Korkulacak Marmara depremi

Korkulacak Marmara depremi


Bir felakete yol açan 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin acı anıları ve bunlara ilişik tartışmalar ülkede devam ediyor. Bu sütunda yer alan 27 Şubat 2023 tarihli yazımızda bu depremleri mercek altına almıştık. Bu yazıda Türkiye’nin önemle üzerinde durması gereken, gelecek Marmara depremine dikkat çekmek istiyoruz.

Merkez üssü Gölcük olan 17 Ağustos 1999 Marmara depremi Richter ölçeğine göre 7.6 büyüklüğünde idi; resmî rakamlara göre yaklaşık 18 bin can kaybına ve 285 bin evin hasar görmesine yol açtı. Deprem sabah saat 3 civarında oldu. Deprem doğu-batı istikametinde uzanan sağ-atımlı Kuzey Anadolu Fayı’nın (doğrultu fayı) kırılması ile oluştu; Anadolu batıya doğru kaydı.
Gelecek Marmara depreminin ne zaman olacağı bilimsel olarak saptanamaz; ancak bir zaman olacağı kesin. Bölgeyi tanıyan jeolog ve jeofizikçiler zaman açısından kabaca birtakım tarihler veriyor; bunlar sadece tahmin. Büyüklük ölçüsü de tartışma konusu; Richter büyüklüğünün 7.2-7.6 olabileceği görüşleri var.
Büyüklük Kahramanmaraş depremlerinden daha küçük olsa bile maddi hasar ve insani yıkım büyük bir olasılıkla İstanbul’da daha feci boyutta olacak. Can kaybının 500 bin olabileceği görüşü var.
1999 Marmara depremi sonrası
Her ne kadar 1999 depreminden sonra İstanbul’daki eski apartman binaları yıkılıp daha dirençli yapıldı ve yapılıyorsa da, bu önlemler ilerideki Marmara depremi için yetersiz kalacak. Zira böyle eski bina çok olduğu gibi, AKP döneminde İstanbul’da çok sayıda yeni yüksek binalar yapıldı; bu betonlaşma ile şehrin “sihirli” silüeti kayboldu. Sadece 2017’nin sonuna kadar, AKP’nin ilk 14 yıllık döneminde İstanbul’da ortalama yüksekliği 77 metre olan 1075 bina yapıldı. Gökdelen sayısı (48) Moskova ve Londra’dakinden daha fazla (yukarıdaki fotoğrafta görüyorsunuz). Gökdelenlerin en yükseği olan 301 metrelik Metropol Tower, 2017 yılında dikildi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un açıklamasına göre İstanbul’da 1.5 milyon riskli konut var. Yenilenmemiş veya ciddi bir denetimden geçmemiş binalar ve gökdelenler en aşağı 7 büyüklükteki yeni bir depreme dayanıklı olacak mıdır?
Dahası, İstanbul’da dere yatağına çok yakın binalar olduğu gibi, daha dışarıdan görünümü ile endişe yaratan apartman binaları var (aşağıdaki fotoğrafta, sağdaki binalar). Bir ilçede dere ıslahı yapılacağı gerekçesiyle gecekonduların yıkıldığı, ancak aynı yere site yapıldığı biliniyor. Bu binalara nasıl yapı ruhsatı ve oturma izni verildi?
İBB’nin yaptığı son analize göre 7.5 büyüklüğündeki bir depremde İstanbul’da 91 bin bina ağır veya çok ağır hasar, 167 bin bina orta hasar alacak. Yaklaşık 250 bin bina içinde yaşayan milyonlarca kişi büyük risk altında. Bu rakamlar huzur verici olmaktan uzak.
1999 Marmara depreminin ardından yapım hatalarından çöken binaların müteahhitleri aleyhine açılan 2.100 davada çok yetersiz sonuçlar alındı. Bu davaların bir kısmı hukuki boşluklardan dolayı cezasız sonuçlandı; geriye kalan davaların birçoğunda ceza ertelendi, veya zaman aşımına uğradı. Burada hukuksal açıdan da bir boşluk olduğu anlaşılıyor.
Sorun bina sayısı, yüksekliği, dayanaklığı ve takipsizlikle ile sınırlı değil.
Avrupa’nın en kalabalık şehri
AKP’nin doğum, kentleşme ve sığınmacı politikaları nedeniyle İstanbul’da büyük bir nüfus patlaması oldu. 1970’lere kadar Türkiye’de var olan doğum kontrolü Başbakan Süleyman Demirel tarafından sona erdirilmişti. Demirel daha sonra fikrini değiştirerek Türkiye’nin ekonomik olarak geri kalmışlığını nüfus artışına bağladı ve 2008’de Tayyip Erdoğan’ın “En az 3 çocuk” politikasını isim vermeden eleştirdi.
Sonuç olarak AKP döneminde İstanbul’un nüfusu yaklaşık 13 milyon 800 binden yaklaşık 16 milyona yükseldi. Bu hızlı artış ile İstanbul bugün büyük bir fark ile Avrupa’nın en kalabalık şehri oldu. (Nüfus açısından İstanbul’a en yakın Londra, 9.6 milyon.) Bu nüfus artışı ile doğa ve devlet imkânları (örneğin, eğitim; sağlık hizmetleri) zorlandığı gibi, depremden doğabilecek maddi ve insani risk de büyük ölçüde arttı.
Bu gerçek devleti yönetenlerin dikkatini çekmedi mi?
İstanbul Göç İdaresi’nin 2022 rakamlarına göre İstanbul’da yaklaşık 548 bini Suriyeli olmak üzere toplam yaklaşık 1 milyon 300 bin yabancı yasal olarak ikamet ediyor. Yasal dışı oturanların sayısı açıklanmamış. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu sığınmacı nüfusunun 2 milyonu aşkın olabileceğini belirtti. Bu durumda toplam yabancı sayısı, yasal veya gayri yasal, rahatlıkla 2.5 milyonun üstünde. Kimi yabancı gayrimenkul satın alma karşılığında vatandaşlık hakkı kazandı; Çin, Lübnan, Arabistan gibi ülkelerde, hatta Kenya’da bir bit pazarında, vatandaşlık ilanları görüldü
Böyle bir nüfus artışı Türkiye’nin demokratik yapısını ve kültürel dokusunu etkileyeceği gibi, deprem riski açısından da sakıncalı idi.
Dahası, bir deprem durumunda toplanma alanları olarak belirlenen çok yerler AKP döneminde yapılanmaya açıldı. Bu binalar ve beraberinde getirdiği nüfus artışı şehrin trafiğini zorladığı gibi deprem riskini daha da artırdı. Bir deprem olduğunda hastanelerin ve jeneratörlerin hasar görmesi, iletişimin aksaması, bazı yolların kapanması, toplanma alanlarında konteynerlerin ve WC’lerin bile olmaması, hijyeni sorunu, vb., ciddi olarak endişe verici. İBB’nın değerlendirmesine göre megakentte birçok nedenden dolayı ȃcil durumlarda girilemeyen yaklaşık 9 bin sokak var.
Sonuç olarak
Kahramanmaraş depremlerinden yaklaşık bir ay geçmesine karşın bölgede insanlar hâlâ başını sokacak çadıra muhtaç; halk perişan. “2023’de Aya çıkacağız” vaadini yapan iktidar depremden sonra beklenen performansı vermedi. Gelen haberlere göre birkaç gün önce TBMM Genel Kurulunda Kahramanmaraş merkezli depremlerin sonuçlarının araştırılması için Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasına ilişkin önerge oy birliği ile kabul edildi.
Bu olumlu bir gelişme; ancak sormak gerekir: CHP’nin daha önce TBMM Genel Kurulu’nda depreme karşı önlem alınması konusunda verdiği Meclis Araştırma Önergesi 23 Kasım 2022 tarihinde AKP ve MHP oyları ile niçin reddedildi?
Deprem riskinin ciddiye alınması için Kahramanmaraş depremleri gibi bir felaketin olması mı gerekiyordu?
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un son günlerde yaptığı açıklamaya göre İstanbul’da 1.5 milyon riskli konut hem Anadolu, hem de Avrupa yakasına taşınacak. Bu da olumlu bir haber; ancak bu projenin gerçekleşmesi uzun zaman ister. Hükümet böyle bir projeyi daha önce niçin düşünmedi?
Bu projenin gündeme getirilmesinde şüphesiz seçimlerin yaklaşıyor olması rol oynadı.
Özetle, gelecek Marmara depremine ilişik olarak İstanbul halkının kaygılı olmaması çok zor.
Konu siyasetin ve siyasi çıkarların ötesindedir. Yapılacak olan, geçmiş hatalardan ders alınması ve bir seferberlik anlayışı ile devletin, geç de olsa, bir an önce önlem almasıdır. Depreme karşı en etkin çare, hazırlıklı olmaktır.

Konuk Kalem/Dr. Ferruh Demirmen – Yeniçağ, 13 Mart 2023 –  https://www.yenicaggazetesi.com.tr/korkulacak-marmara-depremi–dr-ferruh-demirmen-640564h.htm
This entry was posted in DOĞAL FELAKETLER. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *