Yasal Uyarı
Bu BLOG içinde yer alan yazı ve görseller kişisel kullanım ve/veya bilgi paylaşma amacı ile sınırlıdır, hiç bir ticari amacı yoktur.
Bu BLOG içindeki yazı ve görselleri paylaşırken kaynak göstermeniz rica olunur.
The contents of this BLOG are limited to personal use and/or information sharing, and there is NO COMMERCIAL purpose.
Arama
Takvim
-
Yeni Yazılar
- MUSTAFA KEMAL’İN TÜRKİYESİNİ NE HALLERE DÜŞÜRDÜLER…
- ULUSAL ONUR’U BULUNAN BİR DEVLET YÖNETİCİSİ CANAKIYICILARLA EL SIKIŞMAZ…
- AFORİZMALAR
- Trump kimdir? * (Erdoğan’ın yakın dostu!!!) Trump, devlet başkanı olmadan önce, emlakçılık ve ticaret yaptığı dönemdeki bazı faaliyetlerinden dolayı, yargı kararıyla hüküm giymiş ve suç işlemiş bir devlet başkanıdır. Trump, evrakta ve muhasebe kayıtlarında sahtecilikle ilgili otuz dört ayrı suçtan dolayı mahkeme tarafından suçlu bulundu ve hüküm giydi.
- POLİTİKA GÜNDEM * Trump’la zirvenin maliyeti
Arşivler
Kategoriler
Who's Online
89 visitors online now20 guests, 69 bots, 0 membersSeçenekler
KÜRESEL POLİTİKALAR * EMPERYALİZM VE BOP * ORTADOĞU OYUNLARI * Atlantik + Astana = 0
Mehmet Ali Güller
TEĞMENLER KONUSU NEYİ GÖSTERİYOR?
TEĞMENLER KONUSU NEYİ GÖSTERİYOR?
Zahide UÇAR – 19.01. 2025
30 Ağustos 2024 günü Kara Harp Okulları mezuniyet töreni sonrasında teğmenler kendi aralarında subay yemini ettikleri için TSK’dan ihraçları talep edildi. Teğmenler 16 Ocak’ta Yüksek Disiplin Kurulu’nda yazılı ve sözlü savunma yaptı.
Uzun süre teğmenler konusunu yazan, tartışan yazar, akademisyen ve emekli askerleri izledim. Teğmenler atılsın diyen güruh hariç, atılmasın diyenlerin geneli naif yorumlar yaptı. Suç yok, kendi aralarında yaptıkları bir ritüel dediler. Dejavu!
Bu savunma bana Ergenekon ve türevi kumpas yargısını hatırlattı. O dönemde de birçok asker suçsuzum diye yırtındı. Bu durum beni hem üzdü, hem sinirlendirdi ve; “Yeter be, artık Anlayın” başlıklı bir yazı yazdım. Okumak isteyen için o yazım:
https://www.guncelmeydan.com/pano/yeter-be-artik-anlayin-zahide-ucar-t33950.html
Ergenekon ve türevi ihanet sürecinde gizli tanıklar PKK’lılardan seçildi. Neden? Ordu personelini moral olarak çökertmek için.
Türk Milletine bağımsız bir ülke armağan eden son Türk Kağanı Mustafa Kemal Atatürk’ün 31 Temmuz 1920 tarihinde Afyonkarahisar Kolordu Dairesi’nde subaylara hitaben yaptığı uzun konuşmasında Türk Ordusu ve Türk Milletini uyarıyor. Hayati uyarısında;
“Orduyu imha etmek için mutlaka subayını mahvetmek, aşağılamak lazımdır.
”Diyor. Gene konuşmasının bir yerinde; “Ordunun ruhu subaylardadır.” Der.
Ordu üzerinde siyasi oyunlar ve operasyonlar devam ediyor. Teğmenler konusu bu kumpaslardan ayrı düşünülemez. “Mustafa Kemal’in askeriyiz” sözünü, Mustafa Kemal’e düşman olanlar meydan okuma olarak algıladı. Salyalarını akıtarak saldırdılar. Ebru teğmen’e sosyal medyadan saldıran bir alçak açıkça tecavüz etme tehdidinde bulundu. Kıçını silemeyen alçaklar bu dönemin görevlisi oldu. Teğmenimiz suç duyurusunda bulundu. Yargı fikir özgürlüğü kararı verdi. Bu karar bize neyi anlatıyor? Bulunan savcı Öz dönemini değil mi?
Tepkiler gelince ifade özgürlüğü tutuklamaya dönüşüyor. Bu alçak, aşağılık saldırı karşısında Genelkurmay teğmenine sahip çıkmıyor. Ya da sahip çıkmaya korkuyor…. Ürkütücü bir durum.
Bu ülkeyi Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları kurdu. Türk Ordusunu Mareşal Mustafa Kemal Kurdu. Ordu Mustafa Kemal’in ordusudur. Asker Mustafa Kemal’in askeridir. Öyleyse konu ne?
Kurtuluş Savaşında yendiğimiz yedi düvelden biri olan İngilizler giderken uyuyan ajanlarını bırakıp gitti. Kurtuluş Savaşında Kuvayi Milliye’ye karşı kim savaştı.? Saray ve İngiliz ortak ordusu olan Kuvayi İnzibatiye savaştı. Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra Kuvayi İnzibatiye’nin soyları yok olmadı. Geride bıraktıkları tohumları 100 yıldır Atatürk ve kurduğu devletle savaşıyor. Gene arkalarında İngiliz var, Amerika var, İsrail var.
Türk Ordusunun küresel çeteye lejyoner askeri olması için Mustafa Kemal’in askerlerinin tasfiye edilmesi gerekir. Teğmenler tam da bu nedenle ihraç edilmek isteniyor. Algı operasyonuyla Mustafa Kemal’in askeri olmak suç işleme nedeni olarak pazarlanıyor.
Birilerinin ağa babaları; “Atatürk dönemi bitmiştir” diyordu. Bu talimat nedeniyle Ergenekon KUMPASINDA Atatürk’ün NUTUK kitabı suç delilleri arasında gösteriliyordu. Bu talimat nedeniyle Kuvayi İnzibatiye’nin çocukları Cumhuriyete “reklam arası” diyordu.
Şimdi bu açıklamamdan sonra diyorum ki;
Teğmenler Orduda kalırsa Kuvayi Milliye kazanacaktır.
Teğmenler ordudan atılırsa KUVAYİ İNZİBATİYE kazanacaktır!
Bu durumda bu ülkenin meşru çocukları, kısacası;
T.C. Devletinin tapusunun gerçek sahibi Kuvayi Milliye’nin mirasçıları susmayacaktır!. Karar verecek olanlar koltuk derdine düşüp ordunun ruhu olan teğmenleri atacak mı?
Bu durumda;
Teğmenine sahip çıkamayan,
çıkmayan komutanlara
Türk Askeri güvenir mi?
Posted in TSK, Zahide Uçar
Leave a comment
ORTADOĞU VE EMPERYALİZM * ABD – BOP – CENTCOM’dan Trump öncesi SDG’ye destek
CENTCOM’dan Trump öncesi SDG’ye destek
/ 18 Ocak 2025, Cumartesi

Amerikan Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General Michael Erik Kurilla, Suriye’yi ziyaret ederek bölgedeki ABD askerleri ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) liderleriyle bir araya geldi.
Amerikan Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General Michael Erik Kurilla, Suriye’yi ziyaret ederek bölgedeki ABD askerleri ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) liderleriyle bir araya geldi.
Ziyarette SDG lideri Mazlum Kobani ile görüşen Kurilla’ya, Birleşik Ortak Görev Gücü Doğal Kararlılık Harekatı (CJTF-OIR) Komutanı Tümgeneral Kevin Leahy ve Birleşik Özel Operasyonlar Ortak Görev Gücü-Levant (CSOJTF-L) Komutanı Tuğgeneral Michael Brooks eşlik etti.
CENTCOM’un sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, ziyaretin IŞİD’le mücadelenin mevcut durumunu değerlendirmek, terör örgütünün bölgede yeniden güçlenmesini önleme çabalarını gözden geçirmek ve Suriye’deki değişen koşulları değerlendirmek amacıyla gerçekleştirildiği belirtildi.
Kurilla ayrıca, çoğunluğu IŞİD bağlantılı 40 binden fazla kişinin tutulduğu El-Hol kampını ziyaret ederek, “kamp sakinlerinin vatanlarına geri gönderilmesi” konusundaki kararlılıklarını vurguladı.
Trump’ın 20 Ocak’ta göreve başlaması beklenirken, Kurilla’nın SDG’ye verdiği güçlü destek mesajları, CENTCOM ile yeni ABD yönetiminin Suriye politikası arasında olası gerilim noktalarına işaret ediyor.
PKK’nın yeni hamlesi
Ziyaret, özellikle Reuters’ın PKK’nın SDG’ye özerklik verilmesi karşılığında Suriye’den çekilebileceğine dair haberinin ardından dikkat çekti.
Yetkin Report’a konuşan yetkililer, Ankara’nın böyle bir olasılığı kesin olarak reddettiğini belirtmişti.
TBMM Dışişleri Komisyonu’nda konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, Türkiye’nin Suriye vizyonunu açıklayarak, “paradigmatik dönüşüm” vurgusu yaptı.
Yılmaz, öncelikli hedefin “Suriye’nin üçte birini kontrol eden PKK unsurlarının bölgeden çekilmesi, Kandil kadrolarının etkinliğinin sonlandırılması ve SDG unsurlarının silah bırakması” olduğunu belirtti.
Yılmaz, Kürtlerin siyasi hakları konusunda ise eşit vatandaşlık temelinde siyasi temsil ve merkezi yönetimde diğer vatandaşlarla aynı haklara sahip olmalarını desteklediklerini ifade etti.
“Irak opsiyonu”
ABD Dışişleri Bakan adayı Marco Rubio’nun DEAŞ mahkumlarının tutukluluğunu gerekçe göstererek SDG ile işbirliğinin sürdürülmesi gerektiğini vurgulaması ve Irak Kürdistan Demokratik Partisi lideri Mesud Barzani ile SDG komutanı Mazlum Abdi’nin Erbil’deki görüşmesi, bölgedeki diplomatik hareketliliği artırdı.
ABD ve Batılı ülkelerin terörle mücadele konusunda Ankara ile ortak kaygıları olduğunu belirten Yılmaz, “DEAŞ’la mücadele konusunda ancak bazı konularda ayrıştığımız noktalar var. Bu konular mümkün olduğu kadar yönetilmeye çalışılıyor,” dedi.
Yılmaz, “IŞİD’in yeniden canlanmasının engellenmesi, YPG ve PKK’nın IŞİD’le mücadele kozunun elinden alınması, kampların güvenliği için yeni yönetime yardımcı olma, yeni yönetim ve Irak’la işbirliği halinde kampları yönetme gibi opsiyonlar” olduğunu söyledi.
Rusiya’nın Lazkiye ve Tartus’ta üslerini koruyma gayretlerinin devam ettiğini belirten Yılmaz “İran’ın kendi çıkarlarını korumak için çabaları farklı alanlarda devam ediyor,” dedi.
Yılmaz, “ülkede birçok silahlı grup var ve bunlar tek bir yönetim altında değil. Dün Savunma Bakanlığı’ndan yapılan bir çağrıyla bütün bu grupların tek bir düzenli ordu altında birleşeceği, milli bir Suriye ordusunun oluşacağı, bunun da ülkenin tüm sınırlarını korumak ve ülkede farklı alanlarda güvenliği tesis etmek için önemli olacağını bekliyoruz,” dedi.
KÜRESEL POLİTİKALAR * Türkiye BRICS’in Kapısında Neden Bekliyor?
Türkiye BRICS’in Kapısında Neden Bekliyor?
Türk basınında 18 Ocak tarihinde yer alan bir haber çok önemlidir: “Nijerya BRICS’e, Belarus, Bolivya, Küba, Kazakistan, Malezya, Tayland, Uganda ve Özbekistan’dan sonra ortak ülke statüsü kazanan dokuzuncu ülke oldu.”
BRICS, Güney Kore, Meksika, Türkiye gibi BRICS ülkeleriyle ekonomik “işbirliği” yapma kararı almış ülkeleri kapsamamaktadır.
Avrupa Birliği ülkeleri Türkiye’nin üyeliğini suya yazı yazarak bekletirken, Türkiye BRICS’e yönelip üye olmak için 2024 yılında başvuruda bulunmuştur. Türkiye’nin talebine henüz olumlu yada olumsuz bir cevap verilmezken Nijerya BRICS’e üye olmuştur.
BRICS grubu, yeni ülkelerin katılımıyla genişlemektedir. 1 Ocak 2024 tarihinde Mısır, Etiyopya, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri, ardından gecikmeli olarak Suudi Arabistan gruba katılmıştır. Brezilya Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Nijerya’nın 17 Ocak 2025 itibarıyla BRICS’in dokuzuncu ortağı olduğu açıklanmıştır. Bu konuda yapılan açıklamada, Nijerya’nın BRICS ile uyumlu çıkarlarına ve küresel yönetişimdeki aktif rolüne vurgu yapılmıştır. Nijerya; Belarus, Bolivya, Küba, Kazakistan, Malezya, Tayland, Uganda ve Özbekistan’dan sonra “ortak ülke” statüsü kazanan ülkedir. BRICS, Güney Kore, Meksika, Türkiye gibi ülkeleri kapsamamaktadır.
takım elbise, şirket, giyim, yönetim içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu2009 yılında Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin tarafından kurulan BRICS, 2011 yılında Güney Afrika’nın katılımıyla genişlemiştir. Başlangıçta yatırım ve finansal işbirliği için oluşturulan BRICS, 2024 yılında İran, Mısır, Etiyopya ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni üye olarak kabul etmiş, Ocak 2025 tarihinde de Endonezya tam üyeler arasına katılmıştır.
Ekim ayında Rusya’nın Kazan şehrinde düzenlenen BRICS zirvesinde onaylanan “ortak ülke” statüsü, tam üyelik için bekleyen 30’dan fazla ülkeye alternatif bir seçenek sunmaktadır. Bu statü, ülkelerin BRICS ile daha yakın ekonomik ve diplomatik ilişkiler kurmasına imkan tanımaktadır.
Türkiye, 2024 yılı Eylül ayında BRICS üyeliği için başvuruda bulunmuştur. Ömer Bolat, Kasım ayındaki bir röportajında “Türkiye’nin (BRICS) üyeliğine ilişkin statüsüne gelince, Türkiye’ye ortak üyelik statüsü teklif ettiler” demiştir. Türkiye’nin bu teklifi kabul edip etmediğiyle ilgili henüz bir açıklama yapılmamıştır.
BRICS
BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika ) terimi, bu ülkeler için kullanılır. BRICS, bu ülkelerin İngilizce isimlerinin baş harflerinden oluşur (Brazil, Russia, India, China, South Africa). 2011 yılında Güney Afrika Cumhuriyeti’nin birliğe katılmasıyla “BRICS” olarak adlandırılmıştır. BRICS ülkeleri, bulundukları bölgelerin bölgesel ilişkileri üzerindeki önemli potansiyeline sahiptir. Beş ülke aynı zamanda G-20 üyesidir. 2009’dan bu yana BRICS ülkeleri yıllık olarak resmi zirvelerde temaslarını sürdürmektedirler.
harita, dünya, atlas, Dünya içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu
BRICS üyesi ülkelerin hiçbiri Avrupa Birliği, NATO, OECD ve Avrupa Konseyi üyesi değildir. Bu ülkeler, Türkiye gibi Avrupa Birliği’ne üye olmak için başvurmamıştır. Söz konusu ülkeler batılı bir kuruluşa da üye değildir. Türkiye, Avrupa Konseyi kurucu üyesi olup, Europol’de stratejik ortaktır. Kısaca özetlemek gerekirse, Türkiye, doğuya giden gemide batıya koşan bir ülke değildir. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Alın Bizi Şangay Beşlisi İçine Biz de AB’ye ‘Allahaısmarladık’ Diyelim, Ayrılalım Oradan” derken haklı değildir.
Erdoğan, ŞİÖ 24’ncü “Devlet Başkanları Zirvesi Genişletilmiş Oturumu”na katılmış ve Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev‘e daveti için teşekkür etmiştir: “Bu kapsamda Şanghay İşbirliği Teşkilatı ile diyaloğumuzu daha da güçlendirmeye hazırız. Bölgesel çatışmalar, siyasi istikrarsızlıklar ve yoksulluk tarafından tetiklenen uluslararası göç hareketleri de temel kırılganlıklardan birisi haline geldi.”
Türkiye’nin 2013 yılından buyana sahip olduğu diyalog ortaklığı statüsü sayesinde Şanghay İşbirliği Örgütü’nün, Asya ile önemli diyalog kanallarından biri haline geldiğini açıklayan Erdoğan, “Bilindiği Teşkilat’ın Asya’da çok taraflılık hedefine katkı sağlamaya, güvenlik, enerji ve bağlantısallık başta olmak üzere birçok alanda iş birliğimizi sürdürmeye devam edeceğiz” demiştir.
Erdoğan, geçmişte katıldığı bir televizyon programında AB süreci ve ”Şangay Beşlisi” için Putin’e yaptığı teklif hakkında açıklamalarda bulunarak AB’yi eleştirmiş, ”Türkiye AB sürecini unuttu mu?” şeklindeki soruya ”Çok açık ve samimi söyleyeyim, bizim aslında AB sürecini unutmak, kaybetmek diye bir şey söz konusu değil…Oyalayacağına bizi, açıklasın biz de işimize bakalım. Oturup konuşuyorsunuz bize kalkıp da hakikaten ikna edici bir şey söyleyemiyorlar…geçenlerde sayın Putin’e onu söyledim, ‘bizi Şangay Beşlisi içine alın’ dedim. Alın bizi Şangay Beşlisi içine biz de AB’ye ‘allahaısmarladık’ diyelim, ayrılalım oradan. Bu kadar oyalamanın ne anlamı var?” ifadelerini kullanmış, ”ikisi birbirine alternatif mi?” sorusuna “Şangay Beşlisi daha iyi, çok daha güçlü” demiştir. (Şangay Beşlisi’ne alın AB’yi unutalım, Ocak 26, 2013. https://www.hurriyet.com.tr/gundem/sangay-beslisine-alin-abyi-unutalim-22448548)
2010’lı yılların başından itibaren Şanghay İşbirliği Örgütü’ne ilgi gösteren Erdoğan, Putin ile yaptığı temaslarda Türkiye’nin bu örgüte katılımı konusunu ele almıştır. 2012’de Rus liderle yaptığı görüşmede AB’yi Türkiye’nin tam üyelik yolunu kapatmakla eleştirmiş, Putin’e “Bizi Şanghay Beşlisi’ne alın, biz de AB’yi gözden geçirelim” demiştir. Daha sonra yaptığı açıklamalarda, ŞİÖ üyeliğinin AB’ye bir alternatif olmadığının altını çizerek doğru bir tespitte bulunmuştur. Çünkü; AB üyeliği ile ŞİÖ üyeliği farklı iki kuruluştur. Türkiye hem ŞİÖ üyesi, hem de AB üyesi olamaz.
Türkiye, Nisan 2013’te ŞİÖ ile diyalog ortaklığı anlaşmasını imzalamış ve örgüt ile hukuki ilişkisinin temellerini atmıştır. Dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından imzalanan Anlaşma, 2017’de TBMM’de onaylanarak ve yürürlüğe girmiştir. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Geng Şuang, Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üyelik başvurusu yapması durumunda bu başvuruyu değerlendirmekte istekli olduklarını açıklamıştır ama bu mümkün değildir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Avrupa Birliği yerine düşünülebileceğini söylediği ŞİÖ üyeliğiyle ilgili şu açıklamada bulunmuştur: “Şanghay Beşlisi içerisinde Türkiye niye olmasın? Sayın Putin, ‘Bunu değerlendiriyoruz’ gibi bir ifade de kullandı. Temenni ederim ki orada olumlu bir gelişme olması halinde, yani Türkiye’nin Şanghay Beşlisi içerisinde yer alması, bu konuda çok daha rahat hareket etmesini sağlayacaktır diye düşünüyorum.”
Türkiye’nin, dünyanın en güçlü savunma örgütü NATO’ya ve de birçok Avrupa kurumuna tam üye olduğu, AB ile de üyelik müzakeresi yaptığı unutulmamalıdır. Bu durumda Erdoğan’ın geçmişteki çıkışı, daha çok AB’ye olan tepkisinin bir yansıması olarak değerlendirilmelidir. Atatürk’ün Fransız gazeteci Maurice Pernot’a verdiği röportaj, günümüzde de geçerliliğini korumaktadır.
Uluslararası Kuruluşlar“Memleketimizi çağdaşlaştırmak istiyoruz. Bütün mesaimiz Türkiye’de çağdaş, dolayısıyla Batılı bir hükümet vücuda getirmektir. Medeniyete girmeyi arzu edip de, Batı’ya yönelmemiş millet hangisidir? Bir istikamette yürümek azminde olan ve hareketinin ayağında bağlı zincirlerle müşküle sokulduğunu gören insan ne yapar? Zincirleri kırar, yürür.” (Atatürk’ün Bütün Eserleri, 16. Cilt, s.149) Türkiye, doğuya giden bir gemide batıya koşan bir ülke değildir. Çünkü, tüm batılı kuruluşlara üye olup bazılarının da kurucu üyesidir.
(S. Rıdvan Karluk, Uluslararası Kuruluşlar, Beta, 7. Baskı, 2014.)
Bu coğrafyanın felaketi

Bu coğrafyanın felaketi
Naim Babüroğlu
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Büyük Taarruz hazırlıklarını sürdürmektedir.
1 Nisan 1922…Konya, Ilgın’dadır.
Yanında Sovyet Rusya Büyükelçisi Aralov, Askeri Ataşe Zvonaryev ve Azerbaycan Büyükelçisi İbrahim Abilov vardır.
Büyük Taarruz’un en önemli birliği 5’inci Süvari Kolordusu’nu denetler. Kahraman Fahrettin Altay’ın kolordusu…Kolordu’nun tatbikatını, tören geçişini ve bazı gösterilerini izler. Paşa, memnundur.
Süvari Kolordusu, taarruzun esas kuvveti ve vurucu gücü olacaktır. Bu nedenle, Başkomutan bu kolorduya özel bir önem verir.
Ardından, trenle Konya’ya gelir. İstasyon, Başkomutan’ı karşılamaya gelen Konyalılarla doludur. Gezi güzergahında, bir medrese de vardı. Genç mollalar, hocalar avluda dizilmiş bekliyorlardı.
En yaşlı hoca, Başkomutan’dan medrese sayısının artırılması ve medrese öğrencilerinin askere alınmaması isteğinde bulunur.
Hoca’nın, işgalcileri vatan toprağından atmak, vatanın, milletin namusunu kurtarmak gibi bir derdi yoktur. 35 padişahın türbesinin, işgalcilerin ayakları altında olması onu hiç rahatsız etmemiştir.
Mustafa Kemal Paşa, Hoca’nın bu teklifine çok sinirlenir:
“Sizin için medrese, Yunanları mağlup etmekten, halkı zulümden kurtarmaktan daha mı değerli? Millet kan içinde yüzerken, halkın en iyi çocukları cephelerde dövüşür, yurt için canlarını feda ederken, siz burada genç, sapasağlam delikanlıları besiye çekmişsiniz. Bunların askere alınmaları için hemen emir vereceğim.”
Başkomutan, yanındakilere şunları söyler:
“Savaş sona erince, onlarla daha ciddi ilgileneceğim. Onları mali kaynaklardan, vakıflardan yoksun bırakacağım… Dinç, sağlam delikanlıları askerden kaçıran 17 bin medrese var. Bu tam bir kolordu demektir…”
Vatandan başka sevgili bilmeyen kahramanlar, yokluklar içinde, kanlarıyla vatanı yeşertirken…Medrese hocası, vatan için mücadele etmek yerine, askerden kaçmayı tercih etmektedir. Cepheye asker bulmakta zorlanırken, bir kolordu sayısı kadar genci askerden kaçıran medreseler…
Bu talihsiz coğrafyanın kaderidir bu…
Anladınız değil mi?
Bu insanların, Atatürk’ü neden sevmediğini…
Özellikle İkinci Abdülhamit döneminde, medrese el üstünde tutulurdu. Devleti düşmandan koruyacak subayların yetiştiği Harp Okulu da, üvey evlattı. Hatta, Padişah için, cezalandırılması gereken bir günahkardı.
El üstünde tutulan Medrese… Öte yanda horlanan, cezalandırılması gereken Harp Okulu…Medresenin akıl ve bilimden üstün tutulduğu bu dönem, Osmanlı Devleti’nin sonunu getirir.
Balkan Savaşı felaketi, işte bu iklimde yaşanır.
Ve devleti yönetenler, tarihten hiç ders almazlar…Atatürk’ün İstiklal Savaşı hazırlığını yaptığı, 1922 Nisan’ından 94 yıl sonra…
15 Temmuz 2016…
Bir cemaat, el üstünde tutulur.
Üst düzey bürokratlar, siyasiler bu cemaatin üyesi olurlar.
Tercih edilen, kollanan, korunan, en kritik görevlere getirilen Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), hain darbe girişiminde bulunur. Türk tarihinde, Balkan Savaşı felaketinden daha büyük bir utanç lekesidir.
Ve devleti yönetenler, tarihten hiç ders almazlar…
Cemaatler, tarikatlar devletin kurumlarında kökleşirler.
Üst düzey bürokratlar, siyasiler bu cemaatin üyesi olurlar.
2023’te, Menzil cemaatinin lideri ölür.
Cemaatin, 17 milyar TL serveti olduğu ortaya çıkar.
22 Ekim 2024’te, miras sorununu çözmek için Adıyaman’ın Menzil köyünde Menzil Camisi’nde bir “şeriat mahkemesi” kurulur. Uyuşmazlık giderilemez. Ve, müritler arasında çatışma çıkar. Bu olayın yaşandığı ülke, Afganistan değil, Türkiye, Türkiye…
Ve devleti yönetenler, tarihten hiç ders almazlar…
Softaları el üstünde tutan Abdülhamit’ten 117 yıl sonra, bugün…
Yıl 2025…
Atatürk’e ve vatana bağlılıklarını haykıran teğmenleri yargılayan bir Türkiye…“Mustafa Kemal’in askeri” olmayanlar ne yaptılar?
FETÖ hain darbe girişiminde bulundular.“Mustafa Kemal’in askeri” olmayanlar, Menzil cemaatine üye oldular. Şeriat mahkemesi kurdular.
Cemaatlerin kökleştiği bir Türkiye…Almanya’ya iltica sayısında, Suriye ve Afganistan’dan sonra üçüncü sırada yer alır.
2024 Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) raporuna göre, 41 ülke sıralamasında en mutsuz ülkedir.
15 yaşındaki öğrencilerin, gıdaya erişimi konusunda zorlukların yaşandığı ülkedir. Hayat pahalılığının en yüksek olduğu birkaç ülkeden biridir. İnsanların yüzde 70.5’inin adalete güvenmediği bir ülkedir.
Eee, ve sen hala bu ülke, eski Türkiye sanıyorsun.
Artık, o Türkiye bir Orta Doğu ülkesidir.
Ve, o ülke…Artık, fetihlerin ve ümmetçilik rüzgarının hoyratça estiği bir coğrafyadır.
“AKP” YOLSUZLUK OLAYLARININ USTASIDIR * BİR BAŞKA ÖRNEK; YUNUS EMRE VAKFI SOYGUNU * Lök gibi çöküşün altından 1.452 banka hesabı çıktı!
02 Ocak Perşembe 2025
YUNUS EMRE VAKFI NEDİR?
Yunus Emre Vakfı, 5 Mayıs 2007 tarihli ve 5653 sayılı Kanun’la kurulan ve Türkiye’nin, Türk dilinin, tarihinin, kültürünün ve sanatının tanıtımı amacıyla projeler gerçekleştirecek bir kamu vakfıdır. Vakıf, ilk olarak Yunus Emre Enstitüsünün kuruluşunu gerçekleştirmiştir.
Faaliyetlerine 2009 yılında başlayan Yunus Emre Enstitüsü, 66 ülkede 92 ofisle hizmet veriyor. Türkçe öğrenmek isteyenlere kurslar düzenleyen Enstitü, Türkiye’nin tarihini, dilini, kültürünü de bu ülkelerde tanıtıyor. Türkiye ve Türkçe dili üzerine yapılan çalışmaları da destekleyen Enstitü, çok sayıda konser, etkinlik, yapım ve yardımı da örgütlüyor. Kurumun 2023 Faaliyet Raporu’na göre Enstitü’nün 2023 yılı bütçesi 1.3 milyar TL idi.
Kamu kaynakları ile finanse edilen Yunus Emre Vakfı’na bağlı Yunus Emre Enstitüsü’nün görevden alınan başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş’in geçen haziran ayında neden görevden alındığına ilişkin ayrıntılı bir açıklama yapılmamıştı. Ancak kurumun sahte faturalar ile dolandırıldığı iddiaları konuşuluyordu.
Bakanlık talimatı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu, temmuz ayında iddialarla ilgili inceleme başlattı. İnceleme sonrası şüpheli çok sayıda işlem nedeniyle de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuldu.
DW Türkçe, pazartesi günü eski Başkan Şeref Ateş’in görevden alınmasından üç gün sonra Almanya’ya gittiğini ve bir daha dönmediğini duyurmuştu. Edinilen bilgiye göre savcılık operasyonu sonrası evine giden emniyet yetkilileri Şeref Ateş’i bulamadı. Ateş’in yurt dışına çıkış yaptığı tespit edildi. Şeref Ateş’in yakın çevresine “Tedavi için yurt dışına gidiyorum” dediği öğrenildi.
Yunus Emre Enstitüsü’nin firari Başkanı Şeref Ateş’in oğlu
Enes Ateş, vakfa yönelik “yolsuzluk” soruşturmasından tutuklandı
Yunus Emre Vakfı’nda naylon fatura ile 400 milyon liradan fazla yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında, vakfın eski başkanı firari Şeref Ateş’in oğlu Enes Ateş, tutuklandı. T24’ten Asuman Aranca’nın haberine göre, Enes Ateş tarafından kurulan şirketi devralan Selçuk Kaymakoğlu’na ait Han Kültürel Eğitim Danışmanlık isimli firmaya “sahte hizmet ifa tutanakları ve faturalarla” milyonlarca liralık ödeme yapıldığı müfettiş raporlarınca belirlenmişti.
Türk dil ve kültürünü tanıtmak amacıyla 2007 yılında kurulan ve 66 ülkede faaliyet gösteren “kamu vakfı” niteliğindeki Yunus Emre Vakfı’na bağlı enstitüdeki “naylon fatura” skandalına ilişkin soruşturma sürüyor.
Yunus Emre Enstitüsü’nde akıl almaz yöntemler: Başkan Şeref Ateş’in oğlunun kurduğu şirketin yeni sahibine sahte tutanaklarla milyonlar akmış!
Vakfın başkan yardımcılarından olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın eşi Rahmi Göktaş ile MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın oğlu Abdullah Kutalmış Yalçın, müfettiş raporunun savcılığa gönderilmesinden birkaç gün önce görevlerinden istifa etmişti.
Vakıf Başkan Şeref Ateş’in de istifasının ardından firar ettiği öne sürülürken, oğlu Enes Ateş önceki gün sabah saatlerinde soruşturma kapsamında İstanbul’da gözaltına alındı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen ve 8 kişinin tutuklandığı soruşturma kapsamında, Enes Ateş’in Vakıflar Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın suç duyurusunda adı geçen bazı paravan şirketleri kuran kişi olduğu, daha sonrasında diğer şüphelilere devrettiği belirlendi.
Enes Ateş, savcılık ve hakimlik sorgusunun ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
T24’ten Asuman Aranca’nın haberine göre, Almanya’ya kaçtığı öne sürülen Enstitü Başkanı Şeref Ateş’in oğlu Enes Ateş tarafından kurulan şirketi devralan Selçuk Kaymakoğlu’na ait Han Kültürel Eğitim Danışmanlık isimli firmaya “sahte hizmet ifa tutanakları ve faturalarla” milyonlarca liralık ödeme yapıldığı belirlendi. Aynı firmadan, hiçbir piyasa araştırması, sözleşme ya da protokol dahi yapılmadan, doğrudan temin usulüyle uçak biletleri, konaklama ve araç kiralama gibi hizmetler alındığı anlaşıldı.
Şirket tarafından vakfa toplamda 8.6 milyon liralık 21 ayrı fatura kesildiği, bunlardan 8 tanesinin ödemesinin “sahte hizmet ifa tutanaklarına” istinaden yapıldığı belirlenirken, vakfın toplamda bu şirkete 18 faturanın karşılığı olarak 6.7 milyon lira ödeme yaptığı tespit edildi. Öte yandan aynı firmaya RTÜK tarafından da 1.5 yıl içerisinde 9.2 milyon liralık ihale verildiği ortaya çıkmıştı.
Raporda yer alan bilgilere göre, Enes Ateş tarafından kurulan “One Day Medya” isimli şirketi devralan ve firmanın unvanını iki kez değiştiren Selçuk Kaymakoğlu’na ait “Han Kültürel Eğitim Danışmanlık” isimli firmaya verilen ihaleler ve yapılan ödemelerde çok sayıda usulsüzlük tespit edildi. Firmanın Kasım 2020’de kurulduğu ve kurulmasından birkaç ay sonra vakfa ilk faturasını kestiği belirlenirken, firmayla ilgili satın alma dosyalarının incelenmesi sonucunda, bazı ihaleler için Kaymakoğlu’na ait ya da yetkili müdür olduğu 3 ayrı firmadan formalite teklifler alındığı anlaşıldı.
Lök gibi çöküşün altından 1.452 banka hesabı çıktı!
Lök gibi oturmayı; dindar, muhafazakar, Allah’tan korkar görüntüsü altında ağır, hantal, maddeci, bencil, hak hukuk gözetmeyen, ilkel, kaba materyalist olanları anlatmak için kullanıyorum. Bu iktidar döneminde devlet parasını harcasın diye kurulmuş Yunus Emre Vakfı’nda içlerinde Sağlık Bakanı eşinin de bulunduğu iki-üç koltuklu yöneticilerin “lök gibi çökerek” devlet parasını (halkın vergileri) soydukları ortaya çıktı. Başsavcı soyguna el koydu.
18 kişi zanlı, 11’i tutuklandı. Yunus Emre Vakfı’na bağlı olarak kurulan enstitünün başkanı Şeref Ateş, firar edip yurt dışına kaçtı. Adamları Almanya’ya çanta içinde 270.000 Euro sokmaya çalışırken Alman polisi tarafından “kara para aklama suçuyla” gözaltına alındığı yeni haber oldu. Şeref Ateş’e ayrıca firar etmeden önce üstün hizmetinden ötürü teşekkür plaketi de verilmiş.
Kişisel mal varlığı ise şöyle: Ankara’da 2 müstakil dubleks, Almanya’da 2 işyeri ve 2 müstakil ev, 1 araç, yine Ankara’da ayrıca 1 müstakil ev, 2 daire. Yeni Şafak Muhabiri Burak Doğan’ın bulup yazdığı ya da yazılsın diye verildiği yeni bilgiye göre Yunus Emre Vakfı’na lök gibi çöküşün altından 1.452 banka hesabı, 20 kripto hesabı, 3 kiralık kasa da çıktı. Yunus Emre Vakfı yöneticilerinin kendileri ve yakın akrabaları üzerine açılmış 1.452 banka hesabı ile 20 kripto hesabında toplam 300.000.000 TL (yaklaşık 8.5 milyon dolar) devlet parasını iç ettikleri anlaşılıyor. Burak Doğan’ın haberinde lüks ve büyük otellerin sahibi Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yolsuzluk soruşturması üzerine Yunus Emre Vakfı’na yakın bir ismini “başkan yardımcısı olarak” atadığı bilgisi de var.
Posted in YOLSUZLUKLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK
Leave a comment
AKP YARGIYI KULLANARAK BELEDİYELERE EL KOYUYOR * “MİLLET İRADESİNİ GASP EDİYORLAR” * “BAŞSAVCI SİYASİ BİR KİŞİLİKTİR” * Beşiktaş’ta büyük kalabalık toplandı
AŞAĞIDAKİ GELİŞMELERDEN ANLADIĞIM „AKP“ Yİ,
YAPTIKLARI HUKUKSUZLUKLARINDAN DOLAYI GÖMMÜŞLER…
CUMHURBAŞKANI BİR DAHA SEÇİLMEYİ DÜŞÜNMEZ İSE HAYRINA OLUR !!! ZİRA BU İŞİN SONU ALEYHİNE OLACAK!!! TARİHE NOT DÜŞMEK İÇİN YAZDIM… ÜLKEMİZDE ADALET YOK’Kİ, HUKUKTAN SÖZ EDELİM… SURİYE HİÇBİRİNİ KURTARMAYACAĞI GİBİ, HEPSİNİ YOK EDECEK…. İLAHİ ADALET ER YA DA GEÇ TECELLİ EDER !!!
Kalın sağlıcakla
Rehan Gündoğmuş
Beşiktaş’ta büyük kalabalık toplandı
Binlerce vatandaş, çok sayıda partili ve belediye başkanı, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın gözaltına alınmasına tepki göstermek için Beşiktaş’ta buluştu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Genel Başkan Özgür Özel, vatandaşlara seslendi. Özel, İhsan Aktaş’ın şirketlerinin partiyle bir bağlantısı olmadığını ifade etti.
Berfin Açıkbaş, Ümit Karadağ – 16 Ocak 2025
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında şafak operasyonu ile gözaltına alınan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’a destekler devam ediyor.
CHP’li belediye başkanları Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın gözaltına alınmasına tepki göstermek için İstanbul Beşiktaş’a geldi. Türkiye’nin dört bir yanından gelen belediye başkanları ve partililer büyük kalabalık oluşturdu.
“MİLLET İRADESİNİ GASP EDİYORLAR”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu kalabalıkla bir araya geldi. Burada konuşan İmamoğlu’n un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle oldu:
“Kızgın olmak, üzgün olmak, utanıyorum… Neden? Onlar utanmaz çünkü. Biz utanıyoruz, bu millete bu yakışmaz. Bu cennet vatanın insanları bu memleketin tadını çıkarmak istiyor. Nelerle uğraşıyoruz? Kafasına göre hareket eden yargı mensubu, tabiri caizse otoriter aklın maşası gibi siyasi müsteşarlık yaparak milletin iradesini garp etmeye çalışıyor. Bu operasyonlar, hukuk ve demokrasiyi kabul etmeyen iktidarın bu ülkeyi muhalefetsiz bir hale getirme çabasıdır. 2019’da kazandığımız seçimi dün gibi hatırlıyoruz değil mi?13.600 oyla kazandığımız seçimi “Sen 13 bin oyla kazanacağını mı sanıyorsun?” sözleriyle kabul etmemişti Cumhurbaşkanı. İstanbul’a bir düşkünler. Sevgi aşk falan hikaye. Tek dertleri var. Kanal adını ağızlarına bile alamadılar seçim zamanında. Sevgili dostlar, CHP birinci partidir. Dolayısıyla bu akla sesleniyorum; bu milletin birinci parti olmasıdır.
“BAŞSAVCI SİYASİ BİR KİŞİLİKTİR”
Anayasayı nasıl dinlemediklerini de biliyoruz. Kancayı CHP’nin insanlarına atıyorlar. Belediye başkanlarını görevden alarak, siyasi yasak getirmeye çalışmaları bu millete boyun eğdirme çabalarıdır. Hep birlikte direneceğiz. Bu işin sonu yok. Bakın, İstanbul’da bu operasyonları yürüten aklı tek tek anlattım. Biz kamu görevi yapıyoruz. Elbette, yasa çerçevelerinde hesap vermek zorundayız. Hukukun uygulanma biçimi vardır. Bu anlayış nasıl bir anlayış biliyor musunuz? Bu yargı sisteminde bu hukukun görünüşte hukuk olduğunu bize yansıtıyorlar. Başsavcının ‘siyasi’ kariyerine bakan herkes iç yüzünü görecek. Siyasi bir kişiliktir, talimatları yerine getirir. Siyasi bir kişiliktir. Bakan Yardımcısı olan bir kişi Sayın Cumhurbaşkanı ifadesiyle siyasi müsteşar olmuştur. Taraf olmuştur.
“HADİ GELİN YARIŞALIM”
Söyleyeyim; tuz koktu. Ben adalet istiyorum diyorsanız hepimiz için bir dönüm noktasındayız. Zaman millet iradesini baskılamaya çalışanlara karşı hep birlikte sesimizi yükseltme vaktidir. Siyaset mertçe rekabet işidir. Yasak getirerek yetkileri elinden alarak değil. Meydan burası hadi gelin yarışalım. Bu kadar net. Hakem de millettir. Sandığı dizayn etmelerine izin vermeyeceğiz. Sanmasınlar ki seçime böyle girecekler. Sanmasınlar ki rakiplerini kendileri belirleyecek.
Yahu yargı şov yaparak iş yapar mı? Biz yargı şemsiyesinin altında güvende oluruz devletin dinidir adalet. Bu ülkenin kadim yargı kurumlarının hakimlere savcılara sesleniyorum; Müsaade etmeyin! Bu pervasız pişkin aklın bu yaptıklarına müsaade etmeyin. Yargımızı sarsmalarına müsaade etmeyin. Her şey çok güzel olacak. İnşallah çok güzel haberler alırız.”
“DEMOKRASİDE TEK EGEMEN VARDIR O DA MİLETTİR”
İmamoğlu’nun ardından açıklama yapan Genel Başkan Özgür Özel, şöyle konuştu:
Bugün bir mesai günü buradaki herkes işini yapmak için daha iyi bir Türkiye için gayret sarf etmek isterdi. Ama herkes işini gücünü bıraktı buraya geldi. Çünkü burada milletini iradesine sahip çıkmak isteyen, vatan bayrak millet sevgisi olan bir başkanımızla birlikte milletimizin iradesine sahip çıkmaya geldik. Kibrin ve gücüne esiri olan, sıcak salonlarda kendi atadıklarına kendini alkışlattıran, geçmişte kendi yaşadığı yargı mağduriyetlerini dile getire getire bir yere gelen birisi bütün kötülükleri rakiplerine yapmaya yenemediklerini yenmeye sindirmeye başladı. Oysa hepimiz biliriz ki demokraside tek egemen vardır; o da millettir. Rıza Akpolat burada 5 yıldır görev yapıyordu. Gözleri ışıl ışıl çalışkan insanlarla beş yıl boyunca bu şehre hizmet etti. Yeniden aday gösterildi, Beşiktaş sokaklarına tekrar çıktı. Beşiktaş onu tanıyordu o da Beşiktaş’ı…
“NE İSTEDİYSE VERDİKLERİN TANKLA KARŞINA DİKİLDİ”
Rakip olduğumuz tüm siyasi isimlere sesleniyorum; 31 meclis üyesinin tamamı bir partiye verilmişse memnuniyet tamdır. Beşiktaş hizmeti kimden alacağına karar verdi. Bu kapıdan milletin oyuyla giremeyenler siyasi oyunlarla girmeye çalışıyor. Hal böyleyken yargı oyunlarıyla CHP’li belediyelere girmeye çalışmak itibar suikasti yapmak iyi değildir. Erdoğan şunu hatırla; ne istediyse verdiklerin, bir gün altına çektiğin tankla karşına çıktı. Millete inanmak, seçilmişlerin yanında yer almak demek muhalefet demektir.
“HAKSIZLIK ERDOĞAN’A HUZUR GETİRMEZ”
Milletin karşısında duranın tam karşısında durduk. Tank değil de bir araç verilmiş bir savcının talimatlandırılmasıyla İstanbul’u karıştırmak, CHP’li belediyeleri itibarsızlaştırmaya çalışmak, bu anlayışı yarışarak geçemeyince güç kullanmak, kimseye fayda etmez, Erdoğan’a da ne huzur ne fayda getirecektir.
Recep Tayyip Erdoğan’dan gelen “Türkiye’nin en büyük ilçesi CHP’de ellerinden alın hazmedemiyorum bunu” talimatında delil yoktur, kanıt yoktur. Tüm belediye başkanlarımıza minnettarız. Çünkü dertleri millettir. Belediye başkanlarımız tarih yazıyor. Bu başkanlarımız vatandaşlarımızı memnun etmenin derdinde. Onlar yo9ksula öğrenciye sahip çıkıp sırtını sıvazlayanadır. İşte onlardan birisi de Rıza kardeşimiz de hizmet telaşıyla koca yaz dönemi boyunca uğrayamadığı ailesine zaman ayırmak, hasta babasına vakit ayırmaya gitmişti. Resmi ikametgahına sabah 4.30’da polisler kapıyı kırarcasına dayandı. Annesinin açtığı kapıda polisler bekliyordu.
“AKPOLAT KAÇMADI AMA SENİN ATADIKLARINDAN
PENSİLVANYA’YA KAÇAN VAR”
Ne benim en Kılıçdaroğlu’nun atadığı kimse hiçbir zaman hiçbir yere kaçmadı. Ama Erdoğan’ın atadıklarından Pensilvanya’ya sığınanlar, Almanya’ya sığınanlar, kaçamayınca Silivri’de kalanlar var. Bizde savcı çağırınca gitmeyen hiç olmadı olmayacak. Biz böyle yanlışlar yapmadık. Atatürk’ün partisinde yanlış olmaz, vatanını sevmeyen olmaz.
ÖZEL: “İHSAN AKTAŞ’IN NE PARTİMİZLE
NE BAŞKANIMIZLA ALAKASI YOK”
İhsan Aktaş kimin nesi diye baktık. Aktaş’ın şirketleri her yerde var. Yerel ya da merkezi, her yerde şirketleri var. Sayıştay’da THY’de, belediyede de var parti ayırmadan. Araç, temizlik ihalelerinde bu şirketler de var. Bu belediyede de var. Her ihalede bu şirket var. Bu şirketin ya da ismin en CHP ne de başkanımızla bir alakası yok.
İhsan Aktaş üzerinden hem Esenyurt hem Beşiktaş’ı ilişkilendirmeye kalktılar. Aslında kayyum döneminin içinde olunca o plan çöktü. Rıza bey kötü bir şey yapmadı. Dört gündür onu -3. katta tutanlar, sandalyede oturttular. Bugün ifadesi dahi alınmadan adliyeye götürdüler. Madem bugün alacaksın niye dört gün bekletiyorsun. Eminim birkaç saat sonra burada olacak. Kötülük yapanlara gücünüzü gösterin biz sadece size güveniyoruz.
“KAZDIKLARI KUYUYA DÜŞTÜLER”
Sizin yaptığınız devletin kamu görevlisini itibarsızlaştırmak. Milli duyguları yüksek milliyetçi vatandaşlara sesleniyorum, devleti ne hale getiriyorlar. İhsan Aktaş’ın iş yapmadığı kurum kalmadığı gibi, Aktaş’ın şirketine 4 Aralık günü torba kanununa bir madde ekleyerek, TEM üzerindeki bir yere benzinlik dışında başka bir plan yapma yetkisi verdiler. Ey Erdoğan, Rıza Akdoğan’ın Aktaş’la bir irtibatı yok. Sen İhsan Aktaş’ın kimle irtibatı var diye yanı başına bak.
Şimdi hepimiz Aktaş’ın AKP’li belediyelerle yaptığı usulsüzlükleri görüyoruz. Akpolat, ifade verip görevinin başına dönecek. Peki siz kendi belediyelerinizi aynı muameleye tabii tutacak mısınız Ankara’da bir kişi CHP belediyelerini itibarsızlaştırmakla görevlendirildi. Biz Türk yargısının vicdanına bağlıyız.
Buradan verdikleri kararla vicdan azabı çekmeyecek yargı mensuplarına ortada bir suç varsa kimseye acımamaları, masum insanları itibarsızlaştırmak için çabalayanlara karşılık vermemeleri çağrısı yapıyorum. Sizden adalet bekliyoruz. Hak, hukuk adalet… Rıza için, İstanbul için adalet istiyoruz. Bugün alınan karar yıllar sonra da olsa ortaya çıkacak. Bunun hesabını elbette verir bu kararı veren. Eğer o dosya talimat dosyasıysa, yoksa o dosya bugün kapanır günü gelince açılır. Bunu kimse unutmasın. Rıza Akpolat hepimizin evladı, onuru, gururudur. İstanbul’da başkan ve yönetimlerine İstanbul’a sahip çıkan koşup gelen sizlere minnettarız. Kötülüğün karşısında durmaya devam edeceğiz”
‘BÖYLE BİR ORTAMDA YAPILACAK İŞ DEĞİL’
Beşiktaş Belediyesi önünde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, “Bu yoksulluk, işsizlik yokluk ortamında insanlarımızın dertlerine çare üretmeye çalışıyoruz. Böyle bir ortamda yapılacak iş değil bu” dedi.
‘İNŞALLAH ADALET TECELLİ EDER’
Beşiktaş Belediyesi önünde adalet talebini dile getiren Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, burada yaptığı açıklamada, şöyle konuştu:
“Bugün burada sayın Genel Başkanımızla, belediye başkanlarımızla beraber Beşiktaşlı vatandaşların oyları ile seçilmiş belediye başkanımızın yanında olmak olmak için geldik. İnşallah adalet tecelli eder. Burada Beşiktaşlı hemşehrilerimiz onu bekliyorlar. Bizim hiçbir çekincemiz yok. Bugüne kadar biz doğruları yapmaya çalıştık bundan sonra da hep birlikte yine azimle gururla çalışmalarımıza devam edeceğiz.”
NE OLMUŞTU?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı ve bir dizi suçlamayı içeren soruşturma kapsamında Pazartesi günü ziyaret için gittiği Balıkesir Edremit’te gözaltına alınıp İstanbul’a getirilmişti.
O günden beri İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Vatan Caddesi’ndeki binasında tutulan Akpolat, bu sabah 07.30 sıralarında diğer gözaltılarla birlikte Bayrampaşa Devlet Hastanesi’ne götürüldü.
Polisin hastanenin Adli Polikliniği önünde geniş güvenlik önlemi aldığı görüldü. Operasyon kapsamında gözaltına alınan diğer kişilerin de sağlık kontrolünden geçirildiği öğrenildi. Akpolat’ın da içinde bulunduğu araç bir süre sonra Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne doğru yola çıktı. Sevk konvoyu 09.00 sıralarında adliyeye ulaştı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in yaptığı açıklamaya göre, Rıza Akpolat soruşturma savcısına ifade verecek.
https://www.sozcu.com.tr/besiktas-ta-buyuk-kalabalik-toplandi-p127795
Posted in FAŞİZM
Leave a comment
FEYM Grubu ve AYAcademy Bilgilendirme Bülteni (18 Ocak 2025)
FEYM Grubu ve AYAcademy
Bilgilendirme Bülteni
(18 Ocak 2025)
1. Ermeni Meselesi / Ermeni Haberlerindeki İddialar / Azerbaycan ile İlgili Gelişmeler:
a. Ermenistan Hükümeti, Başbakan Nikol Paşinyan’ın ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın yemin törenine katılıp katılmayacağını henüz açıklamadı. Donald Trump, 20 Ocak’ta Amerika Birleşik Devletleri başkanı olarak yemin edecek.
https://www.panorama.am/en/news/2025/01/18/Pashinyan-Trump-Inauguration/3103588
b. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin telefon bir görüşmesi yaptı. Ermenistan hükümetinin basın ofisi, “Görüşmede Ermenistan’ın Avrasya Ekonomik Birliği başkanlığının sonuçları ve yaklaşan faaliyetlerin yanı sıra Ermenistan-Rusya ikili gündemindeki bir dizi konu ele alındı” dedi.
https://www.panorama.am/en/news/2025/01/17/Pashinyan-Putin/3103115
https://en.armradio.am/2025/01/17/putin-pashinyan-talk-on-phone/
c. Freedom House, ABD-Ermenistan Stratejik Ortaklık Sözleşmesinin imzalanmasını memnuniyetle karşıladı ve bunun Ermenistan’ın demokratik gelişime devam eden ilerlemesinin ve bağlılığının bir kanıtı olduğunu söylediği. Freedom House, “Ermenistan hükümetini, ayrımcılık karşıtı bir yasanın kabulü de dahil olmak üzere taahhüt ettiği reformları ilerletmeye çağırıyoruz” dedi.
d. Ermenistan, Hindistan’dan Trajan Çekili Obüs Silah Sistemi satın alarak savunmasını güçlendiriyor. Ermenistan, devam eden askeri modernizasyon çabalarının bir parçası olarak Hindistan’ın Trajan 155 mm çekili topçu sistemini seçti. Ermenistan askeri yeteneklerini geliştirmeyi amaçlarken, bu önemli karar, Hindistan ve Ermenistan arasındaki savunma iş birliğinin derinleştirilmesinde önemli bir adımı temsil ediyor. Ermenistan, Hindistan’ı yalnızca topçu sistemleri için değil, aynı zamanda roketler, radarlar ve füze sistemleri de dahil olmak üzere çok çeşitli gelişmiş savunma teknolojileri için de önemli bir ortak olarak belirledi. Bu iş birliği, iki ülke arasında savunma sektöründeki büyüyen stratejik ilişkinin altını çiziyor. Seçim, Hindistan’ın bölgede gelişmiş askeri teknolojiler tedarikçisi olarak artan etkisini vurguluyor. Böylelikle Ermenistan, Hindistan ile ortaklık kurarak değişen jeopolitik dinamikler karşısında gücünü modernize etmeye çalıştığı bir dönemde son teknoloji savunma ekipmanlarına erişim sağlıyor.
2. Yunan Sorunları / Yunan Haberlerindeki İddialar “” işareti içinde gösterilmiştir / Kıbrıs ile İlgili Gelişmeler:
a. Yunan Haberleri: “ABD ve AB’nin, Erdoğan’ın Osmanlı İmparatorluğu’nun yeniden inşasından başka bir şey olmayan gerçek hedeflerini nihayet gerçekleştireceği, tamamen kontrol edilemez ve agresif, ve nükleer silahlara sahip olacağı revizyonist bir ülkenin yaratılmasının önünü kapatacağını umuyoruz. Son zamanlarda Türk medyası, İsrail’e karşı bir koruma kalkanı olarak ‘kardeş ülke’ Pakistan’ın nükleer silahlarının Türkiye topraklarında konuşlandırılması gerektiğinden bahsederken, Erdoğan’ın da açıkça ifade ettiği gibi, Türkiye’nin nükleer hedeflerini gizlemediği bir gerçektir.”
b. Yunan Haberleri: “Hem Türkiye hem de İran, İsrail’in yepyeni nükleer silahlı Dolphin 2 sınıfı denizaltısının menzilinde. Sınıfın belki de en önemli özelliği, her denizaltının, nükleer başlıklarla donatılabilen seyir füzelerini taşıyabilme ve fırlatabilme yeteneğidir. Tahminlere göre bu füzelerin 1.500 kilometreyi aşan atış menziline sahip olduğu, nükleer savaş başlıklarının ise 200 kiloton güce sahip olduğu söyleniyor.”
3. AYAcademy Bülteni
“Yükseköğretimde Analitik Düşünme Becerileri” başlığı ile yayınlanan akademik makaleye ilişkin bilgiler ve erişim linki AYAcademy’nin aşağıdaki sosyal medya kanal linklerinde yayınlanmaktadır.
https://www.instagram.com/ayacademy.org.tr/
https://www.facebook.com/ayacademy.org.tr/
https://www.linkedin.com/company/ayacademy/
https://www.tiktok.com/@ayacademy.org.tr
https://twitter.com/ayacademy_tr
https://t.me/AYAcademyTelegram
https://www.youtube.com/@AYAcademy_TR
https://www.youtube.com/shorts/tOdz6Q8oXVg
Saygılarımla,
Serkan KORKMAZ
Posted in ERMENİ SORUNU, FEYM GRUBU ÇALIŞMALARI
Leave a comment
FEYM Grubu ve AYAcademy Bilgilendirme Bülteni (16 Ocak 2025)
FEYM Grubu ve AYAcademy
Bilgilendirme Bülteni
(16 Ocak 2024)
1. Ermeni Meselesi / Ermeni Haberlerindeki İddialar / Azerbaycan ile İlgili Gelişmeler:
a. 14 Ocak 2025 tarihli bültenimizin ilk maddesinde, aynı gün Ermenistan ve ABD arasında imzalanacak ‘stratejik ortaklık belgesi’ni duyurmuştuk. Taraflar arasında söz konusu anlaşma imzalanmış olup, imza töreni videosu ile Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken tarafından yapılan konuşma metinleri, aşağıdaki linklerde yer alan, ABD Dışişleri Bakanlığının resmi internet sitesinde ve YouTube kanalında yayınlanmaktadır. ABD Dışişleri Bakanı Blinken’in konuşmasında dikkat çeken cümleler aşağıda sunulmuştur.
“Ve bugün bir araya gelebilmemiz, Amerika Birleşik Devletleri ile Ermenistan arasındaki ilişkide önemli bir dönüm noktasını işaret ediyor. ABD-Ermenistan Stratejik Ortaklık Komisyonumuzu kuruyoruz. Bu komisyon bize ekonomik konular, güvenlik ve savunma, demokrasi, adalet, katılım ve halklar arası değişimler gibi birçok temel alanda ikili iş birliğimizi genişletmek için bir çerçeve sunuyor. Bunların her biri ilişkimizin ve ortaklığımızın temelini oluşturan ortak çıkarlardır. Son yıllarda, diğer şeylerin yanı sıra, ancak önemli ölçüde olmak üzere, ekonomik ilişkimiz ve ekonomik iş birliğimiz üzerinde birlikte çalışabildik işbirliğini genişlettik. Bunu enerji konusunda yaptık ve şimdi barışçıl nükleer iş birliği için 123 Anlaşması üzerinde müzakerelere başlamaya hazırız ve bu gerçekten bir dönüm noktası. Bence bu gelişmede birkaç vurgu yer alıyor: Nükleer (ailahların) yayılmamasına yönelik standartlara ve nükleer güvenliği geliştirmeye olan bağlılığımız, ve iki ülkenin nükleer enerji, bilim ve teknoloji konusunda iş birliği yapması için yeni yollar açmak. Ayrıca Ermenistan ile güvenlik ve savunma alanında ve özellikle kendi toprakları üzerindeki bağımsızlığını ve egemenliğini güçlendirme çabalarını desteklemek için çalışıyoruz. Önümüzdeki ay, önümüzdeki haftalarda, Ermenistan’a bir Gümrük ve Sınır Devriyesi ekibi göndereceğiz ve bu ekip sınır güvenliği kapasite oluşturma, güvenlik ve iş birliğini güçlendirme, Eagle Partner gibi tatbikatlar aracılığıyla Ermenistan’ın barışı koruma yeteneklerini geliştirme konularında Ermeni meslektaşlarıyla birlikte çalışacak. Son iki yıldır her yıl yapılan Eagle Partner ikili eğitim tatbikatımız vardı. Tüm bunlar Ermenistan’ın hem güçlü bir ortak olma hem de kendi sınırlarına dikkat etme kapasitesini artırıyor.”
https://www.youtube.com/watch?v=0nQ2AhN7A5M
Sözleşmenin tüm maddeleri aşağıdaki Ermeni haber sitesinde yayınlanmaktadır.
ABD ve Ermenistan arasında imzalanan söz konusu stratejik ortaklık anlaşmasına yönelik FEYM Grubu Başkanımız Sn. Doç.Dr. (E) Kur.Alb. Ömer Lütfi TAŞÇIOĞLU tarafından yapılan değerlendirmeler aşağıda bilginize sunulmuştur.
ERMENİSTAN İLE ABD ARASINDA 14 OCAK 2025’TE WASHİNGTON ‘DA İMZALANAN STRATEJİK ORTAKLIK İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASINDA DİKKAT ÇEKEN HUSUSLAR:
1. Ermenistan 27 Eylül 2020’de kendi başlattığı ancak işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çıkmak zorunda kaldığı II. Karabağ Savaşından sonra kendisini desteklemediği için suçladığı Rusya’nın yerine yeni müttefikler arayışına girmiş ve ABD, AB, Fransa, Yunanistan, GKRY, Hindistan ve NATO’ya yanaşmaya ve bu ülkelerle Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmaları imzalamaya başlamıştır.
2. ABD anlaşmada da belirtildiği üzere 2 yıldan fazladır Ermenistan ordusu ile ortak askeri tatbikatlar yapmakta ve Ermenistan ordusuna eğitim vermektedir.
3. Nükleer Silahların Silahlandırılması Anlaşmasına (NPT) göre BM’nin nükleer güç olarak kabul ve tescil ettiği ve Güvenlik Konseyi’nde veto hakkına sahip 5 ülkenin dışındaki ülkelerin nükleer silah geliştirmeleri yasaklanmış bulunduğundan Ortaklık Anlaşmasında yer alan “Nükleer teknolojide işbirliği yapılacağı” ifadesi NPT’ye aykırılık teşkil etmemek üzere mecburen kullanılmış bir ifadedir. ABD’nin el altından Ermenistan’a doğrudan nükleer silah ya da nükleer silah üretimi teknolojisi vermesi ve bu silahların Rusya, İran, Türkiye ve Azerbaycan’a karşı kullanılması ihtimali bölgeyi Üçüncü Dünya Savaşının çıkabileceği bir coğrafya haline getirebilecek son derece tehlikeli tırmanmalara yol açabilecektir.
4. Ermenistan’ın IŞID ile mücadele koalisyonuna katılması IŞID ile mücadele bahanesi ile PKK/PYD/YPG’yi meşrulaştırmak üzere kurulan terör örgütlerine ve bölgede önce dört parçalı sonra Birleşik Büyük Kürdistan’ın (2. İsrail) kurulması projesine Ermenistan’ın da destek olacağını göstermektedir.
5. ABD’nin Ermenistan’la sınır güvenliği alanında işbirliğinde bulunması ve bu kapsamda ABD’nin Ermenistan’a bir tim görevlendirmesi bazı sınır bölgelerindeki Rus sınır birliklerinin görevlerine son veren ve yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ)’den çıkacağını ve geri dönmeyeceğini açıklayan Ermenistan’ın bundan sonra sınır denetimini tedricen ABD’ye devredeceği izlenimi vermektedir. Bu durum tarafsızlık statüsünü koruyan Azerbaycan’ın Ermenistan’la muhtemel bir çatışmada karşısında Ermenistan ordusunun yanı sıra ABD birliklerini de bulabileceği ihtimalini akla getirmektedir. Aynı husus Türkiye için de geçerlidir.
Yukarıda belirtilen gelişmeler Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın Ermenistan’ın çıkacağını açıkladığı KGAÖ yerine ABD ve AB desteği ile NATO’ya üye olmak niyetinde olduğunu göstermektedir. Söz konusu durum Kafkasya’da yeni bir Ukrayna olayının patlak verebileceğini ve Türkiye’nin güneyindeki ve batısındaki tehditlerin yanı sıra kuzeyinden de tehdit altında kalabileceğini göstermektedir. Bu kapsamda Türkiye ve Azerbaycan’ın Ermenistan ile ilişkilerinde son derece dikkatli olmaları ve bölgenin jandarmalığına soyunan ABD’nin Kafkaslar’ da atacağı tehlikeli adımlara karşı alınacak tedbirlerin ASTANA + Azerbaycan’ın katılacağı dörtlü bir platformda ele alınmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.
b. Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, Ermenistan-ABD ilişkilerinin stratejik ortaklığa yükseltilmesinin önemini vurguladı. Bakan, X’te ” Ermenistan-ABD ilişkileri, stratejik ortaklığa yükseltilmesinin karmaşık jeopolitik manzarada yol almak için elzem olduğu bir noktaya kadar olgunlaştı” diye yazdı. “Bakan Blinken ile imzaladığımız Ermenistan-ABD Stratejik Ortaklık Sözleşmesi, Ermenistan ve ABD arasındaki derinleşen ilişkilerin bir kanıtı ve ortak başarılarla dolu bir geleceğe giden bir yol haritası olarak hizmet etsin” diye ekledi. https://www.panorama.am/en/news/2025/01/16/Armenian-FM-US/3102667
c. Ermenistan Dışişleri Bakanlığı, Ermenistan’daki Rusya Büyükelçisi Sergey Kopyrkin’i Ermeni karşıtı söylemler içeren bir haber programı nedeniyle çağırdı. Bakanlık yayınladığı bildiride, “Rusya’nın Ermenistan Büyükelçisi Sergey Kopyrkin, 12 Ocak 2025’te Rusya Federasyonu’nun Tüm Rusya Devlet Televizyonu’nda yayınlanan ve Ermenistan Cumhuriyeti’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne karşı yapay olarak üretilen söylemlerin dile getirildiği ‘Haftalık Haberler’ programıyla ilgili olarak Ermenistan Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı” denildi. Toplantıda büyükelçiye bir protesto notası verildi. https://www.panorama.am/en/news/2025/01/15/Russian-envoy-MFA/3102141
- Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Ermenistan’ın “dengeli dış politikasının” uygulanmasında önemli ilerleme kaydedildiğini bildirerek, kilit uluslararası ortaklarla ilişkilerin iyileştirildiğini vurguladı. Paşinyan Facebook’ta paylaştığı bir gönderide, İran ile yüksek düzeydeki pratik işbirliğini övdü. Paşinyan, “Gürcistan ile stratejik ortaklık, yeni kalkınma fırsatlarının kilidini açarken, Türkiye ile ilişkiler karşılıklı anlayış için görünür bir temele sahip” diye yazdı. Paşinyan ayrıca Ermenistan’ın Azerbaycan ile devam eden normalleşme çabalarına değinerek, Ermenistan’ın yapıcı çözümlere olan bağlılığını yeniden teyit etti ve bölgesel gerginlikleri tırmandırma girişimlerine yönelik iddiaları reddetti. Ayrıca Ermenistan’ın Rusya ile ilişkisinin “duygusal tonlardan uzak, belirli konulara odaklanarak daha pratik hale geldiğini” belirtti. “Ermenistan, bu ilişkileri karşılıklı olarak faydalı iş birliği ve egemenliğe saygı temelinde geliştirmeyi amaçlıyor” diye ekledi. Ayrıca Paşinyan, Fransa, Avrupa Birliği ve ABD ile güçlenen bağlara, Hindistan ve Çin ile büyüyen ilişkilere ve Orta Doğu’da iş birliği için yeni fırsatlara işaret etti. “Bu ilerlemeler Ermenistan’ın bağımsızlığını ve egemenliğini güvence altına almak açısından hayati önem taşıyor” diye vurguladı. https://www.panorama.am/en/news/2025/01/15/Pashinyan-foreign-policy/3102116
e. Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki Devlet Sınırının Belirlenmesi ve Sınır Güvenliği Komisyonu’nun 11. toplantısı, Ermenistan Başbakan Yardımcısı Mher Grigoryan ve Azerbaycan Başbakan Yardımcısı Şahin Mustafayev başkanlığında Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki sınırda gerçekleştirildi. Toplantı sırasında taraflar, sınır hattının bölümlerinin/segmentlerinin daha net belirlenmesi çalışmalarının yürütülmesi hakkında görüş alışverişinde bulunmaya devam ettiler ve devlet sınırının belirlenmesine ilişkin çalışmalarda sınır belirleme işlemlerinin: Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan’ı sınırlayan kesişme noktasından ve daha sonra güney yönünde, kuzeyden güneye: Ermenistan ve Azerbaycan ile İran İslam sınırına kadar başlatılması konusunda anlaştılar. Taraflar, sınırlandırma çalışmalarının yürütülmesine ilişkin prosedürlere dair ilgili yönergelerin taslaklarını görüştüler. Taraflar, bir sonraki toplantının tarihini ve yerini çalışma düzeyinde yapılacak istişareler yoluyla belirlemeyi kararlaştırdılar. https://en.armradio.am/2025/01/16/armenian-azerbaijani-border-commissions-hold-11th-meeting-agree-to-start-delimitation/
f. Ermenistan Savunma Bakanı Suren Papikyan bölgede yeni bir gerginlik için herhangi bir gerekçe öngörmediğini belirtti. Papikyan, yakın zamanda imzalanan ABD-Ermenistan “stratejik ortaklık” anlaşmasının Ermenistan’a ABD’den silah tedariki için hükümler içermediğini vurguladı. Bunun yerine, ABD’nin Ermeni askeri personelini eğitmeye, Ermenistan’ın silahlı kuvvetlerinin reformuna yardımcı olmaya ve ortak askeri tatbikatlar yapmaya devam edeceğini belirtti. “Ermeni yetkililer dengeli bir politika ile sınır güvenliğini sağlamalıdır. Bu sorumluluk orduya veya dış ortaklara devredilemez. Retorik retoriktir, ancak herhangi bir saldırganlık için bir gerekçe olmalıdır. Savunma Bakanı olarak bölgede gerginliğin artması için hiçbir gerekçe görmüyorum,” dedi. Azerbaycan’ın son tehditleri hakkındaki endişelere değinerek “Ermenistan, bölgede barışı tesis etmeye odaklanmış bir söylemle hareket ediyor ve önerilerimiz sağlam temellere dayanıyor” diye ekledi. Bakan, Ermenistan’ın tüm sorunlar için net çözümlere ve önerilere sahip olduğunu vurguladı. “Bu önerilerin diyalogu ve tartışılması tüm ilgi noktaları ile birlikte ele alınabilir. Yaklaşımlarımız şeffaftır ve herkes tarafından anlaşılabilir. Geçmişte kalmayı tercih etmiyorum, bunun yerine bölgedeki barış vizyonuna odaklanmayı tercih ediyorum,” dedi. Papikyan’a göre, herhangi bir saldırganlığın gerekçelendirilmesi gerekir ve Ermenistan’ın tutarlı barış odaklı duruşu bu tür gerekçeleri ortadan kaldırır. https://massispost.com/2025/01/armenian-defense-minister-sees-no-grounds-for-regional-escalation/
g. Azeri Türkü siyaset bilimci Dr. Ahmet Şairoğlu ABD ve Ermenistan arasında imzalanan stratejik ortaklık anlaşmasına yönelik olarak “anlaşmanın imzalanmasının temel amacı Güney Kafkasya’da Rusya ve İran’a karşı cepheyi genişletmektir. ABD bu süreçte Ermenistan’ı köprübaşı olarak kullanacaktır. ABD’nin askeri desteği Ermenistan’ı barıştan uzaklaştıracak.” dedi. https://shahidov.com/tr/?p=18035
2. Yunan Sorunları / Yunan Haberlerindeki İddialar “” işareti içinde gösterilmiştir / Kıbrıs ile İlgili Gelişmeler:
a. Yunan Haberleri “Türkiye’nin Akdeniz’de Suriye-Libya’yı temel alan stratejisinin savaş çatışmalarına yol açma riskleri var. Türkiye’nin ‘Mavi Vatan’ ideolojisine hizmet etmek, teşvik etmeye çalıştığı bölgesel istikrarın temel taşı olmaktan çıkıp, Orta Güneydoğu Akdeniz ve Orta Doğu’da kalıcı istikrarsızlığa yol açmanın temel taşı haline gelme olasılığı içeriyor. Ankara’nın yeni Suriye hükümetiyle, 2019’da Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile yaptığı denizcilik anlaşmasını yansıtacak olası bir Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmasını yapacağını duyurması da bunu doğruluyor.” https://www.pentapostagma.gr/ethnika-themata/ellinotoyrkika/7286746_i-toyrkiki-stratigiki-sti-mesogeio-me-hrisi-syrias-libyis-os
b. Yunan Haberleri “Bomba Ortaya Çıktı – Türkiye, İsrail’e Karşı ‘Kalkan’ Olarak Pakistan’ın Nükleer Silahlarının Kendi Topraklarına Taşınmasını Talep Edecek. Erdoğan’ın dört yıl önce, Türkiye’nin bağımsızlığının yüzüncü yılı dolayısıyla yaptığı bir konuşmada, nükleer silahlara sahip olma isteğinden açıkça bahsettiği biliniyor: Erdoğan ‘Birçok ülkenin nükleer savaş başlıklı füzeleri var. Ama bize bunları alamayacağımızı söylüyorlar. Bunu kabul edemem.’ demişti. Yine 7 Eylül 2024’te Erdoğan’ın özel ilahiyatçısı Hayrettin Karaman, ‘Ya İslam dünyası Çin ve Rusya ile birleşip iş birliği yapmalı, ya da Türkiye nükleer savaş başlıkları ve silahlar edinmeli.” demişti. https://www.pentapostagma.gr/ethnika-themata/ellinotoyrkika/7286209_apokalypsi-bomba-i-toyrkia-tha-zitisei-metegkatastasi
3. AYAcademy Bülteni
“Birleşmiş Milletler Antlaşması’na Göre Meşru Müdafaa Hakkı” başlığı ile yayınlanan akademik makaleye ilişkin bilgiler ve erişim linki AYAcademy’nin aşağıdaki sosyal medya kanal linklerinde yayınlanmaktadır.
https://www.instagram.com/ayacademy.org.tr/
https://www.facebook.com/ayacademy.org.tr/
https://www.linkedin.com/company/ayacademy/
https://www.threads.net/@ayacademy.org.tr
https://www.tiktok.com/@ayacademy.org.tr
https://twitter.com/ayacademy_tr
https://t.me/AYAcademyTelegram
https://www.youtube.com/@AYAcademy_TR
Saygılarımla,
Serkan KORKMAZ
Posted in ERMENİ SORUNU, FEYM GRUBU ÇALIŞMALARI
Leave a comment
FEYM Grubu ve AYAcademy Bilgilendirme Bülteni (14 Ocak 2025)
FEYM Grubu ve AYAcademy
Bilgilendirme Bülteni
(14 Ocak 2025)
1. Ermeni Meselesi / Ermeni Haberlerindeki İddialar / Azerbaycan ile İlgili Gelişmeler:
a. Ermenistan ve ABD ‘stratejik ortaklık belgesi’ imzalayacak. Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 14 Ocak 2025 Salı günü (bugün) Washington’da iki ülke arasındaki stratejik ortaklık belgesi imzalayacak. İmza töreni saat 22:00’de (Erivan saati) gerçekleşecek ve Ermenistan Dışişleri Bakanlığı ile ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından resmi YouTube kanallarında canlı yayınlanacak.
https://www.panorama.am/en/news/2025/01/14/Armenia-US/3101450
b. Ermenistan ve ABD’nin stratejik ortaklık planlarına Kremlin tepki gösteriyor. Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, Erivan’ın Washington ile stratejik ortaklık anlaşması imzalama niyetini yorumlarken gazetecilere şunları söyledi: Ermenistan ile ABD arasındaki stratejik ortaklığın geliştirilmesi Erivan’ın egemen hakkıdır; Rusya ise Ermenistan ile bağını güçlendirmeye çalışıyor. Peskov, “Bu, Ermeni dostlarımızın tamamen egemen hakkıdır. İlişkileri her yönde geliştirmek Ermenistan’ın egemen hakkıdır. Hala kilit noktadan ilerliyoruz: Ermenistan ile kendi ikili ilişkilerimiz var, bu ilişkilere değer veriyoruz ve bunları daha da geliştirmeyi amaçlıyoruz.” dedi. Peskov, ikili ilişkilere ek olarak, EAEU dahil olmak üzere entegrasyon süreçleri içindeki iş birliğinin Moskova için oldukça önemli olduğunu vurguladı. “Bu iş birliği Ermenistan ve halkına önemli faydalar sağlıyor. Yaklaşımımızın temeli budur.” diye sözlerini tamamladı. Ermenistan Dışişleri Bakanlığı, Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan ile ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in 14 Ocak’ta Washington’da stratejik ortaklık anlaşması imzalayacağını duyurmuştu.
https://www.panorama.am/en/news/2025/01/14/Kremlin-Armenia-US/3101643
c. Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA), Senatör Marco Rubio’nun ABD Dışişleri Bakanı olarak atanmasını destekleyen belgeyi Senato Dış İlişkiler Komitesi’ne sundu. ANCA Politika Direktörü Alexander Galitsky tarafından kaleme alınan belge; Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’daki SÖZDE soykırımcı etnik temizliği, Azerbaycanlı savaş suçlularına yönelik yaptırımların uygulanması, Dağlık Karabağ Ermenilerinin anavatanlarına dönme hakkı ve Suriye’deki savunmasız azınlık toplulukların korunması gibi kritik insan hakları sorunlarının ele alınmasının aciliyetini vurguluyor. ANCA’nın yazısında, Senatör Rubio’nun Dışişleri Bakanı olarak onaylanmasının, Amerika Birleşik Devletleri’nin dış politikasını adalet ve hesap verebilirlikle uyumlu hale getirmesi için önemli bir fırsat sunduğunu vurguladı.
https://www.panorama.am/en/news/2025/01/14/ANCA/3101704
- Rusya, Ermenistan Dışişleri Bakanı’nın yakın gelecekte ziyaretini bekliyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov basın toplantısında; Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan’ın Rusya’ya davet edildiğini ve bu davete istinaden ziyaretini yakın gelecekte gerçekleşebileceğini söyledi. Lavrov “Ermenistan ile diyaloğumuz devam ediyor. Ararat Mirzoyan Rusya Federasyonu’na davet edildi. Daveti kabul etti ve onu bekliyoruz. Umarım ziyaret yakında gerçekleşir” diye vurguladı.
e. İran Meclisi İran-Ermenistan Dostluk Grubu heyeti, Ermenistan Ulusal Meclisi Ermenistan-İran Dostluk Grubu üyeleri Mariam Poghosyan ve David Danielyan eşliğinde 14 Ocak’ta Tsitsernakaberd Anıt Kompleksi’ni ziyaret etti. Heyet üyeleri SÖZDE Ermeni soykırımı kurbanlarının anısına çiçek bıraktı.
f. Ermenistan Diaspora İşleri Yüksek Komiserliği Ofisi, 2025 yılı için DiasPro Profesyonel Gönüllü Programı için başvuruları kabul ettiğini duyurdu. Program, Diaspora’daki Ermenileri, Ermenistan’ın devlet ve yerel özyönetim organlarını destekleme deneyimlerini paylaşmaya davet ediyor.
g. Türk-Ermeni Konusunu Araştırma Vakfı (TEKAR)’nın web sitesine ve yayınlarına aşağıdaki link üzerinden erişim sağlanabilmektedir.
2. Yunan Sorunları / Yunan Haberlerindeki İddialar “” işareti içinde gösterilmiştir / Kıbrıs ile İlgili Gelişmeler:
a. Yunan Haberleri “Bahçeli ‘Yunanistan’ın eylemlerinin sonuçları ağır olacak’ diye tehdit etti. MHP’nin lideri ve Türkiye Cumhurbaşkanı’nın hükümet ortağı Devlet Bahçeli, doğrudan Oniki Ada’yı hedef alarak provokatif bir çıkışta bulundu. Partisinin toplantısı sonrasında yaptığı açıklamalarda Oniki Adalar’da bir gasp yaşandığını belirtti.”
b. Yunan Haberleri “Onikiada’daki Yunan balıkçılardan ızdırap çığlığı: Türk balıkçı teknelerinin bize karşı silah sistemleri var. Yunan bir balıkçı, ‘Ordudan ve Sahil Güvenlik’ten yardım istiyoruz ancak zamanında yardım göremiyoruz’ dedi.”
3. AYAcademy Bülteni
“Azerbaycan’ın Bakış Açısından Rusya-Ukrayna Savaşı” başlığı ile yayınlanan akademik makaleye ilişkin bilgiler ve erişim linki AYAcademy’nin aşağıdaki sosyal medya kanal linklerinde yayınlanmaktadır.
https://www.instagram.com/ayacademy.org.tr/
https://www.facebook.com/ayacademy.org.tr/
https://www.linkedin.com/company/ayacademy/
https://www.tiktok.com/@ayacademy.org.tr
https://twitter.com/ayacademy_tr
https://t.me/AYAcademyTelegram
https://www.youtube.com/@AYAcademy_TR
https://www.youtube.com/shorts/tOdz6Q8oXVg
Saygılarımla,
Serkan KORKMAZ
Posted in ERMENİ SORUNU, FEYM GRUBU ÇALIŞMALARI
Leave a comment