KAZAKİSTAN’da OLAN HAK ARAMA EYLEMLERİ SOROS’UN TURUNCU DEVRİMLERİNE Mİ DÖNECEK? * Kazakistan’la Asya’da Gedik Açmak…

Eski Başkan Nursultan Nazarbaev’in bir anıtı, Güney Kazakistan’daki
TaldyQorghan’daki Protestocular tarafından yıkıldı.

Kazakistan’la Asya’da Gedik Açmak…

Orhan Özkaya (Arş-Yazar)


ABD, Batı ve NATO’nun Karadeniz tuzağı
Kazakistan olaylarının tam da Gürcistan tuzağına paralel sürdürülmesi, emperyalistlerin her zaman başvurdukları klasik yöntemlerden birisi olarak dünya toplumları tarafından artık çok net biliniyor. Sorozçu turuncu devrimleri, kalkışmaları istihbarat örgütleri CİA, MOSSAD ve MI6 gibi örgütlerle kitlelerin masum taleplerini yönlendirmek, bütün az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde kışkırtmak, mayınlar döşemek ve tuzaklar hazırlayarak kargaşa çıkarmak tam anlamıyla artık kanıksanmış bir oyun. Ancak bu oyun hâlâ güncelliğini koruyor…

Kazakistan olayı, Gürcistan, Belarus ve Ukrayna olaylarından ayrı düşünülemez. Karadeniz’i bir ABD gölü haline getirmek isteyen, dünya jandarmalığını sürdürmeye çalışan emperyalistler kendi ülkelerindeki çöküşü halkın gözünden uzaklaştırabilmek için, bu tür yapay olaylara gereksinim duyuyorlar. Joe Biden seçildikten sonra halka yaptığı konuşmada; “ABD’nin dünyadaki eski güçlü dönemine dönmesi gerekiyor, dünyada liderliğini devam ettirmesi için çalışacağım!” diyerek yürütecekleri stratejiyi belirlemişti.

Karadeniz’i kuşatmak işe yaramıyor
Hedeflerinin Çin, Rusya ve İran olacağını da çok net ifade etmişti. Aslında ABD, Batı ve NATO’’nun yapmaya çalıştığı; Romanya, Bulgaristan, Macaristan ve Polonya gibi işbirlikçi küresel finans diktatörlerinin işbirliği yaptığı maşaları kullanarak halkları yoksulluğa, yoksunluğa ve açlığa mahkûm etmek. Kendisine muhtaç duruma düşürmek, böylece kapitalist emperyalist sistemin ömrünün uzamasını sağlamaktan ibarettir.

Bu stratejinin artık işe yaramadığı, Bulgaristan’daki son seçimlerinde ortaya çıktı. Polonya’daki kadınların kürtaj yasağı eylemlerinde, iktidarın zorlanması sürüyor. Orban’ la Macaristan’daki uygulamalarının diktatörce olduğunu halk iyice özümsemiş bulunuyor. Romanya’ da yolsuzluklar diz boyu sürüyor. Bu stratejinin hiçbir sonuç getirmeyeceği Ortadoğu’daki Irak, Libya ve Suriye hezimetlerinden belli… Bütün bu yenilgilerin bedelini kendi halkına yaşatıyor, ancak halkın isyanı ve ayaklanması karşısında geri adım atarak, askerlerini Afganistan, Ortadoğu, Irak, Libya ve Suriye’den çekmek zorunda kalıyor. İşte bu nedenle içerden kolayca bulduğu maşaları, kendi imalatı olan terör örgütlerini kullanmayı sürdürüyor.

ABD’nin çöküşü önlenemez
Çöküş halinde olan ABD, dünyadaki egemenliğini sürdürebilmek, Çin, Rusya, İran ve Latin Amerika birlikteliğini dinamitleyebilmek için önce Çin’e her tülü ticari ambargoyu gündeme getirdi, daha sonra kuşatma hareketine girişti. Çin ve Rusya’nın burnunun dibindeki Afganistan’ı acımasız, vahşi ve orta çağ kafasına sahip, kendi yarattığı Taliban’a teslim etti. İşte bu nedenle Rusya’yı önce Belarus’ ta CİA, MOSSAD ve Mİ6 gibi istihbarat örgütlerinin Sorozçu kışkırtmalarıyla, yıkmaya çalıştı, ancak başarılı olamadı, geri tepti. Bunun üzerine Ukrayna’yı devreye soktu, ama tıpkı Gürcistan’daki Mikheil Saakashvili olayındaki gibi hezimete aday bir sonuca mahkûm durumda.

Bütün bu hezimetlere rağmen ABD ve Batı, Vietnam, Irak, Libya yani Ortadoğu ve Suriye’ deki yenilgilerine hiç önem vermeden uyguladığı köhnemiş yöntemlerini sürdürüyor. Oysa ülkesindeki yoksulluk, işsizlik, sağlık, eğitim ve evsizlik sorunu onun ilgisi dışında bulunuyor. Amerikan halkının ırkçılık karşıtı duruşunu hesaba katmadan bu çürümüş metotları uygulamaktan çekinmiyor. Irkçı Trump döneminin tırmanışının gerisine bir türlü ulaşamıyor, kışkırtmalar devam ediyor. Hatta gelecek seçimler de Trump, aday olacağını ve kaldığı yerden devam edeceğini söylemekten geri durmuyor.

ABD stratejisi Pentagon’la sürüyor
ABD, bu stratejiyi neden inatla, ısrarla devam ettirmeye çalışıyor? Irkçı kitleler de, ABD’nin dünya egemenliğini sürdürmesi için, bu ırkçı örgütlenmeye kadar tutunmuş konumda… Saldırganlık hem içerde ve hem de ülke sınırlarının dışında devam ediyor. Irkçılar önder olarak arkasından gitmekte sakınca görmedikleri Trump’ ın söylemleriyle iyice şahlanıyorlar, kırıp dökmenin, vandalizmi zevkle ve iştahla bekliyorlar. Buna karşı Biden’ de sağlığı elverirse aday olabileceğini açıklama gereği duyuyor.

Bütün bu gelişmeler Pentagon stratejisinin hiçbir şekilde değiştirilemeyeceğini, kim yönetimde olursa olsun bu temel ilkelere karşı duruş sergileyemeyeceğini ortaya koyuyor. Obama’nın sosyal bazı değişimler içeren girişimleri; nüfusun % 25’ nin sağlık sigortası kapsamına kavuşmasına bile küresel finans elitlerinin tahammül edememeleri biliniyor. Trump tarafından bunun derhal geri alınması bile durumun ne kadar bu sisteme bağlı olduğunu ortaya koyuyor. Siyahların her gün yollarda, kaldırımlarda, karakollarda ya da orda burada öldürülmesi, hem de güvenlik güçlerince boğazlanması sürüp gidiyor.

Ülkede kışkırtma seçeneği bulmak kolay
Bu kemikleşmiş strateji, Obama gibi kendisinden olan siyah yandaşını dahi etkileyemedi, küresel finans diktatörlüğü engel tanımada işlevini sürdürmeye devam ediyor. Petrol ve doğal gaz zengini olan ülke halkını, en masum isteklerini öne sürerek kışkırtmalar yaratmak, istismar etmek her zaman başvurdukları yöntem. Ülkelerde, mutlaka halkın karşı çıkabileceği olumsuzluklar bulunması mümkün, bu sorunları barışçıl gösterilerle dile getirmek söz konusu olduğu halde, vandalizmi kullanmak tam da bir CİA, istihbarat operasyonu sayılır.

Almatı’ da valilik binasının, medya merkezlerinin yakılması ve güvenlik güçlerinin yaşamlarını yitirmesi karşısında sürdürülmeye çalışılan kışkırtmalara dur demek zorunludur. Bu kışkırtmalar dünyanın yoksul ülkelerinin sık sık yaşadığı provokasyolar olarak devam ediyor. Kazakistan’ın seçilmesinin en önemli nedeni yönetimin Çin’le yakınlaşması, “Bir Kuşak, Bir Yol” projesi için yatırım ilişkileri, yine Nazarbayev’in Rusya ile ilişkilerinin Tokayev tarafından sürdürülmesi, ABD’nin paniğini arttırdı.

2,7 milyon yüzölçümü ve yaklaşık 19 milyon nüfuslu ülkede petrol, doğal gaz ve çok çeşitli maden zenginliklerinin Rusya ve Çin’in hâkimiyet alanında kalmasına tahammülün yok. Ülkenin kaosa sürüklenmesine Rusya ve ne de Çin izin verir. Bu kışkırtmanın arkasından Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Tacikistan’ın devreye sokulacağı çok açık olarak görülüyor. Bu nedenle ABD, Batı ve NATO’nun Asya’da gedik açmasına asla izin verilmez…

This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, BOP, DEVRİM VE KARŞI DEVRİMLER, DÜNYA ÜLKELERİ. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *