KOMUTA KADEMESİ AKP’NİN AJANDASINA UYGUN ŞEKİLLENDİRİLİYOR * TSK, baştan aşağı değişiyor kimseden ses çıkmıyor, neden?


Yüksel ŞENGÜL / 05 Ağustos 2019

TSK, baştan aşağı değişiyor
kimseden ses çıkmıyor, neden?


Emekli albay Erdal Sarızeybek, yeni kitabını anlattı: ‘Türk Ordusu Nereye’ kitabı geniş yankı uyandıran Sarızeybek, “Türk Ordusu’na içeriden tuzak kuruldu. Ordunun komuta yapısı, disiplini, hiyerarşisi bozuldu” dedi.

Erdal Sarızeybek, 1976’da Kara Harp Okulu’ndan mezun oldu, 1978-96 arasında jandarmada sınır, eğitim ve iç güvenlik birliklerinde komutanlık yaptı. 1992’de Şemdinli Hudut Tabur Komutanlığı görevine atandı. Bugüne kadar pek çok kitap yazan Sarızeybek’in Destek Yayınları’ndan çıkan son kitabı Türk Ordusu Nereye, geniş yankı yarattı. Sarızeybek’le kitabını konuştuk.

‘YÜREĞİMDE BASKI VAR’

 Türk Ordusu Nereye adlı kitabı yazma nedeniniz ne?

Bu kitabı yakın tarihimizdeki asker-siyaset-terör karanlığını aydınlatabilmek, her satırını günümüze ve gelecek nesillere ışık olması için yazdım. Ağır bir yük var omuzlarımda, yüreğime baskı yapıyor. Sıkıntının kaynağında 30 yıl şerefle hizmet ettiğim Türk Ordusu yatıyor. Bugün Türk Ordusu baştan ayağa değişiyor ama kimseden ses çıkmıyor, neden? 15 Temmuz’dan sonra ordunun komuta yapısı, disiplini ve hiyerarşisi bozuldu. Askeri okullar kapatıldı. Askeri sağlık sistemi kökünden değişti. Türk Ordusu’ndaki atların ve köpeklerin dahi kendi hekimleri (veterinerleri) varken, çarpışan Mehmetçiklerin askeri hekimleri yok.

‘SIRTINDAN HANÇERLENDİ’

 Bu yapılanları nasıl yorumluyorsunuz?

Gerek kod Ergenekon kumpası gerekse 15 Temmuz darbe girişimi, her ikisinde de Türk Ordusu çok ağır darbe aldı. İstediğiniz kadar ‘15 Temmuz zaferdir’ deseniz de komutan heyeti dağılmış olan ordudur; askeri okulları kapatılmış olan ordudur, Türk Ordusu bu kalkışmayla kendi içinden ve sırtından hançerlenmiştir.

‘BU SİYASETLE BİTMEZ’

 Neden ordu hedef oldu?

Türkiye’yi hedef almış BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) gibi küresel projelerin işleyişinde en büyük engel olarak ordumuzun görüldüğü anlaşılabiliyor. Bu BOP nedir diye sorduğunuzda da karşımıza dört büyük ülkeyi parçalamayı hedeflemiş sözde büyük Kürdistan ya da Ermenistan ya da büyük İsrail şeklinde çeşitli kılık ve isimler altında kendini gösteren projeler çıkıyor. Meselenin düğüm noktası da bu. Türk Ordusu 30 yıldır bu projenin silahlı ayağı olan PKK terör örgütüyle mücadele ediyor ama bir türlü istediği sonuca ulaşamıyor. Bu da bize Tük Ordusu’na içeriden tuzak kurulmuş olduğunu gösteriyor. Soruyorum kendime, şimdi dahi istese ‘Türk Ordusu bu terörü bitirebilir mi’ diye… Hayır, bu siyasetle Türkiye terörü bitiremez…

 Hainlerle çatışmadık mı?

Çatıştık. Bu mücadelede şehit vermedik mi? Verdik. Yıllar geçti, sonuç ne oldu? 2002’de Irak’ta sıkıştırdığımız sayıları iki 3 bin olan teröristler, şimdi sınırları aşıp Suriye’de sayıları yüz bini aşkın bir güce dönüştürüldü; yakındır onların da Barzani gibi bağımsızlık referandumuna gitmesi… Peki nasıl oldu bu iş, kim yaptı bunu kim?..  Asker polis jandarma teröristle elbette mücadele etti ama ülkeyi yönetenler terör üzerinden siyaset yaparak aldığı yanlış karar ve yaptığı yanlış uygulamalarla terör bitmiyor ve bu süreç hâlâ işliyor. Bu durumda dünyanın en güçlü ordusu da olsanız, tüm çabanız boşadır, çünkü bu süreç içimizden işletiliyor.

“BU OLAY ÇOK ÖNEMLİ’

 Orduya karşı girişilen olaylara müdahil oluşunuz Manisa İl Jandarma Komutanı’yken başladı ve dönemin Meclis Başkanı Bülent Arınç’la karşı karşıya geldiniz… Bu olayı özetler misiniz?

Bu Arınç olayı çok önemli. Çünkü soruşturmaya konu olan bu silahsız örgüt din kisvesi altında teşkilatlanmıştı. Dernek ve vakıf şeklinde örgütlendiği ortaya çıkmıştı. Bu örgütün anayasal düzene karşı yapılanmış bir teşkilat olduğunun kavranması çok kolaydı. Arınç evi hikayesi bir kenara bırakılıp savcılıklarca bu yapı üzerine gidilmesi gerekirdi ama olmadı, gidilmedi. O süreçte, Ankara’da Fetullah Gülen hakkında açılmış olan soruşturmaya bu dosya zamanında dahil edilmiş olsaydı, belki de verilmiş kararlar şimdikinden farklı olacaktı. Gülen örgütü bugünkü gibi devlet içinde devlet olamayacaktı.

 Arınç’ın annesinin evi aranacaktı…

Arama kararı veren mahkeme Arınç’ın olası müdahalesi sonucu kararını iptal ettiğinden ev aranamadı. Bir ülkede yasa hakimiyeti varsa yasalar konuşacaktır ama bu olayda ne yazık ki Arınç konuştu.

 Arınç bilerek ya da bilmeyerek TSK’ya yönelik operasyonları (Ergenekon ve Balyoz) tetikledi mi?

Bu noktada dikkat çeken husus, Yalçın Tanfer isimli karanlık bir kişinin Bülent Arınç’ın annesi üzerine kayıtlı bir evin yasa dışı bir yapıyla ilgisinin araştırıldığı dönemde Manisa’da neden ortaya çıkmış oluşudur. Bu kişi üzerinden gidilerek aydınlatabilecek çok karanlıklar var. En başta Bülent Arınç’tan yola çıkarak Gülen örgütü çözülebilir. Yalçın Tanfer’den yola çıkarak kod adı Ergenekon davası çözülebilir. Tuzakları bulup yok etmeye doğru bir adım atılmak isteniyorsa eğer Manisa’dan başlanmalıdır.

‘GERÇEĞE ULAŞMAK İÇİN’

 Arınç dosyası nerede?

Bu dosya hâlâ Manisa Adliyesi’ndedir. AKP hükümet engelleme yapmaz ise hâlâ gerçeğe ulaşmak için izlenecek yollar elbette ki vardır.

‘ORDUYA ZARARDAN BAŞKA HİÇBİR YARARI YOK’
Sarızeybek, son uygulamaları “Jandarma, İçişleri Bakanlığı’na bağlandı. Orduya zarardan başka hiçbir yararı olmayacak olan ‘yedek astsubaylık’ sistemi getiriliyor. Tank Palet Fabrikası yabancılara satıldı. Şimdi de sıra askerlik sistemine geldi” diye eleştirdi.

FETÖ kılık değiştirip yakında yeniden karşımıza çıkacaktır

 Türkiye’nin geldiği şu noktadan sonraki süreçleri nasıl görüyorsunuz, nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu noktada dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un kod Ergenekon kumpasıyla ilgili olarak ‘Hedef Türk Ordusu ve Türkiye Cumhuriyeti’ dediğini biliyoruz.  Buradan FETÖ’nün yarınki hedefinin Cumhuriyet olacağını, buna giden yolun da anayasadan geçtiğini görebiliyoruz. Bu demektir ki FETÖ bu hedefine ulaşabilmek için mutlaka başını gömdüğü kumdan çıkaracak ve bu kez silahlı terör örgütü olarak değil, medya desteğinde sivil toplum örgütü olarak yani kılık değiştirerek çok yakın zamanda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin karşısına yeniden çıkacaktır.

 Niye artık silahlı değil?…

Çünkü kendine hedef aldığı Cumhuriyet silahlı değil, bütün gücü anayasada. Bu anayasayı Cumhuriyet’in altından çekip alabilirseniz silah kullanmaya artık gerek kalmıyor, temel direkleri zaten yıkılmış oluyor, mesele bu. Bu bir kehanet mi derseniz, değil, birlikte başladığımız bu yolculuğun sonunda karşımıza çıkan bir sonuçtur. Bunu açıklamak da bizim, ordumuza devletimize ve milletimize bir vefa borcumuzdur. Şimdi ülkemizi yönetenlerin dikkatine bu bilgileri sunuyorum, ‘anayasaya dikkat’ diyorum, anayasaya dikkat!..

Bu kitabı ibret olsun diye yazdım

Son kitabı “Türk Ordusu Nereye?”yi Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ithaf eden Sarızeybek, FETÖ kumpasları için şöyle dedi: “İşte ben ‘Türk Ordusu Nereye’ adlı kitabımda ordumuza kurulmuş tuzağı anlatıyorum, ibret alınsın, bir daha aynı tuzağa düşülmesin diye.”

https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/tsk-bastan-asagi-degisiyor-kimseden-ses-cikmiyor-neden-5265654/
This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, İHANET VE YABANCI YANDAŞLAR, TSK, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *