Türkiye neden beyin göçü veriyor?

John Lubbock / Şub 10 2021

Hükümetin resmi istatistik kurumuna göre 2019 yılında Türkiye’den toplam 330 bin 289 kişi göç etti. Birkaç yıldır Türkiye’nin verdiği beyin göçünden bahsediliyor, ancak bu göçün tam olarak nasıl bir etkiye sahip olduğunu ölçmek oldukça zor, çünkü insanların bir yerde olmamasının etkisini ortaya koymak kolay değil.
Kişisel deneyimlerimden ve anekdotlardan beyin göçünün neye benzediğini biliyorum. Partnerim ve onun pek çok arkadaşı Türkiye’den gönüllü olarak sürgüne gelenler. Şu anda hükümet ve sağcı basınındaki dalkavukları tarafından her gün saldırıya uğrayan Boğaziçi de dahil, tanıdığım Türklerin çoğu Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden mezun.
2013’teki Gezi Parkı protestolarının ardından, Türkiye’nin eğitimli, siyasi olarak ilerici gençlerinin çoğu ülkeyi terk etme hakkında konuşmaya başladı. 2016’daki darbe girişiminin ardından, kamu sektörünü muhaliflerinden arındıran hükümetin baskıcı ve otoriter tepkisine baktılar, iş, kültür, akademik veya yardım sektörlerindeki fırsatların kendileri gibi Türk hükümetini desteklemeyen insanlar için iyi olmadığına karar verdiler.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kurduğu iktidardaki AKP, devletin her tarafına ve iş dünyasına köklerini salmıştır ve gerçek şu ki, itaatkar bir hükümet destekçisi değilseniz, iyi fırsatlara sahip olamazsınız.
İnsanların Türkiye’den ayrılma nedenlerini öğrenmek ve Türkiye’nin beyin göçünün nedenlerini daha iyi anlayabilmek için insanlardan isimsiz bir anket doldurmalarını istedim. Şu ana kadar bu ankete 129 yanıt aldım, bu nedenle bu verilerin Türkiye’deki sürgünler ve ayrılma nedenlerinin gerçekten temsili bir örneklemesini oluşturduğunu iddia etmeyeceğim, ancak yurtdışında yaşayan bu büyük sürgün Türk topluluğunun en azından bir kısmının bir fotoğrafını çekiyor.
Ankete katılanların yüzde 49,2’si 30-40, yüzde 67,2’si 25-40 yaş aralığında. Bu Türkiye ekonomisi için kesinlikle kötü bir durum, çünkü ülke artık Türkiye’de kendileri için bir gelecek görmeyen, yeteneklerini ve sermayelerini yurtdışına almış olan bu insanları eğitmek için para harcadı. Eğitimli, ekonomik olarak üretken insanların bu göçünün Türk hükümetini ilgilendireceğini düşünüyorsunuz, ancak şu anda prestijli Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrencilere saldırarak durumu daha da kötüleştiriyor.
Eğitim fırsatının olmaması, birçok kişi tarafından ayrılma için kilit bir neden olarak belirtilmiş, 129 kişiden 47’si başka yerlerde daha iyi eğitim fırsatı için özellikle Türkiye’den ayrıldıklarını belirtiyor. 16 kişi ise bir Yüksek Lisans veya Doktora derecesi almak için ayrıldıklarını ifade ediyor.
32 katılımcı ayrılma nedeni olarak hükümeti, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı veya siyasi baskıları dile getirirken, 28 kişi ekonomik nedenleri, 18 kişi sosyal nedenleri belirtti.
Sosyal nedenlerden bazıları en ilginç olanıydı. Bazı insanlar sosyal, politik veya cinsel kimliklerinin toplum tarafından kabul edilmediğini hissettiklerinden bahsetti. Bir katılımcı ayrılma sebebi olarak, toplumda eşcinsel bir kişi olarak kabul edilmemesini gösterdi. Bu kişi, “En yakın arkadaşlarıma karşı bile kimliğimi saklamaktan bıktım.” diyor.
“Türkiye’de en çok neyi özlüyorsunuz?” sorusuna verilen yanıtların büyük çoğunluğu aile, yemek, kültür ve hava durumu etrafında dönüyordu. Türkiye’nin verdiği beyin göçünün şüphesiz ülke ekonomisi ve toplumu üzerinde etkisi oluyor.
Bazı yönlerden son yaşananlar, toplumlararası şiddet ve Jön Türk Osmanlı hükümetinin gerçekleştirdiği zulümler yüzünden yüz binlerce Osmanlı Hıristiyanının ülkeden ayrıldığı bir asır önce Türkiye’de yaşananların ilginç bir yansıması gibi. Bu durum Birinci Dünya Savaşı’nı müteakip Yunanistan’la gerçekleştirilen nüfus mübadelesiyle daha da şiddetlendi ki bu durum Türkiye’nin ekonomik kalkınmasını muhtemelen 1960’lar veya 70’lere kadar yavaşlatan vasıflı işçi ve işadamlarında büyük bir azalmaya yol açmıştı.
Siyasi baskının ekonomik bedeli yüksek olur. Türkiye’nin Kemalist eğemen yapısı gücünü muhafazakarları ve Kürtleri bastırmak için kullandığında, kurbanların çoğu Türkiye’yi terk etme seçeneği olmayan işçi sınıfı insanlardı. Ama şimdi hükümetin saldırısına uğrayanlar eğitimli, liberal, burjuva sınıfından ve Batı yanlısı Türkler. Bunların ülkeyi terk etme konusunda çok daha fazla güçleri var.
Sadece Türkiye’ye doğrudan yabancı yatırım sonlanmış değil, aynı zamanda Türklerin sahip olduğu sermayenin bir kısmı da ülkeyi terk ediyor, Bu durum Türkiye’nin ödemeler dengesi açığını daha da artırıyor ve Türk lirasının değerini düşürüyor.
Türk hükümeti, biraz da sıkıntı verici ekonomik durumdan uzaklaşmak için Boğaziçi Üniversitesi gibi liberal kurumları hedef almaya devam ediyor, ancak bunun etkisi Türkiye’nin büyüyen ekonomik sorunlarını daha da kötüleştiriyor. Türkiye, hükümetin uyguladığı dikkatleri başka yöne çekme taktiklerinin artık işe yaramayacağı bir tür ekonomik hesaplamaya doğru gidiyor.
AKP, 20. yüzyılın ilk on yılındaki ekonomik performansı ile itibar elde etti. Çözülmesi de, son on yılda yarattığı önlenebilir ekonomik felaketlerden dolayı olacak.

https://ahvalnews-com.cdn.ampproject.org/c/s/ahvalnews.com/tr/beyin-gocu/turkiye-neden-beyin-gocu-veriyor
This entry was posted in Calisma Dunyasi - Is ve Emekciler, EĞİTİM, FAŞİZM. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *