KAMUDA ÖZEL GÜVENLİK 3 MİLYARA KOŞUYOR * AKDENİZ GÜVENLİK NEDEN TÜM İHALELERİ KAZANIYOR ? * ‘Özel Şiddet’ Kimi Zengin Ediyor?

Naci Kaptan
25.12.2014

Değerli okur ,

Özel güvenlik kurumları üzerinden topluma yönelmekte olan siyasi içerikli tehdit ve tehlikeye dikkatinizi çekmek isterim. Cumhuriyet Gazetesinde Çiğdem Toker Özel güvenlik hakkında çok çok çarpıcı bilgileri okurlarınla paylaşıyor.

Kamu harcamaları arasında yer alan ÖZEL GÜVENLİK HİZMET ALIMI giderleri artarak büyüyor.Kamu kurumlarında istihdam edilen bu güçler AKP , iktidara yönelik tüm demokratik eylemlerde dahi polisin faşizan baskısını aratmayacak şekilde demokratik hak arayan insanlara karşı darp ve cebir kullanıyorlar.Bir başka deyişle özel güvenlik güçleri de polisin yan kolu olarak görev yapıyor ve iktidarın isteklerine uygun davranarak toplum üzerinde sivil polis gücü olarak baskı kurmakta kullanılıyor.

Çiğdem Toker şöyle yazıyor ;

“AKP iktidarı, “devletin meşru şiddet tekeli”ni, beş yıldır özel güvenlik şirketleriyle paylaşıyor. Vergilerimizden yapılan bu harcama, bütçede “özel güvenlik hizmet alımı” adıyla geçiyor. Kamusal alanları koruması ve gerektiğinde şiddet uygulayabilmesi için açılan ihaleler aracılığıyla, özel sektöre kaynak transferi yapılırken, taşeronluk kurumsallaşıyor.”

AKDENİZ GÜVENLİK ŞİRKETİ

İstanbul’un bütün mezarlıklarını, ormanlarını, korularını, havzalarını, Adalet Sarayı’nı; DHMİ’nin bütün havalimanlarını, istasyonlarını, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın pek çok binasının özel güvenlik ihalelerini alan şirketin adı Akdeniz Güvenlik A.Ş.2001’de kurulan şirket, 2012’de kayıtlı sermayeye geçerek halka açıldı. Hisseleri Borsa İstanbul’da işlem görüyor. Akdeniz Güvenlik, Akdeniz Girişim Holding’e bağlı bir grup şirketi. Yönetim Kurulu Başkanı Necmettin Şimşek, iki hafta önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ödül aldı.KAP verileri esas alındığında, şirketin son dört ayda kamudan aldığı ihalelerin toplamının yaklaşık 636 milyon TL ”

Çiğdem Toker aşağıda bulunan yazıları ile dikkatimizi çok önemli başka bir yöne çekiyor;

CUMbaşbakan Erdoğan Akdeniz Güvenlik şirketinin patronuna ödül vererek sırtını sıvazlamıştır.Bu sırt sıvazlama sadece ödülle olmamış sadece son 4 ayda ilgili şirkete 636 milyon TL ihale verilerek cepleri de doldurulmuştur.

AKP iktidarı süresince sadece polis sayısını ikiye katlamakla kalmadı.Polise alternatif olarak sırtını sıvazladığı Özel Güvenlik şirketlerini de kapsama alanına alarak kendisine milis güçler oluşturmaktadır.

Çiğdem Toker
22 Aralık 2014 Pazartesi

‘Özel Güvenlik’ 3 Milyara Koşuyor

2015 yılı bütçe görüşmeleri bitti bitiyor. Asıl tablo bir ay sonra ortaya çıkacak olsa da şimdiden belli bir şey var:

O da 2014’ün, başta Cumhurbaşkanlığı Sarayı olmak üzere, kamu harcamalarının “israf” ölçüsünde arttığı bir yıl olarak hatırlanacağı. Hızlı ve yüksek artış gösteren kamu harcamaları arasında “özel güvenlik hizmet alımı”, özel bir yere sahip. KİT’lerden belediyelere, bakanlıklardan üniversitelere kadar her ay, onlarca kamu kurumu “özel güvenlik hizmeti” ihalesi açıyor.

Bütçeye bir kalem olarak ilk kez 2009’da giren “özel güvenlik hizmet alımı”nın, iktidar bakımından giderek kullanışlı ve çok amaçlı bir aygıta dönüştüğü söylenebilir. Bütçe rakamlarını yakından incelediğimizde, özel güvenlik alanına yapılan harcamaların, son aylarda sıkça tartıştığımız emniyet bütçesindeki artışı aratmaz hale geldiğini görebiliriz.

***

Bakalım:
Maliye’nin son bütçe verilerine göre, devlet, kasım ayında özel güvenlik şirketlerine 76.3 milyon TL ihale bedeli ödemiş. Bu tutarla birlikte, devletin 2014 yılı özel güvenlik harcaması 11 ayda 706.5 milyon TL’ye ulaşıyor. Bu tutarla birlikte 2009 yılından itibaren, devletin “özel güvenlik hizmeti” için yaptığı harcama, 2 milyar 762 milyon TL’ye ulaştı.

Tıpkı bir önceki yazıda işlediğimiz örtülü ödenek harcamaları gibi, özel güvenlik harcamasındaki artışı da genel bütçe gelirlerindeki artışla kıyaslamak bize anlamlı bir fikir verebilir. (“Özel güvenlik hizmet alımı” ilk kez 2009’da bütçeye girdiği için, bu yılı her iki veri setinde de başlangıç olarak aldım.)

Görüleceği gibi, 2009-2013 döneminde genel bütçe gelirleri iki kat bile artmazken, bütçeden özel güvenlik hizmetleri için yapılan harcama dört kat artış gösteriyor. Başka bir ifadeyle, özel güvenliğe harcanan kaynağın artış hızı, genel bütçe gelirlerindeki artış hızının iki katı. Grafikteki verileri bir de rakamsal olarak aktaralım:

Bu sonuçlar bize, çok değil, altı yıl öncesine kadar bütçe kalemleri arasında yer almayan “özel güvenlik hizmet” alımının, ödediğimiz vergilerden her yıl daha büyük parçalar kopardığını gösteriyor elbette. Ama başka önemli şeyler de gösteriyor: AKP iktidarı, çok amaçlı ve kullanışlı bir aygıt olarak “özel güvenlik hizmeti” alımlarını artırarak:

– Yeni yapılan lüks kamu binalarını, toplumsal destek görmeyen altyapı projelerini, hızlı ve pratik bir çözümle halktan koruyor.

– Sosyal güvencesiz, dolayısıyla SGK’ye yük getirmeyen bir alan olarak istihdam deposu olarak kullanılıyor.

– Şiddet aygıtı olarak, emniyete destek veriyor.

– Özel sektöre kaynak transferi sağlıyor. Devletin “özel” şiddet aygıtı “özel güvenlik harcamaları” 3 milyar TL’ye koşarken, 2015 bütçesi hayırlı olsun.

‘Özel Şiddet’ Kimi Zengin Ediyor?

Çiğdem Toker
24 Aralık 2014 Çarşamba
Cumhuriyet

AKP iktidarı, “devletin meşru şiddet tekeli”ni, beş yıldır özel güvenlik şirketleriyle paylaşıyor. Vergilerimizden yapılan bu harcama, bütçede “özel güvenlik hizmet alımı” adıyla geçiyor. Kamusal alanları koruması ve gerektiğinde şiddet uygulayabilmesi için açılan ihaleler aracılığıyla, özel sektöre kaynak transferi yapılırken, taşeronluk kurumsallaşıyor.

Bir önceki yazıda, özel güvenlik alanındaki harcama artışının, bütçe gelirlerindeki artışı ikiye katladığına yer verdik. Bugün de bir kaynak transferi olarak, özel güvenlik harcamalarının kimi zengin ettiğine bakalım.

İstanbul’un bütün mezarlıklarını, ormanlarını, korularını, havzalarını, Adalet Sarayı’nı; DHMİ’nin bütün havalimanlarını, istasyonlarını, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın pek çok binasının özel güvenlik ihalelerini alan şirketin adı Akdeniz Güvenlik A.Ş.2001’de kurulan şirket, 2012’de kayıtlı sermayeye geçerek halka açıldı. Hisseleri Borsa İstanbul’da işlem görüyor.

Akdeniz Güvenlik, Akdeniz Girişim Holding’e bağlı bir grup şirketi.
Yönetim Kurulu Başkanı Necmettin Şimşek, iki hafta önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ödül aldı. ASKON’un “Asil Duruş” ana temalı genel kurulunda ödüllendirilen Şimşek, “asil duruş” temasının önemini şöyle vurguluyor:

“Bu duruş, ülkemizde yaşanan uluslararası oyunlara rağmen Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’la simgeleşen, ancak hepimizin destek verdiği bir duruştur.” Şimşek, ödül konuşmasında devamla, holding olarak Türkiye’nin geleceği için büyümelerini sürdüreceklerini ifade ediyor.

Akdeniz Güvenlik’in bugüne kadar nasıl “büyüdüğüne”, KAP’a (Kamuyu Aydınlatma Platformu) yaptıkları açıklamalar üzerinden bakalım:

-Aralık: Şirketin sadece bu ay kamudan aldığı altı ihalenin toplam bedeli, 170 milyon TL: En büyüğü 94.4 milyon TL ile, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin mezarlıkların korunması ihalesi. İki gün önce 18.9 milyon TL’lik Başakşehir Belediye Başkanlığı. 2 Aralık’ta da 4 milyon 162 bin TL’lik Bakırköy Adalet Sarayı. Kültür Bakanlığı’nın Döner Sermaye için açtığı özel güvenlik ihalesini de 42 milyon TL ile kazanan yine aynı şirket.

-Kasım: Yine altı ayrı kamu ihalesi. Akdeniz Güvenlik’in kasımda kazandığı ihalelerin toplam bedeli, bu ayı ikiye katlıyor: 341 milyon TL. En büyük iş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kent ormanları ve koruların korunması: 158.9 milyon TL. Onu, DHMİ’nin açtığı havalimanlarının özel güvenlik ihalesi izliyor: 147.9 milyon TL. Yanı sıra, 21.1 milyon TL’lik Kepez Belediyesi.

-Ekim: Merkez Bankası’nın çeşitli binalarının özel güvenliği açtığı ihale de 822 bin 248 TL ile yine Akdeniz Güvenlik’te. Ama şirket için, ekim ayının en büyük ihalesi bu değil. Beyoğlu Belediyesi’nin destek ve gözetleme işi: 18 milyon 952 bin TL.

-Eylül: İSKİ’nin açtığı havzaların korunması ihalesi 103 milyon 755 bin TL bedelle Akdeniz Güvenlik’te.

KAP verileri esas alındığında, şirketin son dört ayda kamudan aldığı ihalelerin toplamının yaklaşık 636 milyon TL civarında olduğu görülüyor. Liste uzayıp gidiyor. Zaten halka açık bir şirket olarak, kendileri de bu verileri kamuoyuyla paylaşıyor. Yanı sıra, faaliyet raporlarında özel güvenlik sektörünün öne çıkan özelliğinin “yüksek verim ve düşük maliyet” olduğunu da belirtiyorlar. Samimi bir itiraf.

Hasılı, “düşük maliyet”li bir sektörün, kamudan ihale üstüne ihale alarak büyüyen bir şirketine boşuna ödül verilmiyor. “Düşük maliyetli sektör”ün, düşük yaşam kalitesi anlamına geldiği ise milyarlık ihalelerin yanında teferruattan ibaret.

This entry was posted in DEMOKRASİ-ÖZGÜRLÜK, DEVRİM VE KARŞI DEVRİMLER, Ekonomi, FAŞİZM, Gundem, Haber. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *