ABD EMPERYALİZMİ VE KÜBA * ABD’nin en iyi bildiği tuzak Soros’ cu darbeler

Orhan Özkaya (Yazar)

“Devrimi yok etmek için cesetlerimizi çiğnemeleri gerekir”

ABD’nin en iyi bildiği tuzak Soros’ cu darbeler


Küba Devrimi’ni yıkmak için 60 yıldır insanlık dışı ambargolar uygulayarak bir halkı cezalandırarak diz çöktürmeye çalışması sonuç vermedi. Costro’ ya sağlığında yüzlerce suikast düzenleyen ve en vurucu örgütü CIA’yı kullanmaktan çekinmeyen ABD, dünya egemenliğini Joe Biden’ le geri alacağını dünyaya ilan ederek eski saldırganlığını yinelemeye çalışıyor. Bu nedenle 11 Eylül provokasyonunu bahane ederek kendi yarattığı Taliban’a Afganistan’ı terk ederek geri çekilirken, Çin ve Rusya düşmanlığını yeni bir strateji hedefine yöneltmenin arayışı içinde.

Latin Amerika gelişmelerini, Simon Bolivarcı devrimleri boğabilmek için, Küba Devrimi’nin liderleri Castro ve Che’yi halkın gönlünden silmek için ekonomik kuşatma altına almaya çalışıyor, karşıdevrimci güçler tarafından paralı militanların kışkırtmalarıyla tırmandırılmaya çalışılıyor. Bu tür tuzakları ABD, her kan kaybettiği ülkede uygulamayı çok iyi düzenlemekte, CIA ve Soros’ cu unsurları hemen devreye sokarak, yeşil dolar mayınlarını ortalığa döşeyerek, karışıklıktan medet ummakta.

      Miguel Diaz-Canel, “Ülkenin egemenliğini teslim etmeyeceğiz!”

Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel, “… Hatırlatmak istiyorum: Bir buçuk yıl önce, yani 2019’da zor bir sürece girdiğimizi açıklamıştık. O dönemden bu yana Trump yönetimindeki ABD hükümetinin Küba’yla ilgili faaliyetlerinin sonucu olarak bu zorlu süreç devam etti. ABD, bu dönemde ekonomimizi çökertmek amacıyla yaptırımları yoğunlaştırdı, ablukayı daha sıkı hale getirdi, enerji sektörüne mali yaptırımlar getirdi. Böylece ülkemizde büyük bir toplumsal ayaklanma çıkacağını uman ABD, askeri müdahaleyle sonlanacak ve halkın egemenliğini, bağımsızlığını ve yurttaşlık haklarını olumsuz etkileyecek bir “insani yardım çağrısı” için ortam hazırlama girişimlerinde bulundu. Bu durum devam ederken, sonrasında bildiğimiz 243 yaptırımlar yürürlüğe girdi ve son olarak Küba’yı terörizmi destekleyen ülkeler listesine aldırlar. Bu liste, kendisinin dünyanın imparatoru zanneden ABD hükümetinin hazırladığı yapay, gayrimeşru ve tek taraflı bir listedir…” ABD’nin provokasyonlarını halka anlatmak suretiyle boşa çıkarıldı. Zira Küba halkı, devrimin ABD’yi ne kadar rahatsız ettiğini daha Castro döneminden biliyor ve boşa çıkarıyordu.

Küba sağlık sisteminin başarısı ambargoları aştı

Canel, Küba sağlık siteminin gücünü ortaya koyduklarını ve bu sayede döviz akışı sağladıklarını açıklayarak devam etti, “Önemli miktarda döviz girişi sağlayan Kübalı sağlık tugaylarının ve Küba’nın sağladığı dayanışma çalışmalarının itibarının zedelenmesi için planlar yapıldı. Tüm bu durumlar, ülkede kıtlığa yol açtı. Özellikle ekonomik kalkınma ve üretim sürecinde ve ihracata katkıda kritik önemde olan gıda, ilaç, ham madde ve tedarik alanlarında kıtlıklar yaşandı…  Üretim sürecinden ürün geliştirmeye ve halkımıza hizmet sağlamaya kadar büyük çapta bir kesinti yaşandı. Aynı zamanda, akaryakıt ve yedek parçalarda sınırlamalar yaşadık. Tüm bunlar biriken sorunlarla birlikte bir memnuniyetsizlik düzeyi yarattı. Parti, devlet ve halkı bölmeye çalışan bir gayri nizami harp kapsamında medyada güçlü bir itibar zedeleme kampanyasıyla birlikte gelen bu dönemde söz konusu sorunları çözmeyi başardık” diye vurguladığı açıklamalarını, ABD propagandasıyla halkın kuşatıldığını belirtti.

    ABD 1902’den beri Küba’ya saldırıyor

Canel, uzun süren değerlendirmelerini tarihi saptamalarla da sürdürdü, “… Ülkemize nasıl müdahale ettiler, 1902’de adamızı nasıl ele geçirdiler, sözde cumhuriyet evresinde adamızda nasıl hâkimiyet sağladılar ve tüm bunlar Küba Devrimi’nin zaferiyle nasıl yok oldu? Ülkenin egemenliğini ve bağımsızlığını teslim etmeyeceğiz” demek suretiyle Canel, halka durumu ve tehlikeleri çok net açıkladı. Öfkeyle sözlerini sürdürerek, “Bizim cesetlerimizi çiğnemeden, bizi teslim alamazlar! Küba Devrimi örneği onları 60 yıl boyunca çok rahatsız etti. Saldırganlıklarıysa gün geçtikçe artıyor. Haksız, suç teşkil eden ve zalim bir abluka devam ediyor. Bu abluka, pandemi koşullarında daha da yoğunlaştı. Bu abluka tüm art niyetleri gösteriyor. Bize, başka herhangi bir ülkeye ve baş düşman olarak gördükleri unsurlara bile hiç bir zaman uygulamadıkları abluka ve yaptırımları uyguladılar” tepkisini dile getirdi.

Daha sonra, “Ablukayı onaylayan ve sokaklarda Yankee ablukasının paralı askerliğini yapanlar aşırı korkak, itaatkâr, fırsatçı ve sapkın bir şekilde insani yardım ve “insani koridor” çağrıları yapmaya başladılar. Bunların nereden geldiğini hepimiz biliyoruz” şeklindeki isyanını dile getirdi. Ayrıca Canel açıklamalarına devam ederek, “Devlet, diyalog ve aynı zamanda katılım için tüm siyasi iradeye sahiptir. Bu ülkenin egemenliğini ve bağımsızlığını teslim etmeyeceğiz. Devrimi yok etmek için cesetlerimizi çiğnemeleri gerekir” diye halkın ABD, emperyalizmine karşı boyun eğmeyeceğini dünyaya ilan etti. Haiti halkının Küba Devrimi’ne karşı gösterdiği ilgiyi boğabilmek için her türlü tuzağı tezgâhlaması son dönemde artarak sürmesi son derece anlamlı sayılır.

This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *