28 MAYIS 2023 TÜRKİYE’mizin  KADER GÜNÜDÜR * 20 yıldır yaşananları olağan bir siyasi süreç olarak kabul ederseniz çok yanılırsınız.

Değerli Yurtsever vatandaş,

Ertesi gün, bir gün sonra, 28 Mayıs Pazar günü ;

Dünyanın önemli ülkelerinden birisi olan, Üzerinde asırlardır emperyal projelerin kurgulandığı, sürekli olarak kurulan tuzaklarla zayıflatılmaya çalışılan, içindeki İŞBİRLİKÇİ HAİNLERİN her zaman arandığı ve bulunduğunda da TAŞARON YÖNETİCİ olarak atandığı, hiç utanmadan büyük yalanlar söyleyebilen bu işbirlikçi yöneticiler tarafından, toplumu bölünen, tüm ulusal varlıkları yurtdışına ve yandaşlarına, kendi ailesine transfer edilen, Çöken ekonomisi, yok edilen DEMOKRASİSİ, ADALETİ ve HUKUKU İLE;

TÜRKİYE’mizin  KADER GÜNÜDÜR.


Vereceğiniz oylarla, verdiğiniz oyları da TAKİP EDEREK,
Bu kötü gidişi, çöküntüyü, sömürgeleşmeye gidişi DURDURMAK
Sizler, bizler gibi tüm YURTSEVERLERİN,
DEMOKRASİ, ÖZGÜRLÜK, TOPLUMSAL HUZUR
isteyen tüm bireylerin ELİNDEDİR.,
Haydi ELELE, HEP BİRLİKTE bu karanlık süreçten çıkalım.
Atatürk’ün bizlere armağan ettiği,
Laik Demokratik Cumhuriyeti,
Aydınlanma devrimlerini,
Evrensel HUKUK değerlerini,
Yasalar önünde tüm bireylerin EŞİTLİĞİNİ,
Sosyal Devleti,
Çağdaş yaşam değerlerini,
Toplumsal barışı
HEP BİRLİKTE GERİ GETİRELİM.
Naci KAPTAN / 26 Mayıs 2023

20 yıldır yaşananları olağan bir siyasi süreç
olarak kabul ederseniz çok yanılırsınız.


-İktidarın planlı ve kasıtlı icraatlarını klasik bir muhalefet anlayışıyla basit bir siyasi beceriksizlik, yandaşa rant sağlama ve irtikap mantığı içinde açıklamak, gözü açılmamış siyasi bir saflık ve budalalıktır…
AKP, alıştığımız manada bir siyasi parti değil bilakis ihvancı geleneğin temsilcisi olan, marjinal içgüdüsel reflekslere sahip Cumhuriyetin düşmanı bir partidir.!
Hatta parti ifadesinin ötesinde içeriği ve faaliyetleri itibarıyla her şeyi göze almış bir siyasal İslam örgütüdür..
Bu yapı dış destekli bir proje ile iktidarı ele geçirdiği günden itibaren Cumhuriyet Türkiye’sini yönetilecek değil darülharp mantığı içinde fethedilecek bir ülke olarak görmüştür.!
T.C. bu örgütsel yapının nezdinde her zaman kafirler tarafından kurulmuş ve yıkılması gereken bir küffar devlettir.!
Mevcut yapıyla geçmişten illiyet bağı bulunan ve Almanya’da devlet destekli örgütlenmiş olan kara sesin de ifade ettiği gibi Baş Kafir ise maketini sembolik olarak idam ettikleri Mustafa Kemal Atatürk’tür.!
Bu yüzden kafir ülkesi kabul ettikleri T.C. Devleti’nin malını, mülkünü yemek, banka faizini almak, talan etmek, içini boşaltmak uyguladıkları darülharp nedeniyle hak ve helaldir.!
Onlar yıllardır bu ülke ve laik toplumla hep savaş halinde oldular ve bunun için de çaldıklarını hırsızlık malı değil hep ganimet olarak gördüler.!
Yok ettikleri milletin hazinesi değil küffarın kasası oldu.! Aynı zamanda küffar kabul ettikleri laik toplumun iffeti, namusu, kızları da malı gibi haktı, helaldi.!
Şimdi anladınız mı;
Onca malın, mülkün haraç, mezat satılmasını.!
Hazinenin tamtakır boşaltılmasını.!
Her türlü milli servetin iç edilip ganimet misali paylaşılmasını.!
Milletin malıyla büyük bir ihtişam ve saltanat içinde yaşam sürme nedenlerini.!
Buna rağmen milletin ve evlatlarının sefalete terk edilip borç batağında yaşatılmasını ve bundan da büyük bir zevk alıyor olmalarını.!
Sübyanların ırzına geçilip çocuk yaşta hoca nikahı kıyılmasını.!
Alay edercesine akıl dışı garip açıklamalar yapılmasını.!
Tüm ekonomik kuralların yok sayılmasını.!
T.C. ibarelerinin parçalarcasına sökülmesini.!
Milli bayramları kutlanmama girişimlerini ve garip bahaneleri.!
Haddini aşan keşke Yunan kazansaydı söyleminin nedenini.!
Hain cenazelerine yapılan devlet törenlerini ve tabutlarına omuz vermelerini.!
Devlet dairelerinde Atatürk posterlerinin baş aşağı asılma nedenlerini.!
Türk’ün destanı Ergenekon’a kara çalma girişimlerini.!
Onca generali tutuklayıp büyük bir zevkle rütbelerini sökmelerini.!
TSK’yı ve bağlı tüm askeri kurumları tahrip etmelerini.!
Türk bayrağının üzerinde bağdaş kurup değersizleştirmelerini.!
İstiklal Marşı’nda ayağa kalkmamalarını.!
Andımıza karşı olmalarını ve ısrarla yasaklattırmalarını.!
Türklük ifadesine olan düşmanlığın nedenini.!
Atatürk’e ve kahramanlara yapılan onca hakaret ve saygısızlıkları.!
Şehide kelle askere tane demelerini.!
Askerimizin başına çuval geçirildiği gün alaycı sözlerini ve tebessümlü yüz ifadelerini.!
Sürekli olarak anayasanın ilk dört maddesini hedef almalarını.!
Demografik yapıyı tahrip etmek ve ihvancı yapıya uygun yeni bir toplum inşa etmek için adeta bir kavimler göçüne dönüştürülmüş milyonlarca sığınmacının ülkeye girmesine göz yummalarının ve vatandaşlık vermeye başlamalarının nedenini.!
Her türlü itiraza rağmen pişkin ve soğukkanlı tutumlarını.!
Kayıp silahların çözülmeyen akıbetini.!
Kendi yandaşlarına verilen aşırı silah ruhsatlarının nedenini.!
Muhalefet edenlerin havadan sudan sebeplerle tutuklanmalarını.!
Bir korku imparatorluğunun kurulmuş olmasını.!
Medyadaki yoğun algı yönetiminin sebebini.!
Daha yazacağım çok şey var lakin sizleri yormayayım..
Zannediyor musunuz ki yıllarca sarf ettikleri böylesi bir çabayı bir anda yok kabul ederler ve sıradan bir seçimle sessiz sedasız çekip giderler.!
Öyleyse çok safsınız.!
AKP bu ülkede kaybedeceği hiçbir seçimi y a p t ı r m a z . !
2023 bunlar ve dolayısıyla hamileri için bir rövanş tarihidir, parantez olarak kabul ettikleri bir dönemin 100. yıl seneyi devriyesinde kapanacağı kin ve intikam günüdür.!
Mevcut muhalefet ve sıradan söylemler bunlara vız gelir.!
Yukarıda ifade ettiğim gibi finale çok az kaldı.!
Artık uyanma ve Atatürk çizgisindeki tüm muhalefet partilerinin, sivil toplum örgütlerinin ve toplumun milli bir ruh içinde tek parça olma vaktidir.!
Bu bir müdafaa-i hukuk mücadelesidir…
Yoksa geçmiş olsun Türkiye’m…

Dr. Vecdet Öz
Posted in Politika ve Gundem, SEÇİM - SEÇSİS | Leave a comment

ÖDÜNSÜZ BİR DEMOKRASİ NEFERİ * “Ya biz Tayyip Erdoğan ve avanesini çelik bilezikle tanıştıracağız, ya da ömrümüzü Silivri zindanında tamamlayacağız. Hepsi hoş geldi, sefa geldi!”

Alkışlarla mahkeme salonuna girmişti!
Mahkemede yaşananları anlattı

CUMHURİYET – İrem Karataş – 26.05.2023

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) Genel Başkanı Nurullah Efe Ankut’un Cumhurbaşkanı’na hakaret sebebiyle yargılandığı mahkeme salonuna alkışlar eşliğinde girişi gündem olmuştu. Cumhuriyet TV yayınına katılan Ankut, mahkeme salonunda yaşananlara ve seçim güvenliğine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanına hakaretten bir kez daha mahkeme salonuna giden HKP Genel Başkanı Ankut alkışlar eşliğinde şu sözleri söylemişti:

“Ya biz Tayyip Erdoğan ve avanesini çelik bilezikle tanıştıracağız, ya da ömrümüzü Silivri zindanında tamamlayacağız. Hepsi hoş geldi, sefa geldi!”

“TAYYİPÇİLERİ YARGILAMAYA GELDİM!”
Mahkemede yaşananlara ilişkin Cumhuriyet’e açıklamalarda bulunan Ankut, “Sayısız mahkemeye girdik, kimisi damardan Tayyipçi, kimisi tarafsız, kimisi savunmalarımızdan etkileniyor. Bazısı esir alınmış durumda. Onlara da ‘Acıyorum size’ diyorum. ‘Eğer zerrece vatan ve halk sevginiz varsa bana teşekkür etmeni gerekir’ dedim. Savundukları adamı suçlamaları gerekir. Dedim ki, ‘Ben buraya kendimi savunmaya değil, binbir suça batmış, Amerikan yapılı, mafyatik orta çağcı bir suç örgütü olan Tayyipçileri yargılamaya geldim. Ben antiemperyalist ulusal kurtuluş savaşımızın Mustafa Kemal önderliğindeki laik cumhuriyet adına konuşuyorum, sizse kaçak ve haram sarayın sultanının bir operasyon silahı olarak buradasınız.’ Bunun üzerine hakime ‘Birbirimizi suçlamayalım’ dedi” şeklinde konuştu.
“67’DEN BERİ KELLE KOLTUKTA SAVAŞIYORUZ”
Mahkeme salonundaki hakimleri de eleştirdiğini ifade eden Ankut, “Abdullatif Şener diyor ki ‘AKP ve çevresinin kamudan aşırdığı para miktarı 300 milyar doları geçti’ bir tek savcı bunun üzerine gidiyor mu? Biz suç duyurusunda bulunuyoruz, savcı ‘Benim nöbetçi olduğum günü mü buldunuz’ diyerek sitem ediyor. Bakmak istemiyorlar. Yargıyı çökertti, orduyu çökertti, eğitimi çökertti. Dünyadaki ilk 500 üniversite arasında Türk üniversitesi yok. ‘Bu adam memleketi mahvetti, laik cumhuriyeti enkaza döndürdü, orta çağcı faşist bir din devleti kuruyor siz burada oturuyorsunuz’ dedim, sakin olmamı söylediler. Biz bu ülkenin bağımsızlığı için 67’den beri hayatımızı parantez içine aldık kelle koltukta savaşıyoruz” dedi.
“HAKİMLERE, ‘SİZE ACIYORUM’ DEDİM”
“Ben üzülüyorum, dayanamıyorum” diyen Ankut, şöyle devam etti: “Yoksul ailem üniversiteye ayda 250 lira gönderirdi ama hocalarımın parasını alın terinden devlet hazinesine biriken vergilerle bu halk ödedi. Okuduğum okulların aydınlatmasını, ısıtmasını bu halk ödedi. Ben bu halka nasıl borçlu olmam? Ali Yeşildağ, Tayyip’in bir tek ihalede 1 milyar dolar götürdüğünü söylüyor. Hakimlere dedim ki, ‘Gençsiniz göreceksiniz. Bunlar mutlaka bu mahkemelere gelecekler. Sizin gibi esir alınmış yargıçlar karşısında değil, emrini tamamen hukuktan ve vicdanından alan bağımsız yargıçlar karşısında işledikleri suçun hesabını verecekler. O zaman Tayyip’in ayakları titreyecek ve ayakta duramayacak. Size acıyorum, okuduğunuz seneleri çöpe attınız, çiğnediniz, heba ettiniz. Kaçak saraydaki bir insanın iki dudağı arasından çıkan emirleri yerine getiriyorsunuz’ dedim.”

“TAYYİP’İN KADIN AVUKATLARINA DEDİM Kİ…”
İki gün sonra gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin güvenliğine dair endişelerini aktaran Ankut, “YSK’nın tarafsızlığına kimse inanmaz. Üyelerin çoğu Tayyip tarafından atanmış. TRT konuşmam sırasında iki tanesini gördüm. ‘Seçimler tarafsız’ dedi, ‘Masal anlatma’ dedim. Mahkemeler, YSK hatta üniversite hocaları yandaş haline gelmiştir. Ali Yeşildağ ‘Dünyanın en büyük suç örgütü’ diyor ya, biz bunu 2006’da söylemiştik. Bunlar kadına, laikliğe, demokrasiye, insani olan her değere düşmandır. Mahkemede Tayyip’in avukatları olan iki kadına da bunları söyledim. ‘Cumhuriyetin size sunduğu imkanlar sayesinde okudunuz, buralara geldiniz. Tayyip sizi eve kapatmak, yatakla mutfak arasında erkeğin kölesi haline getirmeyi savunuyor. Size insan olma hakkını veren kişilere düşmanlık güdüyorsunuz. Kadın düşmanına yandaş oluyorsunuz’ dedim” ifadelerini kullandı.

Mahkeme Nurullah Efe Ankut’un Cumhurbaşkanı’na hakaretten yargılandığı davanın bir sonraki duruşmasını 20 Şubat 2024 saat 10.00’a erteledi.
NE OLMUŞTU?
HKP Genel Başkanı Nurullah Efe’ye bugüne kadar AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaretten 11 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Aynı zamanda Efe’nin diğer Erdoğan’a hakaret davalarında toplam 32 yıl 8 ay ceza istenilmektedir.

https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/alkislarla-mahkeme-salonuna-girmisti-hkp-genel-baskani-ankut-mahkemede-yasananlari-cumhuriyet-tvde-anlatti-2085068
Posted in HUKUK-YARGI-ADALET, İNSAN HAKLARI - DEMOKRASİ, Politika ve Gundem | Leave a comment

SON ÇAĞRI!!!

Posted in Politika ve Gundem, SEÇİM - SEÇSİS | Leave a comment

FEYM BÜLTENİ – 120/2023 * Ermeni Faaliyetleri – 26 Mayıs 2023

FANATİK ERMENİ YALANLARINA KARŞI
FEYM BÜLTENİ – 120/2023 *
Ermeni Faaliyetleri – 26 Mayıs 2023


1.. İran ve Ermenistan ortak serbest ticaret bölgesi kuracak…İran Yüksek Konseyi Serbest Ticari ve Endüstriyel ile Özel Ekonomik Alanların Sekreterliği Finans Kuruluşlarıyla Düzenlenen Çalışmalar Koordinasyon Dairesinin Yönetmeni Zohreh Bahrabar, Ermenistan-İran arasında “Aras ve Meghri” ortak serbest ticaret bölgesinin kurulmasına ilişkin tarafların anlaşmaya ulaştığını açıkladı. İrani “Pars Today” haber ajansının bildirdiğine göre, bu amaçla, Tahran’da Ermenistan’ın İran büyükelçisi ile bir görüşme yapıldı. Daha önce “Aras” serbest ticaret bölgesinde gerçekleştirilen serbest ekonomik alanlara ait özel görüşmede Zohreh Bahrabar, bunların kurulması amacı olarak karşılıklı destek ve ticari altyapılarının geliştirilmesini vurguladı. Ayrıca, kaynağ’in bildirdiğine göre, anılan görüşme sırasında “Aras ve Megri” serbest ticaret bölgesi ile kontrol noktasının kurulması ve Ermenistan başkenti Erivan’da “Aras” ekonomik alanının ürünlerinin gösterilmesine ilişkin konular ele aldığı da bildirildi. https://www.ermenihaber.am/tr/news/2023/05/26/Ermenistan-%C4%B0ran/249119

2. Ermenistan-Azerbaycan görüşmeleri ABD için bir öncelik olmaya devam ediyor… ABD. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matthew Miller, Perşembe günü düzenlediği basın toplantısında, Ermeni ve Azerbaycan liderleri arasında Moskova’da yapılan yeni görüşmeler hakkında yorum yaparak, “Bildiğiniz gibi, Bakan birkaç hafta önce burada, Washington’da iki tarafı ağırladı. Bundan sonra Brüksel’de görüşmelerin devam ettiğini anlıyoruz ve devam eden müzakereleri destekliyoruz. Söylediğimiz gibi, bir anlaşmaya varıldığına inanıyoruz ve iki tarafı, çözülmemiş konularda bir anlaşmaya varmaları için birlikte çalışmaları için baskı yapmaya devam ediyoruz” dedi. https://www.panorama.am/en/news/2023/05/26/US-Devlet-Department/2842299

3. Ermenistan Cumhurbaşkanı: “2020 savaşı 1990-1991’de öngörülebilirdi ama gerçekle yüzleşmek istemedik”… Ermenistan Cumhurbaşkanı Vahagn Khachaturyan tarafından Perşembe günü Katar’daki Ermeni büyükelçiliğinde Katar’daki Ermeni cemaatinin temsilcileriyle yaptığı görüşmede şunları söyledi, “ Eminim ki hepiniz Ermenistan’la ilgileniyorsunuz, hepiniz Ermenistan’da yaşanan olaylardan endişe duyuyorsunuz. Dış sorunları, zorlukları olmayan, sadece kendi sorunlarıyla uğraşan bir ülke olsaydık çok daha büyük başarılar elde edebilirdik. Şimdi sorunlarımız, büyük zorluklarımız var, bunları çözmeye çalışıyoruz. Kolay değil, karmaşık, karmaşık çünkü yıllardır Ermenistan’ın geleceği ile ilgili fikirlerimiz farklıydı, çoğu durumda o geleceği hayal etmek ve formüle etmek istemedik. Bazı durumlardan dolayı, biz kendi kendine halletmeye bıraktık, ya da ‘gelecekte yeni bir nesil gelecek, bırak onlar çözsün’ dedik.” https://news.am/eng/news/762044.html

4. Ermeni, Rus ve Azeri liderler bölgesel iletişimin kaldırılmasını tartışıyor… Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Kremlin’de bir araya geldi. Bölgesel ulaşım ve ekonomik altyapıların önündeki engellerin kaldırılmasına ilişkin konular ele alındı. https://en.armradio.am/2023/05/26/armenian-russian-azerbaijani-leaders-discuss-unblocking-of-regional-communications/

5. Laçin Koridoru, Rusların kontrolünde olmalı… Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Ermenistan Başbakanı’nın Laçin Koridoru’nun yasa dışı blokajına ilişkin konuşmasına atıfta bulunarak, “Azerbaycan’ın hiçbir koridoru bloke etmediğini” iddia ederek, “Bildiğiniz gibi, Ermenistan ve Azerbaycan sınırında tüm uluslararası normlara uygun bir kontrol noktası var. Bu sınır kontrol noktası, Rus barış güçlerinin bulunduğu yerden 20 m uzakta bulunuyor. 9 Kasım tarihli üçlü açıklamaya göre, Laçin Koridoru Rus barış güçlerinin kontrolünde olmalı, başka hiç kimse orada kontrol sahibi olmamalıdır” dedi. Dağlık Karabağ Ermenilerinin bu kontrol noktasından Ermenistan’a barışçıl bir şekilde geçebildiklerini iddia etti. Aliyev, “Zangezur Koridoru” ifadesi ile ilgili olarak, Azerbaycan’ın bu ifadeyi başlattığını, yasal ve doğru gördükleri şeyi başlatmanın kendi hakları olduğunu söyledi. Aliyev’e göre Rusya Federasyonu ve diğer ülkeler de bunu destekliyor. Başbakan Nikol Paşinyan da yanıt olarak, “Rusya’nın bahsettiğiniz programı desteklediğini bilmek çok ilginç. Bunu ilk kez duyuyorum. Rusya’nın bölgemizdeki tüm ulaşım ve ekonomik yolların açılmasını desteklediğini biliyorum sadece. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bunu çok iyi bildiğini, çünkü bu konuda birden fazla kez konuştuklarını da sözlerine ekledi. https://tr.armradio.am/2023/05/26/lacin-koridoru-ruslarin-kontrolunde-olmali/

6. Yaklaşan başbakan yardımcılığı görüşmelerinde ulaşım bağlantılarının kaldırılmasına ilişkin teknik ayrıntılar… Ermenistan, Azerbaycan ve Rusya’nın başbakan yardımcıları, yaklaşan toplantılarında bölgesel ulaşım bağlantılarının engellenmesiyle ilgili konuları tartışacaklar. Rusya Başbakan Yardımcısı Alexey Overchuk gazetecilere, tarafların “blokajın kaldırılması konusunda aynı anlayışa sahip olduğunu” ve şu anda teknik konuların görüşüldüğünü söyledi. https://www.armenpress.am/eng/news/1111864.html

7. Ermenistan’ın Ekonomik Faaliyeti yılın İlk Dört Ayında 2023’ün %12,2 Arttı, Dış Ticaret %99,4 Fırladı… Ulusal İstatistik Komitesi (NSC), Ermenistan’ın ekonomik faaliyetinin 2023 Ocak-Nisan döneminde 2022’nin aynı dönemine göre %12,2 arttığını açıkladı. Sadece Nisan 2023’te ekonomik aktivite bir önceki aya göre %3,4, 2022 Nisan ayına göre ise %12,1 arttı. Bu dönemde elektrik üretimi ve gıda dışı fiyat endeksi dışında ekonominin tüm sektörlerinde büyüme yaşandı. Sanayi üretimi Ocak-Nisan 2022’ye göre %2,4 artış göstererek 747,8 milyar dram’ı aştı. Ancak Nisan 2023’te Nisan 2022’ye göre %0,8’lik düşüş kaydedildi. İnşaat sektörü %16,8’lik önemli bir artışla 94,8 milyar dram’ı aştı. 2023 Nisan ayında, 2022 Nisan ayına göre %19,3 büyüme gerçekleşti. Ocak-Nisan 2023’te dış ticaret, yıllık bazda neredeyse iki katına çıkarak 5,8 milyar doların biraz üzerine ulaştı. Ermenistan’ın ihracatı 2022’nin aynı dönemine göre 2,1 kat artarak 2,1 milyar doları aştı. Nisan 2023’te ihracat, bir önceki yılın Nisan ayına göre %81,3 artarak 844,5 milyar Ermeni dramına eşdeğer oldu. Raporlama döneminde ithalat, Ocak-Nisan 2022’ye kıyasla %93,9 artışla 3,6 milyar doları aştı. Cari yılın Nisan ayında ithalat yıllık %84,7 artarak 1,4 trilyon Ermeni dramını aştı. Ermenistan hükümeti 2023 için %7’lik bir büyüme öngörürken, enflasyonun %4 (±%1,5) civarında olması bekleniyor. Merkez Bankası daha önce bu yıl için %5,8’lik bir büyüme öngörürken, 12 aylık enflasyonun kademeli olarak yavaşlayarak 2023’ün ikinci yarısında %4’lük hedef etrafında istikrar kazanmasını bekliyordu. https://massispost.com/2023/05/armenias-ekonomik-aktivite-surges-12-2-foreign-trade-skyrockets-by-99-4-in-first-four-months-of-2023/

8. Jön Türkler tarafından işlenen tüm <sözde>soykırım kurbanları Almanya etkinliğinde onurlandırıldı… Birinci Dünya Savaşı sırasında Jön Türk rejimi altında <sözde> soykırıma uğrayanlar sadece Ermeniler değildi; diğer Hristiyanlar, Rumlar ve Süryani Ortodoks Aramiler de hedef alındı, sürgüne gönderildi ve katledildi. https://mirrorspectator.com/2023/05/25/all-victims-of-genocide-perpetrated-by-young-turks-honored-at-germany-event/

9. Avim Bülteninde Hazel Çağan Elbir’ in “NEMESİS OPERASYONU NEDİR?” başlıklı bir analizi yer alıyor. Analiz özetle şöyle;
“25 Nisan 2023’te Erivan’daki Ring Park’ta Nemesis Operasyonu teröristlerine adanmış bir anıtın açılışı yapıldı. Törene, Nemesis Operasyonu teröristlerinin sanatçıları, akademisyenleri ve torunlarının yanı sıra çok sayıda halk katıldı. Nemesis Operasyonu teröristlerine adanan anıt, Kamo Areyan tarafından tasarlandı. Kamo Areyan, Erivan’ın eski belediye başkanıdır. Asbarez’de yayınlanan bir haberde Areyan, anıtı haklı çıkarmak için 108 yıl önce Nisan ayında “ülkenin kana bulandığını” iddia etmişti. Bu ifade gerçeklerle tamamen çelişmektedir. Kısaca hatırlatmak gerekirse 24 Nisan 1915’te bir genelge yayınlandı ve çok sayıda tutuklamayla sonuçlandı. Genelgede, Ermeni bölücü örgütlerinin tüm uyarılara rağmen toplu bir isyana hazırlandıklarının anlaşılması üzerine, Osmanlı Ordusu Başkomutanı 27 Şubat 1915’te askeri birliklere ele geçirilen silah, bomba ve bazı şifreli belgelerin talimatını verdi. Ermeni örgütleri bünyesinde ihtilale hazırlandıklarını göstermişler ve bu nedenle ordudaki Ermeni askerlerin silahlı servislerde kullanılmaması, her yerde daha dikkatli olunması ve gerekli tedbirlerin alınması, ancak zarar verilmemesi emredilmiştir… Söz konusu sözde anıtla ilgili tüm açıklamalar tarihi gerçeklerle bağdaşmaz ve şiddeti, öfkeyi, nefreti ve ayrıştırmayı teşvik eder. Ermenistan’ın Türkiye ile içinde bulunduğu normalleşme sürecine katkı sağlamayan, hatta baltalayan bir adımdır. Terör nedeniyle kaybettiğimiz diplomat ve vatandaşlarımızı saygıyla anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.
https://avimbulten.org/en/Analiz/WHAT-IS-OPERATION-NEMESIS

Orhan Tan – FEYM GRUBU
Posted in FEYM GRUBU ÇALIŞMALARI | Leave a comment

Bilim / Teknoloji Araştırma: Yapay zeka ile kış uykusu benzeri durum yaratmak mümkün

Bilim / Teknoloji

Araştırma: Yapay zeka ile kış uykusu
benzeri durum yaratmak mümkün

T24 – 26 Mayıs 2023

Bilim insanları, normalde kış uykusuna yatmayan kemirgenlerde ultrasonik dalgalar tatbik ederek kış uykusunun yapay olarak tetiklenebileceğini gösterdi.

ABD’nin St Louis şehrindeki Washington Üniversitesi’nde yürütülen çalışmada ilkin hipotalamus preoptik alanı olarak adlandırılan derin beyin bölgesinde, kış uykusunda vücut ısısı ve metabolizmasının düzenlenmesinde rol alan belirli bir nöron grubu belirlendi.
Sputnik Türkçe’nin haberine göre; Araştırma ekibi, farelerde bu nöronların bir kask aracılığıyla invaziv olmayan şekilde iletilen ultrason darbeleriyle yapay olarak etkinleştirilebileceğini gösterdi.
Uyarılan farelerin vücut sıcaklığında yaklaşık bir saat boyunca yaklaşık 3°C’lik düşüş görüldü. Farelerin metabolizması da enerji için hem karbonhidratları hem de yağları kullanmaktan sadece yağları kullanmaya geçti ki, bu, uyuşukluğun önemli özelliklerinden biri. Aynı zamanda oda sıcaklığındayken kalp atış hızları yaklaşık yüzde 47 düşüş kaydetti.
Bilim insanları, bunların yanısıra otomatik kapalı döngü geri bildirim sistemi de geliştirdi. Bu sistem ısınma belirtileri göstermeleri halinde farelere tetiklenen uyuşukluk halinde kalmaları için ultrason darbeleri iletti.
Bu sayede fareler 24 saat boyunca 33°C’de kış uykusu benzeri durumda tutuldu. Ultrason sistemi kapatıldığında ise fareler tekrar uyandı.
Deney, doğal kış uykusuna yatan hayvanlardan olmayan sıçanlara da uygulandı. Sıçanlarda aynı beyin bölgesi hedeflendiğinde çekirdek vücut sıcaklığında 1°C düşüş oldu. Nature Metabolism dergisinde aktarılan çalışmayı yöneten Washington Üniversitesi doçenti Hong Chen, sonucun ‘şaşırtıcı ve büyüleyici’ olduğunu ve ekibin tekniği daha büyük hayvanlarda test etmeyi planladığını söyledi.
Bu gelişme, insanların beyninde yapay olarak yeniden etkinleştirilebilecek körelmiş bir hazırda bekletme devresi olması ihtimalini de gündeme getirdi.
Chen, “İnsanlarda işlerse, hipotermi ve hipometabolizma durumunu tetiklemek için astronotları hipotalamus bölgesini hedefleyen kask benzeri cihaz takmış olarak tasavvur edebiliriz” dedi.
Halihazırda tıp, metabolizmayı yavaşlatarak kalp krizi ve inme gibi yaşamı tehdit eden durumların tedavisi için kritik zaman kazama amacıyla insanlar üzerinde uyuşukluk benzeri durumlar yaratıyor.
Chen, “Tıbbi müdahale penceresini genişleterek, bu teknik, hastaların hayatta kalma şanslarını artırmak için umut verici beklentiler sunuyor” diyerek şu ifadeleri kullandı:
“Ayrıca tekniğin non-invaziv doğası, acil durumlarda kolay erişim için kask gibi giyilebilir ultrason cihazları geliştirme olasılığı yaratıyor.”
Araştırmada yer almayan Stockholm Üniversitesi’nden Prof. Martin Jastroch da sonucu ‘dönüm noktası’ olarak niteledi. Jastroch, teoride aynı tekniğin insanlarda işe yaraması ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu söyledi.

https://t24.com.tr/haber/arastirma-yapay-zeka-ile-kis-uykusu-benzeri-durum-yaratmak-mumkun,1112167
Posted in Bilim ve Teknoloji, Saglik | Leave a comment

Modern anlamda sömürge ülkesi ve esir millet haline düşeceğiz * “Son çıkış 28 Mayıs”

Modern anlamda sömürge ülkesi ve esir
millet haline düşeceğiz “Son çıkış 28 Mayıs”

YENİÇAĞ – 25 Mayıs 2023

Kritik seçim öncesi Merkez Bankası’ndaki rezervlerin eksinin altına düşerken ekonomist Dr. Murat Kubilay değerlendirmelerde bulundu. Ekside bulunan net rezervin 2002’deki seviyeye geldiğinin altını çizen Kubilay, şunları söyledi:


“1- Finansal bağımsızlığımızı yitirmemize neden olan AKP’nin ülkemizi düşürdüğü durum bugün tarihi bir noktaya ulaştı. Merkez Bankası net rezervleri EKSİ 0,2 milyar dolara düştü. Bu noktaya en son 1 Şubat 2002 tarihinde gerilemiş ve 4 Şubat tarihinde IMF ile anlaşma imzalanmıştı.
2- Şu saatten sonra artık kimse lafı çevirmesin ve gerçekleri inkar etmesin. IMF’li günlere döndük. Üstelik bu verilerde makyajlar var. Misal Katar ile 15 milyar, Çin ile 6 Milyar, BAE ile 5 milyar ve Güney Kore ile 2 milyar dolarlık swap anlaşması düşürülmeden halimiz budur.
3- Dahası da var; Suudi Arabistan’dan alınan 5 milyar ile Azerbaycan ve Libya’dan yatırılan 1 milyar dolarlık mevduatları da unutmayalım. Tabii bu borç ve ödünçleri bize sağlamalarının nedenleri var. Suudilerle olanı tahmin etmek kolay. Kaşıkçı davası. Ya diğerleri?
4- Kim bilir ulusal çıkarlarımızı çiğneyen hangi gizli anlaşmalara imza attılar. Unutmayın, kimi zaman Dışişleri Bakanlığı personeli ve tercümanı da bu toplantılara sokulmadı. Keşke hepsi bu olsa, bir de Rusya ile muğlak ve Türkiye aleyhine asimetrik ilişkiler var.
5- BOTAŞ Merkez Banaksı’ndan doğalgaz borcunu ödemek için para almıyor. Hazine’den sağlanan sübvansiyon ve borç da yok. Rusya bize bedava doğalgaz mı veriyor veya gizli borç mu aldık? Koşulları nedir, teminat ne verilmiştir? İddia edildiği gibi BOTAŞ Rusya’ya mı bırakılacaktır?
6- Bu tip söylentiler doğru olmayabilir. Ancak Tank-Palet Fabrikası’nın nasıl Katarlılara verdiğini, pardon, neredeyse sermaye koyulmadan işletme hakkının Katar ile paylaşıldığını gördüğümüz için bu şüphelerimiz bizi korkutuyor. Dahası şu; acaba sırada Aselsan mı var?
7- Havelsan, Roketsan, TAI, TEI… Liste uzuyor. Türk Telekom ve Turkcell de acaba pazarlık masasında mı? BOTAŞ gibi milli petrol şirketimiz TPAO da zaman zaman gündeme geliyordu. Milli elektrik iletim şebekemiz TEİAŞ de.
8- Bunların tamamının hatalı iddia olduğunu umut edelim. Tam o esnada sözde yerli ve millilerin Hazine döviz gelir garantili mega projeleri akla geliyor. Tahmini 160 milyar dolarlık taahhüt var. Bu veriye abartı deniyor, öyleyse açıklayın dendiğinde, ticari sır mazereti geliyor.
9- Üstelik bu taahhütlerdeki ödemeler sabit değil; ABD ve Avrupa Para Birliği’nin enflasyon oranına endeksli. Vatandaşlar tarafından çoğunun kullanım oranı taahhütün çok altında. Taahhüde ulaşanlarda ise Hazine’nin doğrudan fiyat desteği var, yani yine cebimizden çıkıyor.
10- Fakat bugünkü konumuz finansal bağımsızlığımız, ona geri dönelim. Her ülke gibi Türkiye’de de merkezi hükumet yurt içinden borçlanır. Hatta Türkiye’de bu oran benzer ülkelerden düşüktür. İlk bakışta ne güzel değil mi? Maalesef şeytan ayrıntıda gizli.
11- Merkezi Hükumetin toplam iç borcu 2,3 trilyon TL. Sadece 5 yıl önce 550 milyar TL olduğunu, yani 5 katına çıktığını not düşelim. Ama asıl mesele bu değil. Bunun tamamı TL cinsi olması gerekirken 581 milyar TL’si dolar, avro ve altın cinsi. Yani içeriye de böyle borçlanmışlar.
12- Merkezi yönetimin bir de dış borcu var. Ne kadar? 114 milyar dolar. Kasım 2002’de sadece 56 milyar dolar idi. Hadi çok geriye gitmeyelim. Başkanlık sisteminden önce 89 milyar dolardı. Yalnız burada da şeytan ayrıntıda gizli. Bir de kamu bankaları var.
13- Kamu bankalarının toplam dış borcu 56 milyar dolar. 2002 sonunda kaçtı? 2 milyar dolar bile değildi. Başkanlık sistemi öncesinde 46 milyar dolar. Farkında değilsiniz ama kamu bankaları dış borca gömülmüş. Merkez Bankası da 5 yılda 2 milyar dolardan 33 milyar dolara fırlamış.
14- Keşke hepsi bu olsa; bir de yerel idareler ve KİT’ler var. 17 milyar dolar da orada borcumuz bulunuyor. Başkanlık sisteminden önce sadece 5 milyar dolardı. Hemen belirteyim; artışın nedeni belediyeler değil; yani Mart 2019 sonrasında CHP’li belediyelerle alakası yok.
15- Hesaplar karışmış ve moraliniz bozulmuş olabilir. Toparlayalım. 2002 sonunda kamu borcu 65 milyar dolardı. Başkanlık sisteminden önce kamunun dış borcu 140 milyar dolardı, şimdi 187 milyar dolar. Üstelik bunda Hazine döviz garantili projeler yok. Döviz cinsi iç borçlar yok.
16- Maalesef bitmedi, özelleştirmeler de var. Son 21 yılda 63 milyar dolarlık kamu varlığı, önemli bir kısmı yabancılara olmak üzere çeşitli yöntemlerle satılmış. Son yıllarda bu yavaşlamış. Sebebi; satılacak az varlık kalmış ve yabancılar Türkiye’de sermaye hukukuna güvenememiş.
17- Çok muhtemelen seçimlerden iktidar galip çıkarsa elde ne varsa satılacak. Tabii kamuya ait olmasa da ulusal sermayemizde bulunan bazı özel kurumları da unutmayalım. Garanti Bankası, Denizbank, Finansbank, TEB, Şekerbank, Alternatifbank, ING Bank… Hepsi yabancılara gitti.
18- Sıra gayrimenkullerde. Biliyorsunuz Türk vatandaşlığı önce 1 milyon dolara ve sonra 250 bin dolara pazarlandı. Şu andaki fiyat 400 bin dolar. Son 5 yılda 255 bin konut yabancılara satılmış. Arsa, zirai, ticari ve sınai arazileri bilmiyoruz. Vatan toprağı adeta yağmalanmış.
19- Bilgiseli özetleyelim. Merkez Bankası’nın net rezervleri 2002’deki IMF anlaşması düzeyinde. Bundan ödünç swaplar ve Hazine’nin diğer işler için tuttuğu miktarı düşersek durum EKSİ 76 milyar dolar. Yabancı merkez bankalarından 24 milyar ödünç ve 7 milyar dolar borç alınmış.
20- Hazine’nin durumu da fena. Dış borcu 89’dan 111 milyar dolara 5 yılda fırlamış. Kamu bankaları dipsiz kuyu. KİT ve yerel yönetimleri de ekleyelim. Kamu borcu 2002 sonunda 65 milyardan, başkanlık sistemi öncesi 140 milyara ve bugün 187 milyar dolara fırlamış.
21- Satılan konutlar, araziler, KİT’ler, reel sektör şirketleri, milli bankalar da cabası. Tüm bunların 2 ana nedeni var. İlki verimsiz kurgulanan ve kalkınmayı başaramayan ekonominin üretmeyip yurt dışından ithalat yapması. Yani kazanarak değil borçlanarak tüketmişiz.
22- İkinci sebebi ise gayri milli ve irrasyonel ekonomi politikalarıyla olağan yoldan makul faizle borçlanmak yerine; şaibeli ve yüksek faizli anlaşmalarla borcu arttıkça artacak hale sokmuşuz. Bu esnada ulusal çıkarların durumu şüpheli hale gelmiş.
23- Finali yapalım. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır ve asla bölünmeyecektir. Ancak bu ülkenin güzellikleri Türk milletinin değil, bir grup işbirlikçi yerli ile yurt dışındaki yağmacılar arasında paylaşılmıştır. Bizim tek yapabileceğimiz sandıkta bunu durdurmak.
24- Yeni nesiller mirasla kalmamışsa ev sahibi olamayacak. Yabancılara ait şirketlerde çalışacağız. Temettüler yurt dışına çıkacak. Ancak yoksulluktan biz o ülkelerde ev ve şirket alamayacağız. Modern anlamda sömürge ülkesi ve esir millet haline düşeceğiz. Son çıkış 28 Mayıs!
25- 21. yüzyılda sermaye küreselleşmiştir. Bunun adaletsiz olmaması için borç alan değil; borç veren olmalısınız. Verimsiz bir ekonomik sistem ve ulusal çıkarları koruyamayan bir hükumetle bunlar başarılamaz. Atalarımızı ve çocuklarımızı düşünün ve oyunuzu kullanın.”

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/ekonomist-murat-kubilay-modern-anlamda-somurge-ulkesi-ve-esir-millet-haline-669503h.htm
Posted in Politika ve Gundem, SEÇİM - SEÇSİS | Leave a comment

POLİTİKA GÜNDEM * MAZBATAYI KİM VERECEK ?

MAZBATAYI KİM VERECEK ?

Habib Hamza Erdem – 24 mayıs 2023

‘Mazbatayı kim verecek ?’ diye, tam üç ay önce şunları yazmıştım :

“Seçimler yapıldı ve Kemal Kılıçdaroğlu seçildi diyelim. ‘Mazbata’yı kim düzenleyecek?
YSK, yani Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘çete’ dediği onbir kişi.

Ee bu ‘çete’, sadece bu seçimle ilgili değil ama daha önce işlediği suçlardan dolayı kendilerini yargılatıp içeri attıracak olan Kemal Kılıçdaroğlu’na ‘mazbata’ düzenleyebilir mi?
Kemal Kılıçdaroğlu diyor ki, zaten o nedenle biz ‘sandık’lara sahip çıkacağız. Peki ama o ‘sandık’lara, örneğin Binali Yıldırım’in uyuşturucu baronu olan oğlunun önünde diz çöken Jandarma Alay Komutanı sahip çıkmayacak mıydı?
Ya da Dr Recep’in kendisine küfretmesini alkışlayan Komuta Kademesi… Yani Yaşar (son gülen iyi) Güler, sandıklara sahip çıkmayacak da, Kemal Kılıçdaroğlu’na mı bırakacak bu sahipliği? Kaldı ki, örneğin Fransa’da cumhurbaşkanına ‘mazbata’yı Genelkurmay Başkanı vermektedir.
Yoksa Kemal Kılıçdaroğlu’nun vicdanını satmayan yargıç dediği ‘sandık kurulu’ başkanları mı sandıklara sahip çıkacak? Bu sonuncuların sayısının kaç bin olduğunu bilen var mı acaba? Bunlar da birer küçük ‘çetecik’ değil midirler?
Kaldı ki, Kemal Kılıçdaroğlu’nun fotoroman Süleyman dediği ‘çetebaşı’ sandıklara biz sahip çıkacağız diyor. Sadat/madat ve benzeri onlarca vakıf/makıf, tarikat/marikata ait ‘silahlı milisler’ de cabası. Bu gözü dönmüş güruhun ‘sandık sevdası’nı bilmeyen mi var?
Ve en çok da bunlar sandıklara sahip çıkmak isteyeceklerdir. Kısaca şu ‘sandık’ sorununu neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Peki ama, sadece alçaklık ve namussuzluk üreten bu ‘düzen’den nasıl çıkılacak?
Demokrasinin temel ölçütünün ‘sandık’ olmadığını işleyen onlarca yazım vardır. ‘Seçim ve sandık’, sadece ve ancak ‘Hukuk’ içinde kalınıyorsa anlamlıdır, saygı duyulabilir. Gelin o zaman Türkiye’deki ‘Hukuk’a da yakından bakalım. Anayasa’nın ilgili maddesine göre bir kişi ancak iki kez seçilebilir diyor mu demiyor mu?
Buna karşın, Adalet Bakanlığını işgal eden yayvan Bekir, aday olmasının önünde hukuksal bir engel yok diyebiliyor. Meclis başkanı Şentop üçüncü kez de dördüncü kez de aday olabilir diye ‘makale’ yazabiliyor. Bir başka büyük hukukçu Ersan Şen(top) da hukuka uygundur diyor.
Televizyon baykuşları ve sözde gazetecileri saymaya gerek bile yok.
Tümü birden ‘bizim anladığımız Anayasa’ diye başlıyorlar söze.
Demek ki neymiş?
Seçim tarihi, seçim kurulu, yüksek ve alçak ‘seçim kurulları’ ve adaylık koşulları falan ne imiş?
Teyyare!
Demek ki, bu seçimin yapılabilmesi ve bu ‘iğrenç düzen’in değiştirilebilmesinin en ‘demokratik’ ve ‘biricik’ yolu, sadece ‘oy toplamak’ değil ama halkın gücünü, kim ne derse desin ‘sokak’ta, örgütlemekten geçmektedir. Ve böylece, ‘örgütlü halk’ ya da ‘Millet’in ta kendisinin olaya doğrudan el koyması sağlanabilmelidir.
İpini koparmış kurbanlık danalar gibi değil elbette. ‘Muhalefet’in örgütlemesi ve liderliğinde…Bu ‘Halk’, bu düzeni, askerine, polisine, milisine rağmen değiştirmeye karar vermiş görünüyor. Bu potansiyeli değerlendiremeyecek bir ‘muhalefet’e ise denilse denilse ‘yuh artık’ denilebilir.
Oysa, kim neresine taş basacaksa basar ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu ‘seçilmiş’ bir Cumhurbaşkanı gibi görerek ‘mazbata’sını bugünden verir ve arkasında duracak olursa; herkes Anayasa, yasa ve içtihatlara saygılı olmaya başlayacaktır.
İşte o zaman başta Yaşar Güler olmak üzere Komuta Kademesi ile Jandarma Genel Komutanı, Emniyet Genel Müdürü, Valisi, Kaymakamı ve tüm Devlet umuru yasaları hatırlamak durumunda kalacaklardır. Her düzeyden savcı ve yargıçlar, işte o zaman ‘Hukuk’u anımsayacaklardır. Yasadışı ‘Kuvvet’ler ise, anında, kuzuya döneceklerdir. Bu kadar basit. Yılanın başı bir kez ezilmeyegörsün; ardından kim ‘Hukuk’ içinde hangi mücadeleyi verecekse verir artık.
Demokrasi mi diyordunuz, alın size, işte dik âlâsı…
Yoksa siz ‘hak, hukuk’ derken başka şeyler mi tasarlamaktasınız?
Öyle görünüyor ki, herkesin aklından başka başka ‘hınzır’lıklar geçmektedir.
Aksi halde bu kadar boş boğazlık yapılır mıydı?
Yok efendim ‘siyaset mühendisliği’, ‘siyaset danışmanlığı’, ‘siyaset bilimi’ falan…
Bunlara eskiler ‘Dolap’ diyorlarmış, ki ne kadar haklıymışlar.”
Bugün, yani bu yazının yazılışından tam üç ay sonra bir değerlendirme yapacak olursak;
-Birinci tur seçimlerinin üzerinden on gün geçmiş olmasına karşın, YSK daha ‘kesin sonuçlar’ı açıklamış değildir.
-Nüfus artışıyla seçmen sayısı arasındaki altı milyon yediyüzbinlik farkın olduğu savlarına bir yanıt vermiş değildir.
-Suçu nüfus idaresine, Soysuz Süleyman’a atmakla kurtulabilecekler midir?
-SEÇSİS siteminin aksaklık ve yolsuzluklara açık olup olmadığı konusuna neden bir yanıt verememektedirler?
-Sadece yasalara aykırılık değil ama bizzat alçaklık ve namussuzluk yaptıklarını inkâr edecek durumda değillerdir.
Ve şimdi sözde ‘İkinci Tur’a gidilmektedir. Lafı uzatmanın anlamı yok: 28 Mayıs akşamı, CHP’nin seçim merkezine ulaştırılacak ‘sandık sonuçları’na dayanarak, en geç saat 21-22 sularında Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı olduğu ilan edilip, doğrudan Çankaya Köşkü’ne gidilmelidir.
‘Millî İrade’nin tecelli etmesinin başka yolu kalmamıştır. Çünkü bu YSK’nın ilan etmek için günler ve hatta haftalara yayacağı ‘İrade’, ‘Millî’ değil ama doğrudan haramilerin iradesi olacaktır. Millet’in kendi ‘İrade’sine, kimse sahip çıkmadan, bizzat ve doğrudan kendisinin el koyması gerekmektedir.
Ve bu eylem, ne getirecekse onu getirsin, ‘baş göz üzerine’ deyip gögüslemeye hazır olunmalıdır. Bu işin çığırından çıktığını hâlâ anlamayan topluluğa ‘Millet’ mi denir Tanrı aşkınıza?
Gereğini yapamayan sonucuna katlanacak demektir.
Posted in Politika ve Gundem | Leave a comment

FEYM BÜLTENİ – 119/2023 * Ermeni Faaliyetleri – 25 Mayıs 2023

FANATİK ERMENİ YALANLARINA KARŞI
FEYM BÜLTENİ – 119/2023 *
Ermeni Faaliyetleri – 25 Mayıs 2023


1.. Ermenistan Güvenlik Konseyi Sekreteri: (Not; iddiasına göre) Azerbaycan, Dağlık Karabağ halkını etnik temizliğe maruz bırakmaya çalışıyor…Ermenistan Güvenlik Konseyi Sekreteri Armen Grigoryan, Rusya’da düzenlenen “Güvenlik Konularını Koordine Eden 11. Uluslararası Üst Düzey Temsilciler Toplantısı’na” katıldı. Yaptığı konuşmada Armen Grigoryan uluslararası ve bölgesel güvenlik sorunlarına değindi. Ermenistan ve Azerbaycan’ın birbirlerinin toprak bütünlüğünün tanınmasına ilişkin Alma Ata Deklarasyonuna atıfta bulunarak Azerbaycan’ın Ermenistan’ın toprak güvenliğine yönelik tehditlerini de dile getirdi. Aynı zamanda Armen Grigoryan, 2023 yılında Laçin Koridorunda Rus barışı koruma misyonunun sorumluluk alanına Azerbaycan tarafından 23 Nisan’da bir kontrol noktası kurulmasını, bunun Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ halkını etnik temizliğe maruz bırakmaya çalıştığı anlamına geldiğini de ifade ederek bu adımın 9 Kasım 2020 tarihli üçlü deklarasyonun ağır bir ihlali olduğunu vurguladı. Bu bağlamda, Güvenlik Konseyi Sekreteri, Dağlık Karabağ halkının haklarını ve güvenliğini sağlamak için uluslararası mekanizmanın başlatılmasının yanı sıra, Dağlık Karabağ’a ve Laçin Koridoruna uluslararası gözlemciler gönderilmesi gereğini de dile getirdi. https://www.ermenihaber.am/tr/news/2023/05/24/Ermenistan-Azerbaycan-Da%C4%9Fl%C4%B1k-Karaba%C4%9F/249025

2. Arizona yasama organı, Artsakh’ ( sözde Karabağ Ermeni devleti) ın uluslararası alanda tanınmasını istiyor… Amerika Ermeni Ulusal Komitesi’nin (ANCA) bildirdiğine göre, “Arizona Eyalet Yasama Meclisi, Arizona Eyalet Meclisi Başkanı Ben Toma tarafından yayınlanan bir bildiriyle Artsakh’ ın kendi kaderini tayin hakkını onayladı.” https://www.panorama.am/en/news/2023/05/25/Arizona-Artsakh/2841772

3. NATO Genel Sekreteri özel temsilcisi Ermenistan’daki görüşmelerini ‘iyi’ olarak nitelendirdi… NATO Genel Sekreterinin Siyasi İşler ve Güvenlik Politikasından Sorumlu Genel Yardımcısı Yardımcısı ve NATO Genel Sekreteri’nin Kafkaslar ve Orta Asya Özel Temsilcisi Javier Colomina ziyaretinin sonuçlarını özetledi, “Erivan’da Başbakan Nikol Paşinyan, Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan ve Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Armen Grigoryan ile görüşmelerden sonra, NATO-Ermenistan işbirliğini ve bölgesel güvenlik dinamiklerini, özellikle Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki barış sürecinin mevcut durumun ait tartışmanın iyi geçtiğini” söyledi. https://news.am/eng/news/761598.html

4. Ermenistan, BM Mahkemesinden Azerbaycan’a “Laçin koridorunu açma emri vermesini” istedi… Ermenistan Çarşamba günü BM’nin üst mahkemesinden, Ermenistan’ı Artsakh’a bağlayan Laçin’ deki ablukayı geri çekmesi için Azerbaycan’a çağrıda bulundu. Ermenistan, Uluslararası Adalet Divanı Tüzüğü’nün 76. Maddesine atıfta bulunarak, Mahkeme’den, Uluslararası Sözleşme’nin Uygulanmasına ilişkin davada 22 Şubat 2023 tarihli geçici tedbirler kararını değiştirmesini istemiştir. https://tr.armradio.am/2023/05/25/armenia-asks-un-court-to-order-azerbaijan-to-open-the-lachin-corridor/

5. Ermenistan, Azerbaycan’ın Karabağ’ daki arazinin 86,6 bin kilometrekaresini tanıyor ve Azerbaycan’ın da Ermenistan’ın 29,8 bin kilometrekaresini tanımasını bekliyor… Ermenistan, Brüksel’de kaydedilen ve buna göre Azerbaycan’ın 86,6 bin kilometrekaresini tanıdığı anlaşmayı yeniden teyit ediyor ve Azerbaycan’ın da Ermenistan’ın 29,8 bin kilometrekaresini tanıdığını yeniden teyit etmesini bekliyor.
https://tr.armradio.am/2023/05/25/ermenistan-azerbaycanin-866-bin-kilometrekaresini-taniyor-ve-azerbaycanin-da-ermenistanin-298-bin-kilometrekaresini-tanimasini-bekliyor/

6. USAID, Dağlık Karabağ’daki durumun büyük endişe kaynağı olmaya devam ettiğini söylüyor… Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID), Dağlık Karabağ’daki durumu “büyük endişe verici” olarak nitelendirdi. “Dağlık Karabağ bölgesindeki durum endişe verici olmaya devam ediyor. Amerika Birleşik Devletleri Avrupa ve Avrasya Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) Başkan Yardımcısı Erin Elizabeth McKee, Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesinde bir Alt Komite Duruşmasında, “Laçin Koridoru’nun bloke edilmesi, Dağlık Karabağ’daki sivillerin temel hizmetlere, tıbbi tedaviye ve temel ihtiyaç maddelerine erişimini kaybetmesine veya bunlara erişiminin azalmasına neden olduğunu” söyledi. https://www.armenpress.am/eng/news/1111641.html

7. ABD, Laçin Koridoru’nun ticari ve özel araçlar için açılması gerektiğini yineledi… ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya İşleri Bürosu Baş Müsteşar Yardımcısı Dereck Hogan, Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’ndeki bir Alt Komite Duruşmasında, ABD’nin Mayıs ayı başlarında Washington’da yaptıkları dışişleri bakanları görüşmelerinde Ermenistan ve Azerbaycan’a bir dizi öneride bulunduğunu söyledi; “Barış süreci ilerliyor. Sekreter Blinken, iki dışişleri bakanını Mayıs ayı başlarında, örneğin sınır boyunca kuvvetlerin uzaklaştırılması, anlaşmaya varmaya çalıştığımız anlaşmadaki ihtilaf çözüm mekanizması, haklar ve Dağlık Karabağ’daki etnik Ermenilerin güvenliği üzerinde çalıştığımız sorunların çoğu bunlar” dedi. https://massispost.com/2023/05/us-reiterates-the-need-for-opening-of-lachin-corridor-for-commercial-and-private-vehicles/

8. 21. Yüzyılda Soykırım Eğitimi Özel Sayısı… Ermeni Haftalık Nisan 2023 özel sayısı, soykırım eğitimini okul müfredatına sokmak ve özellikle Ermeniceyi dahil etmek için dünya çapında yapılan çalışmaların bir kanıtıdır. Bu çalışmalarda soykırım araştırmaları, eğitim materyalleri ve pedagojinin süregelen analizi ve iyileştirilmesiyle birlikte genişlemeye devam ediyor. Hayatta kalanların görgü tanıklarının ifadeleri soykırım araştırmalarına düzenli olarak dahil ediliyor ve hem silahlı hem de silahsız direniş hikayeleri önemli eklemeler haline getiriliyor. Ermeni <sözde> soykırımı eğitim materyalleri hızla arttı ve topluluklarımızın tabandan gelen çabaları ülke geneline ve ötesine yayıldıkça daha fazla devlet soykırım eğitimini bir gereklilik haline getirdi.. https://armenianweekly.com/2023/05/24/genocide-education-for-the-21st-people-special-issue/

9. Moskova’dan ne beklenmeli?… Ermenistan ve Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’ın statüsüyle ilgili olarak ne üzerinde anlaşacakları hiç önemli değil. Çünkü Moskova’nın Güney Kafkasya bölgesinde ilerlemek için kendi çıkarları var. Moskova bir kez Gürcistan’ı kaybettiyse ve kuvvetlerini oradan geri çektiyse, bunun Ermenistan örneğinde ve teknik olarak Azerbaycan’da da olacağı anlamına gelmez. Moskova’nın tavrı şu şekilde karakterize edilebilir: “Artsakh’ın geleceği konusunda her konuda hemfikir olabilirsiniz ama bizim bölgede ele alınması gereken çıkarlarımız var ve bunlardan vazgeçmeyeceğiz.” Moskova, Batı’nın politikasının Rusya’yı Güney Kafkasya bölgesinin dışına itmek olduğunu çok iyi anlıyor ve Moskova doğal olarak bunun olmasını önlemek için her şeyi yapacak. Bu, SSCB’nin dağılmasından bu yana süregelen çok normal bir jeopolitik mücadeledir. https://mirrorspectator.com/2023/05/23/what-to-expect-from-moscow/

10. Avim Bülteninde “Avukat Bruce Fein’ın tarihi ve hukuki gerçeğe yönelik mektubu” başlıklı bir yorum yer alıyor. B. Fein, FEYM Grubu’nun ABD’ deki kardeş Türk STK’ sı TADA’ (Türkiye İftiraya Karşı İttifak) nın Hukuk Danışmanı olup daha önce Başkan Reagan’ın danışmanı idi) soykırım iddialarına karşı yayımları ile halkımız tarafından da iyi tanınmaktadır. Yorumun özeti şöyle; “ Bruce Fein, 24 Nisan 2023’te ABD kongre üyelerine hitaben yazdığı bir mektupta, görevdeki ABD Başkanı Joe Biden’ın olaylara ilişkin yaptığı açıklamayı eleştirdi. Fein’e göre, “Joe Biden’ın açıklaması, Zion Yaşlılarının Anti-Semitik Protokolleri veya sahte Konstantin Bağışı ile aynı hakikat ilişkisini taşıyor. Bu hiç de şaşırtıcı değil. Çünkü, Mr. Biden’ın açıklaması Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA) tarafından satın alındı ve bedeli ödendi. Ayrıca ANCA, Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları ve Ermenistan’ın Kurtuluşu için Ermeni Gizli Ordusu gibi terör örgütlerini yüceltmektedir…. Ve 1915 olaylarının Ermeni versiyonu, tam da ANCA’nın zengin desteği ve onların satın alınan siyasi dalkavukları nedeniyle varlığını sürdürüyor. Fein’e göre “Başkan Joe Biden’ın bu kadar alçalmış olması içler acısı ve aşağılık bir durum çünkü böyle bir eylem “adaleti kutsadığını iddia eden ABD Başkanından değil, ancak despotik yöneticilerden beklenebilir” diyor… https://avimbulten.org/en/Yorum/LETTER-BY-ATTORNEY-BRUCE-FEIN-IN-THE-INTEREST-OF-TARİHİ-VE-YASAL-GERÇEĞİ
Posted in FEYM GRUBU ÇALIŞMALARI | Leave a comment

BİLİM BİLİŞİM * YAPAY ZEKA İÇİN UYARI

YAPAY ZEKA İÇİN UYARI

T24 – 24 Mayıs 2023

ChatGPT yapay zeka yazılımının üreticisi OpenAI yöneticileri, “süper zeki” yapay zeka uygulamaları için regülasyon gerektiğini söyledi. Yöneticiler, insanlığı tehdit etme riskine karşı yapay zeka için de Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na eş değer bir kurum oluşturulması gerektiğini savundu.


The Guardian’da yer alan habere göre, OpenAI internet sitesinde yapılan paylaşımda kurucular Greg Brockman, Ilya Sutkkever ve CEO Sam Altman, yapay zekanın incelenmesi, güvenlik standartlarına uygunluğunun test edilmesi ve gerekli kısıtlamaların uygulanması için regülasyon çağrısında bulundu. OpenAI yöneticileri, söz konusu sistemlerin aksi takdirde insanlık için “varoluşsal sorunlar” doğurabileceğini söyledi.
Açıklamada, “süper zekânın” bu zamana kadar insanlığın geliştirdiği bütün teknolojilerden daha güçlü olmasının beklendiğini söyleyerek şöyle ekledi: “Dramatik derecede daha zengin bir gelecek sahibi olabiliriz ancak bu noktaya ulaşmak için bir riski yönetmemiz gerekiyor. Varoluşsal bir riski göze aldığımızda pasif davranamayız.”
OpenAI yöneticileri kısa vadeli önlem olarak yapay zeka araştırmaları yapan şirketler arasında bir derece koordinasyon sağlanmasını önerdi.
Yapay zekanın getirilerinden faydalanırken risklerin yönetilmesini öneren yöneticiler, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu benzeri bir oluşum da önerdi.
Posted in Bilim ve Teknoloji, BİLİŞİM - İNTERNET - | Leave a comment

ERDOĞAN CUMHURİYETİ

ERDOĞAN CUMHURİYETİ

Rıfat Serdaroğlu: 25 Mayıs 2023

Emperyalist devletlerin tamamına karşı can vererek yapılan ölümüne bir mücadelenin sonunda kurulan, adına da “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” denen bu ülkede, 2023 yılının Mayıs ayında;


-Bağımsız Yargı vardır, diyenin!
-Anayasa’ya herkes uymaktadır, uymayan cezalandırılır, diyenin!
-Devleti yönetenler bilgili, tarafsız ve dürüst kişilerdir, diyenin!
-Kuvvetler Ayrılığı ilkesi geçerlidir, diyenin!
-Özgür ve bağımsız basın vardır, diyenin!
-Özgür Üniversite ve ülkesini seven bilim insanları vardır, diyenin!
-Sınır güvenliğimiz vardır, diyenin!
-Örgütlü toplum vardır, diyenin!
-Can ve mal emniyeti vardır, diyenin!
-İnsana ve çevreye saygı vardır, diyenin!
-Partiler, bütün ahlaki değerlere ve geleneklerimize sahip çıkıyor, diyenin
Aklından, imanından, vatanseverliğinden şüphe etmek gerekir…
Cumhuriyet kurulduğundan bu yana “MİLLET” olmak, ülkede yaşayan insanlarımızı bir arada tutmak mücadelesi veriliyor. Başarılı olundu mu? Hiç sanmıyorum! Özellikle AKP’nin 21 yıllık iktidarının sonucu, ülkemiz paramparça edildi. Hem de bilerek ve planlayarak…
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türk Milletinin, Demokrasinin tüm kurumlarının ve dünyanın gözü önünde “Erdoğan Cumhuriyetine” dönüştürüldü! Çivisi çıktı deyimi vardır ya, işte aynen öyle oldu!
Dinciler-Lâikçiler-Kürtçüler-Avantacılar-Mandacılar-Federasyoncular-İslam Devleti savunanlar-Etnik kimlikçiler gibi ne kadar ayrık otu varsa hepsi birden ortaya çıkıp AKP desteğiyle Cumhuriyete saldırdılar. Devleti soyanlar, dindar-namuslu insanlar sayıldı, kapitalistler ise sosyalist oldu!
Erdoğan’ın dindar-dürüst Cumhurbaşkanı olduğunu(!) öğrendik. Söyledikleri gibi acayip, karışık, ahlaki değerleri alt üst olmuş bir ülke olduk. Bizler eskiden komşumuzun etnik kökeni nedir, dini nedir, mezhebi nedir bilmezdik, sormayı ayıp sayardık. Aradığımız tek şey iyi insan ve dost olup olmadıkları idi. Şimdiki halimize bakınca AKP yönetimlerinin 21 senede Türkiye’yi ne hale getirdiğini çok net olarak görebiliyoruz. Kimsenin diğerine güveni kalmadı…
Yazıyı bağlayalım;
Türkiye bu çamur girdabından çok yakın zamanda çıkacak ve gerçekleri gören Türk Milleti, kendi milli iktidarını kuracak. Bundan hiçbir zaman, gram şüphem olmadı.
İşte o zaman, insanların mallarına mülklerine haksız, kanunsuz olarak el koyma emrini veren ve uygulayanlara, hem hesap sorulacak hem de hukuk çerçevesinde davranacak bir iktidar kurulacaktır.
Hele şu 28 Mayıs’ı bir geçelim de, değerlendirmelerimizi sunarız…
Sağlık ve başarı dileklerimle
Posted in Politika ve Gundem, Rifat SERDAROĞLU yazıları | Leave a comment