ABD EMPERYALİZMİ * BOP PERDE 2; TÜRKİYE’NİN SURİYE’Lİ, AFGAN’LI GÖÇMENLER TARAFINDAN İŞGAL EDİLMESİ

TÜRK BAHARINA HAZIR OLUN

Zahide UÇAR


Ülke yanıyor. Ormanlarımız bütün canlarıyla yanıyor. Marmaris bitti. Manavgat bitti. İnsanlar yanmış evlerinin yanından ayrılmıyor. Hayvanlar, börtü-böcek, ağaçlar, otlar yandı. Acımız başka tehlikeleri unutturmasın. Her gün sınırımızdan 1500(sadece erkek) Afganlı giriyor. 20-40 yaş arası milis güçler.

Afganistan önce Rusya’nın işgaline uğradı. Rusya pes edip çekilince Amerika işgal etti. Ortaçağ’dan fırlayıp gelen Taliban ülke insanına kan kusturdu. İnsanlıklarını unutturdu. … Kadınların ve kızların dışarı çıkmasını, okumasını yasaklarken, uyuşturucu ticareti yapan Taliban… Perşembe günü silahları çatıp erkeklerle gerdeğe giren, Cuma günü abdest alıp Cuma namazına giden Taliban… AKP Genel Başkanının; “Türkiye onunla ters bir yanı yok” dediği İşte bu Taliban(!) Yıllarca Taliban, Amerika arasında kalan ve milletleşememiş bir yığından sağlıklı insan çıkmaz. Cahil, travmalı, ABD ile çalışmış bu yığını sürüyü sürer gibi Türkiye’ye sürüyorlar. Sorgusuz-sualsiz de içeri alınıyor. Türkiye’nin her tarafına dağıtılıyor. Aldığımız sağlam duyuma göre ABD bunların ailelerine maaş ödüyor. Bu milis güçler de ailesini rahatça geride bırakarak ABD adına ülkemize geliyor.

Hatırlayın! Suriye ve Libya’ya da yüzlerce terörist böyle sokuldu. Onlar iç karışıklık çıkarıp kalkışmayı örgütledi. Bunun adı da Arap Baharı(!) oldu. AKP bu ülkelerin terörize edilmesinde rol aldı. Kaddafi’nin katilleri Türkiye’de 4 yıldızlı otellerde ağırlandı. Tedavi edildi. Şimdi aynı oyun ülkemize oynanıyor. PKK, El KAİDE, sürekli isim değiştiren Suriye’nin teröristleri içeride. Dokuz Milyon Suriyeli içinde ne kadar El Muhaberat ajanı olduğunu bilmiyoruz. İstanbul’da bütün semtlerin kağıdını Suriyeliler topluyormuş. Güvenlik ile ilgili her birim bilir ki, bütün mahallelerin kağıtları toplanırken, sokak sokak da rapor tutulur. İstihbarat sağlanır.

Ormanlarımızı yakan PKK’ya eğitimi Yunan ajanı Savvas Kalenderidis verdi. Bu yangınların tek sahibi PKK değil! Bizim aldığımız duyumlara göre PKK’nın yanında iki grup daha var. PKK yaktı demiyorlar diye bir kesimi suçlayan yandaş basın, 3 grup caninin birini açıklarken ikisini saklıyor. Neden? Sorgulayın! İkisinin tepesinde ABD var. Birinin tepesinde El Muhaberat olabilir.

Jandarma uzaktan yüz taraması yaptığında bir kişinin bütün suç dosyasını veren bir sistem kurmuştu. Öğrendiğime göre şimdi bu sistem kullanılmıyor. Sadece havaalanlarında kullanılıyor. Ne garip. Türk Milleti adeta ateşin ortasına atılmış gibi değil mi?

Türkiye terörize edilmiştir. Yangınlarla gıda üretiminde başat rol oynayan illerimiz yakılarak ekonomi açısından da bir darbe vurulduğu açıktır. Ülkemiz iç çatışmaya hazır hale gelmiştir. İkinci olay ABD’nin Yunanistan’da kurduğu üstler kimi hedef alıyor. Size ABD’nin Dedeağaç’taki silahlanma envanterini çıkarayım. Okuyun ve uzun uzun düşünün!

Haziran ayında 110 adet Balack Hawk helikopter. 25 adet Apache helikopter. 10 Adet Chinook helikopter. 1800 askeri araç. Temmuz ayında ise; ARC Endurance isimli kargo gemisiyle TexasBeaumont’tan 400 adet M1A2 Abrams Tank. M117 zırhlı araç. M2 A2 Zırhlı muharebe aracı. 20 Bin asker. Ayrıca bütün Ege Denizini tarayacak radar sistemi kurdular. Helikopterleri Dedeağaç Dimokritos Havaalanı’na yerleştirdiler.

Merkez hava üssü olarak bu havalimanı kullanılacak. Yunanistan, Girit, Güney Kıbrıs’tan İsrail’e kadar açık kalmayacak şekilde kanat oluşturup kuşatıyorlar. Dedeağaç ile birlikte Kavala, Selanik, Larisa, Stefanoviç, Girit üslerine de yığanak yapılıyor. Mart ayında Girit açıklarına gelen Eisenhower uçak gemisi, 22 savaş gemisi, denizaltılar ve beş binden fazla asker bu bölgede yerleşti. Fransa’dan 18 adet Rafele savaş uçağı alıyorlar. İlkini teslim aldılar.

Fransa’nın Yunanistan’a gemi ve savaş uçağı hibe ediyor. Amerika Defender Europe 2021 tatbikatı bahanesiyle getirdiği birçok tank, helikopter, gemi ve zırhlı araçla birlikte silah ve mühimmat hibe ediyor(!)..

Peki Yunanistan nasıl silahlanıyor? Bu envantere de bakalım:
Midilli Adası: 1 Mekanize Tümeni , havaalanı ve savaş uçakları..
Limni Adası’na: 1 Mekanize Tugayı , havaalanı ve savaş uçakları..
Rodos Adası’na: 1 Mekanize Tugayı , havaalanı ve savaş uçakları..
İstanköy Adası’na: 1 Mekanize Tugayı , havaalanı ve savaş uçakları..
Sakız Adası’na: 1 Mekanize Tugayı , havaalanı ve savaş uçakları..
Sisam Adası’na: 1 Mekanize Tugayı..
Taşoz Adası’na: 1 Alay..
Semendirek Adası’na: Bir Alay…
Lipsi Adası’na: Bir Alay…
Kelemez Adası’na: 1 Alay, havaalanı ve savaş uçakları..
Kos Adası’na: 1 Alay, havaalanı ve savaş uçakları için lojistik ve mühimmat depoları…
Ahikerya Adası’na: 1 Alay. Eski havaalanı modernize edildi.
İleriye Adası’na: 1 Tabur…
Batnoz Adası’na: 1 Tabur..
İncirli Adası’na: 1 Alay, havaalanı, savaş uçakları ve Chinok helikopterler…
Kerpe Adası’na: 1 Alay, savaş uçakları..
Bozbaba Adası’na: 1 Tabur…
İspara Adası’na: 1 Tabur…
İstanbulya Adası’na: 1 Tabur…
Meis Adası’na: 1 Tabur…
Sömbeki Adası’na: 1 Tabur..

Küçük adalara da karakol seviyesinde askeri birlikler konuşlandırıldı. Sahi, Ordumuzun Yunanistan ile savaş projesi de kozmik odadan alınıp aynı gün Yunanistan’a servis edilmişti değil mi?

AKP Lozan’ı neden hep kötüler? Şu tabloyu görünce, kötülemeyip de ne yapsın demek lazım. Lozan iyi dese, Lozan Antlaşmasını ihlal eden bu silahlanmaya karşı çıkması, uluslar arası antlaşmalardan doğan haklarına sahip çıkması gerekir değil mi? Zor iş… Hele onca dosyalar birilerinin elinde olunca. Kolayı ne? Kolayı Lozan’ı karalayıp, ülkemizin Batısının ateş çemberiyle çevrilmesine izin vermektir. Onu yapıyorlar. “Biz Lozan’da kazanılan haklarımızı koruyamayız. Korumaya da zaten niyetimiz yok” diyemedikleri için, Lozan hezimettir iftirasını atıyorlar. İnsanın düşmanı bile mert olmalıdır! Mert düşman öğretir. Kahpesi sırtından vurur. Biz sırtımızdan vurulduk. ABD sınırımızda neden bu kadar yüklü bir silahlanmaya gidiyor?

Hatırlayalım! ABD 24 Temmuz 2002 yılında “BİN YILIN HESAPLAŞMASI” adıyla askeri tatbikat yapmıştı. Hedef ülke Türkiye idi… Parçaları birleştirirsek;

Sıra 22 ülkenin bölünmesini hedefleyen BOP’nin Türkiye kısmına gelmiş olmalı. Türk Baharı Türkiye yakılarak başlatıldı. Suriye, Libya, Irak ve diğerleri bize ders olmadı.
Gelen Afganlılar ABD’nin milis gücüdür. Türkiye’de iç çatışmada kullanılacak yeni yüzer-gezer Amerikan askerleridir. İç çatışma başlayınca Türkiye’ye “demokrasi götürme” planı devreye girer mi? Girer. Türkler savunmaya geçerse, bu milis güçler savunmayı bastırmada kullanılır mı? Kullanılır. Sahi, AKP Genel Başkanı NATO’yu Türkiye’ye davet ettiğinde; “Türkiye NATO toprağıdır” bile demişti değil mi?

Türk yurdunu cehenneme çevirecek Türk Baharı başladı. Türkiye’de Türkleri bitirme planı… Kendi ipimizi kendimiz kestik. Türk’e düşman kim varsa el verdik. Yol verdik. Ne ordu kendine sahip çıkabildi, ne bizler Ordumuza sahip çıktık. Yakılan cehennem ateşinde hepimizin bir parça odunu var. Susmak, itiraz etmemek, susmayanlara sahip çıkmamak…Hepsi ayrı bir suç zinciri..

Karar verelim: Ülkemize ve Türk varlığına sahip çıkacak mıyız? Yoksa yok edilişimize gözü kapalı koşacak mıyız?

Zahide UÇAR(04. 08.2021)


Sefa M. Yürükel – 10. August 2021
sefamyurukel65@gmail.com

TÜRKİYE’DE DEMOGRAFİ DEĞİŞTİRİLİRKEN GETİRİLEN
İSLAMCI FİGÜRANLAR, HAZIR STRATEJİK KITALAR MI OLACAK?

Türkiye’de ve ona yakın bölgede ki olaylar hızla yol alıp büyük demografik değişikliklere, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan gerginliklere yol açarken, bu durum Türkiye’de dahil tüm bölgede tüm güvenliğide doğrudan tehdit etmektedir.

Son 10 yıldır, Türkiye’ye Afganistan’dan, Suriye’den, Irak’tan, Mısır’dan, Tunus’dan, Somali’den ‘göçmen veya sığınmacı’ olarak getirilenler yada sürülenler, ABD’nin Ortadoğu, Kafkasya ve Orta Asya planlarının bir neticesi olarak, ABD’nin bu geniş coğrafyada kurguladığı bitmeyen emperyalist dinamik olan ABD planları ( kaos projeleri) çerçevesinde Türkiye’ye bilinçli olarak akıtılmaktadır.

Peki bu insanlar Türkiye’de geçici midir yoksa ABD ve RTE stratejisinde kalıcı stratejik kıtalar mı olacaklardır diye bir soru sorarsak, büyük oranda verilen cevaplar eğer kalıcı olacaklar olursa ki bugünlük öyle gözüküyor, o zamanda Türkiye’de Türk Milleti aleyhine ama ABD, ihvancılar ve RTE lehine büyük demografik değişiklikler olacağının da görülmesi gerekmektedir.

Biliyorsunuz, gittiğiniz yabancı ülkelerde kalmanın değişik yolları vardır. Bunlardan bazıları o ülke vatandaşı ile evlilik yolu, o ülkede çocuk yapma yolu ya da o ülkede doğma yoludur. Bu anlamda, örneğin

-Türkiye’ye Afganistan’dan ve Suriye’den getirilenler, kendini AKP’li ve tarikat müridi olarak tanımlayan kadınlarla bilindik islamcı meşhur kataloglar üzerinden, ümmetçilik ve din kardeşliği adı altında evlendirilip, ABD kurgulu mevcut ümmetçi ve ihvancı (islamcı) iktidar tarafından onlara bu anlamda stratejik Türk Vatandaşlığı kazandırılabilinir. Bu konuda islamcılar arasında işletilen pratiği ve meyillide unutmamak gerekir.

– Zaten Türkiye’ye getirilen milyonlarca Suriyeli arasındaki istatistiksel doğum oranı bugün itibarıyla ortalama olarak bir Türk vatandaşından daha fazla olduğu bilinmektedir. Suriye kökenliler Türkiye’de demografik olarak hızla çoğalmaktadır.

Türkiye’de doğan Suriye, Afganistan vs kökenlilerin Türk vatandaşlığını edinmesinde bu anlamda daha kolaydır. Bu da Türkiye’de ki demografide, özellikle bazı şehir ve bölgelerde büyük oransal değişimler yaratmaktadır. Bu gelişmenin adını doğru koymak gerekirse, Türkiye ümmet adı altında doğrudan ve sistemli bir şekilde, bir emperyalist proje ( yeni tür bir savaş) dahilinde RTE gibi bir işbirlikçi sayesinde ABD’nin stratejik bir planının gizli işgaline uğramaktadır.

Kısaca Türklüğe, Türk Devlet ve Milletine yönelik bu demografik hamle ABD’nin, ihvancı ve işbirlikçi RTE’nin Türkiye’de yeni bir demografik coğrafya kurma çalışması demektir.

Ve bu gelişmeler olumsuz yönde böyle devam ederse, ABD ve RTE tarafından da hedeflendiği gibi, bu durum Türk Milletinin bir 25 yıl içinde Türkiye coğrafyasında belki resmen değil ama fiilen lağvınıda doğrucaktır. Bu aynı zamanda binlerce yıldır üzerinde yaşadıkları, Vatan yaptıkları ve Türk Milletinin asıl unsuru olan Türklerin bu coğrafyada tekrar bir kavimler unsuru yapılması olacaktır.

Son 10 yıldır, ABD ve RTE desteği ve kışkırtmasıyla Suriye’de çıkartılan iç savaştan sonra, bölgedeki bu göç ve sığınma perspektifiyle atılan emperyalist adım, Türklere karşı ABD, ihvancı ve işbirlikçi RTE tarafından uygulanan ve demografi üzerinden yürütülen sinsi bir savaş olarak ele alınmalıdır.

ABD ve RTE demografiyi, arşivlere bakarsak zaten, Türkiye’de büyük ölçüde demografiyi değiştirecek bu sinsi adımı stratejik olarak kendi planları çerçevesinde sadece şimdi değil son on yıldır çoktan atmıştır. Şu anda, ABD ve RTE’nin Türkiye’de yapılmasını istedikleri bu demografik değişiklik planını, görevin talibi olan Türkiye’de ki iktidar, Türkiye’de çok yönlü olarak uygulanmaktadır ve yavaş yavaşta bu konuda ABD ve RTE lehine neticelerde alma aşamasındadır.

Bu nedenle, bugünden başlayarak önümüzdeki 25 yıl içinde, eğer Türk Devleti ve Milleti içinden bir başka güç çıkmaz ve bu kötü gidişi durdurmaz ise, Türkiye’de ABD kurgulu olarak hızla devam eden bu demografik gelişme bir şekilde sadece Türkiye’yi değil, tüm bölgeyi etkileyecek ve sarsacak bir biçimde büyük bir stratejik değişiklik yaratabilir.

Bu demografik değişiklikteki ( savaşta) ABD ve RTE planındaki esas olan tehlike ise, bunlar tarafından atılan bu adımların sadece bugüne göre değil geleceğe de dönük olarak ve belli bir süreklilik arzu edilerek, kontrol edilerek, sistemli bir şekilde yürütülmek istenmesidir.

Yani burada çok tehlikeli bir devamlılık söz konusudur.

Çünkü ABD’nin emrindeki RTE’ye ve ABD’ye kısa, orta ve uzun vadede, 14 Temmuz ABD ve RTE Brüksel gizli anlaşmasından dolayı, Türkiye ve bölgede kullanılacak olan ve bu nedenle son günlerde Afganistan’dan Türkiye’ye yerleştirilen, Suriye’de ki ABD ve RTE’ci islamcıları da takviye eden hazır, çok işlevli ve kalıcı kıtalar (stratejik Türk vatandaşlıkları yaratarak) lazımdır.

Tüm bu nedenlerle, bu konuda önümüzdeki yakın süreçte, Halk arasında da büyük bir depresyon beklenebilinir. Bir şekilde RTE ve onun karşıtlarının yanlıları arasında bir İç savaşta çıkabilir.

Onun için, ey Trakya ve Anadolu’daki binlerce yıldır asaletli bir biçimde kök salan, bu topraklarda büyük Türk kavimleri olarak yaşayan ve son yüzyılda ise modern Türk Devletini kurup büyük Türk Milleti olarak yaşayan ve bu Coğrafyayı Türk Vatanı yapmış olan Türkler, siz önümüzdeki süreçte ABD ve RTE’nin neden Türkiye’ye milyonlarca ‘sığınmacıyı ve göçmeni’ bizzat çeşitli bahanelerle getirdiklerini hiç düşündünüz mü ya da tahmin ettiniz mi?

Düşünmediyseniz o zaman önümüzdeki süreçte muhtemel olacakları burada belirtmekte de çok yarar görüyorum.

Son on yıldır ABD ve RTE tarafından Türkiye’ye getirilen Afganlı, Iraklı, Somalili, Tunuslu, Libyalı ve Suriyeli askerlerinin patronunun ABD olduğu Büyük Ortadoğu Projesi-BOP, Büyük Sevr Projesi- BSP ( Büyük Asya Projesi-BAP) için Türkiye’ye getirilen İslamcı takviye kuvvetleri, Türkiye’ye boşuna getirilmedi.

Bu son on yıldır, örneğin Afganistan ve Suriye’den sözde ‘sığınmacı ve göçmen’ olarak akın akın getirilenler, önümüzdeki süreçte, Laik ve demokratik Türkiye isteyenler ile ABD kurgulu İslam Devleti yaratmak isteyenler arasında olacak olan iktidar mücadelesinde kullanılmak ve kendi çıkarları için gerekirse sizin güzel Vatanınızı kana bulamak ve eğer becerebilirlerse modern Türk Vatanını yukarıdaki ABD projelerinde ABD kurgulu olarak bir islamcı karargâh yapmak için getirildiler.

Son olarak söylemek gerekirse buna karşı bir şey yapmak için Türkiye’de ki milli güçlerin birlikte ve doğru önderlikte hareket etmesi ve Halkı Atatürk çizgisinde örgütleyerek ve bir an önce Türkiye’yi bu işgalden ve bu iktidardan kurtarması lazımdır.

Daha daha
ne diyeyim?!

Neyse yine diyeceğimi diyeyim.

Türkler olarak bu demografik tehlikeye ve bir türlüde Millet olarak uzun vadede yok oluşa karşı uyanın, biraz vicdanınız varsa, vatanınızı ve Milletinizi, ailenizi, çocuğunuzu seviyorsanız miskinliği bırakıp, Atatürk ve Milli şehitler aşkına birazcık karşı durun ve karşı koyun, bu kötü gidişi durdurun.

ABD’nin emperyalist ve RTE’nin ümmetçilik ve Halifelik planları çerçevesinde Türkiye’ye özellikle Afganistan ve Suriye’den getirilenleri, uluslararası yasalara, ikili anlaşmalara ve TC kanunlarına göre insani olanaklar çerçevesinde, gelenlerin geldikleri ülkelerde ki var olan güvenilir bölgelere geri gönderin ve bu kirli oyunu bozun artık BE YA!


Son söz olarak her zaman olduğu gibi yine:
Atatürk’le kalın.
Cumhuriyetle kalın.
Hoşçakalın!

Sefa Yürükell

This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, BOP, ORTADOĞU ÜLKELERİ, TERÖR, Zahide Uçar. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *