AB’ye GİRİVERCEZ GARİ !!! * Vize işi bir başka bahara kaldı maşallah!

sozcu.com.tr
Emin Çölaşan
13.05.2016

Vize işi bir başka bahara kaldı maşallah!

Sevgili okuyucularım, AKP hükümetleri yıllardan beri aynı sakızı çiğniyor, gerçekleri göz göre göre saptırıp Türk Milleti’ne yutturmaya çalışıyordu:“AB artık bizim önemimizi anladı. Vizeler en kısa zamanda kaldırılacak!” Burada defalarca yazdım:

“Nah kaldırılacak!” Böyle bir şey akla, mantığa, dünyanın ve Avrupa’nın gerçeklerine aykırı olurdu. Vizelerin kaldırılmayacağı kesindi.Son olarak bu tencereyi ısıtıp yeniden önümüze sürdüler: “Müjdeler olsun eyy vatandaşlarımız, hükümetimiz bastırdıkça bastırdı ve haziran ayında vizeler kalkıyor.”

Hükümet bu açıklamaları yaptıkça bana AKP yandaşlarından çoğu yine küfürlü tepkiler yağıyordu:

“Şiştin mi, rezil oldun mu alçak adam?” “Dünyadan haberin olmadan yazılar yazıyorsun. Yine rezil oldun, şimdi özür dile.” “Sayın cumhurbaşkanımızın sayesinde bu konu da çözüldü. Sana da eşek gibi anırmak düştü. Anırmanı bekliyoruz!”

Bizimkiler adeta zafer kazanmış havalara girmişti ama AB ülkeleri başka telden çalıyordu.Vizelerin kalkması için onların ölçülerine göre 72 kriterin yerine getirilmesi gerekti. Bunu yapamamıştık.Yapmaya da niyetimiz yoktu zira içlerinde çok kritik hususlar vardı.Ayrıntıya girmeyeyim, kısaca şöyle idi:

Fikir ve ifade özgürlüğünü, temel özgürlükleri sağlayacak yasal düzenlemelerin hemen yapılması.Bir yanda sen çıkıp posta koyacaksın “Biz yolumuza siz yolunuza, istediğinizi yapmazsanız namertsiniz” gibi laflar edeceksin, ertesi gün ise heriflere yine yalvar yakar olacaksın!
Avrupa bu çelişkileri yemedi, yemesi de zaten mümkün değildi.

Bir an için kendinizi örneğin Almanya’nın yerine koyun. Varsayalım vizeler kaldırıldı. En azından bir milyon, belki daha da fazla Türk vatandaşı pasaportunu cebine koyacak, bavulunu hazırlayıp uçak biletini alacak, Almanya kapılarına dayanıp iş aramaya başlayacak.Cahili okumuşu, suçlusu suçsuzu, örtülüsü örtüsüzü, maceracısı, işsizi güçsüzü her kesimden insan…Bazıları oralarda sığınmacı olacak.Bunların bir bölümü gittikleri ülkede suça karışacak, bir bölümü yolunu şaşırıp parasız kalacak falan filan.

Avrupa’nın başı Suriyeli sığınmacılarla zaten yeterince derde girmiş, bir de bizden gidenlerle uğraşacak! Siz herhangi bir AB ülkesi olsanız, saygınlığı olmayan,AB ilkeleri ile böylesine ters düşen, koyu bir diktatörlük rejimine doğru pupa yelken yol alan bir ülkenin en az bir milyon vatandaşını Tayyip’in kara kaşı kara gözü uğruna ülkenize buyur eder misiniz?

Şimdi hükümete hemen düşen görev, Türk Milleti’nden özür dilemektir:
“Eyy vatandaşlarımız, sizi yine hayal kırıklığına uğrattık. Ne dediysek tersi çıktı. Vizelerin kaldırılması inşallah maşallah bir başka bahara kaldı, o zaman kaldıracağız!”

Posted in AB, EMİN ÇÖLAŞAN | Leave a comment

PKK TERÖRÜ * BÖLÜCÜ KÜRTÇÜLÜK * KALKIŞMA *** Prof. Dr. Ümit Özdağ Çukurca’daki hain PKK saldırısı ile ilgili çok önemli bir iddiayı gündeme getirdi.* “Helikopterimiz muhtemelen SA-7 ya da SA-8 roketiyle vuruldu. PKK’lı teröristler artık şehir saldırılarında ortamdaki oksijeni emen termobarik roketi mermileri kullanıyorlar”

sozcu.com.tr

Kamil ELİBOL
13 Mayıs 2016

Ümit Özdağ’dan Çukurca iddiası

MHP Genel Başkan adayı ve Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ, Çukurca’daki hain saldırısı ile ilgili çok önemli bir iddiayı gündeme geldi.

Prof. Dr. Özdağ, “Helikopterimiz muhtemelen SA-7 ya da SA-8 roketiyle vuruldu. PKK’lı teröristler artık şehir saldırılarında ortamdaki oksijeni emen *termobarik * roketi mermileri kullanıyorlar” dedi.

Hükümeti çöken Suriye politikasını ağır bir dille eleştiren MHP Genel Başkan adayı ve Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ, “şehitlerimiz için Allah’tan rahmet, kederli aileleri ve Türk Milleti için başsağlığı dilerken, “sınırdan büyük bir terörist grubun sızma girişimi üzerine çıkan çatışmalarda 6 askerimiz çıkan çatışmada şehit olurken, 2 helikopter pilotumuzda PKK’nın Irak’ın kuzeyinden yapmış olduğu muhtemelen SA-7 veya SA-8 tipinin kullanıldığı roket saldırısı neticesinde helikopterin pervanesinin vurulması nedeni ile kırıma uğraması neticesinde şehit olmuşlardır” diyerek PKK’lı teröristlerin elinde artık çok ileri teknoloji silahların olduğunu iddia etti.

Prof. Dr. Özdağ, “PKK terör örgütünün bu saldırısı, terör örgütünün Suriye iç savaşı sırasında hangi ileri teknoloji ürünü silahlara eriştiğini göstermesi açısından çok önemlidir. “Suriye’de Esad rejimini yıkacağız” diye yola çıkan AKP Hükümeti, Ahmet Davutoğlu’nun ifadesi ile “Esad rejiminin Suriye’de kontrolü yitirmesini sağlayarak” bugün IŞİD ve PKK’nın hem bu ülkede iki devletçik oluşturmasının hem ileri teknoloji ürünü silahlar kullanmasının önünü açmıştır. Bu imkanlardan faydalanan teröristler şehir çatışmalarında askerde olmayan ortamdaki oksijeni emen termobarik roket mühimmatı ve çelik çekirdekli mermi kullanmaktadırlar. Irak-Türkiye sınırında helikopterimize yapılan saldırıda AKP Hükümetinin Esad’ı yıkma politikasının bir ürünüdür. AKP Hükümetinin Ortadoğu ve özellikle Suriye politikasını derhal değiştirmesin vakti çoktan geçmiştir. Bu yanlış politikanın bedelini Türk Milleti ödemektedir ve ödenecek bedel önümüzdeki yıllarda ne yazık ki artacaktır. “diyerek hükümeti bir kez daha Suriye politikasını derhal değiştirmesi için uyardı.

*termobarik*

Termobarik bomba veya termobarik silah, yüksek yanıcılığa sahip bir maddenin hedefin rakımına göre önceden ayarlanan belirli bir irtifada atmosferdeki oksijen ile termokritik bir havayakıt oranında karıştırılması, daha sonra bu karışımın bomba düzeneğine dahil elektronik bir fitil ile ateşlenmesi sonucu ortaya çıkan devasa alev topu ve basınç dalgası ile nüfuz alanındaki hedeflerin etkisiz hale getirilmesi prensibini kullanan silahlara denir. Ayrıca yakıt-hava patlayıcılar, yüksek tahribatlı basınç bombaları ve vakum (boşluk) bombaları olarak da isimlendirilen bu silahlar konvensiyonel patlayıcılı bombalara nazaran birim hedef alanı ve uçak tarafından taşınan birim ağırlığa göre çok daha yüksek bir basınç tahribatı ve dolayısıyla maliyet etkinlik sunmaktadır.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Termobarik_silah

Posted in Bölücü KÜRTÇÜLÜK, ORTADOĞU ÜLKELERİ, PKK TERÖRÜ, TSK | Leave a comment

EN ETKİLİ YALAN …

Posted in Politika ve Gundem | Leave a comment

DURUM VAZİYETİ 13.05.2016 Hürriyet * 301 MADENCİMİZİ ANARAK * SOMA KATLİAMININ 2. SENESİ “BİZİ UNUTMAYIN” * CENAZE EVİNE TAZİYEYE GİDEREK CENAZE SAHİPLERİNİ DÖVMEK !

Soma’nın yıldönümü

Sevgili okuyucularım Türkiye iki yıl önce bugün tarihinin en büyük facialarından birini yaşamış, Soma’da 301 fakir fukara, gariban madencimiz linyit madeninde can vermişti.O günü ve sonrasını biraz olsun anımsayalım.

Başbakan Recep Tayyip ekibiyle birlikte Soma’ya gitti… Halk doğal olarak tepkiliydi. Danışmanlarından biri aracından inip kameraların önünde bir maden işçisini tekme tokat dövdü… Ve hakkında hiçbir işlem yapılmadı.

Tayyip yuhalandı…Bir markete girdiğinde yumruklar ve küfürler havada uçuştu…Türkiye büyük bir facia yaşamıştı.301 insanını yitiren Soma kaynıyordu.

13 Mayıs 2014 günü gerçekleşen bu acı olaydan sonra iki seçim yaşadık…
7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 seçimleri…Ölen madencilerin tazminatı ödenmemişti, aileler perişan durumda idi. Soma’nın tümü aldatılmıştı. Sadece mezarları yapılmıştı!..

Ve bu iki seçimde AKP Soma’da sırasıyla yüzde 40 ve yüzde 49 oy alıp birinci parti çıktı.Hayret verici bir olaydı.Öldüler, dayak yediler, horlandılar, aşağılandılar ama yine de iktidar partisine oy verdiler. Bu durumda kime ne diyeceksiniz ki!..

Her iki seçim sonrasında da Soma sonuçlarına özellikle bakıp “Vay anasını sayın seyirciler, demek ki Soma halkı bu felaketten memnunmuş ki oylarını AKP’ye yağdırmış. İnşallah başka bir felaket yaşamasınlar” demiştim.

Emin Çölaşan – 13.05.2016

Yusuf Yerkel – Bu tekmeyi unutmayın

CENAZE EVİNE TAZİYEYE GİDEREK CENAZE SAHİPLERİNİ DÖVMEK !

Böylesi Dünyada belki ilk kez ülkemizde oldu . Soma’da gereken önlemler alınmadığı için 301 madencimiz ölüme gönderildi ve madende hayatlarını kaybettiler. Zamanın başbakanı Erdoğan taziye için Soma’ya gitti ve halkın öfkesi nedeniyle sığındığı markette Soma’lı bir gencin boğazına sarılarak korumalarının da yardımı ile “İsrail dölü” diyerek Soma’lı genci döverken heyetinde bulunan Yusuf Yerkel isimli bir memuru da yere düşmüş olan bir Soma’lı genci polislerin yardımıyla tekmeliyordu.İşin trajik yanı Yusuf Yerkel de bir işçi çocuğu idi …….

Bu yapılanları dayak yiyen Soma’lıların unuttuğu ve bağışladığı seçim sonuçlarında ortaya çıktı ve son iki seçimde AKP Soma’da birinci parti oldu. Ne diyelim ; ” Mezbahaya giden gamsız öküz kasabının bıçağını yalarmış”

Soma’da madende hayatlarını kaybeden yoksul madencilerimizi saygıyla anarak ailelerine sabır diliyorum.

Naci Kaptan

Posted in Calisma Dunyasi - Is ve Emekciler, DURUM VAZİYETİ, Gundem, Haber, HUKUK-YARGI-ADALET, İNSAN HAKLARI - DEMOKRASİ, Madencilik ve Yeralti Kaynaklari, MEDYA | Leave a comment

DURUM VAZİYETİ 13.05.2016 Cumhuriyet * BU ZALİMDEN BİZİ KURTARIN

Posted in DURUM VAZİYETİ, Gundem, Haber, MEDYA, YANDAŞ - ÇIKARCI - YAĞCILAR | Leave a comment

IŞİD * RADİKAL İSLAM * IŞİD’liler “lav silahlarıyla, keleşlerle Kilis’ten geçtiler ama bunların görmezden gelindi

HABEREyorum

Milletvekili / Gazeteci Eren Erdem’in aşağıdaki açıklamalarına bir görgü tanığı olarak katılıyorum. Ülkemizin tanınmış bir hastahanesine birkaç kez gittiğimde gruplar halinde  hastahanede dolaşan ve lobide oturan arap gençler gördüm. nereli olduklarını sorduğumda çoğu Libya’lı olmak üzere Cezayir , Tunus gibi kuzey Afrika ülkelerinden geldiklerini öğrendim. neden geldiklerini sorduğumda cevap vermediler. hastahane çalışanlarına sordum ; Hükümetin emri ile hastahanede barındırıldıklarını , değişik tarihlerde gidenlerin yerine başka grupların geldiğini ama hasta olmadıklarını , özellikle hastahanenin kadın çalışanlarının çok tacize uğradıklarını ve hastahanede barındırılanlar hakkında konuşmamaları talimatı aldıklarını söylediler. Daha sonra basında benzer arap gençlerinin Devlete ait misafirhanelerde ve kamplarda geçici olarak barındırıldıklarına ilişkin haberler çıktı. Bu kişilerin Türkiye’ye getirilmesi – barındırılması ve iaşesi AKP ktidarının emriyle Devlet kesesinden karşılanmıştır. İşte İktidar destekli olarak Suriye’ye gönderilen cihatçı radikal İslamist teröristler bu kişilerdir. Zamanın Başbakanı Erdoğan’ın politikaları Suriye ve Irak’a kan ve ölüm getirmiş ve ihraç edilen terör nedeniyle ülkemizi hergün bombalar patlayan bir kan gölüne döndürmüştür.

Güneydoğuda ölen her bir şehidimizin kanında ve ülkemizin derin bir istikrarsızlaştırmaya sürüklenmesinde başta Başbakan/Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere sözde DERİN SİYASETİN sahibi Davutoğlu’nun eski içişleri bakanı /cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ve kabinede görev alan bakanların büyük sorumlulukları vardır”.Gün ola devran ola”  elbet bağımsız yargı işbaşı yapacaktır.

cumhuriyet.com.tr

13.05.206

Lav silahlarıyla sınırı geçmişler!

IŞİD’in Suriye’deki gümrük sorumlusu olarak tanınan “Ebubekir” kod adlı İlhami Balı’nın emniyetteki telefon görüşmelerinin kaydını “belgeleriyle” açıklayan CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem, IŞİD’lilerin “lav silahlarıyla, keleşlerle Kilis’ten geçtiklerini, ama bunların görmezden gelindiğini” söyledi.

Erdem, Meclis’te IŞİD üyelerinin telefon görüşmelerinin emniyetteki kayıtlarını üzerinde “gizli” ibaresi bulunan belgelerle açıkladı. Diyaloglarda IŞİD militanlarının Türkiye’de, Gaziantep ve Urfa’da nasıl örgütlendiklerini ortaya seren konuşmalarda, hangi hastanelerde tedavi gördüklerinin de yazılı olduğu dile getirildi. Erdem, “Hükümet, lav silahlarıyla, keleşlerle Kilis’ten sınırı geçenlerin telefonlarını dinlemiş ama görmezden gelmiş” dedi. Telefon görüşmelerine ilişkin tapelerin bin sayfayı içerdiğini vurgulayan Erdem, emniyet tarafından dinlenen konuşmalarda, terör örgütü üyelerinin “hangi otelde kaldıkları, nerede araba bekledikleri, hangi caminin önünde toplanacakları, arabaların saat kaçta kalkacağı” gibi tüm detayların bulunduğunu vurguladı. Erdem, “Ancak bu şahıslara tek bir operasyon yapılmamış. Hangi otelde kaldığını bildiğiniz bir teröristi neden tutuklamadınız?” diye konuştu.

Utanmıyor musunuz?

Kilis’te bugünlerde vahim tablolar yaşandığına dikkat çeken Erdem, “Kilis’te bugünlerde hükümetin görmezden geldiği şeyler oluyor ama hükümetin daha önce de görmezden geldiği şeyler olmuş” dedi. Erdem, şunları kaydetti: “Utanmıyor musunuz bu ülkenin çocuklarını katledenlere göz yummaya? Belgelerde hepsinin nereden aradığı, adresleri belli. Bu belgeler, hükümetin istifa etmesini gerektiren durumdur. Bu belgeler, Türkiye’nin nasıl gecekondu devletine dönüştürüldüğünü, hükümetin elinin ne kadar kirli olduğunu gösteriyor. Bu belgelerden anlaşılıyor ki hükümet, terör örgütleri arasında ayrımcılık yapıyor. Bütün terör örgütlerine aynı mesafede olunmalı.”

Posted in DIŞ POLİTİKA, EMPERYALİZM, FAŞİZM, ORTADOĞU ÜLKELERİ, PKK TERÖRÜ, RADİKAL İSLAM | Leave a comment

BEN DOKTOR DEĞİLİM

Gülümseyin diye konuyla ilgisi olmayan bir karikatür !

Cumhuriyet 13.05.2016

BEN DOKTOR DEĞİLİM

Tass Ajansı’nın haberine göre, Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova dün düzenlediği haftalık basın toplantısında bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Karadeniz adeta bir Rus gölü haline dönüştü” sözlerini yorumlamasını istemesi üzerine “Ben doktor değilim” diye karşılık verdi.

 

Posted in Uncategorized | Leave a comment

O GERİ DÖNDÜ !!! *** Alman Sanatçılar, ‘Hitler bıyıklı Erdoğan’ fotoğrafıyla yaptıkları protestoyu 1 saate yakın sürdürdü. Sanatçılar Hitler’i hatırlatarak “O geri döndü” cümlesini kullandı.

Cumhuriyet 13.05.2016

O GERİ DÖNDÜ !!!

Türkiye Büyükelçiliği’nde ses getirecek eylem:

Almaya’nın başkenti Berlin’de, mühimmat taşıyan MİT TIR’larını haberleştirdikleri için ceza alan Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül için ses getiren bir eylem yapıldı.

Alman sanatçılar, Erdoğan ve Hitler fotoğraflarıyla Türkiye Büyükelçiliği önünde projeksiyon gösterisi yaptı.Mahkemenin kararını kınayan sanatçılar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hitler bıyığı ve kırmızı-beyaz nazi armasıyla hazırlanmış fotoğrafını, projektörle Türkiye Büyükelçiliği’nin duvarına yansıttı.

Basına yapılan baskıları protesto eden Alman Sanatçılar, ‘Hitler bıyıklı Erdoğan’ fotoğrafıyla yaptıkları protestoyu 1 saate yakın sürdürdü. Sanatçılar Hitler’i hatırlatarak “O geri döndü” cümlesini kullandı.

Posted in DÜNYA ÜLKELERİ, FAŞİZM | Leave a comment

BUNLAR ADAM BİLE DEĞİL * Her saatin her dakikasına / Emeğini katarsan alın terine, Hakçasına bölüşürsen vicdanındaki adaleti / Her şeyiyle dünya önüne serilir.Korktuğun yerde el öpmez / Hükümran olduğun yerde ezmezsen, Oğlum adam oldun demektir / Üstelik Adam gibi Adam…

Rifat Serdaroglu
28 Nisan 2016

BUNLAR ADAM BİLE DEĞİL

Büyük Atatürk’ün TBMM Başkanlık kürsüsünden söylediği o muhteşem cümle neydi? “Lâiklik adam olmaktır hocam, adam olmaktır!”

Hah işte bu Bademler var ya, inanın bunlar adam bile değiller…

Lâiklik-Adam gibi Adam olmak, nedir;
Bizler yani vatanseverler ve Atatürkçüler bu sözden ne anlıyoruz?

Lâiklik, kul-tebaa olmaktan çıkıp özgür bireyler olmaktır.

-Lâiklik, devletin her inanca eşit mesafede durması demektir.

-Lâiklik, Seccade şeytanları olan yobazların, dinimizi ticaret aracı olarak kullanamamaları demektir.

-Lâiklik, çocuklarımızı çağdaş ve medeni dünyanın bilgili ve başı dik bireyleri yapmaktır.

-Adam gibi Adam olmak, bir sanattır. Sözde kolay gibi görülebilir fakat çok zordur. Meşakkatli bir süreçtir. Erdem sahibi olmaktır. İlkeli, prensipli, disiplinli, omurgalı bir yaşam sürmektir.Yılmamak, vazgeçmemek, umudunu yitirmemek, onurlu ve kültürlü olmaktır.Adam gibi Adam, düşünür, sorgular, tartışır, okur, çalışır, biat etmez, adil olur.

-Adam gibi Adam, dürüsttür, özü sözü birdir, namusludur, kul hakkı yemez, harama el uzatmaz, kadın-erkek eşitliğine inanır, kadınına âşıktır, merhametlidir.

-Adam gibi Adam, inandığı fikrini saklamaz, yalan söylemez, ikiyüzlülük (takiyye) yapmaz, kendi öz fikrini savunmaktan geri durmaz…

Rudyard Kipling adlı şair, bakın adam gibi adam olmak üzerine ne söylemiş; Her saatin her dakikasına / Emeğini katarsan alın terine, Hakçasına bölüşürsen vicdanındaki adaleti / Her şeyiyle dünya önüne serilir.Korktuğun yerde el öpmez / Hükümran olduğun yerde ezmezsen, Oğlum adam oldun demektir / Üstelik Adam gibi Adam…

Gelelim yazının başlığı olan “Bunlar Adam Bile Değil” sözüne; Yalan söylemek bunlarda, sözünden dönmek bunlarda, ekmeğini yiyip suyunu içtikleri vatana ihanet bunlarda, çalmak-çırpmak-soymak bunlarda, hırsızı hırsızlığı saklamak bunlarda, dini kullanarak gariban Müslümanları hem Türkiye’de hem de yurtdışında soymak bunlarda…

“İmralı ve PKK Narko-Terör örgütü ile görüşme emrini ben verdim” deyip, sonra işine gelmeyince “Ne mutabakatı yahu” diye utanmadan yalan söyleyebiliyorsa!

TBMM Başkanı ve Cumhurbaşkanı Vekilliği sıfatlarını üzerinde taşıyan TC Devletinin 2 numarası olan kişi, sabah söylediğini “Ama ben onu demek istememiştim ki” diye kıvırtabiliyorsa!

Oğlu Singapur’da kumarhanede yakalanan adam; Tıpkı, ihale takipçisi Kayınçosunun balya-balya dövizleri kocaman çantaya tıkıştırırken Polis kamerasına yakalandığı zaman ki gibi “Bunun için somut deliller lazım” diye yalan söyleyebiliyorsa! Bunlar adam bile değillerdir…

TBMM Başkanı ve Cumhurbaşkanı Vekili Kahraman İsmail’den şu konuda bir açıklama beklemek hepimizin hakkıdır;

Eyy İsmail Kahraman; Siz “Dindar Anayasa” istiyorsunuz. Dünyada, Türkiye hariç 62 Müslüman Devlet var. Dindar Anayasa isterken, hangi Müslüman Devleti örnek alıyorsunuz?

Suudi Arabistan-Sudan-Pakistan-Libya-Kuveyt-Birleşik Arap Emirlikleri örnek ülkeler olabilir mi?

Sağlık ve başarı dileklerimle
Rifat Serdaroğlu

Posted in Rifat SERDAROĞLU yazıları, YOBAZLIK - GERİCİLİK, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK | Leave a comment

POLİTİKA KORİDORU* Ali Babacan fısıltısı!..* Ne oldu demokrasi havarilerine?.. Ne oldu her daim “erdemliler hareketi”nden dem vuranlara?.. Saray darbesine, Davutoğlu’nun ayak oyunları ile Cumhurbaşkanlığı makamında azledilmesine neden sus pus oldular?.. “

yenicaggazetesi.com.tr

12.05.2016

Ali Babacan fısıltısı!..

Ahmet TAKAN

Hani bir zamanlar!.. Bülent Arınç’ın, Hüseyin Çelik’in sert açıklamaları ile R.Erdoğan’a karşı alevlenen “küskünler hareketi” vardı… Abdullah Gül, ta İstanbul’dan kalkıp gelmiş 3 saatlik akşam yemekli saray zirvesi ve ardından küskünler evinde yapılan istişareler günlerce kamuoyunu meşgul etmişti. Saman alevi misali!..

Ne oldu demokrasi havarilerine?.. Ne oldu her daim “erdemliler hareketi”nden dem vuranlara?.. Saray darbesine, Davutoğlu’nun ayak oyunları ile Cumhurbaşkanlığı makamında azledilmesine neden sus pus oldular?.. “Belki de içlerinden ‘oh olsun Davutoğlu’na’ diyorlardır. Etme bulma dünyası” diyeceksiniz…

Postmodern sivil darbenin hemen arkasından kaleme aldığımız yazıda, 4 Mayıs  buhranlı gecesinde Ahmet Hoca’nın küskünler cephesi ile dolaylı temasa geçtiği ve bir yere varılamadığını aktarmıştım. Devamını getirelim ama şu an için AKP’de Erdoğan’a karşı muhalefet olur umuduyla bekleşenler adına çok üzgünüm.

Godot’yu beklerken!..

Şu an ortak hareket yok AKP’nin küskünler cephesinde… 23 Mayıs sabahını bekleme havası hâkim. Abdullah Gül ve Bülent Arınç, “canını sıkma” telefonu ettikleri Ahmet Hoca’ya “parti içindeki diyalogu kesme” dediler… Küskün muhalif cephesinde bir bölüm; “hoca partide zirvede bırakmanın ve sebepsiz yere alınmanın gücünü tutmak istiyor. Hocaya çok sayıda geçmiş olsun, üzgünüz telefonları geliyor. Hoca bu gücünü, parti içindeki, mücadelesini sonuna kadar sürdürecek” diyor. Erdoğan karşıtı cepheyi, dikkatli ve gerçekçi olarak izlerseniz yine de en hareketli kanat Bülent Arınç tarafı. Birazcık kıpırdama var!.. Meclis’te eski başkanlığından dolayı oda verilen Arınç, AKP’li vekillerle görüşerek ayar verecekmiş. Arınç cephesi de diyor ki; “dolaylı yoldan birlikte hareket etme kararı aldılar. Bu kararda Davutoğlu’nun pozisyonunu zedelememesine özen gösteriyorlar.”

Büyük ümitler beslenen(!) Abdullah Gül ise piyadelerine mıntıka temizliği yaptırmaya çalışıyor…

Küskünler hareketinin 23 Mayıs sabahı beklentileri ile ilgili önemli kulis;

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek kabine dışı kalırsa Ali Babacan üzerinden parti içi muhalefetin düğmesine basılacak mış.. mış…

Kafası çok karışık AKP’li küskünler cephesinden bize anlatılan ortak yorum;

Partide Erdoğan’ı zirvede ayakta tutan masanın 4 ayağı vardı. Gül-Arınç-Davutoğlu-Babacan. Erdoğan masanın ayaklarını bir bir kendi elleri ile kopardı. Masayı deviren Erdoğan. Yeni ayakları da kendisi bulacak. Kimlerle yoluna devam edecek bunu bekleyip göreceğiz. Artık bizim değil Erdoğan’ın hamle yapması gerekecek. Çünkü en büyük hatayı yaptı, kendisini ayakta tutan Davutoğlu’nu görevden aldı. Onun 3 B’si varsa bizim taş gibi 10 lider adayımız var.

“Her gün uzun uzun yazılarına alıştık. Bugün ne diye kısa kestin” diye soracaksınız…

Haberin ve yazının hakkı ne kadar ise o kadar; temel prensibimdir.

Yukarıda yazdıklarımdan daha fazla somut bilgi de hareket de yok.

Şişirmeye de hiç gerek yok!..

Posted in AHMET TAKAN YAZILARI, Politika ve Gundem | Leave a comment