Yasal Uyarı
Bu BLOG içinde yer alan yazı ve görseller kişisel kullanım ve/veya bilgi paylaşma amacı ile sınırlıdır, hiç bir ticari amacı yoktur.
Bu BLOG içindeki yazı ve görselleri paylaşırken kaynak göstermeniz rica olunur.
The contents of this BLOG are limited to personal use and/or information sharing, and there is NO COMMERCIAL purpose.
Arama
Takvim
-
Yeni Yazılar
- ARKEOLOJİ * SİLOAM YAZITININ HİKAYESİ * İSRAİL İSTİYOR, TÜRKİYE VERMİYOR
- TRT’DE PROGRAM YAPAN YOBAZ * NAMAZ KILMAYAN İDAM EDİLİR!!!
- Avrupa’nın silahlı şiddet haritası: En tehlikeli ve en güvenli kentler
- AFORİZMALAR
- BELLEK DÜRTÜCÜ; AKP İKTİDARI DÖNEMİNDE TÜRKİYE NASIL SOYULDU? Türk Telekom: 6 milyar dolarlık vurgunun perde arkası
Arşivler
Kategoriler
Who's Online
148 visitors online now53 guests, 94 bots, 1 membersSeçenekler
Ölümünün 57. yılında büyük şair Nazım Hikmet’i, yazmış olduğu dünyanın en güzel destanlarından olan KUVÂY-İ MİLLİYE DESTANI ile analım
Onlar ki toprakta karınca,
korkak,
ve kahreden
Onlar ki uyup hainin iğvâsına
Demir,
YIL 1918-1919
Ateşi ve ihaneti gördük
Adana,
Ateşi ve ihaneti gördük.
Murat nehri, Canik dağları ve Fırat,
Ve Çukurova,
Bağdasar Ağa’dan
Ateşi ve ihaneti gördük.
Karayılan
Antep çetin yerdir.
Karayılan olmazdan önceki siperi.
Antepliler silâhşor olur.
kara bir yılan
«İbret al, deli gönlüm,
seğirttiler peşince.
«Karayılan der ki : Harbe oturak,
ve
Biz ki İstanbul şehriyiz,
bir de uzun konçlu Alman çizmesi
Ve lâkin Tarabya’da, Pötişan’da ve Ada’da Kulüp’te
dört yanımız mavi mavi dağdır, denizdir.
bize
anadan doğma çırılçıplak.
yüce Türk halkı,
ve lâkin dönmesin gözü bir kere!…
Buna rağmen,
Fakat bu şekli halli kabul etmedi Erzurumlu.
şöyle diyorlardı Erzurum’dakilere :
4 Eylül 919’da toplandı Sıvas Kongresi,
«Mandanın, istiklâli ihlâl etmiyeceği
«Herhalde bir müzâherete muhtacız
«müstakil kalamayız böyle bir zamanda.
Biz Erzurum’dan hangi
Mandayı kabul etmeliyiz,
«Onlar dretnot yapıyor,
Ve böylece, bin dereden su getirdi İstanbul’dan gelen zevat.
«Akıllı, umutlu,
ya
Kambur Kerim de böyle dedi aynen.
Hintli askerlerle dost oldu Kerim.
bir
-zaten
Onu namlı bir «kaptan» gibi saydı çeteler,
karanlıkta hışırtılarla yürüyordu beygiri Kerim’in.
-Tekneciler’in ateşini görmüş olacak-
-Ay doğmuş olacak ki ortalık aydınlıktı-
(Sapanca’yla Arifiye arası),
Sonra belki on gün, belki on beş,
ve
Ateşi ve ihaneti gördük.
920’nin
Ateşi ve ihaneti gördük.
Alaeddin tepesinde üç gün üç gece hüküm sürdüler.
4 top
Ateşi ve ihaneti gördük.
bakımsızdılar,
yalnayaktı insanlar.
Ve orda sargı,
Ve çok uzak,
hürriyet ve ümit,
Dümende ve başaltlarında insanları vardı ki
Karanlıkta kurşunîi derisi kırmızıya boyanan
Rüzgar :
rüzgârın,
«Emanetimizle varabilecek miyiz?»
Elleri kanayarak
bir ağır makinalı
İsmail beklemiyordu bunu.
Sonra, güldü,
ve
Kardeşim,
Fakat bu dilin insanları için çakmak çalmak cephede
Öyle günlerde yaşıyoruz ki
«Ankara’nın taşına bak,
Kardeşin
Topraktan öğrenip
O, «Yûnusû biçâredir
920’NİN 16 MARTI
«Bu hamiyetli ve cesur, Manastırlı Hamdi Efendi olmasaydı, İstanbul
920’nin 16 Martı.
«Der-aliye 16/3/1920.
Manastırlı Hamdi.»
Harbiye Nezareti telgrafhanesi buldu Ankara’yı :
Harbiye telgrafhanesini de işgal etti İngiliz bahriye askeri
Paşa hazretleri,
Durumu bir daha tekrar etti Hamdi Efendi :
uykuda kesti kâfir üçümüzü,
basıldı Vezneciler’de karargâh.
Bozdoğan Kemeri’nde
uykuda kesti kâfir üçümüzü.
karakolun karşısında
Şimdi üçümüz :
Uykuda kestiler üçümüzü,
MUHAREBELER
DÜŞMAN ELİNDE KALANLAR
İnönü meydanı, yavrum,
top arabaları, sandıklar dolusu konyak,
23 Mart 1921 günü
ve kılıç
26 Mart :
27 Mart :
28, 29, 30 :
Metristepe aydınlanıyor.
Sonra, Haziran.
Ve dolaşıp Sapanca Gölü’nün sazlıklarını
Sonra 23 Ağustos :
keskin
çöl…
ve 15 vilâyet ve sancak
fakat onlar
15 vilâyet ve sancak
Yatıyor filintasının arkasında Kartallı Kâzım.
satıyor bizimkileri.
belki de uyuyor üzerinde beygirin.
-ağaç
mehtapla yüz yüze geldiler.
Yetiştirdi ikinci kurşunu Kâzım.
Arada dört telgraf direği yalnız,
Kâzım da bıraktı koşmayı.
ay da denize düşmüş
malûm.
Ne malûm? dersen :
922 AĞUSTOS AYI
KADINLARIMIZ
6 AĞUSTOS EMRİ
Ayın altında kağnılar gidiyordu.
Ve onlar
Gece aydınlık ve sıcak
korkunç ve mübarek elleri,
ve ağıllarda
bizim kadınlarımız
Ve on beşlik şarapnelin çeliğinde
«6 Ağustos emri» verilmiştir.
kımıldanıyordu gecenin içinde.
gecenin içinde :
«6 Ağustos emri»nde ondan ve arkadaşlarından
insanların, âletlerin ve kağnıların yanından geçip
Arkadaşlar ileri geçtiler.
Dökmeciler sağda kalır,
«Hikâyei Billûr Köşk»,
ve «Fenni Tabâhat».
saptılar sola.
Rüstem Paşa Camii.
sandalları, mavnaları,
Yemiş iskelesinden dilenci vapuruna binip
Lastik hava kaçırıyor.
Eller.
Yedek?
Dağlarda avaz avaz
soyun…
Deniz kıyısında bir şehir…
26 AĞUSTOS GECESİNDE SAATLAR
İZMİR RIHTIMINDAN AKDENİZ’E
Saat 2.30.
gece yıldızların altında kayalardır.
dünyanın en yıldızlı karanlığını.
ve dağlarda tek
Akarçay belki bir akar su,
Ve kocaman çiçekleri eflâtun
Düşündü birdenbire kayalardaki adam
Birçoğunun adını bilmiyordu,
Dağlarda tek
O, saatı sordu.
Halimur – Ayvalı hattı üzerinde
Sağda birinci nefer
fakat bölükte
Altıncı,
Yedinci, Mehmet oğlu Osman’dı.
Sekizinci,
Ağzıkara – Söğütlüdere mıntıkası.
Tabur imamı
Sandıklı civarı.
dizkapaklarında kan,
Saat beşe on var.
«Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak».
-Bizim İstiklâl Marşı’nda aksıyan bir
«Gelecektir sana vaadettiği günler
Hayır,
Saat beşe beş var.
Anadolu toprağı uyanıyor.
Baktı, yıldızları ağaran muazzam karanlığa.
– Saat kaç?
ve şoför Ahmet’in üç numrolu kamyonetinden
Alaca karanlıkta, bir çınar dibinde,
Nurettin Eşfak
– Beş otuz…
ve fecirle birlikte büyük taarruz…
Bunlar :
Aslıhanlar civarında
Sonra.
Nurettin dedi ki : «Teselyalı Çoban Mihail,»
Sonra.
Kürek kemikleri altında toprağı duydu.
Sonra, sarsılıp ayrıldılar birbirlerinden
ardarda çakan aydınlık bir bütündü.
«Dörtnala gelip Uzak Asya’dan
Sonra.
Ve biz de burda bitirdik destanımızı.
onlar ki toprakta karınca,
This entry was posted in ATATURK, EDEBİYAT - ANI - ÖYKÜ - ŞİİR, TARİHE - AYDINLANMAYA - CUMHURİYETE NOT DÜŞENLER. Bookmark the permalink.