’ ten (Şimşek) önce, dünya finans patronlarının güvenini kazanmış (!) bir gencimizdir. Ali Babacan, 2002 yılından bu yana Bakanlar Kurulunda görev yapmaktadır. Başbakan Yardımcılığı, Dışişleri Bakanlığı, AB’ den sorumlu Bakan ve Başmüzakereci makamlarında bulunmuştur. 2002 yılından itibaren Türk Ekonomisinin, Türk Hazinesinin ve Ekonomi Bürokrasisinin patronu,Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’dır.

Ali Babacan’ın başarılı olup olmadığını, Türk Milletinin 13 yıllık AKP İktidarı sırasında fakirleşip-fakirleşmediğini, 7 Haziran seçim sonuçları bize gösterecektir.

Ali Babacan’ın yurtdışı para baronları tarafından sevilmesinin ve desteklenmesinin nedenini anlamak için, Türk Milletinin 13 yılda ne kadar borçlandığına ve AKP sayesinde uluslararası tefecilere ne kadar faiz ödediğine bakmak gerekir.

-Türkiye’ nin TOPLAM DIŞ BORCU (Milyar Dolar)
2002 Yılı (Kamu 64.533) + ( TCMB 22.003) + ( Özel Sektör 43.056) = 129.592

2012 Yılı (Kamu 103.117) + (TCMB 7.724) + (Özel Sektör 226.0229= 336.863

-Türkiye’ nin 2002’ den bu yana ÖDEDİĞİ FAİZ toplamı= 498 MİLYAR TL

AKP’ nin “Gülen Yüzü” ve “Ekonomi Dehası” olarak bilinen ve 7 Haziran’da görevden ayrılacak olan Ali Babacan, 14 Mayıs 2015 Perşembe günü şunları söyledi…

“Biz ekonomi alanında ne yaparsak yapalım, Türkiye için güzel şeyler yaptığımızı iddia edersek edelim, eğer Türkiye Cumhuriyeti’ nin bir HUKUK DEVLETİ olmasıyla ilgili CİDDİ SORU İŞARETLERİ oluştuysa, bu başlı başına bir problemdir. Demokrasi hemen yanı başında sağlam bir hukuk ile ancak ayakta durabilir. Yargının, mutlaka ve mutlaka evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde, Anayasa ve yasalar ve belki de daha önemlisi VİCDAN ile hareket etmesi gerekiyor…”

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, artık gizlenemeyecek olan ekonomik ve siyasal çöküntünün altında kalmamak için şunları söylüyor;-Türkiye Cumhuriyeti artık bir HUKUK DEVLETİ değildir.

-Yargı, emir altına girmiştir ve Evrensel Hukuk-Anayasa- Yasa çerçevesinde hareket etmemektedir.
-Bu şartlar devam ederse, bu günkü durumu mumla ara hale geliriz…

Değerli Okurlar;
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan 13 yıldır, mahallenizdeki bakkalı mı yönetiyor?

Çarşı Hamamını mı çalıştırıyor, yoksa Tahtakale’de Döviz Bürosu mu işletiyor?

İktidar şikâyet-yakınma yeri değildir. İktidar çözüm yeridir.  Ali Babacan, Türkiye’ nin artık Hukuk Devleti olmaktan çıktığını, Yargının evrensel hukuk kurallarına ve vicdana dahi uymadığını niçin şimdi konuşuyor?

Niçin derdini bize anlatıyor da, gereğini yapmıyor?

Sen 13 yıldır her ekonomik olayın başında olacaksın, Başbakan Yardımcılığı makamında oturacaksın, yolsuzlukları- hırsızlıkları-rüşvetleri gördüğün halde susacaksın, yıkacaksın, insanları boğazlarına kadar borca sokacaksın ve tam da giderayak konuşmaya başlayacaksın.  Ya, sen de bu pis işlere ortaktın, ya da korkudan ağzını açamadın…

Niçin şimdi konuşuyor, biliyor musunuz?
Erdoğan’ın Anayasa ve Yasa tanımazlığının, hırsının, sülalece paraya düşkünlüğünün AKP’ yi bitirdiğini o da gördü. Gemiyi terk ederken;  Sorumluluğu üzerinden atmak ve “Bakın ben ayrılınca her şey alt-üst oldu” diyebilmek, önümüzdeki dönemde Huber Gül ile beraber kuracağı Partinin önünü şimdiden açmak için seçimlere beş kala konuşmaya başladı.

Böylelerine “Babacan” değil, “Afacan” derler. Ama yağma yok, Türk Milleti uyandı artık. Kim ki AKP Yönetim Kadrolarında bulunmuş, her türlü beceriksizliği ve pisliği gördüğü bildiği halde ya avantaya ortak olmak için ya da korktuğundan susup, Türk Milletinin emanetine ihanet etmiş, defolup gitsin ve derdini Kadıya anlatsın…

Sağlık ve başarı dileklerimle

http://rifatserdaroglu.com/2015/05/16/babacan-mi-afacan-mi/

Posted in Ekonomi, EMPERYALİZM, Politika ve Gundem | Leave a comment

SEÇİM – SEÇSİS – HİLE – OYgulli *** AKP’nin seçim hilesi sandık başında patladı

Ali GÜVEN / ALMANYA
Mayıs 20, 2015
Sözcü

AKP’nin seçim hilesi sandık başında patladı

Yurtdışında oy kullanmak isteyen gurbetçiye alakasız kentler hatta başka ülkeler adres gösteriliyor.Uyanık bir CHP’li ısrarlı davranıp AKP’nin hilesini çözdü:

Paralel veri tabanı…

Almanya’nın Köln, Düsseldorf, Stuttgart gibi kentlerinde tam bir seçim kaosu yaşanıyor. ysk.gov.tr’deki seçmen sorgulama sisteminden oy kullanma yerini öğrenen birçok vatandaş, seçim sandığının başında “Siz burada oy kullanamazsınız” diye uyarılıp başka kentlere ya da başka ülkelere yönlendiriliyor.

DÜSSELDORFT’TAN BERLİN’E

Köln’e giden birçok CHP’linin ismi başka şehirde çıktı. 50 HDP’linin ikametleri Düsseldorf’ta olduğu halde oy kullanma yerleri Berlin olarak gösterildi. Bazı CHP’lilerin Kabil, bazılarının Atina Başkonsolosluğu’nda oy kullanacağı belirtildi, vatandaş şok geçirdi.

Çoğu imam olan sandık başkanları, “Liste böyle” derken, Hayri Çiçekdağı isimli CHP’li genç, ısrarı sayesinde seçim hilesini ortaya çıkardı. Frankfurt’ta oy kullanması gereken Volkan B. isimli vatandaş, sandığa gittiğinde, sandık başkanı SEÇSİS’e bakıp “Senin yerin Nürnberg” dedi ve hiç ilgisinin olmadığı 3 saat uzaklıktaki konsolosluğa yönlendirdi.

Bilgi teknolojileri üzerine çalışan Hasan Çiçekdağı bu ekran görüntüsünü fotoğrafladı. Ardından, kendisi aynı kişinin TC Kimlik No’su ile YSK’dan sorgulama yaptı. ysk.gov.tr’de bu kişinin oy kullanacağı yer olarak “Frankfurt Başkonsolosluğu” yazıyordu. Sonuçta seçmene yine de oy kullandırılamadı.

CHP’li Hayri Çiçekdağı, “Bir alt kayıt olduğundan şüpheleniyoruz. YSK’da başka, SEÇSİS’te başka sonuç veriyorsa, o zaman orada bir alt ve değişik veri tabanı, paralel ve farklı bir liste vardır” diye konuştu.

http://www.sozcu.com.tr/2015/gundem/akpnin-secim-hilesi-sandik-basinda-patladi-836617/?_sgm_campaign=scn_b80427cad0440000&_sgm_source=836617%7Csozcu&_sgm_action=Click

Posted in Gundem, Haber, SEÇİM - SEÇSİS, SİYASİ PARTİLER, YOLSUZLUKLAR | Leave a comment

Toplu açılış *** “İstanbul’da Topkapı sarayı, Galata kulesi ve Kapalıçarşı’nın toplu açılışını yapan asrın liderimiz, kendisinin belediye başkanlığı döneminde hizmete açtığı Eyüp Sultan’da incelemelerde bulundu, Rumelihisarı’nın en geç 2023’te tamamlanacağını açıkladı. “

Yılmaz Özdil
yozdil@sozcu.com.tr
20 Mayıs 2015
Sözcü
Toplu açılış
Yurt gezilerine Edirne’den başlayan asrın liderimiz, Selimiye camisi, Meriç köprüsü ve Kapıkule sınır kapısının toplu açılış töreninden sonra, helikopterle Sarayiçi’ne indi, hazırlıkların son aşamaya geldiğini, tarihimizde ilk kez bu sene Kırkpınar yağlı güreşlerinin yapılacağını açıkladı.

İstanbul’da Topkapı sarayı, Galata kulesi ve Kapalıçarşı’nın toplu açılışını yapan asrın liderimiz, kendisinin belediye başkanlığı döneminde hizmete açtığı Eyüp Sultan’da incelemelerde bulundu, Rumelihisarı’nın en geç 2023’te tamamlanacağını açıkladı. “Yahu o hisar zaten orada değil miydi” diyen bir vatandaş, korumalar tarafından ağzı kapatılarak, gözaltına alındı.

İzmir’de toplu açılış yapmayan asrın liderimiz, akp selçuk ilçe başkanlığı tarafından yaptırılan Efes antik kentinin temel atma törenine katıldı. Prompter bozulduğu için, buradaki konuşmasına “sevgili Hititli kardeşlerim” diye başlayan asrın liderimiz, “tek parti zihniyetinden devraldığımız zaman buraları harabeydi be” dedi.

Manavgat ve Düden şelalerinin toplu açılış töreninin ardından Ankara’da Mogan gölünün ve Kızılcahamam kaplıcalarının toplu açılışına katılan asrın liderimiz, dinozor heykelinin sırtına çıkarak yaptığı konuşmada, “bizden önce ODTÜ var mıydııı” diye sordu, “yoktuuu” dediler.

Pamukkale, Ihlara vadisi ve Çatalhöyük’ün toplu açılış töreninden sonra Eskişehir’e geçen asrın liderimiz, Yılmaz Büyükerşen tarafından yaptırılan ne varsa, hepsinin tek tek toplu açılışını yaptı, “biliyorsunuz, bunların hepsini biz yaptık” dedi, “biliyoruuuzz” diye bağırdılar. Eskişehir caddelerine Ahmet Kiziroğlu’nun fotoğrafıyla “biz çiböreği icat ederken mehape nerdeydi” yazılı bilbordlar asıldı.

Bodrum, Marmaris ve Çeşme’nin toplu açılışını yapan asrın liderimiz, en geç aralık ayında Uludağ ve Kartalkaya’nın toplu açılışını yapacağını, Abant’la Kazdağları’nın bahara yetiştirileceğini belirterek, “şimdi bakıyorsunuz, cehapesi mehapesi hadepesi pensilvanyası, hepsi biraraya gelmek suretiyle Keban barajını yapmamıza engel olmaya çalışıyorlar, eyyy doğan grubu, zigana geçidine karşı olduğunuz dönemleri bu millet gayet iyi biliyor” dedi, “yuuuhhh” dediler.

Posted in SEÇİM - SEÇSİS, SİYASİ TARİH, Yılmaz Özdil, YOLSUZLUKLAR | Leave a comment

Sana her şey seni hatırlatıyor…*** ““Yüzde 52 oy alan cumhurbaşkanına idam…” deyince Hürriyet… “Bana söylediler” diye meydanlarda bağırdı iki gün… “Mursi” desen… “Benim” diyor…”

Bekir Coşkun
bcoskun@sozcu.com.tr
20 Mayıs 2015
Sözcü

Sana her şey seni hatırlatıyor…

“Diktatör” diyor birisi…
“O benim” diyor…

“Yalancı” diyor birisi…
“Bana dedi” diyor…

“Kutu” gösterdi kadın balkondan…
“Bana o kutu” dedi, götürdüler…

“Talan” sözcüğü etme…
Alınıyor…

“Hırsız” kelimesini kim ağzına alsa…
“Beni kast etti” diye hapiste…

Şu an yargılanıyorum…
“Saray var vezir eder, saray var rezil eder”
yazısından dolayı, 5 Haziran’da mahkemedeyiz…
İçinde kimsenin adı yok, cumhurbaşkanı yok, Ankara yok,
şu görkemli sarayı yok, hatta içinde Türkiye olmayan bir yazı…
Tarihteki sarayların öyküleri var sadece…

“Yüzde 52 oy alan cumhurbaşkanına idam…” deyince Hürriyet…
“Bana söylediler” diye meydanlarda bağırdı iki gün…
“Mursi” desen…
“Benim” diyor…

Ama “paralel dediğin örgüte hukuku teslim edip,
devlete ortak eden kimdi?” diye sor…
“Onun benimle ilgisi yok” diye üzerine alınmıyor…
Ya da; meydan meydan dolanıp AKP’ye oy isteyen ama
TBMM’de çıkıp namusu ve şerefi üzerine “tarafsızlık”
yemini etmiş kişi…
O değil…
Desen ki “CHP ile HDP’yi terör örgütünü destekleyen partiler ilan eden, oysa terör örgütünün başı ile anayasa yapmaya kalkan kimdi?”
Alınmıyor…

Ama sıkıysa çık “Sıfırla” diye bağır…
“Bana dedi” diye hapistesin…

“Villa” de…
“Filo” de…
“Kasa” de…
“Korku” de…
“Panik” de…

Ne diyebiliriz ki?..
Niçin sana her şey seni hatırlatıyor?

Posted in Bekir Coşkun yazıları, DEMOKRASİ-ÖZGÜRLÜK, FAŞİZM | Leave a comment

Erdoğan’ın açılış şovları, Kayseri’li fıkralarına taş çıkarmaya başladı!..

HabereYORUM

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip  ( ki burda bir açıklama yapmak isterim ; Ülkemin Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden bir kişiden böyle bahsetmek istemezdim . İsterdim ki Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan yazayım. Fakat Recep Tayyip bu makama seçildiğinde Anayasa hükümlerine göre tarafsız kalması gerekirken ettiği yemine sadık kalmamıştır. Anayasal bir kurum olan Parlamentoyu askıya aldığını açıklamıştır. Meydanlarda toplumu kışkırtan bölücü ,kavgalaştırıcı siyasi mitingler yapmaktadır. Bu yaptıklarının tümü anayasaya ve demokrasiye aykırıdır. Başbakanlığından buyana Yurtseverleri ve Laik demokratik Cumhuriyet’i benimseyen kitleleri ötekileştirmekte , yaşam şartlarını zorlaştırmakta , kamu , Devlet , mahalle baskısı uygulamaktadır. Çalışma ve eğitim haklarını kısıtlamaktadır. Bunlardan birisi de benim . Recep Tayyip Cumhurbaşkanlığı görevlerini yerine getirmemektedir. Yapmakta olduğu eylemler hem Anayasa’ya aykırı hem de suç kapsamındadır.

Diğer gerekçem de Mustafa Kemal Atatürk’ten sadece Mustafa Kemal veya Gazi Mustafa Kemal diyerek ülkemizin kurtarıcısı ve kurucusunu bu deyişle anmaktadır. Yüce Mustafa Kemal’in saygın bir soyadı vardır ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip bu soyadını , ATATÜRK’ü diline almamaktadır. Recep Tayyip’in tutumundan görülüyor ki bu bir suç veya saygısızlık değildir. Ben de bu özgürlüğü kullanmak istiyorum . Aksi olsa hakkında dava açılırdı . Ben de bu nedenle Cumhurbaşkanlığını işgal eden zat ne zaman ki Mustafa Kemal Atatürk veya ATATÜRK demeye başlar , o zamana kadar ben de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip olarak yazacağım.

Recep Tayyip tarafından mitinglere kılıf olsun diye ;her ne kadar dandik tesis, bina , halı saha , arıtma tesisi v.b. ıvır zıvır denilebilecek yapılar dahil olmak üzere  ve seneler önce faaliyete geçmiş hastahane , okul gibi binaları tekrar ve tekrar ŞOV YAPMAK , saf insanları kandırmak  amaçlı açılışlar yapmaktadır.

Bunların piri rahmetli Erbakan hoca da ağır sanayi hamlesi adı altında fabrika temelleri atardı. Temel dediğin bir tahta  kalıba dökülmüş birkaç kovalık beton harcı ve inşaat demiri olurdu.

Hatta bu temellerden birisini de  Erzincan Senatörü rahmetli Niyazi Unsal arabasının arkasına koyarak Ankara’ya getirmişti ;

“Erbakan Başbakan olmuştu. Atıp tutuyordu. . Ağır sanayi hamlesi başlatacak, kendi olanaklanmızla 100 bin tank, 100 bin top üretecektik! Genç kuşaklar bu komediyi elbette bilmezler. Türkiye’nin dört bir yanında hayali temeller atıyor, ağır sanayi hamlesi başlıyordu! Fabrika yapan fabrikalar kuracaktık. Ağır sanayi hamlesi doğal olarak fos çıktı. O kadar ki, Erzincan Senatörü rahmetli Niyazi Unsal günün birinde Hoca’nın Erzincan’da attığı temeli Reno marka arabasının bagajında Ankara’ya getirip Meclis bahçesinde bir basın toplantısı düzenledi!” (Emin Çölaşan)

Ehh hocaları seyyar temel atarsa öğrencileri de 3-5 sene önce hizmete girmiş kamu kurumlarının her sene açılışını yaparlar !

Naci Kaptan / 20.05.2015

Uğur Dündar
ugur.dundar@ugurdundar.com.tr
20 Mayıs 2015
Sözcü

Erdoğan’ın açılış şovları, Kayserili fıkralarına taş çıkarmaya başladı!..

Cum­hur­baş­ka­nı Er­do­ğan ile Baş­ba­kan Da­vu­toğ­lu iş bö­lü­mü yap­mış­lar. Bi­ri­nin gi­de­me­di­ği ye­re di­ğe­ri uçu­yor. Na­sıl­sa dev­let­te uçak çok! Böy­le­ce mi­ting ya­pıl­ma­dık il bı­rak­mı­yor­lar.Er­do­ğan AK­P’­ye oy is­te­di­ği se­çim ko­nuş­ma­la­rı­na da ken­din­ce ya­sal kı­lıf bul­muş: “Top­lu açı­lış!..”

Bel­li ki ya­rın öbür gün dev­ran de­ği­şip he­sap so­rul­du­ğun­da “Ben ora­ya mi­ting için de­ğil, top­lu açı­lış­lar yap­ma­ya git­tim. Yurt­taş­la­rım is­te­yin­ce de ko­nuş­tu­m” di­ye­cek.As­lın­da o gün­le­ri bek­le­me­den, ar­tık ka­bak ta­dı ve­ren top­lu açı­lış ti­yat­ro­su­nun per­de­si­ni in­dir­mek müm­kün.

Zi­ra CHP’­nin ça­lış­kan Mil­let­ve­ki­li Umut Ora­n’­ın id­di­ası­na gö­re “top­lu açı­lı­ş” şo­vu­na Kay­se­ri­’de de­vam eden Er­do­ğan, za­ten hiz­met­te olan te­sis­le­ri “bo­ya­yı­p” ye­ni­den Kay­se­ri­li­ye sat­ma­ya kal­ka­rak, Kay­se­ri­li fık­ra­la­rı­na da taş çı­kar­mış! Pe­ki bu mu­az­zam ba­şa­rı­yı (!) na­sıl mı ya­ka­la­mış?
He­men an­la­ta­lım:

* * *

Gü­nü­mü­zün kö­le­le­ri olan be­le­di­ye­nin ta­şe­ron iş­çi­le­ri­nin zor­la ge­ti­ri­le­rek su­ni ka­la­ba­lık sağ­la­nan Kay­se­ri­’de­ki mi­ting mey­da­nın­da hal­ka ses­le­nen Er­do­ğan, “458 tril­yon (mil­yon) li­ra­ya mal olan 50 ay­rı ese­rin top­lu açı­lı­şı­nı­” yap­tık­la­rı­nı söy­le­miş. Er­do­ğan, bu­lun­du­ğu kür­sü­den, Kay­se­ri­’nin mer­ke­zi ile ba­zı il­çe­le­rin­de­ki bu te­sis­le­ri şi­fa­en, top­lu bi­çim­de hiz­me­te aç­mış. An­cak Kay­se­ri­’de, bu 50 te­si­sin ne ol­du­ğu­nu bi­len bir Al­la­h’­ın ku­lu­na rast­la­mak müm­kün de­ğil!

Sor­du­ğu­nuz­da ko­yu yan­daş çev­re­ler bi­le, en faz­la 10 te­sis ya da eser adı sa­ya­bi­li­yor! Da­ha çok yan­daş med­ya ara­cı­lı­ğıy­la ser­vis edi­len ha­ber­ler­le Er­do­ğa­n’­ın top­lu açı­lı­şı­nı yap­tı­ğı du­yu­ru­lan te­sis ve eser­le­re ba­kıl­dı­ğın­da ise va­tan­da­şın gö­zü­nün bo­yan­dı­ğı gö­rü­lü­yor!

* * *

İş­te ör­nek­ler:
1993’ten be­ri eği­tim­de olan Ko­ca­si­nan Li­se­si, 2005-2006 öğ­re­tim yı­lın­da Ana­do­lu Li­se­si­’ne dö­nüş­müş.Ko­ca­si­nan 24 ders­lik­li Ana­do­lu Li­se­si, 300 ki­şi­lik pan­si­yon ve spor sa­lo­nu­nun ya­pı­mı­na iliş­kin iha­le söz­leş­me­si ise 28 Ekim 2014’te im­za­lan­mış. Do­la­yı­sıy­la in­şa­atı de­vam edi­yor! Ama Er­do­ğan ha­zır gel­miş­ken, 2016 son­la­rın­da bi­ti­ril­me­si bek­le­nen ya­tı­rı­mı aç­ma­yı ih­mal et­me­miş! Ta­mam­lan­dık­tan son­ra bir kez da­ha açı­lış yap­ma sö­zü ve­rip ver­me­di­ği ise bi­lin­mi­yor!

* * *

2010-2011 eği­tim öğ­re­tim yı­lın­dan bu ya­na za­ten eği­tim­de olan Yah­ya­lı Kız Mes­lek Li­se­si­’nin in­şa­atı da ge­çen yıl ta­mam­lan­mış! Faz­la açı­lış göz çı­kar­maz, tam ter­si­ne göz bo­yar dü­şün­ce­siy­le 4 yıl­dır fa­ali­yet­te olan bu eği­tim yu­va­sı da açı­lış şo­vu­na da­hil edil­miş!

* * *

Fe­la­hi­ye Spor Sa­lo­nu da bu se­çim­de AK­P’­den mil­let­ve­ki­li ada­yı olan es­ki be­le­di­ye baş­ka­nı ta­ra­fın­dan za­ten çok­tan açıl­mış!..

* * *

Umut Ora­n’­ın tes­pit­le­ri­ne gö­re, Genç­lik ve Spor Ba­kan­lı­ğı Kre­di Yurt­lar Ku­ru­mu­’nun Me­lik­ga­zi Kız Yur­du, yıl­lar­dır hiz­met ve­ri­yor­muş! Hat­ta bu­ra­da 2 yıl ön­ce “Gü­zel Ah­lak ve Ma­ne­vi­ya­t” ko­nu­lu bir et­kin­lik dü­zen­le­miş! Yurt-Ku­r’­un bu­ra­da yurt yö­ne­tim sis­te­mi ku­rul­ma­sı için 2012’de aç­tı­ğı iha­le kap­sa­mın­da­ki iş­ler ise de­vam edi­yor­muş.

* * *

112 Acil Çağ­rı Mer­ke­zi Mü­dür­lü­ğü hiz­met bi­na­sı da de­vam eden in­şa­at­lar ara­sın­da! 30 Ara­lık 2014’te iha­le söz­leş­me­si im­za­la­nan 7.2 mil­yon li­ra­lık iş, 2016 son­la­rın­da bi­ti­ri­le­cek­miş! Baş­la­mak ya­rı ya­rı­ya bi­tir­mek­tir dü­şün­ce­siy­le bu­ra­sı da açı­lış şo­vu kap­sa­mı­na alın­mış!

* * *

Er­ci­yes Üni­ver­si­te­si İlaç Araş­tır­ma Mer­ke­zi ise ni­san ayın­da fa­ali­ye­te geç­miş!

* * *

Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si­’ne alın­dı­ğı söy­le­nen do­ğal­gaz­la ça­lı­şan 10 oto­büs de 14 ay­dır, ya­ni bir yı­lı aş­kın sü­re­dir hiz­met­tey­miş!..

* * *

Sa­rı­oğ­lan TO­Kİ bi­na­la­rı da tam 18 ay ön­ce bi­ti­ril­miş. Hat­ta TO­Kİ­’nin tüm iş­le­rin­de ol­du­ğu gi­bi bu bi­na­lar­da da yer yer dö­kül­me­ler baş­la­mış!

* * *

Sev­gi­li okur­la­rım,
Umut Oran “Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­rin­de Kay­se­ri­’den al­dı­ğı yüz­de 66 oy için mi­ting mey­da­nın­da te­şek­kür eden Er­do­ğan, 7 Ha­zi­ran se­çim­le­rin­de ise AKP le­hi­ne bu ora­nı ak­lın­dan ge­çir­me­si­n” di­yor ve ek­li­yor:

“Meş­hur fık­ra­da­ki gi­bi Kay­se­ri­li seç­men; “Yüz­de 55 mi de­din, ne ya­pa­cak­sın yüz­de 44’ü, yüz­de 33 ne­yi­ne yet­mi­yor? Al sa­na yüz­de 22 ye­te­r” der­se, Er­do­ğan şa­şır­ma­sın!..”

Posted in Politika ve Gundem, SEÇİM - SEÇSİS, SİYASİ PARTİLER, UĞUR DÜNDAR, YOLSUZLUKLAR | Leave a comment

SEÇİM * OYgulli *** ANKETLERDE HİLE *** Anketlerle böyle oynuyorlar!

Veli TOPRAK/ ANKARA
Mayıs 20, 2015
Sözcü

Anketlerle böyle oynuyorlar!

Vatandaşların kafasını karıştıran çelişkili anketlerin sırrı çözüldü. AKP’nin anketler üzerinde ‘manipülasyon’ yaptığı ortaya çıktı.

Seçim öncesi anketlerin nasıl değiştirildiği netlik kazandı. Sahada yapılan anket sonuçları ‘raporlaştırma’ aşamasında değişiyor. En son ankette AKP 5 puan fazla gösterildi. İktidar tabanından MHP ve HDP’ye çok önemli geçiş yaşanıyor.

“SAHADA BİZ YAPIYORUZ”

SÖZCÜ, “İktidar partisinin açıkladığı anketler sağlık mı, değiştiriliyor mu?” sorusunun cevabını araştırdı. Partinin anlaşmalı olduğu şirketler birbirine yakın ve AKP’yi yüzde 45 gösteren anketler açıklıyor. İşte bu anket sonuçlarıyla oynandığı anlaşıldı. Anket firmalarının sahada ‘taşeron’ olarak kullandığı bir isim “O firmaların hepsine bizim yaptığımız çalışma gidiyor. Açıklanan rakamlarla ve bizim elde ettiğimiz veriler aynı değil” dedi.

Son anket çalışmasında AKP’nin yüzde 39-41 bandında olduğu görüldü. Buna karşı CHP 25-27, MHP 16-18  ve HDP’nin de 9-11 puan çıktığı öğrenildi. Ancak iktidar temsilcileri anketlere göre oylarının yüzde 45 olduğunu açıkladı. Buna göre AKP’ye en az 5 puan eklendi.

RAPOR AŞAMASINDA

AKP’ye anket yapan firmalar, sahada başka firmaların elemanını kullanıyor. Oradan gelen ham sonuçlar, aralarında öğretim üyesi ve uzmanların olduğu anket firmasının kendi ‘kurulu’ tarafından değerlendiriliyor. İşte bu aşamada analiz/değerlendirme yapılırken iktidar partisinin oyları artırılıyor.

Daha önce AKP’ye oy veren Kürt seçmeninin çok önemli bölümü HDP’ye geçmiş durumda. Özellikle kendini muhafazakar/dindar olarak gören Kürtler ‘ilk kez’ HDP’ye oy vereceğini söylüyor. Bu geçişi durdurmak için AKP temsilcileri “PKK’nın dinsiz örgüt” algısını işlemeye başladılar.

Vatandaşla birebir görüşen anketörlere göre MHP’nin alacağı oy yüzdesinde sürpriz yaşanabilir. AKP’den en az 3-4 puan MHP’ye geçmiş durumda. Anketlerde ‘AKP’ diyen ancak oyunu MHP’ye verecek ‘rengini belli etmeyen belli bir kesim’ olduğuna da dikkat çekiliyor.

http://www.sozcu.com.tr/2015/gundem/anketlerle-boyle-oynuyorlar-837097/

Posted in DEMOKRASİ-ÖZGÜRLÜK, Gundem, Haber, İNSAN HAKLARI - DEMOKRASİ, SEÇİM - SEÇSİS, SİYASİ PARTİLER, YOLSUZLUKLAR | Leave a comment