Yasal Uyarı
Bu BLOG içinde yer alan yazı ve görseller kişisel kullanım ve/veya bilgi paylaşma amacı ile sınırlıdır, hiç bir ticari amacı yoktur.
Bu BLOG içindeki yazı ve görselleri paylaşırken kaynak göstermeniz rica olunur.
The contents of this BLOG are limited to personal use and/or information sharing, and there is NO COMMERCIAL purpose.
Arama
Takvim
-
Yeni Yazılar
- DÜNYA SOYKIRIM TARİHİ * Kızılderililerin Acı Dolu Direnişi
- Bordo Bereli Orkun Albay “Komando Andı”yla Tutuklanırken…
- Yaşasın! Bize Boeing satıyorlar! * 300 Boeing’in Türk halkına toplam kazık boyunun ne olacağı hiç merak edilmedi. *
- ARKEOLOJİ * SİLOAM YAZITININ HİKAYESİ * İSRAİL İSTİYOR, TÜRKİYE VERMİYOR
- TRT’DE PROGRAM YAPAN YOBAZ * NAMAZ KILMAYAN İDAM EDİLİR!!!
Arşivler
Kategoriler
Who's Online
87 visitors online now6 guests, 81 bots, 0 membersSeçenekler
ERMENİ YALANLARI * YİNE 24 NİSAN GELDİ !!!
YİNE 24 NİSAN GELDİ !!!
Mehmet Ali Körpınar – 24.04.2023
<korpinar@istanbul.edu.tr>
Değerli Arkadaşlar,
AB-D emperyazlimi yine iş başında. ABD Başkanı Biden, ilk kez 24 Nisan’ı geçen yıl soykırım olarak tanıdı ve resmen açıkladı. Bu konuda geçmiş dönemlerde çok önemli uyarı yazılarımı sizlere göndermiştim. 8 yıl önce de göndermiş olduğum YİNE 24 NİSAN GELDİ (5) !!! başlıklı yazımı yeniden anımsatmak istedim.
Özellikle de emperyal güçler tarafından katledilen Saygıdeğer Uğur Mumcunun 1.4.1984 de Cumhuriyet Gazetesinde yazmış olduğu GİZLİ BELGELER… başlıklı yazısını da okumanızı öneririm. Umarım tüm yöneticilerimiz ve danışmanları da bu yazılarımızı dikkate alır ve gereken önlemleri hep birlikte uygularız.
Sevgi ve saygılarımla (24.4.2023).
Prof.Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
YİNE 24 NİSAN GELDİ (5)!!!
Değerli arkadaşlar,
22.4.2011 tarihinde sizlere gönderdiğim YİNE 24 NİSAN GELDİ!!! başlıklı yazımı, tehcirin 100. Yılı kutlamaları nedeniyle, sizlerin bilgisine yeniden sunmak istedim.
AB-D emperyalizminin güzel ülkemizi bölmek için oynadığı oyunlar devam ediyor. Öyle ki 1915 tehcir olayı için bir soykırım değildir demek bile Fransa ve İsviçre gibi ülkelerde yasal olarak suç sayıldı. Fransa’da, Anayasa Mahkemesi, bu yasa ile yapılacak cezalandırmaları ret etti. İsviçre de ise geçerli olan yasalar yüzünden, soykırım değildir diyen Saygıdeğer Doğu Perinçek, 6-7 Mart 2007 de Lozan mahkemesince yargılandı. Doğu Perinçek ve Talat Paşa komitesinin direnme azmi ile bu olayın üstüne gidildi ve soykırımı reddin bir suç olarak sayılamayacağı kararının, AİHM tarafından da bu yıl onaylanmasını bekliyoruz.
Umarım güzel ülkemizin geleceğini içeren AB-D emperyalizminin bu oyunlarını, iyi irdeleyen ve yıllardır hasretle beklediğimiz, kaygılarımızı paylaşacak yönetici ve danışmanları da bizleri duyar. Gereken önlemleri vakit geçmeden alırlar.
Sevgi ve saygılarımla (22.4.2015).
Prof.Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
Hiç kimse, duymak istemeyen biri kadar sağır olamaz…
– Shakespeare
ERMENİ KATLİAMLARI
Değerli arkadaşlar,
Amerika, İngiltere ve Fransa maskesini kullanan Emperyalizm, Osmanlıyı yıkmak ve parçalamak için Rumları, Kürtleri ve Ermenileri kışkırtarak birçok isyanın çıkmasını sağlamıştır. Mustafa Kemal ATATÜRKÜN önderliğinde emperyalizme ve onların işbirlikçilerine karşı koyarak bağımsızlığı elde eden Türkiye Cumhuriyeti, birçok mazlum ülkeye örnek olmuştur. Bu başarıyı hazmedemeyen dış güçler, şimdi de aynı piyonları Türkiye Cumhuriyetini bölmek ve parçalamak için farklı yöntemleri kullanmaktadır.
Ülkemizi bölmek ve parçalamak isteyen uluslararası AB-D emperyalizmi, son yıllarda ABD de bulunan Ermeni diasporasını kullanarak amacına ulaşmak istemektedir. Örneğin, Osmanlı dönemini içeren sözde soykırım olayları için yeniden bir tanımlama getirmişler ve yıllardır kendi ifadelerinde kullandıkları 1915-1919 olaylarını 1915-1923 yılına kadar uzatmışlardır. Böylece Yüce Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ümüzü, kurtuluş savaşımızı ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini de işin içine sokmayı hedeflemişlerdir.
Çok ilginç, 1915 yılında daha Türkiye Cumhuriyeti ortada yok ve Osmanlı sonrası ortaya 38 ayrı devlet çıkmasına karşın, emperyalist güçler suçu, 1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyetine yükleme peşindeler. Nitekim Ermenistan strateji uzmanı ve Ararat Bilim-Strateji Merkezi Başkanı Ayvazyan,” Ermenistan soykırımın Türkiye’ye kabul ettirme sürecinin ikinci aşamasını şimdiden dile getirmeli. Bu ikinci aşama Türkiye’den toprak talebidir. Türkiye, Osmanlı’nın Ermenilere karşı yaptığı zulmün bedelini toprakla ödetmeye zorlanmalıdır diyerek, sözde Ermeni soykırımına karşılık Türkiye’den toprak talep etmenin tam zamanı olduğunu söyledi. Neden ve niçin, Osmanlının yaptığı işin bedeli olarak, Türkiyeden toprak talep edilmesinin tam zamanı olduğu düşünülüyor???
Acaba gereken tepkinin verilemeyeceği mi zannediliyor???
Bu konuda, Yüce Önderimizin kurmuş olduğu Türk Tarih Kurumu, Sn. Prof.Dr. Yusuf Hallaçoğlunun yönetiminde çok güzel bilimsel çalışmalar yapıyordu, Bu süreçte Hallaçoğlu, arkadaşları ile birlikte yaptığı araştırmalarla Ermenilerin sözde soykırım iddialarını giderek çürütmeye başlamıştı. Ne yazık ki Hallaçoğlunun dış baskılarla görevden alındığından beri 3 yıldır bir tek çalışmadan haberimiz yok!!!
Değerli arkadaşlar,
Yine 24 Nisan geldi ve bölücü yöntem devam ediyor. Sizlere bu konuda araştırmacı-gazateci rahmetli Uğur MUMCUNUN 27 yıl önce, yazmış olduğu GİZLİ BELGELERLE başlıklı yazısı ile AB-D emperyalizminin kirli amaçları için açıkladığı gerçekleri sizlere yeniden anımsatmak istedim.
Sevgi ve saygılarımla (22.04.2011)
Prof.Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
NOT:
Fransa Senatosunun 4 Mayısta tartışacağı “Ermeni soykırımı”nı inkar edenlere 5 yıla kadar hapıs cezasını öngören yasa tasarısı Anayasa Komisyonunda reddedildi. Anayasa komisyonu “Yasama organlarının tarih yazmaması gerekir. Tasarı suç ve cezaların yasallığı ilkesi ile düşünce ve ifade özgürlüğüne aykırı” bulunmuş (19.04.2011-Cumhuriyet). Hayret, Fransızlar giderek gerçekleri görmeye başladı galiba!!!
GİZLİ BELGELERLE…
Cumhuriyet (1 Nisan 1984), Uğur MUMCU
Şu olaylara bakın: ABD Dış İlişkiler Komisyonu, Türkiye’ye yapılacak askeri yardımı, Kıbrıs konusunda verilecek bir ödüne bağlıyor. Bu yapılırken, ABD Kongresi’nde 24 Nisan tarihinin “Soykırım Günü” olarak ilanı için önergeler veriliyor. Fransa’da ise soykırım savlarının ders kitaplarına konması için hazırlıklar yapılıyor. Aynı günlerde, Ermeni terör örgütleri eylemlerini sürdürüyor. Bütün bunlardan sonra ABD yönetimi uluslararası terörden söz edebiliyor.
24 Nisan tarihi soykırım günü olarak ilan edilecekmiş. Sanki ABD’nin Vietnam’daki, Fransa’da, Cezayir’deki insanlık suçlarını unutturdular. Sanki ABD yönetimi, Şili’de halkoyu ile seçilmiş Devlet Başkanı Allende’nin CIA darbesi ile devrilmesinin hiç anımsanmayacağı nı sanıyor. Sanki ABD’nin Grenada’ya, daha düne kadar yakın bir zamanda Fransa’nın Çad’a asker göndermelerinin hiç ama hiç akla gelmeyeceği düşünülüyor.
Ermeni olayını, bugün için uluslararası terörün bir parçası olarak görüyor ve bunun için bütün devletleri ortak bir savaşa çağırıyoruz. Yok eğer Ermeni sorununun dünü, önceki günü karıştırılırsa, Amerikalı dostlarımız bundan hiç hoşnut kalmazlar.
İsterseniz, bu konuda birkaç tarihsel belgenin satır başlarını aralayalım: İngiliz Kraliyet Matbaası tarafından basılan Birinci Dünya Savaşı ile ilgili gizli belgeler, Erol Ulubelen tarafından Türkçe’ye çevirilmiş, önce Doğan Avcıoğlu’nun yönetimindeki Yön dergisinde yayınlanmış, daha sonra kitap olarak basılmıştır. İkinci basımı Çağdaş Yayınları tarafından yapılan “İngiliz Belgeleriyle Türkiye” kitabında, Birinci Dünya Savaşı sırasında Ermeniler’in Amerikalılar’ca nasıl desteklenip kışkırtıldıklarını gösteren belgelere yer verilmiştir. Okuyalım:
Gizli Belge: Sayfa 735, belge 492. Amiral Webb’den Lord Curzon’a yazılan 19 Ağustos 1919 tarihli yazı:
…Amerika, Trabzon ve Erzurum’u içine alan bir Ermenistan’ı himaye edecek. Geri kalan dört ili de Kürt devleti olarak İngilizlerin himayesine bırakıyor…
Gizli Belge: Sayfa No: 60, Belge No: 46. 5 Nisan 1920 günü Mr. Lindsay’in Washington’dan Lord Curzon’a yazdığı yazı:
…Amerikan Senatosu, Ermenistan’ın mandası işini görüştü. Beş yılda 757 milyon dolar verecekler. İlk başlangıçta 50.000 kişilik bir ordu yollanacak, daha sonra 200.000 kişiye çıkacak. Amerika kuvvetlerinin başına General Zames G. Harbord getirilecek. Ayrıca bütün Türkiye’nin mandası için de görüşmeler yapılmaktadır…
Gizli Belge: Sayfa No: 71, Belge No: 63. 16 Mayıs 1920 günü Sir A. Geddes’in Lord Curzon’a yazdığı yazı:
…Amerikan hükümeti, Ermenistan’ın Adana da dahil korunmasını istiyor. Silah, cephane, demiryolu ve her türlü malzemeyi buraya sevk edecekler. Boşaltım, Karadeniz limanlarında Amerikan bahriyesi tarafından ve Amerikan donanmasının himayesinde yapılacak. Türklerin yapacağı en ufak bir hareket Amerikalılar tarafından bastırılacaktır…
Gizli Belge: Sayfa No: 300, Belge No: 38. 28 Şubat 1920 Londra Konferansı tutanaklarından bir parça:
…Mustafa Kemal kendisini Erzurum Valisi ilan etmiş. Erzurum’da yeni kurulacak Ermeni devletinin katılacağı bir sırada bu çok anlamlı bir harekettir. Bu adam olmasaydı Ermeniler’in bir şansı olurdu…
Gizli Belge: Sayfa No: 81, Belge No: 10, tarih 16 Şubat 1920. Londra Konferansı tutanaklarından bir başka parça:
…Ermenistan’a 6 ilden başka Trabzon ve Adana da verilmelidir. Amerika Ermenistan’a yardım edecektir ve mandası altına almayı da kabul ediyor. Fransa ise Adana’yı kendisi için istiyor.
Gizli Belge: Sayfa No: 99, Belge No: 12, Londra Konferansı tutanağından bir başka ilginç parça:
…Lord Curzon, Erzincan’ın da Ermenistan’a verilmesini, Karadeniz’de bir Lazistan kurulup, Ermenilerin mandasına vermek istiyor…
Bu belgeler, bugün ABD Kongresi’nde 24 Nisan tarihini “Soykırım Günü” ilan etmek isteyenlerin amaçlarını olduğu kadar, ABD’nin Lozan Barış Antlaşması’na niçin imza koymadığını da anlatmaya yetmektedir.
Atatürk, Ermeni sorununun “dünya kapitalistlerinin ekonomik çıkarlarına göre çözülmek istediğini” söylememiş miydi? (Söylev ve Demeçler, C: I, S: 233). Olay, dün olduğu gibi bugün de böyledir!!!
Biz, bugün bunca saldırıdan sonra, bu gizli belgeleri, örneğin devletin televizyonunda tek tek halkımıza gösterebiliyor muyuz? Gösteremiyorsak, Ermeni sorununun çokuluslu yanını ve uluslararası terör ile ilgisini, diplomatik forumlarda nasıl anlatabiliyoruz?
24 Nisan tarihini soykırım günü ilan edip, Ermeni terör örgütlerine destek olan Amerikan Kongre üyeleri, 1920’lerde topraklarımız üzerinde Ermeni devleti kurmak isteyen Amerikalıların torunlarıdır. Bizler de bunlara karşı Kuvay-i Milliyecilerin torunları olduğumuzu hatırlatmak zorundayız.
“Milliyetçilik” budur.
Neredesiniz efendiler,
beyler, beyzadeler, hanımefendiler?
Budur, budur, budur işte!..
DİN VE İNANCI SİYASETE ALET EDENLER; SECCADE, SECDE, KIBLE * Din ve siyaset arasındaki para dengesi!
Din ve siyaset arasındaki para dengesi!
YENİÇAĞ – Arslan BULUT
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Ben Aleviyim” demesiyle ilgili olarak “Bugüne kadar Erdoğan’ın ağzından böyle bir şey duydunuz mu? Ana muhalefetin başındaki zat, hangi mezhepten olursa olsun, bizi hiç düşündürmez. Saygı duyarız. Ama bunu kalkıp istismar vasıtası yapmak, bir mutfak pozisyonu içerisinde bunu anlatmanın ne anlamı var? Seccade nedir, secde nedir bilmeyenlerin, ağızlarından çıkanlardan bihaber olanların seçim öncesi havayı bozmak için başlattıkları bu istismar siyaseti ülkemizde zemin tutmaz. Sen seccadeye ayakkabınla basabilirsin. Kıblesi Kabe olmayanın seccadesi de bu şekilde olur.” dedi…
Erdoğan, daha ne söyleyebilirdi? Ahmet Davutoğlu gibi adını yazıp “Sünni” demesine de gerek yok ki… Bir çırpıda “seccade, secde, kıble, kâbe” diyor! Hani dini değerler siyasete alet edilmiyordu? Yani siz seccadenin de secdenin de kıblenin de Kâbe’nin de sahibisiniz ama siyasi rakibinizin secdesi, seccadesi, kıblesi, Kâbesi yok öyle mi? Ve siz bunu seçime 20 gün kalmışken söylüyorsunuz. Bu, yaptığınız nedir?
Kaldı ki dünyanın en meşhur camisinin avlusunda siyasi miting yapıyorsunuz, bayram namazı kıldığınız anları devletin televizyonu canlı yayınlıyor…
Üstelik Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alevi olduğunu önceki seçimlerde telaffuz eden de Erdoğan’dır.. O konuşmanın görüntüleri televizyonlarda da yayınlanıyor…
FETÖ’nün yüksek yargıyı ele geçirmesine kabul oyu verilmesi için 12 Eylül 2010 referandumu sırasında, meselâ Trabzon’un köylerinde “Evet verenler Müslüman, Hayır verenler dinsizdir” propagandası yapılıyordu. Yine Orta Anadolu’da “Alevi hâkimler gidecek, Müslüman hâkimler gelecek” sloganı kullanılıyordu! Tayyip Erdoğan, “CHP Genel Başkanı, ki kendisi Alevidir” diyor, AKP’liler “yuh” çekiyordu! Erdoğan, “Yargı artık dedelerden talimat almayacak” diyordu. AKP, Karadeniz ve Orta Anadolu’da, referandumu, Sünni-Alevi oylamasına çevirmişti.
Aradan 13 yıl geçmiş ama bunlar unutulacak işler midir? Erdoğan şimdi cami avlusunda, musalla taşının yanında, “Yuh yetmez, onları siyasi mevta haline getireceğiz” diyor…
Neden böyle oluyor? Erdoğan, bugüne kadar nasıl din siyasetiyle kazandıysa iktidarı kaybetmemek için de dini kavramlar üzerinden halkın bilinçaltını harekete geçirmeye çalışıyor.
Peki Kemal Kılıçdaroğlu, Adıyaman’da, depremde kaybedilen vatandaşlar için mezarlıkta dua ederken birinin çıkıp “Fatiha bilmez ki Fatiha’yı okutuyorsun” demesi, bir başkasının türbe ziyareti sırasında benzer bir tepkide bulunması nedir? Kılıçdaroğlu, bunların para için yapıldığını söyledi. Kimileri dini kullanarak bugüne kadar elde ettikleri haksız kazancı kaybetmek korkusu yaşıyor. Bu sebeple panik içinde Kılıçdaroğlu’na saldırıyor.
Diğer taraftan “Kılıçdaroğlu’nun ‘Aleviyim’ açıklaması, bu konuda aleyhte yapılacak tezviratın önünü kesmek içindi…” denilerek mazur görülebilir ama “Milyonlarca Kürt’e terörist muamelesi yapılıyor” sözleri doğru değil.
Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun hangi amaçla olursa olsun din, mezhep ve etnik kökenle ilgili söylemler kullanması, millî birlik ve beraberliğe hizmet etmiyor. O halde ikisi de bu söylemleri terk etmeli…
Prof. Dr. Veysel Ulusoy, Cumhuriyet’teki “Din ekonomisi” başlıklı son yazısında önemli bir tespit yapıyor:
“Başkentlere sıkı sıkıya bağlı olan, rant arayış amacı ağır basan, devlet tarafından korunup desteklenen ve özellikle de kulüpçülük faaliyetleri arşı aşan bir dindarlık modeli bölgemizi sarmalamış ve adeta bir hastalık haline bürünmüştür. (…) Bu dinci oluşumların ekonomik özgürlük, gelir dağılımı, ekonomik büyüme, tüketim alışkanlıklarını değiştirme ve benzeri gibi dertleri yoktur ve olmayacaktır. Her şey din ile para arasındaki dengedir onlar için.”
Din ile siyaset arasındaki denge de para içindir; paraya ulaşmak isteyenlerin kurduğu bir denge…
Tarikat ve cemaatlerin holdingleşmesi hatta partileşmesi bu gerçeğin yansımasıdır… Tarihte de böyleydi ya…
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/din-ve-siyaset-arasindaki-para-dengesi-657519h.htm
BÜYÜK MİDELİ KÜÇÜK BEYİNLİLER
BÜYÜK MİDELİ KÜÇÜK BEYİNLİLER
Rıfat Serdaroğlu: 20 Nisan 2023
Bu AKP’liler dünyanın en sabırlı insanını bile dinden imandan çıkartır, deli eder.
Kelimenin tam anlamıyla bunlar birer küçük İblis haline gelmiş.
Oyun kuran bunlar, Türk Milletini helva gibi karıp, karıştıran bunlar. Demokrasiyi sadece seçim sanıp, sandıktan çıkmak için her türlü hileyi yapıp, seçim sonucunu etkileyecek her türlü işlem, eylem ve dijital tuzakları kuranlar bunlar.
Hukukun üstünlüğü yerine, üstünlerin hukukunu uygulayanlar bunlar. Kul hakkı yiyenler bunlar. Harama el uzatanlar bunlar. Doymayan büyük mideli olanlar da bunlar.
Türk Ordusuna ve onun ömürleri terörist peşinde koşmakla geçen şerefli komutanlara düşman olan bunlar. Sahte delillerle kumpas kuranlar bunlar. Yargıya pranga vurup, adaleti perişan eden, insanları haksız yere zindanlara atanlar yine bunlar.
Aziz Türk Milleti;
İki yıl evvel Sedat Peker adlı, bir organize suç örgütü lideri hepimizi hayrete düşüren açıklamalar yaptı. Belgelerle, gerçek bilgilerle iddialarını ortaya koydu. Böyle bir açıklama, normal bir demokratik devlette olsa, değil o partinin kendisi, tozu bile kalmazdı.
Peker, tecrite alındı, sesi kesildi, susturuldu!
Peki, hırsızlardan soygunculardan BİR KİŞİ tutuklandı mı? Maalesef!
Bir haftadır, başka bir suç örgütü lideri beyanlarıyla ortalığı kasıp kavuruyor.
Bu kişinin dediklerinin yüzde biri doğru olsa, yer yerinden oynaması gerek!
Ne Sedat Peker’in ne Muhammed Yakut’un suçladığı kişilerden tek bir yanıt yok!
Adamlar, her biri cinayet nedeni olabilecek şeyler söylüyor, zepevenk-katil-hırgız diye suçluyor, suçlananlardan tık yok. Mideler büyümüş işkembe olmuş, suratlarının feri gitmiş, suratlar kösele olmuş!
Tamam da, bu korkunç iddialara karşı Savcılar ne yapıyor?
Adamların haberlerini paylaşan dürüst gazeteci Serdar Akinan’ı gözaltına alıyor ve halkı korkuya sevk etmekten dolayı yargılıyor! Yakında tutuklarlar ise kimse şaşırmasın!
Savcı, iddiaları doğru ve güçlü buluyor ki, Gazeteciyi gözaltına aldırıyor. Madem iddiaları ciddiye alıyorsunuz, neden suçlananlardan bir kişiyi çağırıp “Gel bakalım efendi, ne diyorsun bu belgeli suçlamalara” diye sormuyorsunuz?
Türk Adaleti, yasadışı kişilerin pisliklerini örtmekle mi görevli?
Türk Adaletinin haysiyetli, namuslu mensupları; Lütfen konuşun ve yargımızın üzerindeki bu pislikleri temizlememize yardımcı olun. Sus, sus, nereye kadar? Ya şeref, ya meslek onuru, ya itibar? Bunlar sizlere gerekmez mi? Tarih sizleri nasıl yazacak dersiniz?
Not; Suçlanan kişilerin tamamı AKP’li ve devletin üst kademelerinde görevli. Sizce bu ağızdan bakınca dipleri görünen, tertemiz adamlar “Oy Aktarması” yapmazlar değil mi? Yapmazlar tabii, hepsi cici çocuklar bunların…
Not; Serdar Akinan serbest bırakıldı! Adalet yavaş, yavaş çalışmaya başladı!
Sağlık ve başarı dileklerimle
Posted in Rifat SERDAROĞLU yazıları
Leave a comment
FEYM BÜLTENİ – 92/2023 * Ermeni Faaliyetleri – 20 Nisan 2023
FANATİK ERMENİ YALANLARINA KARŞI
FEYM BÜLTENİ – 92/2023 *
Ermeni Faaliyetleri – 20 Nisan 2023
1.. Gürcistan Parlamentosu önünde “Ermeni <sözde> soykırımı ve Kültürel Soykırım” adlı sergi düzenlendi…18 Nisanda “Gürcistan Ermeni Cemaati“ kamu örgütü 24 Nisan münasibetiyle Gürcistan Parlamento binasının önünde 2. sergiyi düzenledi. 23 Nisanda ise Havlabardaki Aziz Eçmiadzin kilisesinin avlusunda 3. sergi düzenlenecek. Hatırlanacağı üzere 1. sergi 5 Nisanda Rikhedeki parkta yer almiştı. https://www.ermenihaber.am/tr/news/2023/04/19/G%C3%BCrcisatan-Ermeni-Soyk%C4%B1r%C4%B1m%C4%B1/247217
2. Kremlin, Dağlık Karabağ anlaşmalarının uygulanmasında ısrar ediyor… Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, Ermenistan, Rusya ve Azerbaycan liderleri arasında Karabağ konusunda varılan üçlü anlaşmaları sorunun çözümü için “tek gerçek dayanak” olarak nitelendirdi ve bunların uygulanmasının bir zorunluluk olduğunu ekledi. https://www.panorama.am/en/news/2023/04/19/Kremlin-trilateral-agreements/2823668
3. Sergey Ghazaryan: Azerbaycan-Karabağ ihtilafı hiçbir zaman Azerbaycan’ın iç meselesi olarak görülmedi… Artsakh (sözde Karabağ Ermeni devleti) ) dışişleri görevlisi Sergey Ghazaryan, Artsakhpress ile yaptığı röportajda, Azerbaycan-Karabağ ihtilafının hiçbir zaman Azerbaycan’ın iç meselesi olarak görülmediğini söyledi. Ghazaryan,” Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın 18 Nisan’da Karabağ’da yaşayan Ermenilerin ya Azerbaycan vatandaşlığını kabul etmeleri ya da başka bir ikamet yeri aramaları yönündeki açıklamasını nasıl yorumluyorsunuz?” sorusuna cevaben; “Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın, Azerbaycan’ın Artsakh’ı etnik olarak temizleme ve yerli halkını tarihi anavatanlarından sürme konusundaki gerçek niyetini ortaya koyan açıklamaları ilk kez yapmıyor. Azerbaycan’ın otoriter yönetiminin Artsakh’a dört ayı aşkın süredir uyguladığı abluka, bu suç planlarının uygulanmasının araçlarından sadece bir tanesidir. Zorlama, tehdit ve güç kullanımı yoluyla Azerbaycan, esas olarak Artsakh halkını Azerbaycan’ın diğerlerinin yanı sıra uluslararası hukukun emredici normlarıyla çelişen yasadışı taleplerini kabul etmeye zorlamaya çalışıyor” dedi. https://news.am/eng/news/755742.html
4. Artsakh sorununa müzakere edilmiş ve kalıcı bir çözüm bulunmalıdır… Temsilciler Meclisi Üyesi Meclis eski Başkanı Nancy Pelosi, Kongre Ermeni <sözde> soykırımı anma töreninde yaptığı konuşmada, “Artsakh ihtilafına müzakere edilmiş, kapsamlı ve kalıcı bir çözüm bulunmalıdır ki barış ve güvenliğe giden yolu açabilelim” dedi https://en.armradio.am/2023/04/20/there-must-be-a-negotiated-and-lasting-settlement-to-artsakh-issue-nancy-pelosi/
5. Ermenistan-Türkiye görüşmeleri… Ermenistan hükümeti, Türkiye ile ilişkilerin normalleşme sürecine ilişkin ayrıntıları sundu. “Ermenistan Cumhuriyeti Hükümeti’nin 2021-2026 dönemine ait 2022 Programının uygulama süreci ve sonuçları” başlıklı raporunda Türkiye ile ilişkilerin normalleşme sürecine atıfta bulunuluyor. Raporda; “11Temmuz 2022’de Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile telefon görüşmesi yaptığını ve bu görüşmede Ermenistan Başbakanı’nın, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın Kurban Bayramı’nı, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın da İsa Mesih’in Başkalaşım Bayramı vesilesiyle Ermenistan Başbakanı’nın Vardavar Bayramı’nı kutladığı belirtilmektedir. Ülke liderleri, ülkeleri arasındaki ilişkileri düzenleyen ikili sürecin önemini vurguladılar. 6 Ekim 2022’de Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi çerçevesinde Prag’da bir araya geldi. https://tr.armradio.am/2023/04/19/ermenistan-turkiye-gorusmeleri-3/
6. Ermenistan ve Litvanya Cumhurbaşkanları bir araya gelip ortak gündemi ele aldı… Ermenistan Cumhurbaşkanı Vahagn Khachaturyan ve Litvanya Cumhurbaşkanı Gitanas Nauseda, Litvanya Cumhurbaşkanı konutunda gerçekleştirilen görüşmelerin sonuçlarını basın mensuplarına sundu. Ermenistan Cumhurbaşkanı Vahagn Khachaturyan yaptığı açıklamada, “Ermenistan’ın dost Litvanya ile ilişkilerin sürekli olarak geliştirilmesine ve güçlendirilmesine büyük önem verdiğini vurguladı. Litvanya Başbakan ve Parlamento Başkanı ile ikili gündemi ele alma ve Ermenistan’ın AB ile işbirliği ve bölgedeki durum hakkında görüş alışverişinde bulunmak için Litvanya Cumhurbaşkanı ile bir araya gelme fırsatından duyduğu memnuniyeti “dile getirdi. İki ülkenin Cumhurbaşkanları, güvenlik ve bölgesel öneme sahip konulara da değindi. Görüşmede Ermenistan’ın bölgede kalıcı barışı sağlama çabaları ele alındı. https://www.armenpress.am/tur/news/1109080.html
7. Ermeni <sözde> soykırımı Farkındalık Haftası Anısına Mum Işığı Nöbeti… Berkeley’deki California Üniversitesi’ndeki Ermeni Öğrenci Derneği, 24-27 Nisan 2023 tarihlerinde Ermeni Soykırımı Farkındalık Haftası sırasında bir dizi etkinlik yapacak. Etkinlik, <sözde> Soykırım hakkında farkındalık yaratmayı, kurbanların anısını onurlandırmayı ve Ermeni tarihi ve kültürü hakkında eğitim vermeyi amaçlamaktadır. https://massispost.com/2023/04/candlelight-vigil-to-commemorate-armenian-genocide-awareness-week-at-uc-berkeley/
8. ”TOPRAK TALEBİMİZ YOK” DİYEN PAŞİNYAN’DAN TÜRKİYE AÇIKLAMASI… Diğer ülkelerden herhangi bir toprak taleplerinin olmadığını ifade eden Ermenistan Başbakanı Paşinyan, Türkiye ile ilgili, ‘Ülkelerimiz arasında normal ilişkiler kurmak için büyük bir fırsat var. Ve bu yılın başlarında Türkiye’yi vuran yıkıcı depreme insani, komşuluk değerlerine dayalı bir mantıkla yanıt vermeye karar verdiğimizde bu fırsat arttı. Türkiye hükümeti ve kamuoyu da eylemlerimizi bu şekilde algıladı’ dedi. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, barışın sağlanması ve Ermenistan’ın gelişmesi için 1991 yılındaki sınırları kabul etmeleri gerektiğini belirterek “Diğer ülkelerden herhangi bir toprak talebimiz olmadığı gibi, asla da olmayacak.” dedi. https://avimbulten.org/tr/Bulten/TOPRAK-TALEBIMIZ-YOK-DIYEN-PASINYAN-DAN-TURKIYE-ACIKLAMASI
Posted in FEYM GRUBU ÇALIŞMALARI
Leave a comment