GEÇMİŞİNİ, ATANI, ŞEHİTLERİNİ UNUTMA!!!

Posted in TARİHE - AYDINLANMAYA - CUMHURİYETE NOT DÜŞENLER, VİDEOLAR | Leave a comment

KAMU ARAÇLARI “DÖRT ÇEKER” 1.9 MİLYAR KİRA BEDELİ! * Yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin, Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!

HAN-I YAĞMA ŞİİRİ


Bu sofracık, efendiler –ki bekler yutulmayı
Huzurunuzda titriyor –şu ulusun hayatıdır
Ulusun ki acılı, ulusun ki eşiğinde ölümün!
Ama sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır…
Yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin,
Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!
Efendiler pek açsınız besbelli yüzünüzden;
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?
Şu doyumcu sofra, bakın gelişinizle övünçlü!
Hakkıdır kutsal savaşınızın, evet, o hak da elde bir…
Yiyin, efendiler yiyin; bu iç şenliği sofra sizin,
Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!
Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say:
Soy sop, şeref, gösteriş, oyun, düğün, konak, saray,
Tüm sizindir efendiler, konak, saray, gelin, alay;
Tüm sizindir, tüm sizindir, hazır hazır, kolay kolay…
Yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin,
Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!
Büyüklüğün sindirimi biraz ağır olsa da yok zarar,
Görkemli yüceliği, öç alıcı sevinci var,
Bu sofra gönül almanızdan böyle ısınır ve ışıldar.
Sizin şu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar…
Yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin,
Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!
Verir zavallı memleket, verir ne varsa; malını,
Varlığını, hayatını, umudunu, hayalini,
Tüm olanca rahatını, olanca gönül balını,
Hemen yutun, düşünmeyin haramını, helalini…
Yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin,
Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!
Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!
Yarın bakarsınız söner bugün çatırdayan ocak!
Bugün ki mideler sağlam, bugün ki çorbalar sıcak;
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak…
Yiyin, efendiler yiyin; bu cümbüşlü sofra sizin;
Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!
TEVFİK FİKRET
(Günümüz Türkçesi; Ceyhun Atuf Kansu)
Posted in YOLSUZLUKLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK | Leave a comment

GEÇMİŞTEN YAPRAKLAR * SAATSİZ MUHALİF TAKVİM * 29 Mart 2023

Posted in TAKVİM | Leave a comment

HAYATIN İÇİNDEN * AMERİKA DA İMAR NASIL VERİLİYOR….

AMERİKA DA İMAR NASIL VERİLİYOR


Indiana Üniversitesi’nden emekli Profesör İlhan Başgöz Hoca anlatıyor:
“Uzun zamandır bir Amerika şehrinde yaşıyorum. (…)  Burası 70 bin nüfuslu küçük bir şehir. (…) Her tarafı yemyeşil, en işlek caddeler, en yoksul mahalleler bile. Evlerin çoğu iki katlı ve bahçeli. Şehrin dört yanı ormanla çevrili. (…) Nedir bu yeşilin sırrı diye hep düşünürdüm. Sonra bir olayla karşılaştım, yeşili kimin ve hangi usüllerle koruduğunu öğrendim. Sizinle paylaşmak istiyorum.
Yıllar önce bir ev yaptırmak istedim. İnşaattan hiç anlamam, ama anlayan bir akrabam var. Aklımı çeldi, şehrin değerli bir yerinde güzel bir arsa var, alalım dedi. (…) Arsa dört tane bahçeli ev yapacak kadar geniş. Ancak şehir planında buraya bir ev yapılması uygun görülmüş. Bize belediyeye başvurun, belki iki eve müsaade ederler, dediler. Biz de başvurduk.
Belediye bize dedi ki: ‘Önce bütün komşularınıza iadeli taahhütlü bir mektup gönderecek ve bu arsaya iki ev yapmak istediğinizi bildireceksiniz, sonra komşulardan gelen cevaplarla birlikte filan gün tekrar bize gelin.’
Komşularımıza birer mektup gönderdik, şimdi gelen cevapları özetliyorum;
bir komşu diyor ki; ‘-Evlerimizin önünden geçen yol dardır. Bu yoldan geyikler geçer. İki evin en az iki arabası olacağına göre dar yolun trafiği artacak. Geyikler tehlikeye düşecek.’
İkinci komşumuz şöyle diyor; ‘-Biz çocuklarımızı her gün okula götürüp getiriyoruz, trafiğin çoğalmasını istemeyiz.’
Üçüncü komşu; ‘-Bu arsada iki büyük çam ağacı var. Bunlar kesilmemeli, sökülüp arsanın başka yanına dikilmeli.’
Dördüncü komşu; ‘-İki ev yapılırsa evler anayola arsa içinden bir yolla bağlanacak. Bu yol asfalt veya beton olacak. O vakit bu yolun iki tarafındaki ufak ağaçların köküne su gitmeyecek ve kuruyacak.’
Başka bir komşu; ‘-Evin planını görelim, bakalım bizim evlere yakışacak mı?’
Bir başka komşumun derdi şu, önlü arkalı geniş bir bahçesi var ve etrafında çit yok. ‘Bana komşu gelirse bahçesini çitle ayırmasın. Ne o bahçesini sınırlasın, ne ben. Böylece geniş yeşilliğimiz kaybolmamış olur.’
Cevaplara şaştık
Biz Türkiyeliyiz. Cevaplara şaşarak belediyeye gittik. Öyle ya, biz arsa alacağız, ev yaptıracağız, kime ne? Benim yaptıracağım eve neden bu kadar insan burnunu sokuyor? Bu nasıl demokrasi?
Oturup belediye ile konuştuk. Bütün istekleri yerine getirmeye söz verdik. Ancak geyikler için çözüm bulamadık. Çevredeki ormanlar gerçekten geyik cenneti. Bu güzel hayvanlar yem bulamazsa şehrin kenar mahallelerine inerler, bahçelerdeki elmaları, şeftalileri yerler. Biz bazen bu hayvanlar için bahçeye meyve filan atarız. Bu ürkek hayvanlar ilkin bizi görünce kaçıyorlardı. Sonra alıştılar, kulaklarını dikip sürmeli gözleri ile bizi tartıyorlar, zarar gelmeyeceğine inanırlarsa kaçmıyorlar. (…)
Komşuların mektuplarını gösterdikten sonra belediye bizden evin planını komşulara göndermemizi istedi. Gönderdik, planı belediye de inceledi. Planımız komşulardan olumsuz bir tepki almadı. (…)
Belediyenin karar vereceği gün projeyi savunmak bana düştü. Neler söylemedim? Bir göçmen kuş olduğumu, kentin bizi çok iyi karşıladığını, iki kızımın burada eğitildiğini, hiçbir kanunsuzluğa katılmadığımı, vergimi düzenli ödediğimi, bir eğitim kurumunda şehre hizmet verdiğimi filan anlattım. Dinleyenler ‘-Çok etkili oldu, karar olumlu çıkacak’ dediler. Karar bildirildi. İlkin kentin kanun ve nizamlarına uyma gayretimiz için kibar bir şekilde teşekkür edildi. Sonra isteğimizin reddedildiği açıklandı.
Sebep şuymuş: Bu bölgede bizimkine benzer çok arsa varmış, bize iki ev için müsaade verilirse, öbür arsa sahipleri de iki ev için başvururlarmış. Bize olur deyip onlara olmaz diyemezlermiş. Oralarda böyle geniş arsalara da ikişer ev yapılırsa şehrin yeşillikler içindeki görüntüsü bozulur, güzelliği gölgelenirmiş.
Sevindirici sonuç
Ben bu karara sevindim, üzülmedim. İşlerini bu kadar ciddiye aldıkları, şehrimizin üzerine böyle titredikleri için içim neşeyle doldu. Bir şehrin güzelliğini korumak ciddi bir işmiş. Neden güzel bir yerde yaşadığımı o gün anladım.
Sonra belediyenin başka marifetlerini daha öğrendim. Bahçede ağaç kesmek yasakmış. Ağaç yaşlı ise yerine yenisini dikmek koşulu ile kesebilirmişim. Bahçe çimenleri uzar da kestirmezsem, belediye birini gönderir kestirirmiş, parasını benden alırmış. (…)
Alaturkalık
Neyse akrabam olan inşaatçı belediyeye yeni bir ev planı sundu. Alaturkalık bu ya (kendini Türkiye’de zannedip) çatı katına planda olmayan (kaçak) bir oda kondurmuş. Ertesi gün belediye bu odayı yıkmadığı her gün için 2500 dolar ceza keseceğine dair bir ihbarname gönderdi. Akrabam o gece uyumadı ve odayı yıktı. (…)
Ben bu yazıyı niye yazdım? Umarım ki belediye başkanlarımızdan biri okur da belki bazı şeyler öğrenir, belki de örnek alır. Acaba çok mu iyimserim?

Profesör İlhan Başgöz Hoca bizlere çağdaşlığı, medeniyeti, liyakatlı yöneticilerin nasıl olması gerektiğini, çevre ve doğaya saygının toplumda özümsendiğini, şehir planlamasını çok güzel bir örnekle anlatmış. kendisine teşekkür ederiz. Emekliliğini sağlıkla yaşasın. Ve de bu yazının Belediyelere örnek olmasını da temenni etmiş.
Bilindiği gibi ülkemizde büyük imar planları doğrudan merkezi yönetimden geliyor. Yerel yönetimlerin, belediyelerin, şehir planlamacıların görüşleri alınmıyor. Bu planların hiç birinde toplum, yaşam, çevre, doğa, yeşil alan, yaşanabilir şehir planlaması gözetilmiyor. AKP iktidarının tek gözettiği RANT ve kendi havuzlarına akacak olan paradır.
Naci Kaptan
Posted in HAYATIN İÇİNDEN | Leave a comment

SİYASET VE POLİTİKACILAR * İlkesizleşme 

İlkesizleşme 

Bülent ESİNOĞLU – 30 Mart 2023, bulentesinoglu@gmail.com

Parti değiştiren siyasetçilere, ayrıldığı partinin taraftarlarından çok sert tepkiler gelir. Sanırsınız ki kendileri çok ilkeli ama o ayrılan kişi ilkesiz. En çok da kokuşmuş siyasetçilerden böyle kişiler çıkar. Bu kadar yıldır, Meclistesiniz biraz da başkaları bu göreve gelsin dendiğinde, dünyanın en bulunmaz nimetine dönüşürler.
EGO insana neler yaptırmaz ki? İlkeli insanlar kenara çekilir. İlkesizler öne çıkar. Sade biz de değil, tüm dünyada ilkesizlerin yönetime gelmesi, servet sınıfının iktidarları kullanmasını kolaylaştırır.
İlkesi sadece TEPKİDEN oluşanlar da bir işe yaramaz.
Kitle partileri İLKESİZ olmak zorundadır. Kitle partileri içinde her görüşten taraftarlar olduğu için, liderleri popülizm yapmak durumundadır. Sağ veya sol popülizm, fark etmez.  Popülizm, servet sınıfını en çok işine gelen bir yapılanmadır. Her hali karda sermaye önceliklidir. Halk sonradan hesaba dahil olur.
Tüm dünyaya ilkelerini kabul ettiren Batıda bu kokuşmuşluğu daha net görüyoruz. İnsan hakları, demokrasi gibi değerler artık oralarda da yok.
İlkesizleşme, pragmatizm yani egonun tatmini ülkeleri yönetilemez hale getirdi. Ne ülkemiz için ne de dünya için umutlu olmaya elverişli, bir tek büyük savaşların dönüştürüçülüğünden başka bir şey görünmüyor.
Diyeceksiniz, sizin öneriniz de çok insanın telef olması anlamına geliyor. Evet toplumların düzlüğe çıkması, böyle mümkün oluyor. 1953 Yılında ölen, Rus bilim insanı Kontratief, toplumları yüz yıllık periyotlarda, hep bu noktaya geldiğini tarih araştırmalarından çıkarmış.
Seçime gidiyoruz.
Seçimlere bu ilkesiz parti ve ilkesiz halkımızla gideceğiz. Ne çıkarsa bahtımıza denecek bir durum yok. Sıkıntılar artarak devam edecek.
Kabahatin büyü de bizi egomuzdur. Egomuzu eğitmeden, ilkesizliği, ilkeler ile değiştirmeden, varılacak yer, bir felaketten bir başka felakete varıştır.
İlkenin varlığı bir planın varlığını ifade eder. Toplumları planlar düzlüğe çıkarır. Plan da sabır ve fedakârlık ister. Kavga ister. İrade ister. Orası da çok kolay yer değildir. İnsanlık için kolay yaşam yoktur.
Posted in BÜLENT ESİNOĞLU YAZILARI, Politika ve Gundem | Leave a comment

ORGANİZE İŞLER – YOLSUZLUKLAR * ONLAR KAÇAK PETROL SATTI CEZAYI HALK ÖDEYECEK!

BİRGÜN 28 mart 2023

Posted in ORGANİZE İŞLER, YOLSUZLUKLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK | Leave a comment

FEYM BÜLTENİ – 72/2023 * Ermeni Faaliyetleri – 28 Mart 2023

FANATİK ERMENİ YALANLARINA KARŞI
FEYM BÜLTENİ – 72/2023 *
Ermeni Faaliyetleri – 28 Mart 2023


1.. Biden, Ermenistan ile Azerbaycan arasında istikrarlı bir barışa desteğini yeniden teyit ediyor….ABD Başkanı Biden, Novruz Bayramı münasebetiyle Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e tebriklerini sundu. Tebrik mesajında Washington’un Bakü ile Yerevan arasında istikrarlı bir barışa ulaşmasına destek vermesi bir kez daha vurgulandı., tebrik mesajında şu ifadelere yer verildi: “ABD,Azerbaycan-Ermenistan arasında Güney Kafkasya’da gelecek nesillerin güvenliğine ve gelişmesine katkıda bulunacak istikrarlı barışa desteğini yeniden teyit ediyor.” https://www.ermenihaber.am/tr/news/2023/03/28/Amerika-Biden-Azerbaycan-Ermenistan/246148

2. ABD Dışişleri Bakanlığı Ermenistan’da insan haklarına ilişkin eleştirel rapor yayımladı… Harut Sassounian’ ın yazısı özetle şöyle; “ABD Dışişleri Bakanlığı, 20 Mart 2023’te 2022 yılı için yıllık İnsan Hakları Ülke Raporlarını yayınladı. Rapor, Ermenistan dahil 198 ülke ve bölgeyi kapsıyor. Raporun Yönetici Özeti, 2021 Parlamento seçimlerini şöyle anlatıyor: “Seçimler genel olarak iyi yönetildi ve yarışmacılar özgürce kampanya yürütebildi. Seçimler aynı zamanda yoğun kutuplaşma ile karakterize edildi ve giderek kışkırtıcı söylemlerle gölgelendi. Gözlem heyeti, “seçim gününe giden dönemde yüksek düzeyde sert, hoşgörüsüz, kışkırtıcı ve ayrımcı söylemlerin tartışmayı lekelediğini” belirtti. https://www.thecaliforniacourier.com/u-s-state-dept-publishes-critical-report-on-human-rights-in-armenia/

3. ABD, Azerbaycan askeri hareketlerinden endişeli… ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel Pazartesi günü yaptığı açıklamada, ABD’nin Azerbaycan’daki son askeri hareketlerden endişe duyduğunu söyledi. Patel,“Bakan Yardımcısı Karen Donfried, Dışişleri Bakanı Bayramov ile görüştü ve Azerbaycan askeri hareketlerinden duyduğu endişeyi dile getirdi. ABD’nin Ermenistan-Azerbaycan barış müzakerelerine olan bağlılığını vurguladı. Bakan da bu konuda defalarca konuştuğu için, doğrudan diyalog bu sorunu çözmenin ve kalıcı bir barışa ulaşmanın anahtarıdır. Bu çatışmanın askeri bir çözümü yok. Ermenistan ile Azerbaycan arasında ikili, ortaklarla ve çok taraflı kuruluşlar genelinde görüşmeleri kolaylaştırmaya devam edeceğiz” dedi.
https://www.panorama.am/en/news/2023/03/28/US-Azerbaijani-military-movements/2812657

4. Karabağ halkı, Paşinyan’ın Ermenistan ile son yolu kapatarak iktidarını güvence altına almaya çalıştığına inanıyor… Ermenistan’ın Hraparak gazetesi şöyle yazıyor: “Cumartesi günü Bakü, Artsakh’ı (sözde Dağlık Karabağ Ermeni devleti) Ermenistan’a bağlayan alternatif yolun kontrolünü ele geçirdi. Artsakh’ta Bakü-Erivan, daha doğrusu Paşinyan-Aliyev düzeninin işlediğine dair şüpheleri var. Paşinyan, Azerbaycan’ın son zamanlardaki soykırım politikasından ne kadar sık bahsederse, iki ülke arasında bir barış anlaşması olacağını da o kadar sık iddia ediyor. Prag düzenlemesine göre barış antlaşmasının imzalanması, Artsakh’ın Azerbaycan’ın bir parçası olarak yasal olarak tanınması anlamına geliyor. https://news.am/eng/news/751814.html

5. Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO) artık Ermenistan’ı genel olarak yetersiz performansa sahip bir ülke olarak görmüyor. GRECO, Ermenistan’daki hâkimler, milletvekilleri ve savcılar arasında yolsuzluğun önlenmesine ilişkin düzenli bir değerlendirme yürütmüştür. Ermenistan için 2015’ten beri bu değerlendirme yapılmaktadır. 2019’dan bu yana, GRECO’nun tavsiyelerinin düşük düzeyde uygulanması nedeniyle, Ermenistan’ın performansı “genel olarak yetersiz” olarak değerlendirildi ( toplam 18 tavsiyeden 11’i yerine getirilmedi). 2022 Geniş çaplı yolsuzlukla mücadele ve yargı reformlarının yanı sıra, bu yıl 20-24 Mart tarihlerinde Strasbourg’da düzenlenen GRECO’nun 93. genel kurulunda Ermenistan daimi delegasyonuyla yapılan ek görüşmelerin bir sonucu olarak, iki tavsiye daha yerine getirilmiş oldu. https://tr.armradio.am/2023/03/28/avrupa-konseyi-yolsuzluga-karsi-devletler-grubu/

6. Ermenistan’ın ekonomik aktivite endeksi 2 ayda yüzde 10,9 arttı… Ermenistan’ın ekonomik aktivite endeksi, bu yılın ilk iki ayı olan Ocak-Şubat aylarında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,9 arttı. Ermenistan İstatistik Kurumu’nun verilerine dayanarak Ocak-Şubat aylarında sanayi üretim hacmi, Ocak-Şubat 2022’ye kıyasla yüzde 1 arttı. İnşaat hacmi bu yıl 2 ayda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,2 arttı. Bu yılın Ocak-Şubat aylarında ise 2022’nin aynı dönemine göre ticaret hacmindeki artış yüzde 18 oldu. Bu yılın ilk iki ayında dış ticaret hacminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 77,7 artış kaydedildi, ayrıca ihracat yüzde 96,4, ithalat yüzde 67,4 arttı. (1 ABD Doları 394,67 Ermeni dramıdır) https://www.armenpress.am/tur/news/1107285.html

7. Uluslararası Kızılaç Örgütü (ICRC) abluka altında iş başında… Azerbaycan provokasyonlara başvurmaya ve Artsakh sakinlerinin sabrını “ölçmeye” devam ediyor ve bu kez Artsakh’ı Ermenistan’a ve dış dünyaya bağlayan tek yolu kapatıyor. Artsakh, 12 Aralık’tan bu yana tam bir abluka altında. Sakinleri buna “Yaşam Yolu” diyor, çünkü Artsakh, bir çocuğun anne babasına bağlı olması gibi Ermenistan’a bağlı. Artsakh halkı, ana Ermenistan’a çok bağlıdır ve doktor randevuları, akraba ziyaretleri ve geziler için sık sık gidip gelir. Taze meyve ve sebzelerden pirinç ve şekere kadar her türlü yiyeceğin Artsakh’a ulaştığı yer Ermenistan’dır. İlaç ve diğer ihtiyaç maddeleri de bu yoldan bölgeye giriyor. Azerbaycan, yolu kapatarak, yanlış zamanda yolun yanlış tarafında bulunan birçok kişinin eve dönüş hakkını da engelledi. https://armenianweekly.com/2023/03/27/the-icrc-at-work-under-blockade/

8. Avustralya’da Ermeni, Süryani ve Yunan (sözde) soykırımlarının tanınması ivme kazanıyor… Üç felaketin yıllık anma törenleri öncesinde Avustralya parlamentosunun yerli Ermeni, Süryani ve Yunan soykırımlarını tanıması için ivme artıyor. Uluslararası Soykırım Akademisyenleri Derneği (IAGS) başkanı Doçent Dr Melanie O’Brien, Commonwealth Parlamentosunda düzenlenen Ortak Adalet Girişimi (JJI) Savunuculuk Haftası’na katıldı. Üç (sözde) soykırımın anılması, 20. yüzyılın başlarında Osmanlı ve Cumhuriyet Türk yetkilileri tarafından yerli Helen, Süryani ve Ermeni topluluklarına karşı işlenen toplu zulmün bir hatırlatıcısı olarak hizmet ediyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun 1914 ile 1923 yılları arasında yaptığı soykırımlarda yaklaşık (sözde) 1,5 milyon Ermeni, 750.000 Süryani ve 350.000 ila 500.000 Rum (Pontus Rumları dahil) öldürüldü. http://www.aina.org/news/20230328030149.htm

9. Avim web sitesinde 2023 yılında basımı yapılan “Radikal Ermeni unsurlarca gerçekleştirilen mezalimler ve Vandalizm” başlıklı bir kitabın tanıtımı yapışıyor. Kita, PDF olarak indirilebiliyor. İngilizce başlığı da var. Henüz çevirisinin yapılmadığını düşünüyorum., Dr. Turgay ve Doç. Dr. Davut YİĞİTPAŞA’nın editörlüğünü yaptığı kitap özet, şöyle; “ Ermeni kültürü ve tarihi üzerine bugüne kadar çeşitli alanlarda ve farklı dillerde pek çok çalışma yürütülmüştür. Özellikle Batı dünyasındaki akademilerde yürütülen çalışmalar tek sesli bir anlatı çerçevesinde inşa edilmiş ve “Ermeni Meselesi” adı verilen olaylar silsilesi büyük ölçüde tek taraflı olarak aktarılmıştır. Öte yandan Batı akademilerinde, meselelerin ikinci bir tarafı olduğu fikrinden yola çıkarak çalışmalar yürüten çok kıymetli akademisyenler de bulunmaktadır. Literatürde söz konusu dönemi Türklerin ve Azerbaycanlıların gözünden anlatan çalışmaların bulunması objektif tarih anlatısının sağlanabilmesi açısından mühim bir yere sahiptir. Bu çalışma da literatürde Ermeniler ve özellikle Birinci Dünya Savaşı öncesinde, esnasında ve sonrasında Anadolu ve Güney Kafkasya’da meydana gelen hadiselere ışık tutması bakımından, iki ülkenin akademisyenleri tarafından yürütülmüş oldukça geniş kapsamlı bir çalışmadır. Arkeolojik kazılar, arşiv belgeleri ve kültür varlıkları üzerinden Anadolu ve Güney Kafkasya’da o dönem yaşanan olaylar ele alınmıştır. https://avim.org.tr/tr/Kitaplar/RADIKAL-ERMENI-UNSURLARCA-GERCEKLESTIRILEN-MEZALIMLER-VE-VANDALIZM
Posted in FEYM GRUBU ÇALIŞMALARI | Leave a comment

SEÇİME HAZIRLIK!!!

Posted in KARİKATÜR | Leave a comment

SONUMUZ TÜRKİYE GİBİ OLMASIN!

Posted in AFORİZMALAR | Leave a comment

Irak petrol davası, boru hattı ve Kürt sorunuyla bağlantısı

Irak’ın boru hatlarıyla petrol ticareti nedeniyle dokuz yıl önce Türkiye aleyhine açtığı tahkim davası Irak Başbakanı Muhammed es Sudani’nin Cumhurbaşkanı tayyip Erdoğan’ın davetlisi olarak Ankara’ya gelişinin hemen ardından sonuçlandı. Ancak Irak Kürt bölgesi ve PKK ile mücadeleyle de bağlantılı sorun bölgede yeni açılımlar sağlayacağa benziyor. (Foto: Cumhurbaşkanlığı)

Irak petrol davası, boru hattı
ve Kürt sorunuyla bağlantısı


BAĞLANTILI YAZILAR
https://nacikaptan.com/?p=107164 * KAÇAK PETROL DOSYASININ PERDE ARKASI* Bölüm 1
https://nacikaptan.com/?p=107175 * KAÇAK PETROL DOSYASININ PERDE ARKASI* Bölüm 2

Önce Türkiye’nin Irak hükümetince 2014 yılında açılan tahkim davasını neden kaybettiğini ve bunun sonucunda 1,4 milyar dolar tazminat ödeme cezasına çarptırıldığını açıklamaya çalışalım. Bu arada Paris’teki Uluslararası Ticaret Odası bünyesindeki Tahkim Mahkemesinin Irak hükümetini de yıllar içinde Irak-Türkiye petrol boru hatlarına yapılan sabotajları zamanında tamir etmediği için suçlu bulup cezaya hükmettiğini de ekleyerek devam edelim.
YetkinReport’a isimlerinin saklı kalması şartıyla konuşan enerji kaynaklarına göre, Irak hükümetinin Tahkim Mahkemesinden beklediği tazminat cezası 30 milyar dolar kadardı. Ankara ise 10 milyar dolar tazminat çıkabileceğinden endişe ediliyordu. Davada Türkiye’yi temsil eden ABD avukatlık firması King&Spalding itiraza hazırlanıyor. Tahkim Irak’ın beklentilerini abartılı buldu ama yine de 1,4 milyar dolar cezaya hükmedip bunu da borsaların kapalı olduğu 25 Mart Cumartesi günü ilan etti.
Aynı kaynaklara göre, Türkiye 2010 yılında ilki, 1973’te imzalanan Irak Türkiye Boru Hattı Anlaşmasının 2025 yılıne dek uzatılması sırasında, “Türkiye petrolü yalnızca Irak Devlet Petrol Pazarlama Teşkilatından (SOMO) alır” cümlesinin anlaşmaya eklenmesini kabul etmiş olmasaydı bu ceza da çıkmayabilirdi. O dönem Enerji Bakanı Taner Yıldız, bu maddenin konulması için ısrar edip şimdi ülkesinin bu davayı kazanmasını sağlayan ise Irak Enerji Bakanı Hüseyn el Şehristani idi.

Boru hattı kapatıldı

Tahkim Mahkemesinin 25 Mart’ta açıklanan kararı sonrasında Irak’ın Musul ve Kerkük petrollerini Adana’nın Ceyhan-Yumurtalık terminaline taşıyan iki boru hattı, Ankara’nın talebiyle kapatıldı. Sorunun çözümü için bir Türk heyeti Bağdat’a gitti. Enerji kaynakları boru hattının birkaç gün içinde açılması bekleniyor. Bir yandan Rusya-Ukrayna savaşı devam ederken Ceyhan’dan dünya pazarlarına sürülen günde 500 bin varil petrolün durmasının petrol fiyatlarını şimdiden varili 75 dolardan yukarıya itmeye başladığına dikkat çekiliyor.
Tahkim Mahkemesi kararından birkaç gün önce Irak Başbakanı Muhammed es-Sudani’nin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın davetlisi olarak Ankara’da bulunması ve işbirliği anlaşmaları imzalanması durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Bu görüşmeler sırasında Tahkim Kurulu’nun kararını her an açıklayabileceğini iki taraf da biliyordu. Buna rağmen Erdoğan, Irak’taki kuraklık tehlikesine karşı Dicle’den bir ay boyunca fazladan su bırakılacağını söyledi. Diplomatik kaynaklara göre Sudani’de Erdoğan’dan Türkiye’nin Irak’la gaz anlaşmasını Erbil’deki Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) değil, doğrudan Bağdat’la yapmasını istedi.
Aslında Irak hükümeti de ceza miktarından hayal kırıklığına uğramış olsa da bu engelin aradan çıkmasıyla manevra alanı kazanmış olabilir.

Asıl sorun tanker ticareti değil

Sudani’nin Ankara’ya gelmesinden önce kabul edilen üç yıllık Irak bütçesindeyse IKYB’nin doğrudan petrol satışına şartlı izin çıktı ama Irak petrollerinden alacağı pay yüzde 17’den yüzde 12,67’ye düşürüldü. Buna karşı Bağdat IKYB güvenlik güçlerinin, yani Peşmergelerin maaşlarını ödemeyi kabul etti. Bu da Kürt bölgesinin ekonomik özerkliğinin artması ancak siyasi özerkliğinin azalması anlamına geliyor.
Aslında bu davanın 9 yıl önce, 2014’te açılmış olmasında Türkiye’nin PKK’ya dair güvenlik endişeleriyle Bağdat-Erbil arasındaki anlaşmazlığa IKYB lehine müdahil olmasının payı var. Basına yansıdığı üzere asıl sorun boru hatlarının yanı sıra tankerle petrol taşımacılığı yapılması ve bunun kaçak ilan edilmesi değil. O dönem iş insanı Ahmet Çalık’ın sahipliğinde ve Berat Albayrak’ın da yöneticisi bulunduğu PowerTrans şirketi tarafından yürütülen tanker ticaretinin 2012’den sonra, Suriye iç savaşı ve IŞİD’in devreye girmesinin de etkisiyle -devam etmekle birlikte- asli önemini yitirdiği anlaşılıyor. Asıl sorun boru hatlarıyla Türkiye üzerinden satılan petrolün kazancının Bağdat ile Erbil arasında bölüşülmesinden kaynaklanıyordu. Biraz yakından bakalım.

Kürtler petrol oyununa giriyor

İlki 1977, ikincisi 1987’de BOTAŞ tarafından Ceyhan’a petrol taşımacılığında kullanılan hatlar, bütük ölçüde Irak’ın Sünni bölgesinden geçiyor ancak son 30 kilometresinde federal Kürt bölgesi sınırlarından Türkiye’ye giriyor. Irak tarafında Fişhabur, Türkiye tarafındaysa Silopi pompa istasyonları kurulu.
2003’te ABD işgaline uğrayan Irak’ta yeni Anayasanın 2005 yılında kabulüyle o zamana dek Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) lideri Celal Talabani yönetimlerinde iki başlı görünen Kürt yönetimleri IKYB olarak birleşti; Irak federal nitelik aldı.
Kürt federal bölgesinin petrol oyununa girmesi aynı zamanda İngiliz vatandaşı olan petrol mühendisi Ashti Hawrami’nin Londra’dan gelip IKYB Doğal Kaynaklar Bakanı olmasıyla değişti. Hawrami’nin 2011’de ABD petrol devi Exxon ile hem Arap hem Kürt bölgesinde 10 ayrı arama ve üretin anlaşması imzalandığını açıklamasıyla Chevron’dan Total’e dek Kürt bölgesine petrol yatırımcısı akını başladı; Türkiye Petrolleri (TPAO) ve Genel Enerji gibi Türk şirketleri de kervana katıldı. Nihayet 2012’de Hawrami’nin Ankara’ya gelişiyle IKYB ile “Mutabakat Zaptı” imzalandı.

Bağdat-Erbil petrol savaşı ve PKK

Bu anlaşmanın asıl önemi ekonomik olmaktan çok siyasiydi. Çünkü İran etkisindeki Şii Irak Başbakanı Nuri el Maliki Sünni ve Kürt bölgelerinin toplam petrol satışından aldığı payı vermiyordu. Bu da tel geliri petrol olan Barzani yönetimindeki Kürt bölgesinde mali krize yol açıyor, memur maaşları bir yana Peşmerge maaşları dahi ödenemiyordu. Bu durum PKK’ya karşı mücadelede Barzani’yle iş birliğine önem veren Ankara’yı endişelendiriyordu.
O dönem Suriye iç savaşı hızlanmış, safını Beşar Esad’ın karşısında belirleyen AK Parti hükümeti, MİT, HDP ve İmralı cezaevindeki Abdullah Öcalan üzerinden PKK ile dolaylı diyaloga başlamıştı. Bundaki bir amaç da İran’dan Lübnan’a uzanan bir Şii kuşağına karşı önlem olmak üzere Suriye sınırında bir “Güvenlik Kuşağı” oluşturmaktı. Bir yandan da (o zaman başbakan) Erdoğan ile 2007’den itibaren müttefiki konumundaki Fethullah Gülen’in arası MİT Müsteşarı (şimdi Başkanı) Hakan Fidan’ın tutuklanmak istemesi sonrasında iyice açılmaya başlamıştı.

Halkbank, IŞİD, Musul

Barzani yönetimiyle 2013 Kasım ayında beş anlaşma imzalandı. Bu anlaşmalarla Ceyhan’dan satılan petrol geliri Halkbank’ta bir hesapta tutulacak (*) ama Bağdat-Erbil anlaşması uyarınca yüzde 17’si Irak Kürtlerine aktarılacaktı. Bu Barzani’yi rahatlattı ama Maliki’yi kızdırdı; Kürtlere giden petrol payını tamamen kesti.
Bu arada önce El Kaide, ardından IŞİD’in Suriye’deki petrol kuyularını ele geçirdikten sonra Irak-Türkiye boru hatlarına sabotaj saldırıları artmaya başlamıştı. IŞİD 2014 Mayıs başında Irak’a girdi ve Musul’a yöneldi. Ankara 29 Mayıs’ta o zamana dek Ceyhan’daki depolarda bekletilen petrolün satışına ilk defa izin verdi; Barzani’nin peşmergeleri daha da güçten düşerse hem boru hatları hem PKK’yla mücadele riske girerdi. IŞİD 11 Haziran’da Musul’a girdi. Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğunu işgal edip Başkonsolos Öztürk Yılmaz dahil 49 kişiyi rehin aldı.
Ancak dönüm noktası birkaç gün sonra IŞİD’in Erbil yakınlarındaki Gwer kasabasına saldırmasıyla geldi. Kasaba Kürt bölgesindeydi ve Erbil petrol yataklarına giden yolu tutuyordu. ABD o gün havadan bombardımana başladı: IŞİD’in Kürt bölgesine girmesine izin veremezlerdi.

Bağdat Tahkim’e başvuruyor

Bu ABD’deki Barack Obama yönetiminin Suriye’deki Kürt bölgelerini IŞİD’e karşı güçlendirme gereği durmasına yol açtı. Suriye’de Türkiye sınırına yakın bölgelerde yaşayan Kürtler ise daha çok PKK’nın Suriye kolu PYD ve onun silahlı gücü YPG kontrolündeydi. AK Parti hükümetinin PKK ile dolaylı diyalogu ise sarsılmaya başlamıştı. ABD’nin PYD/YPG işbirliğinin ilk işareti Gwer’de ortaya çıktı.
Maliki, Türkiye’nin Irak Kürtlerini güçlendirmek için Ceyhan’dan petrol satışına izin vermesini gerekçe göstererek, IŞİD’in Musul işgalinden iki hafta kadar sonra, örgüt hala Türk rehinleri elde tutarken 29 Haziran’da Paris’teki Uluslararası Ticaret Odasına tahkim başvurusu yaptı. Türkiye’nin Ceyhan’dan petrol satışına izin vererek SOMO dışında bir alım yapmış olduğunu, dolayısıyla 2010’daki ekle uzatılan 1973 anlaşmasını ihlal ettiğini öne sürdü.

Boru hatları stratejik değer

Aradan geçen dokuz yılda köprülerin altından çok sular aktı. Buna Barzani’nin Türkiye, ABD, Almanya ve İran’ın karşı çıkmasına rağmen 2017’de bağımsızlık referandumu yapması dahil. O arada 2015’te Türkiye’nin PKK ile diyalogu sona ermiş, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından Türk ordusu Suriye topraklarında askeri harekata başlayarak kendi “Güvenlik Kuşağını” oluşturmaya başlamıştı. Barzani’nin bağımsızlık referandumundan on gün kadar sonra Irak ordusuyla ortak tatbikat yapıldı; Erdoğan “Gerekirse vanayı kapatırız” çıkışını yaptı.
Irak Başbakanı Sudani’yle 1,4 milyarlık cezadan az önce, 20 Mart’ta imzalanan anlaşmalar arasında terörle ortak mücadele anlaşması da var. ABD Irak-Türkiye petrol anlaşmazlığında eğer hala devreye girmediyse mutlaka girecektir. Bu anlaşmazlığın sürmesi sadece petrol piyasaları bakımından değil İran’ın güçlenmesi bakımından da ABD ve batı dünyasının çıkarına uygun değil. Üstelik tam da Çin, Suudi Arabistan’la İran’ın arasını yapmaya çalışırken. Boru hatlarının stratejik önemi ağır basacağa, bölgede yeni dengelerin kurulmasını sağlayacağa benziyor.

Not:  (*) O tarihte kimse bir ay kadar sonra Halkbank’ın İran bağlantılarının Erdoğan hükümetinden 4 bakanın koltuğundan olmasına ve AK Parti’yle Fethullahçıların bağının tamamen kopmasına neden  17-25 Aralık yolsuzluk iddialarına konu olacağını tahmin edemezdi.

Yazar: Murat Yetkin / 28 Mart 2023, Salı – https://yetkinreport.com/2023/03/28/irak-petrol-davasi-boru-hatti-ve-kurt-sorunuyla-baglantisi
Posted in Ekonomi, ENERJİ, ORGANİZE İŞLER, ORTADOĞU ÜLKELERİ, Politika ve Gundem, YOLSUZLUKLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK | Leave a comment