PERDE ARKASI * ALMANYA’DA ZİRAAT BANKASINA BÜYÜK YAPTIRIMLAR * ABD’de Halkbank, Almanya’da Ziraat: Kamu bankalarının ‘itibar iflası’

ABD’de Halkbank, Almanya’da Ziraat:
Kamu bankalarının ‘itibar iflası’

Zülfikar Doğan – Ağu 29 2021


ABD Hazinesi’nin Halkbank ile ilgili açılan davada gündeme getirdiği iddialar ardından dava sürecinin nasıl şekilleneceği merak edilirken, Almanya’da bankacılık otoritesinin Ziraat Bankası ile ilgili aldığı ağır yaptırım kararları, uluslararası alanda Türk bankacılık sektörü ve kamu bankalarının saygınlığı açısından tehlike sinyalleri veriyor.

2018’de geçilen yeni yönetim sistemiyle birlikte tüm Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) ve kamu taşınmazlarının yanı sıra kamu bankalarının hepsi Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın yönetim kurulu başkanlığını üstlendiği Türkiye Varlık Fonu A.Ş. (TVF) çatısı altında toplanmıştı.

Türkiye’de İslami ilkelere uygun, kâr payı paylaşımı esasına dayalı faizsiz katılım bankacılığının güçlendirilmesi için alınan kararlar doğrultusunda, kamu bankaları yeni katılım bankaları kurdu.

Önceki yıl Vakıflara ait çoğunluk hissesi Hazineye devredilerek kamu bankası konumuna getirilen Vakıflar Bankası, Vakıf Katılım’ı, Ziraat Bankası Ziraat Katılım’ı ve yıllar önce tasfiyesi kararlaştırılarak kapatıldıktan sonra yeniden açılan Emlak Kredi Bankası ise Emlak Katılım’ı kurarak İslami bankacılık sektörüne girdi.

Kamu bankaları AKP döneminde tamamıyla iktidar kontrolüne alındı. Kaynakları iktidarın seçim ve siyasi politikaları, seçim dönemlerinde oy amaçlı kredi kampanyaları vb. için kullanılarak büyük ölçüde içleri boşaltıldı.

Hazinenin büyük hissedarı ya da tamamına sahip olduğu kamu bankalarının düşük faizli kredi kampanyaları için seçim ve referandumlar öncesinde sık sık devreye sokulması mali bünyelerini zayıflattı; öz kaynaklarının erimesine ve yeni sermaye ihtiyaçları yanında görev zararlarının da artmasına neden oldu.

Bu açıkları kapatmakla yükümlü hazinenin kamu bankalarına on milyarlarca lira kaynak aktarması da yetersiz kalınca, İşsizlik Sigortası Fonu (İSF) kaynaklarından kamu bankalarına para aktarılarak sermaye açıkları kapatıldı.

İktidar sık sık ekonominin daraldığı, büyüme hızının düştüğü dönemlerde kamu bankaları öncülüğünde düşük faizli, uzun vadeli, en az 6 ay ya da bir yıl geri ödemesiz kredi kampanyaları açarak konut, otomobil, beyaz eşya, tatil, mobilya, ihtiyaç kredisi dağıtarak kısa süreli de olsa ekonomiyi canlandırma, dönemsel büyümeyi yukarı çekme uygulamalarına yöneldi.

Bunun yanı sıra iktidara yakın müteahhitlere, medya gruplarına, gayrimenkul şirketlerine, kamu bankalarından milyarlarca lira ya da dolar-euro tutarında düşük faizli TL ve döviz kredileri verilerek büyük çaplı kaynaklar aktarıldı.

Sonrasında büyük bölümü geri ödenmeyen, ertelenen ya da yeniden yapılandırılarak vadeleri uzatılan krediler ‘ticari sır’ gerekçesiyle kamuoyundan gizlendi.

Son olarak 24 Haziran 2018’deki Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri öncesinde Nisan 2018’deki dev medya operasyonuyla Doğan Medya’yı satın alan Demirören Grubu’na Ziraat Bankası’ndan verilen 750 milyon dolarlık kredinin vadesi geldiği halde üç yıldır geri ödenmediği iddiaları ortaya atıldı.

Banka yönetimi ve bankanın sahibi Hazine-Maliye bakanlığı, TBMM’de bu konudaki soru önergelerine ‘Ticari sır-bankacılık sırrı-müşteri sırrı’ gerekçesiyle yanıt vermedi.

İstanbul Havaalanı ve Kuzey Marmara Otoyolu projesini üstlenen iktidar müteahhitlerinin proje için kullandığı 4,5 milyar Euro tutarındaki kredi için oluşturulan bankalar konsorsiyumunda da yine kamu bankaları Ziraat, Halk ve Vakıfbank en büyük payla yer aldı.

İktidarın ‘devletin cebinden bir kuruş bile çıkmadı’ diyerek savunduğu Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) kapsamındaki milyarlarca dolar-euro ya da TL’lik finansmanların da büyük bölümü kamu bankaları tarafından üstleniyor, bu kredilerin geri ödenmesinde de iktidara yakın borçlu şirketlere çok büyük esneklikler, kolaylıklar sağlanıyor.

Tüm bu süreçlerin getirdiği noktada kamu bankalarının içi boşalıyor, dönem kârları hızla geriliyor, zararları da olağanüstü boyutlara ulaşıyor.

Buna bağlı olarak da kamu bankalarının ana sermayedarı hazine üzerindeki yükleri katlanarak artıyor.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) verilerine göre özel mevduat bankaları kârlarını artırırken, geçen yılın ilk beş aylık döneminde 9 milyar 579 milyon TL olan kamu mevduat bankalarının net dönem kârı ise 2021 yılının aynı döneminde yüzde 92,6 düşüşle 709 milyon TL’ye geriledi.

İçeride kârları azalan, zararları ve hazineye yükleri büyüyen kamu bankaları, uluslararası alanda da hızla kaynak ve itibar kaybediyor.

17-25 Aralık 2013’te patlak veren rüşvet ve yolsuzluk olayları sonrası açılan davalarda, dönemin Halkbank Genel Müdürü de tutuklanmıştı. Türkiye-İran arasındaki altın karşılığı petrol ticareti operasyonlarının parasal organizasyonlarına Halkbank’ın aracılık ettiği ve ABD’nin İran’a yönelik ambargosunun usulsüz banka işlemleriyle delindiği iddiaları üzerine, ABD Hazinesi Halkbank’a karşı dava açmıştı.

Yolsuzluk ve rüşvet iddialarının odağında olduğu ve siyasilerle, banka yönetimiyle iş birliği halinde, yaptırımları delme amaçlı milyarlarca dolarlık para trafiğini organize ettiği belirtilen Reza Zarrab ABD’de tutuklandı.

Zarrab’ın savcılıkla anlaşıp itirafçı olması sonrası, Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla, ABD’de tutuklanıp yargılanarak 32 ay hapis yattıktan sonra Türkiye’ye döndü. ABD’de New York Mahkemesi’nde Halkbank aleyhine açılan davada jürili duruşma süreci ise COVID-19 salgını nedeniyle ertelendi.

Bu davadan Halkbank aleyhine yüklü para cezasına hükmedilebileceği iddiaları öne çıkarken, bu kez de Türkiye’nin en büyük bankası hem de kamu bankası olan Ziraat Bankası’nın Almanya’da faaliyet gösteren bankası Ziraat International AG için, Alman bankacılık denetleme otoritesi BaFin tarafından iki ay önce usulsüzlük, kayıt dışılık, bankacılık kurallarına aykırı işlemler vb. gerekçesiyle soruşturma başlatıldı.

Denetleme ve incelemelerini sonuçlandıran BaFin’in resmi web sayfasında 26 Ağustos’ta yapılan açıklamada, isim verilmeksizin Ziraat International AG’ye bugüne kadarki en ağır para cezası, mevduat toplama ve kredi kısıtlamaları uygulamaya konuldu.

Kararla, bankaya Türkiye’ye kaynak aktarma ve ipotek karşılığı kredi verme sınırlamaları getirildi.

Yaptırımlarla eli kolu bağlanan Ziraat International AG, iki ülke ilişkilerinin siyasi ve ekonomik açıdan zedelenmemesi için resmi olarak Almanya’da bankacılık yapmaktan menedilmese de fiilen bankacılık yapamaz duruma geldi.

Ziraat Türkiye’den görevlendirilen 4 genel müdür adayının ‘bankacılık alanında yetersizlik-deneyimsizlik-liyakatsizlik’ gerekçesiyle BaFin tarafından reddedildiği duyuruldu. Böylece Berlin, Duisburg, Frankfurt, Hamburg, Hannover, Köln ve Münih’te şubeleri bulunan Ziraat International AG başsız kaldı.

Kamu bankalarının siyasi talimatla, büyük bölümü kayıt dışı olduğu öne sürülen banka kayıtlarında çok ciddi tutarsızlıklar ve belirsiz para aktarımları saptandığı dile getirilen işlemler sonrası içine düşürüldüğü durum, kara para aklama ve kaynağı belirsiz para trafiğine aracılık etme iddialarını da içeriyor.

Türkiye’de BDDK’nın da aralarında yer aldığı özerk düzenleme ve denetleme kurullarının iktidarın kontrolüne girmesi, fonksiyonlarını yerine getirememesi, tek kişinin talimatlarına bağlı sistemle kuralsızlığın egemen olmasına karşılık, ABD ve Almanya’da bankacılık otoritelerinin Halkbank ve Ziraat’e ilişkin soruşturma, dava, yaptırım, ceza ve kısıtlama kararları alması kamu bankalarını ve Türk bankacılık sektörünü de itibarsızlaştırıyor.

Ortaya çıkan itibar kaybı ve güven erozyonu, uluslararası piyasalardan dış kaynak bulunmasını, sendikasyon kredilerinin yenilenmesi ve çevrilebilmesini, çok daha zor ve yüksek maliyetli bir hale getiriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonominin şahlandığını, döviz rezervlerinin yükselişe geçtiğini iddia ettiği bir aşamada BaFin’in Ziraat Bankası’na dönük ağır maliyetli kararları ve sonucu endişeyle beklenen ABD’deki Halkbank davası, gerçek durumun söylenenlerin tam tersi olduğunu gösteriyor.


https://ahvalnews-com.cdn.ampproject.org/c/s/ahvalnews.com/tr/kamu-bankalari/abdde-halkbank-almanyada-ziraat-kamu-bankalarinin-itibar-iflasi?amp

This entry was posted in Ekonomi, PERDE ARKASI, YOLSUZLUKLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *