RÜZGARLA SAVRULAN POLİTİKALAR * İktidar, ‘Körfez-Karadeniz hattında’ yeni bir role mi soyunuyor?

Erol Manisalı – 14 Aralık 2021 Salı
erolmanisa@yahoo.com

İktidar, ‘Körfez-Karadeniz hattında’
yeni bir role mi soyunuyor?


AKP iktidarı (ve Erdoğan) Doğu Akdeniz – Körfez – Karadeniz üçgeninde, ilginç bazı gelişmelere dört elle sarılmış durumda:

1) Artık İsrail’e çok sıcak bakıyor: “One minute”ten 180 derece farklı bir çizgide.

2) Körfez’de Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile inanılmaz angajmanlara girişmiş. Can damarımızı oluşturan tesisler satılıyor.

3) İstanbul Kanalı ile başlatmak istediği proje ile Montrö’nün sulandırılması: Karadeniz Havzası’nda ABD’nin desteklediği Ukrayna ile yoğun ilişkileri var: hem de Rusya’nın rahatsızlığına karşın ABD’yi çok sevindiren gelişmeler oluyor.

4) Doğu Akdeniz’de “gevşeme”, geri çekilme: hem de ABD şirketleri Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi ile güçlü uluslararası anlaşmalar yaparken.

5) Yunanistan’ın Ege’deki 18 adayı işgal etmesi, Dedeağaç’ta Karadeniz ve Ege odaklı ABD üsleri kurması ertesinde.

İktidarın İsrail, Katar, BAE ile ilişkileri ve İstanbul Kanalı, birbirlerini tamamlayan gelişmelerdir. Bunlara ABD’nin, son aylarda Suriye’deki ayrılıkçı güçlere (YPG) yeni stratejik askeri yardımlarını da ekleyelim. İki yıl önce, “ABD bölgeden çekiliyor” görüşünü savunanlara şiddetle itiraz etmiştim. ABD, Doğu Akdeniz’e, Körfez ve Karadeniz’e daha güçlü bir biçimde geliyor. Biden’ın Rusya’yı izole etme ve Çin’in yolunu kesme stratejisi bunu gerektiriyor.

Öyle anlaşılıyor ki AKP yönetimi de bunun bir parçası olmak niyetinde. Yeni durum, eski BOP’un bir uzantısı niteliğini taşıyor.

‘İKTİDARA ETKİSİ’ NE OLA Kİ!

Akla gelen olasılıklar şunlar:

1) Yeni seçimler yaklaşırken, iyice zayıflayan “iktidarda kalma olasılığını bu sayede sağlamak”. Özellikle de ABD’nin bölgedeki stratejik ortağı İsrail üzerinden destek almak istiyor.

2) Siyasal İslamcı politikaya uygun olarak, bölgedeki Arap Emirlikleri ve aileleri ile stratejik ekonomik köprüler kurmak. Bu arada Türkiye’de iyice bozulan ekonomik durum için “varlıkları satarak seçim öncesi gelir sağlamak”.

Girişte belirttiğim gibi Körfez’den Karadeniz’e, ABD’nin yeni politikası içinde yer almak, aynen 10 yıl önce, BOP’u özümserken dedikleri gibi: bugün de Körfez – Karadeniz hattında ABD politikalarının bir parçası olmak, çizginin değişmediğinin kanıtıdır. ABD – siyasal İslam işbirliği hiç aksamadan sürüyor: aynen Osmanlı’nın çöküş sürecinde olduğu gibi.

Katar, BAE mi? Onlar zaten bölgedeki ABD – İngiliz ortaklığının cici çocukları: Pentagon, CIA, Londra Borsası üçgeninde yer alan maşalar. Katar “devleti” mi? Bakırköy ilçemizden küçük, on kişiden sekizinin yabancılardan oluştuğu: ABD’nin dünyadaki en büyük askeri üssünün işgali altında bir kurgu devletçik, bir aile ve kabile devleti. Bizim polisin de orada görev almasını hiç yadırgamadım. Hollanda ya da Danimarka’ya gidecek değillerdi herhalde…

Biz bir taraftan doktorlarımızı, en değerli yetişmiş öğrencilerimizi Avrupa’ya “ihraç ederken” polisimizi de Katar’a gönderiyoruz, bunda şaşacak ne var ki…


https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/erol-manisali/iktidar-korfez-karadeniz-hattinda-yeni-bir-role-mi-soyunuyor-1892493

This entry was posted in DIŞ POLİTİKA, Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *