Yasal Uyarı
Bu BLOG içinde yer alan yazı ve görseller kişisel kullanım ve/veya bilgi paylaşma amacı ile sınırlıdır, hiç bir ticari amacı yoktur.
Bu BLOG içindeki yazı ve görselleri paylaşırken kaynak göstermeniz rica olunur.
The contents of this BLOG are limited to personal use and/or information sharing, and there is NO COMMERCIAL purpose.
Arama
Takvim
-
Yeni Yazılar
Arşivler
Kategoriler
Who's Online
113 visitors online now14 guests, 98 bots, 1 membersSeçenekler
ZERZEVATÇI İLE PÜSKEVİTÇİ
Allah var 21 senede, Zerzevatçı ile Püskevitçi ülkemizin tüm yükünü boşaltıp,
Size bir emsal-misal-örnek göstereyim!
Nankörlük etmeyin. Bakın zerzevatçı neler dedi;
Not;
Not;
Posted in Rifat SERDAROĞLU yazıları
Leave a comment
ŞİİR ALEV DENİZİNİ MUMDAN GEMİLERLE GEÇMEKTİR * Senin Korkularını, Benim İnceliğimi
Senin Korkularını
Benim İnceliğimi
Ayrılık ne biliyor musun?
Ne araya yolların girmesi
Ne kapanan kapılar
Ne yıldız kayması gecede, ne güz
Ne ceplerde tren tarifesi
Ne de turna katarı gökte
İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık!
İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini
Birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine
Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken
Duvarlara dalıp dalıp gitmesi
Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık
Ödünç sesle konuşan bir kalabalık içinde kendi sesiyle silinmek
Birdenbire büyümesi gülüşü artık yaprak kıpırdatmayan bir çocuğun
İnsanın yaşlandıkça kendi kuyusuna düşmesi
Bir kadının yatağına uzanan kül bağlamış bir gövde
Saçına rüzgâr, sesine ışık düşürememek kimsenin
Parmaklarını sözüne pınar edememek
Uzaklarda bir adamın üşümesi; bir kadın dağlara daldıkça
Işıklı vitrinlere bakmadan geçmek çarşılardan
Çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun
Evlerle sokaklar arasında bir ayrım kalmaması
Ayrılık; yağmurdan vazgeçiş, sudan üşüme
Yalnızca gölge vermesi ağaçların
İyiliğin küfre dönmesi ayrılık
Güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya
Başını alıp gitmek gibi bir geri dönüş
İki adımından birisi insanın, sevincin kundakçısı
Hüznün arması, süren korkusu inceliğin
Ayrılık, o küçük ölüm; usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan
Şimdi anlıyor musun gidişinin neden ayrılık olmadığını?
Bir yaprak düşmesi kadar ancak acısı ve ağırlığı olduğunu
Bir toplama işleminin sonucunu yazmak gibi bir değer taşıdığını
Boşluğa bir boşluk katmadığını
Kar yağdırmadığını yaz ortasında
Ayrılık, o köpüklü öpüşlerin ardından
kalkıp ağzını yıkadığında başlamıştı
Ben bulutları gösterirken
“Bulmacanın beş harfli bir yemek sorusuna”
Yanıt aramanla halkalanmış
Aşkın şarabının ağzını açtım,
yâr yüzünden içti murt bende kaldı
Türküsü tenimde düğümlenirken,
odadan çıkışınla yolunu tutmuş
Dağlarda öldürülen çocukların
fotoğraflarını kenara itip
“Bu eteğin üstüne bu bluz yakıştı mı?”
dediğinde varacağı yere varmıştı çoktan
Ne mi yapacağım bundan sonra?
Ayak izlerimi silmek için
sana gelen yolları tersinden yürüyeceğim önce
Şiir okumayacağım bir süre
Hediyelik eşya satan dükkanların önünden geçmeyeceğim
Senin için biriktirdiğim yağmur suyunu,
bir gül ağacının dibine dökeceğim
Yeni bir yanlışlık yapmamak için telefonlara çıkmayacağım
Ardı kuş resimli aynalar arayacağım mahalle pazarlarında
Gençliğimi anımsamak için
Emekli kahvehanelerinde yaşlılarla konuşarak,
sonumu görmeye çalışacağım
Fotoğraflarını güneşe koyacağım,
bir an önce solsun diye
İçinde ay ışığı, iğde kokusu
ve begonvil bulunan tüm resimleri duvarlardan indireceğim
Mican türküsünü asacağım yerlerine
Falcı kadınlara inanmayacağım artık
Trafik polislerine adres sormayacağım
Geleceğe ışık düşüren bir gülüşle gülmeyeceğim kimseye
Fesleğenden başka bir çiçek koymayacağım penceremin önüne
Büyük kentlerin varoşlarında çırpınan
üç milyon yurtsuza evimi açacağım
Nerde bir kayıp, bir faili meçhul varsa
bıraktığı acının yanına resmini asacağım
Şaşırma!
Yetimi korumak için yeni aşklar bulacağım kendime.
Ne yapacağımı sanıyorsun ki?
Tenin tenime bu kadar sinmişken
Ömrüm azala azala akarken önümde
Gittiğin gerçek bu kadar herkese benzerken
Senin korkularını
Benim inceliğimi doldurup yüreğime
Bıraktığın boşluğu yonta yonta
Binlerce heykelini yapacağım
Şükrü Erbaş
Posted in EDEBİYAT - ANI - ÖYKÜ - ŞİİR
Leave a comment
HAYATIN İÇİNDEN * TAVAN ARASINDAN ÖYKÜLER
YUMURTACI
Şık giyimli, süslü bir kadındı,
“Yumurtaları kaç paraya satıyorsun?” diye sordu.”
Yaşlı adam cevap “Tanesi 1 lira hanımefendi” deyince,
“5 liraya 8 yumurta verirsen alacağım”
Yaşlı satıcı düşündü ve: “Gel istediğin fiyata al. Çok pazarlıkçısın, ama siftah senden olsun.
Belki de bu iyi bir başlangıç olur çünkü bugün tek bir yumurta bile satamadım”
Kadın çantasından çıkarttığı 5 lirayı verdi, yumurtaları aldı ve ucuza aldığı için sevinerek çekip gitti.
Az ileride Park etmiş olduğu güzel bir arabaya bindi. Randevulaştığı bir arkadaşıyla lüks bir restorana gitti. Restoranda istedikleri birçok pahalı yemekleri sipariş ettiler, fakat birçoğunu da yemeden bıraktılar. Yüklüce bir hesap geldi. Hesap 430 TL idi, kadın 500 lira verdi, Kasılarak “üstü kalsın” dedi. Kalkarak gittiler. Garson cömert müşteriye teşekkür ederek kapıya kadar uğurladı.
Onlar yemek yerlerken, işleri iyi gitmemiş olan yoksul yumurtacı akşam hava kararıncaya ve soğuğuncaya kadar müşteri bekledi fakat talihsiz bir günü idi. Cebinde ancak kadına ucuza sattığı 8 yumurtanın karşılığında aldığı 5 lira vardı. Bu para ile ancak 1 ekmek ve kalanı ile de zeytin alarak evde bekleyen ailesini düşünerek üzüntü ile evine gitmek üzere elindeki yumurta sepeti ile yola koyuldu. Evde bekleyen ailesi bu gün de açtı…
Mesele şu ki, Neden her zaman muhtaç olanlardan bir şeyler satın aldığımız zaman güç bizde oluyor?
Ve neden biz ekmek parası peşinde koşan ve ihtiyacı olan kişilere karşı yeterince cömert değiliz.
Bir yerde okumuştum. Babam, ihtiyacı olmasa bile yüksek fiyatlarla fakir insanlardan basit ürünler satın alırdı. Bazen onlar için gereksiz şeyler alırdı fazladan para öderdi. Bu davranışı beni endişelendirirdi ve babama bir gün sordum; “Neden böyle yapıyorsun.?” Babam şöyle cevap vermişti : “Bu, insanların onurunu kırmadan, yapılan yardımdır.”
YOĞURTÇU
Geçmiş zamanlarda bir kış zamanı, havanın aşırı soğuk olduğu bir günde, ,yaşlıca bir adam pencereden yağan karı seyrediyormuş. Bu arada geçmekte olan yoğurtçunun sesini tekrar duymuş, ,eşine “bir kap getir yoğurt alayım” der. Hanım “yoğurt var. İhtiyacımız yok” deyince, adam “Bizim ihtiyacımız yok ama yoğurtçunun ihtiyacı var ki bu soğukta sokaktan üçüncü geçişi…”
** Hayatta; iyi insanlarla, karşılaşmanız dileği ile…
FEYM BÜLTENİ – 68/2023 * Ermeni Faaliyetleri – 23 Mart 2023
FANATİK ERMENİ YALANLARINA KARŞI
FEYM BÜLTENİ – 68/2023 *
Ermeni Faaliyetleri – 23 Mart 2023
1.. AKPM eş raportörleri, Bakü’yü Artsakh’a (sözde Karabağ Ermeni devleti) bilgi toplama ziyaretine izin vermeye çağırıyor… Gizliliği kaldırılmış bir bilgi notunda, Ermenistan’ın izlenmesinden sorumlu eş raportörler Kimmo Kiljunen (Finlandiya, SOC) ve Boriana Åberg (İsveç, EPP/CD), Salı günü Ermenistan’a 17-19 Şubat’ta yaptıkları ziyaretin ardından bulgularını PACE İzleme Komitesi ile paylaştılar. Ziyaretlerinin amacı Azerbaycan sınırında ve Laçin Koridoru girişinde durum değerlendirmesi yapmaktı. Kaldıkları süre boyunca Jermuk, Goris ve Vardenis şehirlerini ve çevrelerini ziyaret ettiler ve Laçin Koridoru’nun devam eden tıkanıklığı nedeniyle Goris’te bloke olan yerel yetkililer ve Karabağ sakinleri ile bir araya geldiler. https://www.panorama.am/en/news/2023/03/23/PACE-Artsakh/2810454
2. Ermenistan Başbakanı: “Azerbaycan ile en üst düzeyde elde edilen yazılı belgelere dayalı bir barış antlaşması olacak”… Başbakan Nikol Paşinyan, Ermenistan hükümetinin Perşembe günkü Kabine toplantısında Ermenistan ve uluslararası topluma hitaben yaptığı konuşmada, “Azerbaycan ile bir barış antlaşması gerçekleşecek ve en üst düzeyde elde edilen yazılı belgelere dayalı olacak” dedi. https://news.am/eng/news/751138.html
3. Hollanda Dışişleri Bakanlığı, Laçin koridoruyla ilgili Uluslararası Adalet Divanı (UAD) kararının tam olarak uygulanması gereğini iletmesi için Azerbaycan Büyükelçisini Bakanlığa çağırdı… Hollanda Dışişleri Bakanlığı, Azerbaycan Büyükelçisini UAD kararının tam olarak uygulanması ve Laçin Koridoru’nun federasyonu olan Laçin Koridoru’nun engelini kaldırması gerektiğini iletmeye davet etti. Hollanda Ermeni Örgütleri (FAON) , Hollanda Dışişleri Bakanı’nın UAD’nin Laçin Koridoru’nun ablukaya alınmasına ilişkin Ermenistan – Azerbaycan hakkındaki 22 Şubat 2022 tarihli kararı parlamento grubunun yazılı sorularına verdiği yanıtları not aldığını söyledi. Mahkeme kararına göre Azerbaycan, Laçin Koridoru boyunca her iki yönde de insan, araç ve yüklerin engelsiz hareketini sağlamak için elindeki tüm önlemleri almalıdır. https://en.armradio.am/2023/03/23/dutch-mfa-summons-azerbaijani-envoy-to-communicate-the-need-to-fully-implement-the-icj-ruling-on-lachin- koridor/
4. İstanbul Ermenisi Can Erzurumluoğlu Erivan’da oynanacak Ermenistan-Türkiye maçına değindi….Son günlerde 25 Mart’ta Ermenistan’ın başkenti Erivan’da oynanacak EURO 2024 Elemeleri D grubunun ilk maçı olan Ermenistan-Türkiye karşılaşmasıyla ilgili birçok yorum yapıldı. Bazıları tabi ki bir önceki karşılaşmayı ve onun vasıtasıyla başlayan Futbol diplomasisini iki ülke liderlerinin karşılıklı ziyaretleri, o zamanki normalleşme umutları hatırladılar. Bu kez de iki ülke arasında bir normalleşme süreci söz konusu ve bunun için özel temsilciler bile atandı. Can, şu an Türkiye’nin gündeminin çok meşgul olduğunu ifade ederek, “Fakat bu sefer büyük bir deprem felâketi yaşandığı için karşılaşmayla ilgili sanki heyecan ve fazla ilgi yok” dedi. https://www.ermenihaber.am/tr/news/2023/03/23/%C4%B0stanbul-Ermenisi-Can-Erzurumluo%C4%9Flu-Yerevan/245957
5. Ermenistan ve İran Dışişleri Bakanlıkları arasında siyasi istişareler…22 Mart’ta Ermenistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Vahan Kostanyan ve İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ali Bagheri Kani başkanlığında Erivan’da Ermenistan Cumhuriyeti ile İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlıkları arasında olağan siyasi istişareler yapıldı. Muhataplar, Ermenistan-İran ikili siyasi gündeminin geniş bir yelpazesini görüştüler, yüksek düzeyde siyasi diyaloğu memnuniyetle vurguladılar, siyasi, ticari-ekonomik, bölgesel güvenlik ve çok taraflı platformlarda Ermenistan ile İran arasındaki işbirliği konularına değindiler. Uluslararası gündemdeki bir dizi konu hakkında fikir alışverişinde bulundular. İki ülke arasındaki manevi ve kültürel bağların derinleşmesi ve güçlenmesi her iki tarafta vurgulandı. Her iki taraf da Ermenistan ile İran arasındaki yüksek düzeydeki siyasi diyalogdan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bu bağlamda düzenli olarak siyasi istişareler yapılması gerektiğini vurguladı. https://tr.armradio.am/2023/03/23/ermenistan-ve-iran-disisleri-bakanliklari-arasinda-siyasi-istisareler/
6. Ermenistan Güvenlik Konseyi Sekreteri, Baltık ülkelerine çalışma ziyareti yapacak…27-31 Mart tarihlerinde Ermenistan Güvenlik Konseyi Sekreteri Armen Grigoryan Letonya, Litvanya ve Estonya Cumhuriyetlerine ziyareti gerçekleştirecektir. Güvenlik Konseyi Sekreterliğinden yapılan açıklamaya göre ziyaret çerçevesinde Armen Grigoryan, Riga, Vilnius ve Tallinn’de çalışma toplantıları yapacak. https://www.armenpress.am/tur/news/1106975.html
7. Ermenistan, Laçin Koridoru’na Azerbaycan Kontrol Noktaları yerleştirilmesi konusunda müzakere yapmayacak… Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, Ulusal Meclis’te yaptığı soru-cevap oturumunda, Laçin koridorunda bir Azerbaycan kontrol noktası kurulması konusunda müzakere yapılmadığını söyledi. Mirzoyan, “Laçin koridoru ve rejimiyle ilgili müzakerelerin uzun zaman önce tamamlandığını ve düzenlemelerin 9 Kasım 2020 tarihli üçlü bildiride yer aldığını düşünüyorum” dedi. https://massispost.com/2023/03/armenia-will-not-negotiated-on-placing-azerbaijani-checkpoints-in-lachin-corridor-mirzoyan/
8. ANCA Yükselen Liderler programı, yeni nesil Ermeni Amerikalı savunuculara ilham veriyor… Amerika Ermeni Ulusal Komitesi’nin (ANCA) Yükselen Liderler programı, ABD’nin dört bir yanından dikkat çekici bir grup Ermeni Amerikalı genç lideri üç günlük bir yurttaşlık eğitimi semineri için Ermenistan başkentine getirdi. 14-16 Mart tarihlerinde düzenlenen iki oturumun ilkine katılan öğrenciler, aynı anda Ermeni Amerikan toplumunun Artsakh – Ermenistan yanlısı önceliklerini ilerletirken politika, siyaset ve medya kariyerlerini inceleme fırsatı buldular. ANCA Gençlik Programları müdür yardımcısı Tatevik Khachatryan, “Siyaset bilimi, halk sağlığı ve mühendislik dahil olmak üzere çok çeşitli akademik geçmişe sahip çalışmalar yaptık” dedi. https://armenianweekly.com/2023/03/22/anca-rising-leaders-program-inspires-next-generation-of-armenian-american-advocates/
9. Ermenistan Güvenlik ve Savunma Politikasının Çeşitlendirilmesi ve Hindistan’ın rolü…. 2020 Dağlık Karabağ savaşı, Güney Kafkasya’daki güç dengelerini önemli ölçüde değiştirerek Türkiye’nin rolünü ve etkisini artırdı. Türkiye’nin savaşa doğrudan müdahil olması ve Rusya’nın bu NATO üyesi devletin Sovyet sonrası alanda Rusya’nın nüfuz alanına meydan okumasını engellemek için harekete geçmemesi, Ermenistan’ın dış ve güvenlik politikasının temellerini yerle bir etti. 1994’teki birinci Dağlık Karabağ savaşının sona ermesinden bu yana, Ermeni askeri doktrini, “Rusya’nın, Türkiye’nin Ermenistan’a karşı yeni bir savaşa doğrudan müdahil olmasına izin vermeyeceği” şeklindeki temel inanca dayanmaktadır. Böylece Ermenistan, Türkiye’nin caydırıcılığını Rusya’ya devrederken, Azerbaycan ile savaşa hazırlandı. Bu zihniyet aynı zamanda Rusya merkezli bir savunma ve güvenlik politikasını da beraberinde getirdi. https://mirrorspectator.com/2023/03/22/diversification-of-armenian-security-and-defense-policy-and-the-role-of-india/
10. Süryani <sözde> soykırımının Fransız Senatosu tarafından tanınması… Fransız Senatosu, 8 Şubat 2023’te ezici bir çoğunlukla, hükümeti 1915-1918 Süryani – Keldani <sözde> soykırımını tanımaya ve 24 Nisan’ı Ermeni ve Süryani – Keldani <sözde> soykırımları için ortak bir anma günü tasarısı şu anda Parlamento’da görüşülüyor. http://www.aina.org/news/20230320195002.htm
Posted in FEYM GRUBU ÇALIŞMALARI
Leave a comment
BELLEK DÜRTÜCÜ YAZILAR * ‘Çaldılar’ diyen Yıldırım’ın İBB geçmişi! İDO Genel Müdürü’yken bakın neden kovulmuş
14 Mayıs 2019 Salı – Güncellendi 23 Mart 2023
BAĞLANTILI YAZI; https://nacikaptan.com/?p=48303
AYNANIN SIRLARI * Nazar etme N’olur çalış senin de olur !!!
SOCAR, PETKİM’İ ALDI GEMİCİKLERİ KİM ALDI?
Değerli okur,
Sayfaları çevirdikçe, geçmişi okuyarak hatırlayınca bu güzel ülkenin son 20 senesinde KİMLER tarafından yönetildiğini, geçmişlerinde bu kadar yüz kızartıcı suç/lar bulunan kişilerin zaman içinde daha üst görevlere ve hatta başbakanlığa kadar yükseldiğini üzülerek hatırlıyorsunuz. (NK)
‘Çaldılar’ diyen Yıldırım’ın İBB geçmişi!
İDO Genel Müdürü’yken bakın neden kovulmuş
YSK’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini iptal etmesinin ardından yeniden adaylık kampanyasını başlatan Binali Yıldırım’ın 1999 yılında akrabalarına İDO’nun büfelerini dağıttığı için görevden alındığı haberi dikkat çekti.
İstanbul seçimlerine ilişkin çaldılar iddiasında bulunan Binali Yıldırım’ın 1994 yılında İDO Genel Müdürüyken 1999 yılında dönemin belediye başkanı Ali Müfit Gürtuna tarafından akrabalarına İDO’nun büfelerini dağıttığı için görevden alınmıştı.
2 Kasım 1999 tarihli Hürriyet gazetesinin haberine göre İDO Genel Müdürü Binali Yıldırım, deniz otobüslerindeki büfeleri akrabalarının şirketi Çağrı Temizlik ve Gıda Hizmetleri’ne verdi. Bu kárlı iş, sözleşme uzatılarak bugüne kadar devam etti. Yıldırım son sözleşmeyi imzalayacak genel müdür yardımcısı bile bulamadı.
1994’e kadar İDO’ya bağlı gemilerdeki büfeler, işletici firmaya gemilerin temizliği, hizmeti ve iç bakımı karşılığında tahsis ediliyordu.1994’te İDO Genel Müdürü olan Binali Yıldırım, gemi büfelerinin hem temizlik karşılığı hem de üzerine para isteyerek firmalara kiralanmasını istedi. İhale yapıldı. Kazanan firma, temizlik ve kira bedeli karşılığı büfeleri aldı ama altından kalkamadı, kirayı ödeyemedi.
Dayısının gelini
İDO kiraları ödenmeyince işi kendi yapmaya başladı. Binali Yıldırım, işin başına dayısı Yılmaz Erence’yi geçirdi. Yılmaz Erence İDO’nun maaşlı elemanı olarak burayı işletmeye başladı.
Sonra Yıldırım burayı bir firmanın işletmesi gerektiğini söyleyip, işi Kasım 1996’da Çağrı Temizlik ve Gıda Hizmetleri adlı bir şirketi temsilen Yılmaz Erence’nin gelini Behice Erence’ye verdi. Behice Erence ile yapılan sözleşme gereği şirket gemi büfelerini 15.11.1996-31.12.1997 arasında işletecekti. Sözleşmeye, İDO’nun büfelerde çalışanların maaşlarını ödemesini öngören bir madde eklendi. Ayrıca yolcunun yoğun olduğu mevsimlerde firma işçi sayısını artırabilecekti. Buna göre firma büfeleri işletiyor, ancak çalıştırdığı işçilerin maaşlarını İDO’ya ödettiriyordu.
Sözleşme hep uzatılıyor
İlk sözleşmenin süresi bittikten sonra şirketle 1.2.1998-31.1.2000 arasını kapsayan ikinci bir sözleşme yapıldı. Buna göre, İDO firmaya çalıştırdığı işçi başına birinci yıl 105 milyon, ikinci yıl günün koşullarına göre belirlenecek bir personel maaş gideri verecek, yoğun mevsimlerde işçi alımı yapılabilecek, firma İDO’ya birinci yıl 1 milyar 250 milyon, ikinci yıl 2 milyar aylık kira ödeyecekti.
17.9.1998’te ek bir sözleşme daha yapıldı ve personel maaşlarının 130 milyona çıkarılması, temizlik malzemelerinin İDO tarafından alınması ve çalışanların yemek giderinin İDO tarafından karşılanmasına karar verildi. Yani demirbaşlar İDO’ya ait, gemiler İDO’ya ait, orada çalışanların maaşları hatta yemek masrafları bile İDO’ya aitti; ama yapılan işten bir başkası nemalanıyordu, şirket sadece İDO’ya kira ödüyordu.
Binali Yıldırım, 29.1.1999’da şirketle ikinci bir ek sözleşme yaptı. Buna göre 18 Nisan 1999 seçimlerinde Fazilet Partisi’nin Büyükşehir Belediyesi’ni kaybetmesi ihtimaline karşı sözleşmenin bitim tarihi 31.2.2001’e uzatıldı ve çalışanların maaş ödemeleri olarak İDO’nun firmaya 30 Haziran’a kadar kişi başına 205 milyon, 31.01.2000’e kadar da 247 milyon aktarmasına karar verildi.
Evrak sahteciliği
Ancak Binali Yıldırım, ikili imzayla yapması gereken bu sözleşmeyi imzalatacak bir genel müdür yardımcısı bulamadı. 3 genel müdür yardımcısından terminallerden sorumlu olan Adnan Çelik ve mali işlerden sorumlu olan Necmettin Erdil seçimlerde aday olmak için istifa etmişlerdi. Geriye sadece işletmeden sorumlu genel müdür yardımcısı olan Gökşin Türkmen kalmıştı; Türkmen ise İDO’nun yararına olmadığı gerekçesiyle sözleşmeyi imzalamayı reddetmişti.
Geçmiş tarihli sözleşme
Bunun üzerine Binali Yıldırım, geçmiş tarihli bir sözleşme hazırlattı. 15.1.1999 tarihinde yapılmış gibi gösterilen bu sözleşmede sürenin uzatılması dışında çalışanların ücret artışını gösteren diğer madde aynen kondu. Altına da o tarihte halen görev başındaymış gibi Necmettin Erdil’in imzası eklendi.
Ancak Binali Yıldırım bunu da eline yüzüne bulaştırdı, çünkü Fazilet Partisi’nden belediye başkan adayı olan Erdil’in, seçime katılmak isteyen diğer bürokratlar gibi 11.1.1999’a kadar görevinden ayrılması gerekiyordu. Erdil aday olduğuna göre 15.1.1999’da da görevinin başında olamazdı.
Bir ayda 15 milyar
İDO, Çağrı Temizlik ve Gıda Hizmetleri’ne her ay üç kalem ödeme yapıyor: Personel maaşı, temizlik malzemesi parası ve çalışanların yemek masrafı…
1999’un eylül ayı itibariyle İDO’nun firmanın çalıştırdığı 64 personele 247 milyondan yaptığı ödeme, 15 milyarın üzerinde. Bu çalışanların yemek masrafı olarak günde üç milyondan dağıtılan Sodexho fişleri de yine İDO’nun cebinden çıkıyor.
Personel ücret alamıyor
En büyük yolsuzluk İDO’nun firmaya personel maaşı olarak vermeyi taahhüt ettiği kalemde yaşanıyor. Personel, İDO’nun firmaya verdiği kişi başı personel giderlerinin hepsini maaş olarak almıyor. İDO ve firma arasında yapılan anlaşmalardan, İDO’nun personele 130 milyon vermeyi taahhüt ettiği 1.9.1998 ve 31.1.1999 tarihleri arasında; personele ödenen paranın sadece 94 milyon olduğu bordrolarla belgelenmiş durumda. Arada kişi başına 36 milyon kalıyor ki, bu 64 kişiden 2 milyar 300 milyon TL’nin her ay başı boş ortada dolaştığı, kimin cebine girdiğinin belli olmadığı anlamına geliyor.
Hem malzeme hem parası
Büfelerde çalışanların ifadelerine göre paralarını aldıklarını belirten bordrolar işçilere imzalatılırken, üst üste iki kağıt önlerine konuyor.Üsttekinde kendilerinin aldığı miktarı gösteren sahte bordro duruyor, onun altında ise İDO’nun personel başına firmaya ödemeyi taahhüt ettiği miktarı gösteren ama meblağın gözükmediği gerçek bordro duruyor. İşçi ikisine de imza atıyor ve formalite yerine getirilmiş oluyor.
Ayrıca ayda 750 milyon olarak dağıtılan bir temizlik malzemesi masrafı var ki, bir iddiaya göre, İDO malzemeleri zaten firmaya gönderiyor. El altından gönderilen temizlik malzemeleri dışında firmaya temizlik malzemesi gideri olarak ayrıca bir para ödeniyor ki, bu paranın da nereye gittiği belli değil.
İskelelerdeki büfeler
Büfe yolsuzluğu sadece deniz otobüsleriyle kalmıyor, iskelelerdeki büfeleri de kapsıyor.
Binali Yıldırım Kabataş İskelesi’ndeki büfeyi amcası Ali Rıza Yıldırım’a düşük fiyatla kiraladı. Büfenin içindeki bütün eşyalar İDO’ya ait olduğu halde, 1.4.1998-31.3.2001 arasında, ilk yıl 250 milyon, ikinci ve üçüncü yıllarda İTO toptan eşya fiyatlarındaki artış oranına göre yapılacak zamla belirlenmek üzere düşük bir kira bedeli tespit edildi.
Kartal İskelesi’ndeki büfeyi dayısının oğlunun karısı Behice Erence’ye kiraladı. 1.3.1999’dan başlayan dört yıllık bir sözleşme yaptı. Burada da her türlü demirbaş İDO’ya aitti. Kira ise mayıs ve yaz aylarında 200 milyon, diğer sekiz ayda 100 milyon olarak başladı. Her sene sonunda İTO’nun toptan eşya fiyat artışının üzerine yüzde on eklenecek şekilde kira artışı istendi.
Bostancı İskelesi’ndeki büfeyi 1991’den beri akraba olmayan biri işletiyor. Ama onun sözleşmesi akrabalarınkinden çok farklı. Mustafa Şimşek adındaki bu büfeci, büfeyi bomboş kiraladı, herşeyi kendi koydu. Ondan istenen kira, akrabalardan istenenin 6.5 katı: Kartal büfesi Eylül 99’da 100 milyon, Bostancı 650 milyon kira vermiş!
İSTANBUL DENİZ OTOBÜSLERİ (İDO)
İDO 1987’de Dalan tarafından kuruldu. O sırada 10 deniz otobüsü vardı. Sözen döneminde çivi bile çakılmadı. RP 1994 seçimlerini kazandıktan sonra, Binali Yıldırım genel müdür oldu ve 14 deniz otobüsü alındı. Birçok yeni iskele inşa edildi. Binali Yıldırım Avustralya’dan, Türkiye’deki Norveç yapımı araçlara uymayan değişik model deniz otobüslerini almasıyla şirkette büyük tepki yarattı. Tek tip deniz otobüsü, bakım-onarım ve yedek parça açısından İDO’yu büyük bir mali yükten kurtarırken, değişik tip deniz otobüsleri giderlerin artmasına neden oldu. Şirket aldığı deniz otobüslerinin ancak faizini kendi ödeyebiliyor.
KADROLU AKRABALARI
Binali Yıldırım’ın İDO’da çalıştığı tespit
edilebilen akrabalarından bazıları şunlar:
Eniştesi Belgüzar Aksu, yakıt ikmal elemanı
Yeğeni Bekir Aksu, teknisyen
Baldızı Tülin Yıldırım, sekreter
Eniştesi Eftal Şahin, şoför
Eftal Şahin dışında hepsinin İDO’da işe başlama tarihi, Binali Yıldırım’ın genel müdür olduğu tarihten sonrasına rastlıyor. [1]
[1] https://tele1.com.tr/caldilar-diyen-yildirimin-ibb-gecmisi-ido-genel-muduruyken-bakin-neden-gorevden-alinmis-54731/
YENİ RAMAZAN MANİLERİ
YENİ RAMAZAN MANİLERİ
Attım taşın birini,
Bulamadım yerini.
Hangi limana çektin
Sondaj gemilerini?
*
Dağların başı duman,
Soğuğu olur yaman.
Sahi, aklıma geldi
Ay’a gidiş ne zaman?
*
Sel olup akacağız,
Bentleri yıkacağız.
Karadeniz gazını
Ne zaman yakacağız?
*
Bahçeye fidan diksek,
Yanına sebze eksek.
Madem faiz kötüydü
Niçin bu kadar yüksek?
*
Gelin oyun oynar mı?
Yoksa alanı dar mı?
Çok merak ediyorum
Gerçek diploman var mı?
*
Salgın, virüs her yerde
Başımız kaldı derde.
Yüz yirmi sekiz milyar
Dolar acaba nerde?
*
Bolu Mengen Gerede,
Hamsi oynar derede,
Bir de böyle soralım,
128 Milyar Dolar nerede?
*
Kırda ekin bitmez mi?
Tohum boşa gitmez mi?
Sorulacak soru çok
Bu kadarı yetmez mi?”
ANONİM
Posted in EDEBİYAT - ANI - ÖYKÜ - ŞİİR
Leave a comment
İRAN’LI BİR BİLİM ADAMININ GÖZÜNDEN ATATÜRK VE DEVRİMLERİ
Zamanın çizgisi ve Atatürk hakkında
İranlı sosyolog ve siyaset bilimci Ülen Tölge’nin
Atatürk hakkındaki saptamaları çok ilginçtir.
Sıralayalım:
1- Atatürk’ün kurduğu ve Anadolu’ya armağan ettiği değerlerin ondan önce var olduğuna dair hiçbir örnekle karşılaşmadım.
2- Cumhuriyet bir değerdir ve Atatürk öncesi yoktu.
3- Laiklik, sadece bir değer değildir, değerleri üretmenin temel taşı ve imkânıdır. Atatürk öncesinde laiklik yoktu.
4- Türkçe bir değerdir ve Atatürk öncesi yoktu. Felsefeye, fiziğe, bilime, bütün bilim dallarına girmiş bulunan modern Türkçenin kurucusu Atatürk’tür.
5- Atatürk öncesi kadın yoktu. Kadına insan onuru kazandıran, yazıp okuması için önündeki şeri engelleri kaldıran, seçme seçilme hakkı kazandıran Atatürk olmuştur ve başka hiç kimse olmamıştır.
6- Atatürk öncesi tarih hafızası olan bir toplum yoktu. Çünkü tarih bilgisi ve bilinci olan bir toplum yoktu. Türk Dil Kurumu başkanlığı yapmış olan Macit Gökberk Değişen Dünya Değişen Dil kitabında “Ortaokulu Osmanlı döneminde bitirdim. Anadolu’da Selçuklu devletinin de olduğunu ortaokulu bitirdikten sonra yabancı kaynaklardan öğrendim” diye yazar.
7- Türkler için (Sadece Türkiye Türkleri için değil) Atatürk’ten önce tarihin kendisi de yoktu. Üstün insanlar, sadece kendilerinden itibaren başlayan tarihin yaratıcıları olmuyorlar. Daha önceki tarihin de kurtarıcıları, aydınlatıcıları oluyorlar. Bu açıdan Atatürk Türk tarihinin kurucusu, kurtarıcısı ve aydınlatıcısıdır.
8- Atatürk öncesi Arap töreleri Türk toplumunun beynini öylesine karanlığa gömmüştü ki ışık sızması için iğne deliği kadar bir yer bile kalmamıştı. Atatürk Kuranıkerim’i Türkçeye çevirttirerek 1000 yıllık katı ve delinmesi güç karanlıklara ışık sızdırmaya çalıştı ve büyük ölçüde başarılı oldu.
9- Atatürk’ten önce edebiyat yoktu çünkü alfabe yoktu. Arap harflerinin beyinleri körleştirme sürecini durduran Atatürk’ten başkası değildir.
10 – Atatürk öncesi musiki yoktu. Konservatuvarların kurucusu, karanlıklara gömülmüş toplumun estetik ve zevk algısını aydınlatan Atatürk olmuştur.
11- Atatürk’ten önce “Tanzimat’la başlayan bir Batılılaşma süreci vardı ve bu süreç Atatürk’ü yetiştirdi” savını kabul edemiyorum. Çünkü böyle olsaydı, o zaman Atatürk gibi bir önder Batının kendisinde de yetişmeliydi? Ama yetişmedi.
12- Özetle Atatürk öncesi yokluk vardı…
İranlı bilim insanı, “Tarihte böyle bir devlet adamıyla karşılaşmadım” diyor. Biz Türkler yeniden Atatürk öncesindeki yokluğa dönmemeliyiz. Atatürk bugünlerde de yolumuzu aydınlatan ışık olmalı.
CUMHURİYET – Gülseven G. Yaşer – 22 Mart 2023 – https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/olaylar-ve-gorusler/zamanin-cizgisi-ve-ataturk-hakkinda-gulseven-g-yaser-2063546
EMPERYALİZM VE SİYASAL İSLAM * 2000’lerin başında ABD tarafından yayımlanan din hürriyeti raporları ile Türkiye’nin hedef tahtasına oturtulduğuna şahit olduk. Nesnel koşullar hiçe sayılarak iç işlerimize yapılacak müdahalelerin zemini hazırlanıyordu.
Emperyalizmin ‘din hürriyeti’ silahı ve gerçekler
2000’lerin başında ABD tarafından yayımlanan din hürriyeti raporları ile Türkiye’nin hedef tahtasına oturtulduğuna şahit olduk. Nesnel koşullar hiçe sayılarak iç işlerimize yapılacak müdahalelerin zemini hazırlanıyordu. Aynı raporlarda FETÖ elebaşı için “ılımlı İslami lider” ifadesi kullanılıyordu. Bugün de durum farklı değil; fakat din hürriyeti silahı artık en azından Türkiye’ye karşı pek “kullanışlı” değil. Yine de başta Çin olmak üzere, “çifte standartlı Atlantik koruma kalkanı” dışındaki pek çok ülke bu silahın hedefinde. Irkçılık ve İslam karşıtlığının giderek kurumsallaştığı Avrupa menzilin dışında. Silahı elinde tutan ABD ise bu konuda tartışmasız sicili en bozuk ülke.
“ORTAK DÜŞMAN”
Kaliforniya’daki Berkeley Üniversitesi bünyesinde faaliyet yürüten Ötekileştirme ve Aidiyet Enstitüsü’ne göre, son yirmi yılda federal düzeyde artan Müslüman karşıtı politikalar, Trump yönetiminin, çoğunluğu Müslüman olan yedi ülkenin vatandaşlarına uyguladığı seyahat vizesi yasağı ile taçlandı. Biden döneminde bu politikalardan kısmen geri adım atılsa da özgürlükler ülkesi ABD’de Müslümanlara yönelik ayrımcılık her geçen yıl katlanarak arttı.
Son olarak, ABD’nin İsveç’te aşırı sağcı siyasetçi Rasmus Paludan’ın “Kuran yakma” eylemine verdiği yanıt kafaları epey karıştırdı. Öyle ki Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price gazetecilere verdiği demeçte, “Bir şey yasal ama korkunç olabilir” diyerek söz konusu eylemi meşru bulduğunu ifade etmişti. Zira ABD makamları da konuyla ilgili herhangi bir kınama yayınlamadı.
Price basın toplantısında, ABD’nin örgütlenme özgürlüğünü ve barışçıl toplanma hakkını demokrasinin unsurları olarak desteklediğini vurguladı; dernek kurma ve ifade özgürlüğünün insanlara “saygısız ve tiksindirici olabilecek eylemlerde bulunma hakkı” verdiğini savundu. Aşırılık yanlısı siyasetçi Paludan, İsveç hükümetinin izniyle, polis koruması altında, üstelik Stockholm’deki Türkiye Büyükelçiliği önünde Kuran’ın bir nüshasını yakarak skandal bir eyleme imza atmıştı. Anlaşılan ABD makamları bunu da “özgürlükler” kapsamında değerlendiriyor. Aynı olay rakip ülkelerden birinde gerçekleşmiş olsaydı takınacakları tutumu tahmin etmek hiç de zor değil.
11 Eylül 2001, “ortak bir düşman” arayışında olan Amerikan halkı ve hükümeti için mükemmel bir fırsattı. Bu sayede İslamofobi sosyal olarak kabul edilir hale getirildi. Aynı yıl Afganistan, iki yıl sonra da Irak işgal edildi. Bu coğrafyalarda yaşanan savaşlar neticesinde sayıları milyonlara ulaşan insan katledildi. Düşünün, bir yandan ülke içinde nefret, ülke dışında ise ölüm makinesi bütün şiddetiyle çalışıyor. Diğer taraftan da sivil örümcek, “din hürriyeti” silahı ile rakip ülkeleri dizayn ediyor. Kabul edelim, kusursuz bir illüzyon.
DEMOKRASİ ZİRVESİ
2021 yılında, ABD çapında seyahat özgürlüğü, polis şiddeti, nefret ve önyargı olayları, velayet hakları, eğitim ve ifade özgürlüğü gibi bir dizi başlığı içeren toplam 6 bin 720 İslamofobik şikâyet kaydedildi. Bu, son 27 yılda bildirilen en yüksek vaka sayısını temsil etmekteydi. Uzmanlara göre, “İslamofobi Amerika’da artık ana akım haline geldi. Yasalar, politikalar, siyasi retorik ve diğer tezahürler yoluyla devlet kurumlarına ve kamusal alana girdi.” Fakat en son beş gün önce güncellenen ve periyodik olarak yayınlanan ABD Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Din Özgürlüğü Ofisi’ne ait ‘Küresel Dini Özgürlük İhlalleri’ raporlarına göre Çin, Küba, Kazakistan, Özbekistan, Irak ve Suriye, “din özgürlüğüne yönelik sistematik ve korkunç ihlallerin” odağındaki ülkelerdi.
Kendisini dünya çapında bir ‘demokrasi modeli’ olarak sunan ve Batı’yı ‘demokrasi’ anlatısı üzerinden bir arada tutmaya çalışan Amerika Birleşik Devletleri, ülke içindeki ırksal ve dini azınlıklara karşı uzun süredir devam eden ayrımcılığı görmezden geliyor. Boşa topladığı Demokrasi Zirvesi, demokrasinin zamanla cazibesini yitirecek bir siyasi araca dönüşmesine neden oluyor.
CUMHURİYET – Birol Güger – 22 mart 2023 – https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/olaylar-ve-gorusler/emperyalizmin-din-hurriyeti-silahi-ve-gercekler-birol-guger-2063548
FEYM BÜLTENİ – 67/2023 * Ermeni Faaliyetleri – 21 Mart 2023
FANATİK ERMENİ YALANLARINA KARŞI
FEYM BÜLTENİ – 67/2023 *
Ermeni Faaliyetleri – 21 Mart 2023
1.. Hrant Dink’in hayatı film oluyor…Yazar ve müzisyen Sina Koloğlu, Hrant Dink’in hayatının filminin çekileceğini duyurdu. İstanbul’da 19 Ocak 2007 tarihinde katledilen Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in hayatının film yapıldığı belirtildi. Haberi Twitter hesabından duyuran yazar ve müzisyen Sina Koloğlu, senaryoyu Barış Pirhasan’ın kaleme aldığını duyurdu. Buna göre filmin çekimlerine 2024 yılında başlanacak. Filmin yönetmenliğini Zeynep Günay’ın üsleneceği bildiriliyor… https://www.ermenihaber.am/tr/news/2023/03/21/Hrant-Dink-film/245847
2. Hukuk Uzmanları, Uluslararası Mahkemeden Türkiye’nin insanlığa karşı suçlarını soruşturmasını istedi… Harut Sassounian, yazısında özele şöyle diyor, “Bu ayın başlarında birçok gazete, Türkiye aleyhinde Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) büyük bir şikâyette bulunulduğunu duyurdu. Bir grup Avrupalı hukuk uzmanı, Türk hükümeti tarafından 200.000 muhalifinin “işkence, devlet destekli adam kaçırma ve haksız yere hapsetme olaylarının ayrıntılarını veren tanık ifadelerini” içeren devasa bir dosya derledi. Hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hem de BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu, Türkiye’deki tutuklama ve göz altıların büyük bir kısmının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal ettiği sonucuna varmıştı. https://www.thecaliforniacourier.com/legal-experts-ask-international-court-to-probe-turkeys-crimes-against-humanity/
3. Ermenistan ve Rusya Dışişleri Bakanları Moskova’da görüşmelere başladı… Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan ve Rus mevkidaşı Sergey Lavrov Pazartesi öğleden sonra Moskova’da görüşmelere başladı. Lavrov açılış konuşmasında, Ermenistan ile Rusya arasındaki ticaretin geçen yıl neredeyse ikiye katlandığını söyleyerek, “Rusya, Ermenistan’ın en büyük ticaret ortağı, ülke ekonomisinin önde gelen yatırımcısıdır. 2022 rekor bir yıl oldu, ticaret hacmi neredeyse ikiye katlanarak yaklaşık 5 milyar dolara ulaştı” dedi. Bölgesel güvenliğe atıfta bulunan Lavrov, “Temel görevlerimizden biri, Laçin Koridoru çevresindeki durumu ve genel olarak Dağlık Karabağ çevresindeki durumu çözmektir. Ermenistan liderleri arasındaki üçlü açıklamanın, Azerbaycan ve Rusya, ekonomik, askeri-politik ve uluslararası hukuk alanlarında durumu istikrara kavuşturmak için alınan tüm kararların uygulanmasında temel taşı olmaya devam ediyor.” Rusya dışişleri bakanı, Moskova’nın Ermenistan ve Azerbaycan’ın sınırlarını çizmesine, ulaşım bağlantılarını kaldırmasına ve bir barış anlaşmasının kabul etmesine yardım etmeye hazır” dedi. https://www.panorama.am/en/news/2023/03/20/Ermenian-Rus-FMs/2809228
4. İsrail’in Hayfa kentinde Ermeni <sözde> soykırımına ayrılmış meydan açılıyor… Meydanın açılışı Pazartesi günü İsrail’in Hayfa kentinde yapıldı. Kudüs Ermeni Ulusal Komitesi’nin bildirdiğine göre, tören Tel Aviv’deki Türk büyükelçiliğinin baskısına rağmen gerçekleşti. (Not: Demek ki diplomatik ve politik etkinliğimiz zayıflamış!.,o.tan) https://news.am/eng/news/750789.html
5. Ermenistan, diaspora gençleri için “Eve Doğru Adım” 2023 programını duyurdu… Ermenistan Diaspora İşleri Yüksek Komiserliği, iki haftalık “Eve Doğru Adım” 2023 programı için başvuruları kabul etmeye başladı. Program, 13-18 yaşlarındaki Diaspora Ermeni gençlerinin Ermenistan’a gelmelerine, vatanlarını keşfetmelerine ve ulusal kimliklerini güçlendirmelerine olanak sağlıyor. Bu yıl “Eve Doğru Adım” programı 19 Haziran – 26 Ağustos tarihleri arasında 600 Diaspora Ermeni gencini ağırlayacak ve beş aşamadan oluşacak. Programda Ermeni dili (Doğu Ermenicesi, Batı Ermenicesi), Ermenice çalışmaları, ulusal şarkı ve dans kursları, Ermenistan’daki tarihi ve kültürel mekanlara, müzelere ve eğitim kurumlarına ziyaretler, devlet ve kamu görevlileri, sanatçılar ile toplantılar, spor ve kültürel etkinlikler de yer alıyor. Başvurular, Ermenistan Diaspora İşleri Yüksek Komiserliği’nin resmi web sitesinde yapılmalıdır. https://en.armradio.am/2023/03/21/armenia-announces-step-toward-home-2023-program-for-diaspora-youth/
6. Başlıca rol Rusya’nın….Ulusal Meclis Başkanı Alen Simonyan, bugün parlamentoda gazetecilerle yaptığı sohbette, “Her yerden farklı dilekçeler geliyor, farklı mecralarda farklı konular tartışılıyor. Artsakh yetkililerinin doğrudan katıldığı bazı konular var, Artsakh(sözde Karabağ Ermeni devleti) ile ilgili konulardan bahsediyoruz. Barış antlaşması için teklifler alınıyor. Anlaşma müzakerelerinde başlıca rol Rusya’nın” dedi. https://tr.armradio.am/2023/03/21/baslica-rol-rusyanin/
7. Rusya, Ermenistan ve Azerbaycan Dışişleri Bakanlarının yeni üçlü görüşmenin tarihi ele alınıyor… Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Ermeni mevkidaşı Ararat Mirzoyan ile birlikte düzenlenen ortak basın toplantısında Moskova’nın, bölgesel iletişim yollarının açılması konulu üçlü çalışma grubunun eşbaşkanlarının yakında somut anlaşmalara varmasını beklediğini dile getirdi. Lavrov açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Rusya, sınır belirleme komisyonunun çalışmalarının Moskova’nın danışmanlık desteğiyle yoğunlaştırılmasından da yana. Erivan ile Bakü arasında bir barış anlaşmasının imzalanmasını desteklemeye hazırız”. Lavrov sözünü, “Yakın gelecekte üç bakan için de uygun olan bir tarih belirleriz” ifadeleriyle tamamladı. https://www.armenpress.am/tur/news/1106752.html
8. Ermenistan Başbakanı’nın basın toplantısından satırbaşları… Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın 14 Mart’ta düzenlediği basın toplantısında, başta muhalefet medyasını temsil eden gazeteciler olmak üzere gazetecilerin sert sorularına yanıt olarak dikkat çeken açıklamalar yapıldı. Başbakan açılış konuşmasında ülkenin karşı karşıya olduğu zorlukları kabul ederken, aynı zamanda geçen yılki ekonomik başarıların altını çizdi. Başbakan, geçen yıl 13 Eylül’de Azerbaycan’ın Ermenistan topraklarına saldırısı ve Azeri liderliğinin sürekli tehditleri ve Dağlık Karabağ’ı çevreleyen durumun yeni bir savaş ihtimalini artırması ışığında hükümetin temel sorunlarının gerçek bir dış güvenlik sorunu olmaya devam ettiğini vurguladı. https://massispost.com/2023/03/the-highlights-of-armenian-prime-ministers-press-conference/
9. FAST, Boston’daki Ermeni İnovasyon Sektörü İçin 500.000 Dolar Topladı… Ermeni Bilim ve Teknoloji Vakfı (FAST), 2 Mart’ta Boston’daki Bilim Müzesi’nde düzenlediği bir etkinlikte 500.000 Dolar topladığını duyurdu. Ermenistan’da bilim ve teknoloji programlarının güçlendirilmesini desteklemeyi amaçlayan Advance Armenia Küresel Kampanyası FAST’ın destekçileri arasında. Toplanan fonlar, FAST’ın Ermenistan’da uluslararası baş araştırmacılar tarafından yönetilen araştırma ekiplerinin oluşumunu kolaylaştıran ADVANCE Araştırma Bağışları programına dahil edilecek. Konuşmacılar, Ermenistan’daki bilimsel ilerlemenin önemini ve inovasyon merkezi olarak bilinen Boston topluluğunu bu misyona dahil etmenin önemli sembolizmini vurguladılar. https://mirrorspectator.com/2023/03/21/fast-raises-500000-for-the-armenian-innovation-sector-in-boston/
Posted in FEYM GRUBU ÇALIŞMALARI
Leave a comment