TARİHİN İÇİNDEN BİR YOL HİKAYESİ * Büyük Turan’dan CIA’sal İslamcılığa

CUMHURİYET – Mine G. Kırıkkanat – 11 Eylül 2022

Büyük Turan’dan CIA’sal İslamcılığa


1914 yılı şubatının ilk haftasıydı. Tam bir ay sonra Sultan Reşat’ın yeğeni Emine Naciye Sultan’la evlenip “damadı şehriyari” unvanıyla anılacak Enver Paşa, henüz sadece Harbiye nazırıydı. Babı Seraskeri’deki makam odasında, ampir stili bir kanapede yan yana oturduğu genç subaya: 

“Demek aradan geçen zamana rağmen kanaatını muhafaza ediyorsun, Sami Bey…” dedi. “Şimdi bu kanaatını tatbik mevkiine koymak elinde olsa, aynı maceraya atılır mısın?”
Genç subayın gözlerinde bir sitem dalgalandı. Cevabı da öyle oldu:
“Siz bu teşebbüse macera diyorsunuz Paşam. Ne macerası? Benim girişmek istediğim, çok geç kalmış bir vazifenin ifasıdır. Elbette hazırım. Şüphe mi ediyorsunuz?”
Osmanlı İmparatorluğu çökerken Türkçülüğe sarılan milliyetçiler, Orta Asya’da Rus ve Çin hegemonyasına giren Türk ellerine dönüyor ve kurtuluşu “Türklüğün ana kaynaklarına yakınlaşma” politikasında görüyorlardı. Bu politikanın adı, Turancılıktı.
İMPARATORLUKTAN YOLA ÇIKIP CUMHURİYETE VARMAK
Enver Paşa, Selim Sami’yle konuştuğu “gizli hizmet”in organizasyonunu Teşkilatı Mahsusa Reisi ve Selim Sami’nin de ağabeyi Eşref Bey’e tevdi etti.
Büyük Turan yolunda, Orta Asya’ya öncü bir heyet gönderilecek ve sahte kimliklerle yolculuk edecek heyet, dava uğruna can vermeye hazır beş kişiden oluşacaktı. Bu beş Osmanlı Türkü, heyet reisi Selim Sami’nin dışında mülkiye mezunu Karaburun Kaymakamı Emrullah, dört yabancı dil konuşan Yüzbaşı Adil Hikmet, Teşkilatı Mahsusa’nın “güzide” komitecilerinden Hüseyin ve yine aynı teşkilatın “mücahit” unvanıyla taltif edilen “kaptan-komiteci”si İbrahim beylerdi.
Selim Sami Bey’in “heyet reisi” olarak başlayıp “Başbuğ Selim Sami” olarak bitirdiği beş Türklerin büyük Turan yollarındaki macerası dokuz yıl sürdü ve başlarına, pişmiş tavuğun başına gelenler dahil, gelmedik kalmadı. 1914’te Osmanlı İmparatorluğu’ndan yola çıktılar, 1923’te Türkiye Cumhuriyeti’ne döndüler!
FETÖ’NÜN ESİN KAYNAĞI
Ne mutlu bana ki onlardan biri, Karaburun’un Osmanlı kaymakamı, Malatya’nın Cumhuriyet milletvekili Emrullah Barkan’ın oğlu Tanaydın Barkan, eniştem oldu. Hem Enver Paşa’nın Turan yollarından perişan dönen babası Emrullah hem de annesi Zekiye Hanım’ın Sadrazam Kamil Paşa’nın torunu olması yüzünden babamın “damadı şehriyari” diye çağırdığı, doğduğum günden beri bana çok emeği geçen Tanaydın Barkan, gerçek bir Cumhuriyet aydınıydı.
Ölümünden kısa süre önce, hep anlattığı, ama yıllardır gözü gibi sakladığı Cemal Kutay’ın “Ana-Vatan’da Son Beş Osmanlı Türk’ü” kitabını verdi elime.  Eniştemin babasının da katıldığı çılgınca macerayı öğrenmek istiyordum, merakla okudum ve Beş Türk’ün öyküsünde hiç beklemediğim bir bilgiye ulaşarak Fethullah Gülen “ekolü”nün “temellerine” daldım !
BİRLEŞMİŞ TÜRKLER MEKTEPLERİ
Cemal Kutay’ın kitabına göre, 1914 yılında büyük Turan’a doğru yola çıkan beş türke, Osmanlı Teşkilatı Mahsusa Reisi Eşref Bey, “Ne bahasına olursa olsun, Kaşgar’a ulaşmaya bakın. Orada kendinizden önce vazife (!) almış olacakları bulacasınız” der. Gerçekten de beş Türk Turancısı, bir yıl sonra Kaşgar’a vardıklarında, Ahmet Kemal, Dr. Mesut Sabri ve Abdurrahman Şadi beyler tarafından karşılanırlar.
Bu kişiler, Doğu Türkistan’da Osmanlı Türkçesiyle mektepler açmaktadırlar. Ahmet Kemal, Doğu Türkistan’a birkaç yıl önce gelmiş, “milyoner” Doğu Türkü Bahattin Bayın “himmetiyle” önce Rus ve Çin hegemonyasına karşı iman gücünü oluşturacak Cemiyeti İslamiye’yi, ardından Birleşmiş Türkler Öğretmen Okulu’nu kurmuştur!
TÜRKÇÜLÜKTEN İSLAMCILIĞA EVRİLMEK
1914 yılında Büyük Turan yollarına düşen beş Türkün macerası, aynı zamanda Pantürkizmin nasıl Panislamizme dönüştüğünün ve “Damadı Halifei Müminin Seyit Enver”, yani Enver Paşa’nın da öyküsüdür, sevgili okurlarım.
Ve bu tarihin, gerek SSCB’yi  “imanı güçlendirilmiş” İslami devletlerle kuşatıp boğmak üzere 1970’lardan öteye Yeşil Kuşak projesini uygulamaya koyan ABD ve gerekse 1980’lerden öteye de Fethullah Gülen’in akıl hocası CIA tarafından “doğru” okunduğuna hiç kuşku yoktur…

Büyük Turan’dan CIA’sal İslamcılığa (2)

18 Eylül 2022

Fethullah Gülen ve kadrolarına, özellikle eski SSCB ve Asya’da kurdurulan okullar, ne Gülen’in kendi fikriydi ne de ABD’nin “orijinal” bir buluşu.
FETÖ okullarının benzerleri, 1915’te Kaşgar ve Artuş’ta vardı. Bu okullarda “Doğu Türkeli”nin altı vilayetinden akın eden 12 ila 18 yaş arası çocuklar “biçimleniyordu” Okullar parasız ve yatılıydı, masrafları yöre “milyoneri” Bahattin Bay tarafından karşılanıyor, kurucu Habibzade Ahmet Kemal ve öğretmen kadroları da Cemal Kutay’ın deyişiyle “çok sistemli ve çok şuurlu” bir pantürkizm propagandasıyla eğitim veriyorlardı.
Dikkatinizi çekerim, bu iki okul ve eğitimci yetiştiren Birleşmiş Türkler Öğretmen Okulu, tamamen zamanın Çarlık Rusya’sı ve Çin’in hegemonyasına karşı direniş kadroları eğitmek üzere kurulmuşlardı!
ENVER PAŞA’NIN POSTMORTEM ZAFERİ
Raslantıya bakın ki ABD de Fethullah Gülen’in Asya’daki okullarına eski komünist Rusya, hâlâ epeyce komünist Çin ama her halükârda ve önümüzdeki 50 yılda “rakipleri” olacağı belli iki ülkenin baskın kültürüne karşın “direnişçi” odaklar yetiştirmesi için bastı parayı…
Bizim devlet ise başta Ecevit, hem de cumhuriyetçi kadrolarıyla gözlerinde birer damla yaş, toplumsal bellekte “hicran yarası” panislamist Turan’ı hatırlayarak bu okulları alkışladılar ve FETÖ okullarına verilen destek, tabiidir ki AKP iktidarında katlanarak (araları bozulana kadar) sürdü.
Bahattin Bay ile Ahmet Kemal’in okulları nasıl Cemiyeti İslamiye’nin şemsiyesi altındaysa, FETÖ okulları da sözde “modern” İslamiyetin şemsiyesi oldu. Tarih, kaldığı yerden devam ediyordu ve belki de bu kez postmortem bir zafer kazanacaktı Enver Paşa!
SÖYLEMDE MİLLET, EYLEMDE ÜMMET
Fethullah Gülen, ABD’ye sığındıktan öteye Enver Paşa’nın manevi mirasçılığına soyundu ve “hizmet” hareketini Türkiye’nin çıkarına diye pazarlarken; Enver Paşa’nın Türk toplumundaki tartışmalı yeri “başarsaydı büyük adamdı” hatırasını kullandı, sağ milliyetçiler arasında yaygın bu çok yanlış kanıya abandı.
Enver Paşa ne yapmaya çalışmıştı ve neyi başaramamıştı?
Soruyu şöyle sormak gerekir aslında: Kimler tarafından ne için kullanıldı ve niçin başaramadı?
Birinci Dünya Savaşı’nda çatışan büyük devletleri, Orta Asya ve Asya’da ilgilendiren sosyolojik olgu Türklük değil Müslümanlıktı. Çünkü Rusya, Çin ve Hindistan’a egemen İngiltere’yi çevreleyen halkların hepsi Türk değil ama Müslümandı. Öte yandan Osmanlı Türkleri için de, Arap Yarımadası elden çıkarken İslamiyet’i Araplara bırakmamak, Türk tipi bir İslamiyet yaratmak öncelikti.
Dolayısıyla Enver Paşa dahil, söylemde pantürkistlerin tamamı, eylemde panislamisttiler!
ALMAN KUKLASI, İNGİLİZ MAŞASI, RUS SALATASI!  
Almanlar, Enver Paşa ve şürekâsını, İngilizlerin hegemonyasındaki Hindistan’daki Müslümanları ayaklandırmak, böylece İngiltere’yi ısırmak için kullandılar. Turan peşinde Asya’ya giden beş Türkün ilk durak olarak Bombay’a gönderilmesi ve Hint Hilafet Komitesi’nden destek görmesi boşuna değildir… Çünkü Hint Hilafet Komitesi, Hindistan’dan ayrılarak Pakistan’ı kuracak Müslüman Hintlilerden başkası değildir!
Keza Turancıların Çarlık Rusyası’na karşı örgütlemeye çalıştıkları Afganların da Türk oldukları söylenemez.
Panislamist Enver Paşa ve maşaları öylesine pratiktir ki bir ara birbirine düşman Almanlar ve Ruslar tarafından ortaklaşa bile kullanılır hatta İngilizlerin de işine gelirler.
HİLAFET CEPHESİNDE DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK
Türkiye, 21. yüzyıla laik Cumhuriyete bir “karşı devrim” projesiyle girdi. ABD’nin tamamen Enver Paşa’nın 1920-22 arası Orta Asya’da Ruslara karşı oluşturduğu hilafet cephesini örnek alan “yeşil kuşak” projesiyle paralel yürüyen bu karşı devrime aranan “kullanışlı ideolog”, 1990’dan öteye Fethullah Gülen nezdinde bulundu.
ABD’nin, 1970’li yıllardan sonra SSCB ve Çin’i “komünizme karşı su geçirmez” bir İslami kuşakla çevirmesinde Enver Paşa örneği o kadar belirgin ki başta Türkiye bu uydu ülkelerde Amerikan yandaşı yetiştirecek ve zaten İngilizce öğretilecek İslami ideolojiye de elbette Türk damgalı bir maşa gerekiyordu!
This entry was posted in MİNE KIRIKKANAT, Tarih. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *