FEYM BÜLTENİ – 91/2023 * Ermeni Faaliyetleri – 19 Nisan 2023

FANATİK ERMENİ YALANLARINA KARŞI
FEYM BÜLTENİ – 91/2023 *
Ermeni Faaliyetleri – 19 Nisan 2023


1.. Ameriabank CEO’su, “Ekibimizin ve Ermenistan’ın potansiyeline inanıyoruz”. CEO Artak Hanesyan, Triple Best kampanyasını özetliyor…Ameriabank, The Banker, Global Finance ve Euromoney gibi önde gelen uluslararası yayınlar tarafından Banka’nın 2022’de Ermenistan’ın En İyi Bankası seçilmesini kutlamak için başlattığı Üçlü En İyi kampanyasını sonuçlandırıyor. Bu kampanya aracılığıyla Ameriabank, çok sayıda dijital hizmeti, ortaklarla ortak projeleri ve bu girişimlerin Ermenistan ekonomisinin çeşitli sektörleri üzerindeki olumlu etkisini vurgulamaktadır. Banka, bu başarılarını sergileyerek müşterilerinin bankacılık deneyimini iyileştirmeyi ve yaşam kalitesini yükseltmeyi hedeflemektedir. Artak Hanesyan, “Ermenistan ve halkının büyümesini ve gelişmesini destekleme taahhüdümüzü sürdürürken, ortak değerlerimiz, vizyonumuz ve misyonumuz eylemlerimize rehberlik etmeye devam edecek” diyor. https://www.tert.am/en/news/2023/04/14/ameriabank/3922670

2. Olson: “ABD, Ermenistan ve Azerbaycan’ın uzun vadeli, kapsamlı barışı bulmasına yardım etmeye hazır”… Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan; Dışişleri Bakanı, Milli Güvenlik Konseyi Sekreteri ve Ulusal Meclis ve Ermenistan Başkan Yardımcısı ile yaptığı görüşmelerde, “Türkiye normalleşme elçisi Ruben Rubinyan, Güney Avrupa ve Kafkaslar politikasından sorumlu ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Erika Olson, ABD-Ermenistan ikili ilişkilerinin gücünün altını çizdiler. Erivan’daki ABD Büyükelçiliği “ABD’nin Ermenistan ve Azerbaycan’ın gerilimi azaltmasına ve uzun vadeli, kapsamlı bir barış bulmasına yardımcı olmaya hazır olduğunu da vurguladı.” https://news.am/eng/news/755604.html

3. Zoryan Enstitüsü Ermeni <sözde> soykırımı Sözlü Tarih koleksiyonundan hayatta kalanların tanıklıkları Erivan’da erişime açıldı… Zoryan Enstitüsü’nün en eski ve en dönüştürücü projelerinden biri olan Ermeni <sözde> soykırımı Sözlü Tarih Koleksiyonu, Zoryan Enstitüsü-AUA Sözlü Tarih Merkezi’ne eklendi. Koleksiyon, soykırımdan sağ kurtulan Ermenilerle ilgili 750’den fazla röportaj içeriyor ve bu röportajlara artık AUA ve Erivan’daki öğrenciler, öğretim üyeleri veya araştırmacılar tarafından erişilebiliyor. Zoryan Enstitüsü, 2018 yılında Ermenistan Amerikan Üniversitesi (AUA) ile Enstitünün Ermeni <sözde> soykırımı Sözlü Tarih Koleksiyonu’ndaki röportajların İngilizce’ye çevrilmesi, tercüme edilmesi ve altyazılı hale getirilmesi amacıyla Zoryan Enstitüsü-AUA Merkezi kurulması için anlaştı. 1983 yılında başlatılan Ermeni <sözde> soykırımı Sözlü Tarih Projesi, soykırımı ilk elden anlatan Ermeni nesli için zamanın daraldığının ortaya çıkması üzerine Zoryan Enstitüsü tarafından başlatıldı. Artık türünün en büyük görsel-işitsel koleksiyonudur.

4. Orduda reformlar… “Ermenistan Cumhuriyeti programının (2021-2026) 2022’de uygulama süreci ve sonuçları hakkında” raporunda belirtildiğine göre, ordu reformları doğrultusunda geniş çaplı çalışmaların yürütüldüğü kaydediliyor. 2022 yılında Silahlı Kuvvetler ve Genelkurmay Başkanlığı birimlerinin yapısal değişiklikleri gerçekleştirilmiş, sözleşmeli askerler için ek ödeme tesis edilmiş, bunun sonucunda bir belgelendirme süreci planlanmış, zorunlu askerlikten sözleşmeli askerliğe geçiş için yeni bir prosedür oluşturulmuştur. Eğitim kampları düzenleme kapsamı genişletildi ve eğitim yapısında reformlar yapıldı, Askeri-teknik işbirliğinin kapsamının genişletildiği ve silahlanma ve askeri teçhizatın modernizasyonu ve yeni modellerin satın alınması süreçlerinin uygulanması için 30’dan fazla sözleşme imzalandı. https://tr.armradio.am/2023/04/19/orduda-reformlar/

5. Ermenistan ile Hindistan arasında savunma alanındaki işbirliği yeni bir gelişme aşamasına girdi… 19 Nisan’da Ermenistan Savunma Bakanı Suren Papikyan, Hindistan’ın Erivan’a yeni atanan Büyükelçisi Nilakshi Saha Sinha’yı kabul etti. Savunma Bakanlığı’ndan verilen bilgiye göre Savunma Bakanı, Büyükelçiyi Ermenistan’da göreve başlaması münasebetiyle tebrik ederek başarılar diledi. https://www.armenpress.am/tur/news/1109050.html

6. Bir grup ABD kongre üyesi, Ermeni <sözde> soykırımı Eğitim Yasasını yeniden Temsilciler Meclisi’ne sundu… ABD Kongresi’nin alt kanadından bir grup milletvekili, ABD Kongresi’nin ve Başkan’ın bu suçu resmen tanıdığı gerçeğine dayanarak Ermeni <sözde> soykırımı Eğitim Yasası’nı bir kez daha Temsilciler Meclisi’ne sundu. Bu Eğitim Yasası, “1915-1923’te Osmanlı Türkiyesi tarafından milyonlarca Hristiyan’ın sistematik olarak toplu olarak <sözde> katledilmesinin gerçekleşmediğini” iddia eden propagandaya karşı koymaya çalışıyor. ANCA “Azerbaycan, Türkiye’nin desteğiyle Ermeni <sözde> soykırımını açıkça sona erdirmeye çalışırken, Amerikalı okul çocuklarının tüm insanlığa karşı hâlâ cezasız kalan, hâlâ devam eden suçtan ders alması her zamankinden daha fazla gerekiyor” ifadelerini kullandı. (Not: Kongre Üyeleri, Önceki Bültende yer verdiğimiz Şerif Brown’ ın sözüne kulak versinler.,o.tan) https://www.armenpress.am/tur/news/1109040.html

7. Ermeni Soykırımı Eğitim Yasası Tanıtılıyor… ANCA Bu konuda yayımladığı bir twitter etiketinde,” Bu yasanın uygulanması için 5 yıllık sürede 10 milyon dolarlık tahsisat planlanması önerisine destek kampanyası açmış bulunuyor..,o.tan)
https://armenianweekly.com/2023/04/18/armenian-genocide-education-act-set-for-introduction/

8. ABD Yaptırımları Ermenistan Merkezli Firma… Amerika Birleşik Devletleri, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana uygulanan ABD yaptırımlarından kurtulmasına yardım etmekle suçlanan kuruluşlar listesine Ermenistan’da kayıtlı Ruslara ait bir firmayı ekledi. ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlık Kontrol Ofisi (OFAC), 12 Nisan’da ABD ihracat kontrollerini ihlal ettiğini ve Rusya’nın savaş çabalarına yardımcı olduğunu söylediği 100’den fazla kişi ve kuruluşu kara listeye aldı. Yaptırımlar, ABD şirketlerini ve bireylerini onlarla herhangi bir işlem yapmaktan men ediyor ve aynı zamanda, ABD yargı yetkisi dahilinde elinde bulundurabileceği tüm varlıklarını donduruyor. https://mirrorspectator.com/2023/04/18/us-sanctions-armenia-based-firm/

9. FRANSA İLE ERMENİSTAN ARASINDA SÜNİK ANLAŞMASI… Fransa’nın Sünik’le ilgili planları Fransız Auvergne Rhône-Alpes bölge konseyi başkanı Laurent Vauquien, belediye başkanları, bölge konseyi yetkilileri, Fransa’daki ekonomi, kültür, eğitim çevreleri ve Ermeni derneklerinin temsilcileri Sünik’i ziyaret etti. Ziyarette, Sünik’te gerçekleştirilecek projeler ve yatırımlar ele alındı. Bölgesel yönetime göre, 29 Mart 2023’de Sünik ile Fransa’nın Auvergne-Rhône-Alpes bölgesi arasında sağlık, tarım, eğitim ve turizm teşviki alanlarında işbirliğini öngören bir anlaşma imzalandı. https://avimbulten.org/tr/Bulten/FRANSA-ILE-ERMENISTAN-ARASINDA-SUNIK-ANLASMASI
Posted in FEYM GRUBU ÇALIŞMALARI | Leave a comment

Siyasal İslamcılar kaybederken Tunus ve Sudan’da ne oluyor?


Siyasal İslamcılar kaybederken Tunus ve Sudan’da ne oluyor?

BİRGÜN – İbrahim Varlı –  19.04.2023

Sudan egemenler arasında iktidar savaşına sahne olurken Kuzey Afrika ülkesi Tunus’ta siyasal İslamcıların sonbaharı yaşanıyor. Arap Baharı’nın laboratuvarı olan ülkede siyasal İslamcılara yönelik kapsamlı bir operasyon başladı. Müslüman Kardeşler’in Tunus kolu olan En Nahda’nın lideri Raşid El-Gannuşi gözaltına alınarak tutuklandı, parti bürolarına kilit vuruldu.

En Nahda (Uyanış), Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki İhvan hareketinin en “politik” -bunu sinsi olarak da okumak gerek- olanlarındandı. Mısır, Libya ve Suriye İhvanından farklı olarak “uzlaşı” adı altında daha pragmatik davranan, bukalemun gibi renkten renge girmeyi başaran bir hareketti.
22 yıl sürgünün ardından 2011’in başında Bin Ali’nin devrilmesi sonrası ülkeye dönen “Tunus’un Humeyni’si” lakaplı El-Gannuşi liderliğindeki En Nahda, kendisini kamufle etmeyi başarmış, sıkışınca iktidar paylaşımına gitmiş, geri adım atmayı yeğlemişti.
Ancak eline her fırsat geçtiğinde gerçek niyetini belli ediyordu. Arap Baharı sonrasında yönetime gelen partinin ilk hamlesi ülkeyi şeriat devletine dönüştürmek olmuştu.
Halkın direnci karşısında bu hamlesi boşa çıkan Gannuşi, Haziran 2016’da artık “siyasal İslam’ı terk edeceklerini” ve kendilerini “Müslüman demokratlar” olarak tanımladıklarını kaydedecekti. “Din artık politikaya rehin olmayacak” diyen Gannuşi’nin bu manevrası nasıl bir politik akla sahip olduklarının işaretiydi.
AKP’yi kendisine örnek aldığını her fırsatta dile getiren Gannuşi’nin “Dini faaliyetlerin siyasi faaliyetlerden ayrı olmasını istiyoruz” dese de bu açıklamalar bir aldatmacaydı.
Ellerine her güç geçtiğinde gerçek niyetlerini sergilemekte beis görmediler. Gannuşi’nin tutuklanmasına ve parti faaliyetlerinin yasaklanmasına vesile olan olay da Gannuşi’nin cumartesi günü bir toplantıda sarfettiği, “Nahda’sız, siyasal İslamsız bir Tunus iç savaş provasıdır” sözleri oldu.
Tunus toplumsal olarak da siyasal olarak da ikiye bölünmüş durumda. Laik seküler güçler İhvan’ın iktidar mekanizmalarından tamamen uzaklaştırılması için esaslı bir yol temizliği yapılmasını savunuyor. İhvancıların yeniden dirilip Mısır senaryosunun tekrarlanmasından endişe ediliyor.
Ülkeyi demir yumukla yöneten muhafazakâr Cumhurbaşkanı Kais Said’in hamlesi Tunus’ta yeni bir dönemin kapılarını açabilir. Gannuşi, “Din artık politikaya rehin olmayacak” dese de Tunuslular için İhvancılar laik, seküler yaşama ciddi bir tehdit.
Tunus tekil değil. Bir proje olarak bölge halklarına dayatılan siyasal İslamcılar her yerde kaybetti. 2010’ların başlarında emperyalistlerin, küresel güç merkezlerinin desteğiyle işbaşına gelen ya da politik arenaya çıkan İslamcılar, halkların direnci sayesinde istediklerini elde edemediler.
Ortadoğu halklarının başına bela olan siyasal İslamcılar, ilk Suriye’de kaybetmişlerdi. Emperyalistlerin de desteğiyle ülkeyi kan banyosuna çevirmelerine ve aradan geçen yıllara rağmen istediklerini elde edemediler.
Mısır’da Müslüman Kardeşler iktidarı bir yılın ardından devrildi. NATO-ABD desteğiyle çullandıkları Libya’yı kaos, parçalanmışlık ve şiddet ortamında cehenneme çevirseler de istediklerini alamadılar. Yemen’de, Gazze’de, Fas’ta da benzer akıbete uğradılar.
İhvan’ın temsil ettiği siyasal İslam çizgisi, tüm kol ve uzantılarıyla iflas etti. Siyasal İslamcılar, bölge halklarının direncine toslayarak, kendi kabuğuna geri dönmek zorunda kalırken geride onarılmaz tahribatlar yarattılar.
Tunus son numune olarak duruyordu. Şimdi orada da yeni bir döneme geçilmiş oldu. İslamcıların yol açtığı enkazın başına geçen Kays Said, bu bahaneyle kendi otoriter tek adam rejimini tahkim ederken, Mağrip ülkesindeki mücadele bitmiş değil. Mısır, BAE, Suudi Arabistan, Ürdün, Bahreyn, Suriye derken siyasal İslamcıların sonbaharı çoktan başladı.
Paramiliter bumerang
Siyasal İslamcıların kaybettiği bir diğer ülke olan Kuzeydoğu Afrika ülkesi Sudan’da da benzer bir yıkım yaşanıyor. Eli kanlı diktatör Ömer El Beşir’in otuz yıllık saltanatının yıkılmasının ardından ardılları arasında başlayan güç mücadelesi çatışmaya dönüştü.
Askeri cunta arasındaki iktidar savaşı tüm ülkeyi ateşe atmak üzere. Çatışmanın taraflarından birisi Darfur Kasabı olarak bilinen General Mohamed Hamdan Dagalo’nun başında olduğu Hızlı Destek Güçleri (RSF). Hemeti’nin milisleri olarak da bilinen RSF’nin karşısında ise askeri cuntanın başında bulunan Abdulfettah el-Burhan’a bağlı ordu var.
Yıllar yılı beslenen paramiliter güç örgütü, artık bu yapıyı kendisine tehdit olarak gören askeri klike karşı. Paramiliter yapı, kendisini besleyenleri vurmaya başladı. Bumerang gibi sahibine döndü. Ordu ve paramiliter güçler arasındaki gerilimin dış aktörleri de var.
Bugünlerde birbirine giren cunta 1989’dan beri iktidarda bulunan siyasal İslamcı Ömer el-Beşir diktatörlüğüne karşı Aralık 2018’de başlayan halk hareketinin büyümesi üzerine devreye girmiş, Nisan 2019’da El Beşir’i feda ederek rejimi kurtarmıştı. El Beşir devrilip tutuklanırken cuntanın ilk işi halk hareketini boğmak olmuştu.

https://www.birgun.net/makale/siyasal-islamcilar-kaybederken-tunus-ve-sudanda-ne-oluyor-429861
Posted in İrtica, ŞERİAT - İRTİCA - KARANLIĞIN AYAK SESLERİ, SİYASAL İSLAM, TARİKAT VE CEMAATLAR, TERÖR, YOBAZLIK - GERİCİLİK | 1 Comment

LAİK CUMHURİYETİN TRUVA ATLARI


LAİK CUMHURİYETİN TRUVA ATLARI

Rıfat Serdaroğlu: 19 Nisan 2023
Anayasaya göre seçimin sağlıklı ve doğru yapılmasının baş sorumlusu YSK’dır. Seçimdeki gizli gerçekleri, sadece TV’lerdeki cahil medya maymunlarından öğrenen vatandaşlarımız da böyle düşünür!
Fakat bizler gibi, ömrü parti içi seçimler-Yerel Seçimler-Genel Seçimler ve Referandumlarda geçmiş siyasetçiler, seçimin arka planında olanları, olabilecekleri net olarak görürüz.
Türkiye’de yapılan seçimlerde, “Seçim sonuçlarına etki edebilme sırası” şöyledir. Birinci derecede, İçişleri Bakanlığı bulunur. İçişleri Bakanlığında seçime baştan sona etki edebilecek kuruluşlar şunlardır;

-Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Gen. Md. -Göç İdaresi Başkanlığı -Emniyet Gen. Md.
-Bilgi Teknolojileri Gen. Md. -AFAD -Jandarma Gen. Kom.

İkinci derecede, Adalet Bakanlığı gelir.
-Bilgi İşlem Gen. Md. -HSK -İlçe, İl Seçim Kurulu Başkanlıkları- SEÇSİS Seçim Merkezi

Aziz Türk Milleti;
2002 öncesi seçimlerden 3 ay önce İçişleri-Adalet-Ulaştırma Bakanları istifa ederler, yerlerine “Bağımsız” kişiler Bakan olarak atanırdı. Kanun koyucunun amacı, seçimlerde hile yapılmaması ve Türk Milletinin İradesinin DOĞRU olarak sandıktan çıkmasını sağlamak idi.
AKP, sandığa ve seçim sonuçlarına müdahale edebilmek için bu yasayı değiştirdi. Tıpkı, Başbakanlık Teftiş Kurulunu- Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulunu- Maliye Teftiş Kurulunu ve Bakanlıkların Teftiş Kurullarını ya kaldırdığı ya da işlevsiz hale getirdikleri gibi!
İktidar Partisi neden seçime doğrudan etki edebilecek Bakanlarını yerinde tutar? Neden denetim kurullarını kaldırır? Rahatça çalabilmek için olabilir mi?
Türk Milletinin Merkez Bankasını boşaltan, parasını ve malını çalan bir iktidar, Türk Gençlerinin sınav sorularının FETÖ tarafından çalınmasına izin veren, hırsızlıklara ortak olan bir iktidar, sandığa giren oyları değiştirmekten çekinir, utanır mı?
Ve tüm bunlar, Muhalefet Partilerinin, itiraz etmeyerek direnmeyerek, dolaylı desteğiyle olmadı mı?
Aynı muhalefet partileri şu an dahi “Biz tedbirlerimizi aldık, sandıklara sahibiz, herkes oyuna sahip çıksın” diyerek Türk Milletini aldatmıyor mu?
Süleyman Soylu’ya güvenebilir misiniz?
Sedat Peker’in ve şimdi de Muhammed Yakut adlı “Organize Suç Örgütleri” liderlerinin Soylu hakkında söylediklerini anımsatalım!

Sedat Peker; “Ulan Süslü Sülo, sana tasma takıp öyle dolaştıracağım!”
Muhammed Yakut; “Hokkabaz-Çete-Kokaincilere sahip çıkan kişi!”

Mafya Reisleriyle, bu kadar içli dışlı olmuş, makamında “Suç Örgütü Reisleriyle onlarca fotosu” olan birine, siz güvenebilir misiniz?
7-9 yaşlarındaki çocuklara tecavüz eden ve Yerel Mahkeme tarafından 60 yıl hapse mahkum edilmiş bir Tarikat Reisi için Yargıtay’da “Çocukların rızası vardı” diye şahitlik eden ve yobazın serbest bıraktıran birine güvenebilir misiniz?
Elbette ki güvenmezsiniz. DOĞRU Parti olarak bu iki kişiye hiç güvenmediğimizi defalarca haykırdık. Ama ne Ana Muhalefet Partisini ne de İyi Partiyi ikna edemedik! Bu kadar ilgisizliği, ne ile izah edecekler acaba?
Muhammed Yakut şu korkunç iddiada da bulundu;

15 Temmuz bir tiyatrodur. 252 vatandaşımızı bilerek öldürdüler. Bunun kasetlerini açıklayacağım. Davutoğlu ve Babacan gerçeği biliyorlar!”

Davutoğlu ve Babacan!
Bu konu ile ilgili olarak dosyanız bizde de hazır. DOĞRU Parti olarak sizi yargılatacağız. Kasetleriniz çıkmadan, içinizde bir parça insanlık, biraz görev ahlakı ve Allah korkusu kaldı ise çıkın açıklayın. Susarak, görmezden gelerek, 252 vatandaşımızın ve canlı-canlı kafaları kesilerek öldürülen ASKERLERİMİZİN cesetlerine basarak Cumhurbaşkanı Yardımcısı makamına oturamazsınız!
Sizleri orada oturtmayacağız. İstikamet Silivri, marş – marş…
Sağlık ve başarı dileklerimle
Posted in Rifat SERDAROĞLU yazıları | Leave a comment

BABALA TV – MEVZULAR AÇIK MİKROFON * Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce

Posted in Politika ve Gundem, SEÇİM - SEÇSİS, VİDEOLAR | Leave a comment

BİLMEYENLER İÇİN ; HİZBULLAH’TAN HÜDAPAR’A

BİLMEYENLER İÇİN ;
HİZBULLAH’TAN HÜDAPAR’A

Murat Ağırel – 19 Nisan 2023

Hizbullah denen kanlı terör örgütü yapılan operasyonlarla çökertildi. Yakalanan sanıklar bir bir vahşiliklerini itiraf etti. Mahkemede el yazıları ile yazılmış arşivlerinden çıkan mektupları okundu. Video kasetler ile işkenceye tabi tutulan kişilerin görüntüleri kayıt altına alındı.


TBMM araştırma komisyonu raporunda bu terör örgütünün süreci de uzun uzun anlatıldı. Mahkemedeki duruşma esnasında sanıklardan biri olan ve 109 kişinin ölümünde payı bulunan askeri kanat sorumlusu Cemal Tutar suçunu itiraf ediyor ve son savunmasında bakın neler diyor:
“Beykoz’daki villada 15 milyon sayfalık örgüt arşivinin yüzde 99’unu imha ettik. Hard disklere sıktığımız her kurşun polisin beynine sıkacağımız mermiden daha önemliydi. Ermeni, Yahudilerin dini inancı yaşama özgürlüğü varsa bu özgürlük İslam’a da tanınmalıdır. Anlattıklarımı hikâye dinler gibi dinliyorsunuz. Hiçbir şeyin hukukla çözüleceğine inanmıyorum. Cezaevinde bize baskı olursa o cezaevinin savcısı, müdürü, o ilin Emniyet müdürü, bizi yargılayan mahkeme heyetini Gaffar Okkan’ın yanına göndeririz.”
Serbest bırakılanlardan Kemal Gülşen de mahkeme heyetine şunları söylüyor:

“Bu eylemlerin hepsini Allah için, İslam için yaptım. Şu anda dışarı çıkarsam gözümü kırpmadan yine yaparım. Hatta iddianameye yansımayan ve savcının çözemediği başka eylemlerim de vardır. Savaşımız namaz içindir. Sizden adalet beklemiyorum. Mahkemenin vereceği karar siyasidir.”

Bunları neden hatırlatıyorum? “Bizden başka milliyetçi yok, biz öz milliyetçiyiz” diye beyanlarda bulunan Cumhur İttifakı’nın ortakları MHP ve BBP’ye sormak için.
HÜDA PAR yetkilileri “Hizbullah ile bağımız yok” diyor. Açın yayın organlarını. Sadece göz gezdirin.
HÜDA PAR Genel Başkanı “Hizbullah bir terör örgütü müdür” diye sorulduğunda, “Terör örgütü olarak görmüyorum” dedi.
Yine katıldığı bir YouTube yayınında çocuk evlilikler sorulduğunda “Kime göre çocuk, neye göre çocuk” cevabını verdi.
Sadece o mu?
Eski HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, Kanal 42 televizyonunda yayımlanan Sümen Altı programında gazetecilerin sorularını yanıtlarken;

“Anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilebileceğini” söyledi. “5 darbeci general yazıyor biz de bunu ilah seviyesine çıkarıyoruz. ‘Bunu eleştiremezsiniz, değiştiremezsiniz, değiştirilmesini teklif dahi edemezsiniz’ düşüncesi akla ve mantığa uygun değil” ifadelerini kullandı.

“Mahkeme heyetini Gaffar Okkan’ın yanına göndeririz” diyen Cemal Tutar’ın sosyal medya hesabına bakın. Gaffar Okan, HÜDA PAR ve genel başkanı ile ilgili paylaşımlarını görürsünüz.
AKP’nin HÜDA PAR’lı milletvekili adayı Şehzade Demir’in yaptığı eski paylaşımlara bakın.
Genel Başkan Zekeriya Yapıcıoğlu’nun RUDAW’a verdiği röportajda,

“Irak’la olan sınırlar suni sınırlardır. Ne Kürtler ne Türkler tarafından kararlaştırılmış sınırlar değil. Bu sınırlar çizilirken Kürtler bölünmüştür. Ama şu anda Irak Kürdistanı, Türkiye Kürdistanı, Suriye Kürdistanı ve İran Kürdistanı diye farklı parçalar vardır. Bu da bizim bölgemizin gerçeğidir. Gücümüz olsa da bu sınırları kaldırabilsek” ifadelerini kullandı.

Ne diyelim birlikte açılıştan açılışa koşan “öz milliyetçi” BBP Genel Başkanı Destici ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, HÜDA PAR genel başkanı ile çarşıları pazar ola…
İki koltuk için susmaya devam etsinler.

https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/murat-agirel/bu-yazi-24-saat-gecmeden-engellenecek-2072593
Posted in İrtica, RADİKAL İSLAM, ŞERİAT - İRTİCA - KARANLIĞIN AYAK SESLERİ, SİYASAL İSLAM, SUÇ DOSYALARI, TARİKAT VE CEMAATLAR, TERÖR, YOBAZLIK - GERİCİLİK | Leave a comment

İTTİFAKatür

Posted in KARİKATÜR | Leave a comment

SAATSİZ MUHALİF TAKVİM * 18 Nisan 2023

GAZETEPENCERE

Posted in TAKVİM | Leave a comment

VAN KATLİAMI 20 NİSAN 1915 – TADA-FEYM ÇALIŞMA GRUBU BİLDİRİSİ * TADA-FEYM WORKING GROUP ANNOUNCEMENT ON VAN MASSACRE OF APRIL 20, 1915

VAN KATLİAMI 20 NİSAN 1915

TADA-FEYM ÇALIŞMA GRUBU BİLDİRİSİ


İsyancı Ermeni çetelerinin (Hınçak, Taşnak ve diğerleri) 20 Nisan 1915 günü Van Vilayet merkezinde yaptığı ve 22.900 Müslümanı haince katlettiği olayların 108. yıldönümünde, Türk Dünyası olarak şehitlerimizi rahmet ve sevgi ile anıyor, manevi huzurlarında saygı ile eğiliyoruz.


VAN KATLİAMI, fanatik Ermeni çetelerinin tarihin derinliklerinde edindikleri isyankar tutumlarından kaynaklanır. Ermenilerin benzer katliamlarına 1828 ve 1877-78 Osmanlı-Rus savaşları sırasında da düşmanla işbirliği yaparak pek çok katliamlar yaptığına şahit oluyoruz. Rusların tarihi emellerini gerçekleştirmek üzere Doğu Anadolu’ ya karşı giriştiği istilaların başlangıcında Osmanlı vatandaşı, bölgeyi çok iyi bilen ve ikinci dilleri Türkçe olan bazı Ermeniler Rus kuvvetlerine öncülük yaparak Türk kuvvetlerine karşı baskın gerçekleşmesine ve pek çok Müslümanın katledilmesine neden olmuşlardır. Ermeniler, VAN KATLİAMI’nda da benzer uygulamalarını tekrarlamışlardır.
Müslüman erkeklerinin altı cephede istilacı düşmanlara karşı mücadelede yer almış olmaları, bölgede güvenlik kuvveti zafiyeti yaratmış, bu durumdan yararlanmak isteyen Ermeniler bölgedeki nüfusu lehlerine çevirmek amacıyla köy ve kasabalarda katliamlara girişmişlerdir.
Osmanlı Devletinin en zayıf olduğu dönemi fırsat bilen Çarlık Rusya Ordusu Doğu Anadolu’ya girince, daha önce Van ve çevresinde giriştikleri terör eylemlerini iyice artırarak şehir nüfusunda Ermeni çoğunluğu sağlanması maksadıyla Rus Ordusuna yine liderlik ederek Van’ a girmesini sağlamışlardır. Bölgedeki katliamları 20 Nisan 1915 günü Van Merkezinde zirveye ulaşmıştır.
22.900 Müslümanı kaybettiğimiz katliamlar sırasında son derece acı ve insanlık dışı olaylar, üzerinde dini bir tesis, bir Kilise olan Akdamar Adası’nda cereyan etmiş, Ermeni çeteleri kadın ve kızlara her türlü ahlaksızlığı yapmış, pek çok kadın ve kız Ermeni şiddetinden kendilerini ve namuslarını koruyabilmek için göle atlayıp intihar etmişlerdir.
Ermeni asılsız iddialarına en güzel cevap Ermenistan’ın ilk Başbakanı HovhannesKaçaznuni’ nin 1923 yılında Bükreş’te Ermeni Devrimci Federasyonu (Taşnaksutyun) Parti Konferansına verdiği ve Ermeniler tarafından saklanıp Avrupa’daki kütüphanelerden topladıkları raporda “Ermenilerin yaşadığı kayıpların sorumlusu olarak Türkleri değil, Ermenileri suçlamış, Ermenilerin Osmanlı’yı işgal eden emperyalist ülkelerle işbirliği yaparak kendi devletlerine isyan ettiklerini” belirtmiştir.
Bu itirafa ve 1915 olaylarında Prof. Justin McCarthy’ ye göre 1.189.332 Müslüman, Johannes Lepsius’ un rakamlarına ve olaylar sonunda hayatta kalmış Ermeni nüfusu dikkate alındığında 83.000 civarında Ermeni’nin hayatını kaybettiğine dair pek çok gerçek arşiv bilgisine rağmen, Ermeni propaganda makinesi Hitler’ in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’ in politikası gereği, her 24 Nisan’da dünyanın en büyük yalanı olan 1,5 milyon Ermeni’ nin öldürüldüğü iddiasını dünya kamuoyuna kabul ettirmek üzere her türlü entrikaya başvurmakta, bu büyük yalanı devamlı olarak gündemde tutmaktadır. Ancak, aklı selim sahibi ve tarafsız adil kişilerin hiç olmazsa Fransız Tarihçi Prof. YvesBénard’ın bir kitabına verdiği başlıktaki soruyu kendilerine sormalarını diliyoruz; “Ermeni Soykırımı -Ya Bize Yalan Söylenmişse? Génocide Arménien- Et si on nous avait menti”.
Prof. Justin McCarthy’ nin araştırmalarına göre, Ermeni asilerinin neden olduğu insan zayiatının dışında, ayrıca, Van ilinde Müslümanlara ait 3.400 binanın 3’ü hariç tamamını tahrip edip bölgeden ayrılmışlardır.
Saygı ile bilginize sunuyoruz.

Uğur Kara – Başkan                                                           Orhan Tan – Başkan
TADA – İftiralara Karşı Türk İttifakı                             FEYM – Fanatik Ermeni
Yalanlarıyla Mücadele Grubu

TADA-FEYM WORKING GROUP ANNOUNCEMENT ON
VAN MASSACRE OF APRIL 20, 1915

On the 108 th anniversary of the vicious slaughter of 22,900 innocent Muslims at the provincial center of the City of Van on April 20, 1915 by mutinous Armenian gangs (Hunchak, Dashnak and alike), We, The Turkish People around the world, would like to commemorate our martyrs with compassion and love, bowing down in front of their honorable, loving memory with respect.
The VAN massacre originates from the mutinous attitude fanatical Armenian gangs acquaired in the depths of history. Similar massacres committed by Armenians were witnessed throughout the Ottoman-Russian Wars of 1828 and 1877-78, due Armenians’ cooperation with the enemy, as well as other major massacres Armenians committed on their own.
During the early phases of these Russian invasions, aiming the realization of Russia’s historical ambitions, some Armenians who knew the region very well as Ottoman citizens and whose second language was Turkish, led the Russian forces into Turkish territories, causing them to raid Turkish forces and massacre many Muslims. Armenians have repeated similar practices in the VAN MASSACRE.
Due to the fact that Turkish men were engaged in the war efforts against invading enemy armies on six different battle-fronts during WWI, and that this situation created a vulnerability in the security forces of the region, Armenians who wanted to take advantage of this situation committed wide-scale massacres in Eastern villages and towns of Turkey, against the Muslim population. Armenians’ true intent was to reduce the numbers of the local Muslims, and thereby increase the ratio of the Christian population in the region, against Muslims.
Once the Tsarist Russian Army entered Eastern Anatolia, taking advantage of this weakest time of the Ottoman State, Armenians increased their terror activities in the City of Van with the purpose of gaining majority in the population of the city, while once more helping the invading Russian Army. Their massacres in the region peaked on April 20, 1915, at the centre of Van.
During these massacres where 22,900 Muslims perished, extremely cruel and inhumane acts of murder took place on the Akdamar Island where a historic Armenian Church is located; Armenian gangs also committed all sorts of immoral acts against Muslim women and girls. Many girls and women ended up having to commit suicide by jumping into the Lake of Van in order to protect themselves, their honor and dignity against the Armenians’ sexual violence.
Perhaps the best response to the groundless Armenian claims came from the Armenian Republic’s First Prime Minister, Hovhannes Katchaznouni, in his 1923 manifesto to the Armenian Revolutionary Federation’s (Dashnaktsutyun) Party Conference, in Bucharest. This manifesto of Katchaznouni, which has been removed from the libraries of the civilized(!) Western World by Armenian propagandists, blamed not the Turks but the Armenians as “the responsible party for the suffering of the Armenians”. He states that “the Armenians rebelled against their own state and committed treason by cooperating with the imperialist countries that occupied the Ottoman Empire”.
Based on such Armenian confessions and the research of expert historian and demographer Prof. Justin McCarthy, we now know that 1,189,332 Muslims lost their lives in Anatolia during those years, mainly in the hands of rebellious Armenians.
Considering Johanness Lepsius’ pre-WWI population numbers and numerous archival reports showing the number of Armenians surviving the war, we come to the conclusion that only around 83,000 Armenians lost their lives during the forced relocations of 1915.
Despite such true archival information, Armenian propaganda machine resorts to all kinds of intrigue and deceit, telling world public the biggest lie of all times – that 1.5 million Armenians were killed in the hands of Turks! They pursue policies similar to that of Hitler’s Propaganda Minister Joseph Goebbels.
Every year, they engage in political activities to force the politicians around the world to pass meaningless, unbinding resolutions declaring April 24th as Armenian Genocide Remembrance Day.
On the other hand, we wish the sane, impartial and fair people of the world would at least ask themselves the very question that French historian Prof Yves Bérnard asked himself once, when he gave the following title to one of his books: “Génocide Arménien: Et si on nous avait menti? (Armenian Genocide: What if they have lied to us?)”.
According to the researches of Prof. McCarthy, apart from the human casualties they caused, the Armenian insurgents also destroyed all 3,400 buildings, except 3, in the province of Van, belonging to the Muslims, and left the region.
With Regards and Respect,

Uğur Kara – Chairman
TADA – Turkish Anti Defamation Alliance
Orhan Tan – Chairman
FEYM Group- Disproving False Armenian Claims
Posted in English articles - İngilizce makaleler, ERMENİ SORUNU, FEYM GRUBU ÇALIŞMALARI | Leave a comment

FEYM BÜLTENİ – 90/2023 * Ermeni Faaliyetleri – 18 Nisan 2023

FANATİK ERMENİ YALANLARINA KARŞI
FEYM BÜLTENİ – 90/2023 *
Ermeni Faaliyetleri – 18 Nisan 2023


1.. Fransa’nın Courbevoie şehrinde Ermeni <sözde> soykırımı kurbanları anısına bir anıt dikilecek…15 Nisan’da Ermenista’nın Fransa Büyükelçiliği, Paris yakınlarındaki Courbevoie şehrinde Ermeni <sözde> soykırımının 108. yıl dönümü için Courbevoie belediye meclisinin üyesi Jean-Jacques Sarajyan düzenlediği anma etkinliğine katıldı. Fransa için savaşan Fransalı Ermeni askerleri derneği de etkinliği organize edenlerin arasındaydı. Katılanlar Ermeni <sözde> soykırımı kurbanlarının anısına Courbevoie şehir mezarlığındaki anıtın önüne çelenk koydular. Courbevoie belediye başkanı Jacques Kosovsky, kendisinin ve Courbevoie belediye meclisinin önümüzdeki yıl Ermeni<sözde> soykırımı kurbanlarını anmak için bir anıt dikme girişimini duyurdu. https://www.ermenihaber.am/tr/news/2023/04/18/Fransa-Courbevoie-Ermeni-Soyk%C4%B1r%C4%B1m%C4%B1/247079

2. Ermenistan, Refah Endeksi’nde Azerbaycan ve Türkiye’den daha iyi sırada…Birleşik Krallık merkezli Legatum Institute, aralarında Ermenistan, Azerbaycan ve Türkiye’nin de bulunduğu 167 ülke için kapsamlı 2023 Refah Endeksi’ni yayınladı. Endeks, 67 alt bölümden oluşan 12 ayrı alanı veya sütunu kapsar. Enstitü, refahı, “kendilerine özgü potansiyellerini gerçekleştirerek ve topluluklarını ve uluslarını güçlendirmede üzerlerine düşeni yaparak gelişme fırsatına sahip olan insanlar” olarak tanımladı. Ermenistan 2023’te 61. sırada, 2022’de 59. Azerbaycan 2023’te 92. Sırada. Türkiye, son 10 yılda yönetişiminin önemli ölçüde kötüleşti, 60 sıra gerileyerek 128. sıraya geriledi https://www.thecaliforniacourier.com/armenia-ranks-better-than-azerbaijan-and-turkey-in-the-prosperity-index/

3. Paşinyan, Ermenistan ve Azerbaycan birbirlerinin toprak bütünlüğünü tanımalı diyor. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan Salı günü yaptığı açıklamada, Ermenistan ile Azerbaycan arasında bir barış anlaşmasının ancak iki ülkenin birbirinin toprak bütünlüğünü tanıması halinde mümkün olduğunu vurguladı. Parlamentoda yaptığı konuşmada, “Ermenistan ile Azerbaycan arasında bir barış antlaşması, iki ülke açık bir şekilde, belirsizlikler birbirlerinin toprak bütünlüğünü tanır ve birbirlerine karşı toprak iddialarında bulunmamayı kabul ederlerse gerçek olacaktır” dedi. https://www.panorama.am/en/news/2023/04/18/Armenia-Azerbaijan-Pashinyan/2823018

4. Galaxy Şirketler Grubu ve Fondation Université Française en Arménie (UFAR) Mutabakat Zaptı İmzaladı…Galaxy Şirketler Grubu ve UFAR yeni bir işbirliği biçimine girdi. Galaxy Group of Companies’in Kurucu Ortağı ve İcra Kurulu Başkanı Aram Khachatryan ve UFAR Rektörü Salwa Nacouzi, işbirliklerini genişletmek ve ortak projeler uygulamak için bir Mutabakat Zaptı imzaladılar. Bu iki önde gelen kuruluşun potansiyelinden, gelişmiş deneyiminden ve bilgisinden yararlanılarak, Ermenistan ekonomisine fayda sağlamak ve Ermeni-Fransız ilişkilerinin gelişimini desteklemek için eğitim projeleri, tanışma ziyaretleri ve deneyim alışverişi gerçekleştirilecektir. https://www.tert.am/en/news/2023/04/17/Galaxy/3923558

5. Paşinyan: “Uluslararası mekanizmalar oluşturulmazsa barış anlaşmasının imzalanmasının ertesi günü yeni savaş çıkabilir”… Paşinyan, Salı günü Ermenistan Ulusal Meclisi’nin özel oturumunda Ermenistan hükümetinin 2021-2026 programının 2022 programının uygulanması ve sonuçlarına ilişkin raporu sunarken, “Son 16 yılda çok acil olan bir nüans var, ama biz onu ele almadık. Sorun şu ki, Dağlık Karabağ’ın geleceğini düşündük, ancak bu önemliydi ve çatışma sırasında herhangi bir anda Dağlık Karabağ’daki durumu da düşünmek önemlidir. Kendi kaderini tayin ve toprak bütünlüğü ilkeleri Dağlık Karabağ ihtilafı boyunca yan yana konmuştur” dedi. https://news.am/eng/news/755390.html

6. Ermenistan Başbakanı, Türkiye ile normal ilişkiler kurmak için fırsat görüyor… “Türkiye’de 2015’te meydana gelen yıkıcı depreme yanıt vermeye karar vermemizin ardından bu fırsat, siyaset dışı, diplomatik faktörler veya daha doğrusu insani değerler nedeniyle arttı. 2022 Eylem Planı’nın uygulama ve sonuçlarına ilişkin yıllık raporunu sunan Başbakan Erdoğan, “Bu yılın başında insani, komşuluk değerlerini temel alan bir mantıkla yola çıktık ve Türk hükümeti ve halkı eylemlerimizi böyle kabul etti. Bu dönemde tarihe ve ondan kaynaklanan sorunlara bakış açımızı değiştirmeseydik, Türkiye’ye kurtarma timi ve insani yardım gönderme kararı almazdık” dedi. https://en.armradio.am/2023/04/18/armenian-pm-sees-opportunity-for-kuruluş-of-normal-relations-with-turkey/

7. Paşinyan, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki olası barış antlaşması hakkında konuştu. Başbakan Nikol Paşinyan,“Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki barış antlaşması, iki ülke net bir şekilde, belirsizlikler ve tuzaklar olmaksızın, birbirlerinin toprak bütünlüğünü tanır ve bugün birbirlerine toprak iddiasında bulunmamayı taahhüt ederlerse gerçekçi olacaktır. Aslında 6 Ekim 2022’de Prag’da ve 31 Ekim’de Soçi’de Azerbaycan Cumhurbaşkanı ile bu konuda mutabık kaldık ve bu ilgili basın açıklamalarında kaydedildi. Buna rağmen hem Erivan’dan hem de Bakü’den karşı tarafı anlaşmalara uymamakla itham eden resmi açıklamalar var. Ermenistan, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tam olarak tanıdığını yineledi ve Azerbaycan’ın da Ermenistan’ ın SSC zamanındaki topraklarını Ermenistan olarak tanımasını bekliyor” dedi. https://en.armradio.am/2023/04/18/pm-pashinyan-on-possible-peace-treaty-between-armenia-and-azerbaijan/

8. Ermenistan Eğitim Bilim Kültür Spor Bakanlığı açıklaması; “Azerbaycan takımının şampiyonadan ayrılma kararından dolayı üzgünüz. Bakanlığın açıklaması özetle, “2023 Avrupa Halter Şampiyonası’nın ev sahibi taraf olarak, 14 Nisan’da şampiyonanın açılış töreninde Azerbaycan bayrağıyla ilgili olayı ciddi bir endişeyle karşıladık.Tören sırasında hemen çözülen ve doğal seyri hiçbir şekilde engellemeyen olay, Ermenistan Cumhuriyeti yetkililerinin tutumunu yansıtmamakta olup, spor değerleri ve evrensel ilkeler açısından kınanması gereken bir olaydır. Aynı zamanda, Azerbaycan takımının şampiyonayı terk etme kararını üzüntüyle not ediyoruz ve Ermenistan Cumhuriyeti hükümetinin tüm güvenlik standartlarını sağladığı ve sağlamaya devam ettiği için güvenlikle ilgili herhangi bir sorun olmadığını ekliyoruz. Hükümet, Azerbaycan sporcuları için ek güvenlik önlemleri sağlama konusundaki önceki taahhüdüne bağlı kaldı.Azerbaycan sporcularının yaklaşık iki gün boyunca Ermenistan’da güvende ve emniyette olmaları ve şampiyonadan ayrılma kararı aldıktan sonra, ilgili servislerin, güvenli bir şekilde ayrılmalarını sağlamaları bunun kanıtıdır. https://tr.armradio.am/2023/04/18/ermenistan-egitim-bilim-kultur-spor-bakanligi-aciklamasi/

9. Büyük Boston Ermeni Cemaati, Ermeni <sözde> soykırımının 108. Yıldönümünü Massachusetts Eyalet Meclisinde ve Boston Greenway’deki Ermeni Mirası Parkı’nda düzenlenen etkinliklerle anacak. Anma Töreni 21 Nisan Cuma günü saat 10.30’da yapılacak. Eyalet Meclisi’ndeki açılış konuşmasını Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’nin ABD Daimi Temsilcisi Robert Avetisyan yapacak. Avetisyan’ın katılımı, Azerbaycan’ ın Dağlık Karabağ ve Ermenistan’a yönelik devam eden saldırganlığı göz önüne alındığında ve özellikle Azerbaycaan’ ın Artsakh’a (Karabağ sözde Ermeni devleti) uyguladığı abluka göz önüne alındığında özellikle önemlidir. https://mirrorspectator.com/2023/04/13/state-house-commemorations-on-nisan-21/

10. Avim Bülteninde E.Büyükelçi Yığıt Alpogan’ ın “Güvenilemeyecek bir Ermeni anlatısı” başlıklı analizi yer alıyor. Analiz, özetle şöyle; 4 Nisan 2023’te Ermeni Haftalık Gazetesi, Harut Sassounian tarafından yazılan “1918’de Osmanlı Meclisi ve Senatosu ‘Ermeni Katliamlarını’ kabul etti” başlıklı bir makaleye yer verdi. Ona göre “‘Ermeni Katliamları’ 1918’de Osmanlı Meclisi ve Senatosu tarafından tartışıldı ve kabul edildi.” Dâhiliye Nazırı Ali Fethi’ye (Okyar) ait olduğu iddia edilenler de dahil olmak üzere, Osmanlı parlamentosunun çeşitli milletvekillerinin meclis konuşmalarından özenle seçilmiş ve manipüle edilmiş bazı alıntılar sunuyor…Sonuç olarak Harut Sasunyan, güvenilmez ve çarpıtılmış yazılarından oluşan uzun bir listeye bir yenisini daha ekliyor. Makalesi, konuşmaları bariz bir şekilde çarpıtıyor, ayrı kişilerin ayrı konuşmalarını alıyor ve onları birleştirerek önyargılı görüşlerini destekleyecek bir versiyon sunuyor. Ayrıca bağlamı görmezden geliyor ve iddialarını desteklemek için uygunsuz gerçekleri resmin dışında bırakıyor. Bu yüzden ciddiye alınamaz ve alınmamalıdır.” (Not: Söz konusu analize ve Sassounian’ ın Armenian Weekly’ de yayınlanan yazısına, Sayın Büyükelçi’ nin Avim Bülteninde yer alan analizine internetten ulaşabilirsiniz Sayın Büyükelçi bu analizi academia.edu’ ya yapıştırabilir. Yardımcı olabiliriz…,o.tan) https://armenianweekly.com/2023/04/04/ottoman-parliament-and-senate-in-1918-acknowledged-the-armenian-massacres/https://avim.org.tr/en/Analiz/AN-ARMENIAN-NARRATIVE-THAT-CANNOT-BE-TRUSTED
Posted in FEYM GRUBU ÇALIŞMALARI | Leave a comment

OPERATION “Trigger IX” * Interpol’den tarihi operasyon: 14 bin 260 gözaltı

İnterpol’den tarihi operasyon: 14 bin 260 gözaltı

İstanbul – BİA Haber Merkezi / 19 Nisan 2023, Çarşamba

Interpol, Latin Amerika’da dev bir kokain ve kaçak silah operasyonu gerçekleştirdiğini duyurdu. Operasyonda 203 ton kokain ile 8 binden fazla silah ele geçirilirken, 14 bin 260 kişi de gözaltına alındı.
Uluslararası Polis Teşkilatı (Interpol), “Trigger IX” adında 12 Mart ile 2 Nisan tarihleri arasında dev bir kokain operasyonu gerçekleştirdiğini resmi internetten sitesinden duyurdu.
Interpol tarafından koordine edilen şimdiye kadarki en büyük ateşli silah operasyonunda, Orta ve Güney Amerika’daki yetkililerin 8 bin 263 kadar yasadışı ateşli silahın yanı sıra 305 bin merminin de ele geçirildi.
5,7 milyar dolar değerinde 203 ton kokain
Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilen “Trigger IX” adlı operasyon ile birlikte yaklaşık 5,7 milyar ABD doları değerinde 203 ton kokain ve diğer uyuşturucuların ve 372 ton uyuşturucu ara maddesinin ele geçirildiği belirtildi.
Açıklamada 15 ülkede benzeri görülmemiş düzeyde bir işbirliğinin görüldüğü operasyonda ayrıca yolsuzluk, dolandırıcılık, insan kaçakçılığı, çevre suçları ve terör faaliyetleri gibi bir dizi başka suçun da tespit edildiği duyuruldu.

En az 20 örgüte darbe
Brezilyalı “Primeiro Comando da Capital”, El Salvadorlu “Mara Salvatrucha” ve Güney Amerika’da da faaliyette bulunan “Balkanlar Karteli” olmak üzere en az 20 organize suç örgütüne operasyon çekildiği kaydedildi.
Açıklamaya göre, Interpol, ön cephe eylemlerini desteklemek ve hızlı istihbarat alışverişi ve çapraz kontrolünü sağlamak için Arjantin, Brezilya ve Paraguay’ın üç sınır bölgesindeki Foz do Iguaçu’daki bir operasyon merkezinde katılımcı ülkelerden ateşli silah uzmanlarını bir araya getirdi.
Operasyona hangi ülkeler katıldı?
Operasyon, Interpol’ün Ateşli Silahlar Programı, Arjantin ve El Salvador’daki Bölge Büroları, Uyuşturucu ve Kaçaklar birimleri ve Komuta ve Koordinasyon Merkezi tarafından desteklendi. Operasyona katılan ülkeler ise Arjantin, Bolivya, Brezilya, Şili, Kolombiya, Kosta Rika, Ekvador, El Salvador, Guatemala, Honduras, Meksika, Panama, Paraguay, Peru ve Uruguay olarak açıklandı.

Interpol’a göre bu bir “rekor”
Öte yandan, Twitter hesabından açıklama yapan Interpol Genel Sekreteri Jürgen Stock, “Trigger IX” operasyonunda ele geçirilenler ve gözaltına alınların bir “rekor” olduğunu ifade etti.

https://bianet.org/bianet/dunya/277523-interpol-den-tarihi-operasyon-14-bin-260-gozalti
Posted in DÜNYA ÜLKELERİ, SUÇ DOSYALARI | Leave a comment