TARİHTEN GERÇEKLER * II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİ; 20. YÜZYILA DONANMASIZ GİREN OSMANLI – BÖLÜM II

TARİHTEN GERÇEKLER * II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİ;
20. YÜZYILA DONANMASIZ GİREN OSMANLI – BÖLÜM II


BÖLÜM I     https://nacikaptan.com/?p=111648
BÖLÜM II   https://nacikaptan.com/?p=111703
BÖLÜM III  https://nacikaptan.com/?p=111955
BÖLÜM IV   https://nacikaptan.com/?p=112017
BÖLÜM V    https://nacikaptan.com/?p=112022

Birinci bölümde https://nacikaptan.com/?p=111648 Osmanlı II. Abdülhamid döneminde yabancılara verilmiş olan kapitülasyonlardan (Rüsum-u Sitte ve Düyun-u Umumiye’den) ve de donanmanın Haliç’e kapatılarak çürütülmesi ile donanma personelinin eğitimsiz kalmasından bahsetmiştik. Bu bölümde ise donanmanın/ gemilerin durumunu incelemeye devam edelim. Günümüzde tarihi çarpıtarak yücelttikleri padişahları ve Osmanlı Devletini yok edenleri, gerçekleri okuyalım.
Naci Kaptan – 10.02.2024

Hatıratlarda II. Abdülhamit ve Donanma 2010 yılında yayımlanan “Abdülhamit Donanmasında Bir Bahriyeli, Donanma Zabiti Emin Yüce’nin Hatıraları” dır. Merhum Emin Yüce’nin torunu tarafından yayınlanan kitabın detaylarına girmeyeceğim. Ancak, II. Abdülhamit dönemini bahriye için güllük gülistanlık bir dönem olarak aktarmaya çalışanların mutlaka okumaları gereken bir kitaptır.
İdealist bir deniz subayının nesnel gözlemleri ve kalbinden geçenleri sade bir dil ile aktardığı bu kitaptan kısa alıntılar yapalım. Yüce, 1881-1903 arasında 22 sene aynı görevde kalan ve II Abdülhamit’in buyrukları ile donanmayı küçülten ve Ertuğrul Firkateyninin Japon sularında batarak 537 bahriyelinin şehit düşmesine neden olan dönemin Bahriye Nazırı Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşa için bakın neler söylüyor:
“…Hakikatte Abdülaziz devrindeki muazzam donanmayı imha ile Haliç’teki şamandıralara kıymeti kalmayan yaldızlı gemileri bend ederek halkı iğfale çalışırdı…Hasan Paşanın en büyük fenalığı onun servet hırsı ve bu uğurda subay ve eratın hakları üzerinde suiistimal icra ederek, tersanede inşaat ve tamirata sarf edilen meblağ üzerinden şahsi çıkar temin etmek idi… Diğer bir deyişle Bahriye bir çiftlik ve biz de onun demirbaş hayvanı idik… Osmanlı tarihinde pek büyük nüfuz ve iktidara fevkalade ihtişam ve saltanata sahip değişik bakanlara tesadüf edilirse de makamını Hasan Paşa kadar uzun süre işgal eden görülmez…Bu yüzden, hem kendisi büyük servet sahibi ve hem arzu ettiği adamlar zengin olmuşlardı. Kendine yakın birkaç tüccardan başka, hiç kimsenin müteahhit olmasına imkan yoktu…Hasan Paşa Abdülhamit’in arzusuna bağlı olarak donanmayı yok etmiş, Bahriyenin kıymetini hiçe indirmiştir.” (Sayfa 99-102):
Söz konusu dönemde Bahriyede rütbe ve makamların nasıl dağıtıldığını da şöyle anlatıyor:
“Mutlakiyet döneminin sonunda Bahriyede 60 Amiral ile 6000 subay ve gedikli (astsubay) vardı. Bahriye ve donanmanın hali hazır durumu ile hemen hiç amirale ihtiyaç yokken bu altmış amiralin her birine bir iş bulunmuştu. Koramirallerin çoğu Padişah yaveri idi. Bazı paşaların öyle mevkileri vardı ki rütbeleri ile uyum söz konusu değildi. Mesela itfaiye taburu kumandanı, meşhur Deli Mehmet Paşa, binbaşılığında oturduğu bu makamı koramiralliğinde de koruyordu. Koramiral Şükrü Paşa küçücük İstanbul vapuru süvariliği, Tümamiral Abdi ve Behçet Paşalar Teşrifiye istimbotu süvariliği ve ikinciliği hep bu garip tayinlerdendi. Tersanenin meşhur filikacı başı 80 yaşındaki Tuğamiral Süleyman Paşası vardı ki okuma ve yazması yoktu… “(Sayfa 129)
İngiliz yazar JoanHaslip de ‘’Bilinmeyen Yönleri ile Abdülhamit’’ adlı eserinde (1964 Toker Matbaası) Sultanın Bahriye Nazırı hakkındaki görüşlerini şöyle aktarıyor:
‘’Padişah ahlaksızlıklarıyla alay edebilmek için nazırlarının yolsuzluk yapmasını beklerdi. Mesela, ihtiyar Bahriye Nazırının (Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşa) hırsızlıklarından sık sık bahsederdi. Fakat buna rağmen ihtiyar Nazır, Padişaha karşı yapılacak bir isyanda vazife almaması için Türk donanmasının hareketten mahrum bir halde Haliçte tuttuğundan konumunu muhafaza ediyordu. Bir gün Abdülhamit’e meşhur bir saray hokkabazının metal çatalları yuttuğu hakkındaki hünerleri anlatılmıştı. Padişah hemen cevap vererek bunda o kadar büyük bir hüner görmediğini çünkü Bahriye Nazırının hiç bir rahatsızlık hissetmeden muazzam harp gemilerini yuttuğunu söylemişti.‘’
Kim Gerçek Sorumlu? Donanmayı bu acıklı duruma düşürmek, donanmasızlığı devlet politikası haline getiren Sultanın sorumluluğunda idi. Ancak bu duruma ses çıkarmayan, Bahriye Nazırı Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşa ve dönemin son on yılındaki Donanma Komutanı Hasan Rami Paşa’nın hiç mi sorumluluğu yoktu?
Her ikisi de donanmanın güçsüz ve hareketsiz bırakılmasına ortak olmuş ve yolsuzluklara bulaşmıştır. Kısacası, fırsatçı bir duruş sergileyerek Bahriyeye ihanet etmişlerdir.

[Cem Gürdeniz – 18 Temmuz 2021 – Veryansıntv – https://www.veryansintv.com/ii-abdulhamit-ve-20-yuzyila-donanmasiz-giren-osmanli/ ]

Bölüm II sonu, devam edecek * Naci Kaptan
This entry was posted in Uncategorized. Bookmark the permalink.

One Response to TARİHTEN GERÇEKLER * II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİ; 20. YÜZYILA DONANMASIZ GİREN OSMANLI – BÖLÜM II

  1. Pingback: TARİHTEN GERÇEKLER * II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİ; DÜYUNU UMUMİYE VE 20. YÜZYILA DONANMASIZ GİREN OSMANLI – BÖLÜM I | Cumhuriyetimiz İçin

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *