MİSYONERLİK ÜZERİNE “BİR” KİTAP “”OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA YABANCI OKULLAR” ve ÜÇ GÖRÜŞ

Naci Kaptan / 21.04.2019

Fransızca ‘’mission’’ kelimesinden dilimize geçen bu kavram aynı zamanda, misyonerlerin Hristiyan olmayan ülkelerde bu dini yaymak için kurdukları teşkilata verilen bir isim olarak da kullanılmaktadır.

Misyonerlere göre nihai amaçlarına ulaşmak için kullanabilecekleri her yol mübahtır.En yaygın olarak başvurdukları yöntemlerden birisi de aynı zamanda araştırmanın ana konusu olan okullardır.

Henry H. Hessup adlı misyoner bu sözleriyle bu gerçeği çok net bir biçimde ortaya koymaktadır:

“Misyonerliğin başarısı için temel şart okullardır. Haddizatında bu da gaye olmayıp vasıtadır.Bu da bir hakikattir ki misyonerlerin yahut İncilin başka yollarla sokulmaya imkan bulunamadığı bir çok yerlere İncil okul vasıtası ile sokulabilmiştir.’’

Bu cümleler de gayet net görebileceğimiz üzere 19.yy’da Osmanlı topraklarında açılan yabancı okulların başlıca gayeleri arasında Hristiyan kültürünü yaymak gösterilebilir.

Bu ve benzeri metodları kullanan misyonerlerin faaliyetleri 19.yy ilk yarısından itibaren Osmanlı topraklarında gözlemlenmeye başlamıştır. Osmanlı topraklarına ilk olarak Fransız misyonerler gelmiştir. Daha sonra dönemin büyük güçleri olarak kabul edebileceğimiz İngiliz, Amerikan, İtalyan ve Alman misyonerler takip etmiştir.

Osmanlı Devletinin yaşadığı birçok sıkıntıda bu faaliyetlerin büyük etkisi olmuştur. Misyonerlerin gittikleri bölgelerde ki amaçları yalnızca kendi dinlerini yaymak değildir. Aynı zamanda bulundukları bölgenin mahalli kültür ve inançlarına zarar vermek, bilhassa okullarında verdikleri eğitimle azınlık unsurları devlete karşı kışkırtmak gibi çeşitli zararlı faaliyetlerde bulunmuşlardır.

https://www.academia.edu/29664549/OSMANLI_DEVLETİNDE_YABANCI_OKULLAR

Mehmet Boz 21.04.2019

Kitap Sever Aydoğmuş’un kitap
önerisine çok teşekkür ederim.

Osmanlı hanedanı yaptığı yanlışların bedelini hem kendi ödemiş, hemde millete çok ağır ödetmiş ve tarih sahnesinden inmiştir.Tapu senedimiz olan 24 Temmuz 1923 imzalanan Lozan Antlaşması ile tam bağımsız bir devlet olan Türkiye ‘nin ,1946 sonrası düşürüldüğü durumdan kim/ler sorumludur?

Ya ABD projesi Barış Gönüllülerinin Türkiye’deki çalışmalarını nasıl izah edebiliriz?

27 Ağustos 1962 tarihli ikili anlaşma uyarınca Türkiye’ye 1962 Eylülü sonlarında gelmeye başlayan Barış Gönüllüsü’nün meselesi nasıl izah edilecektir?

“Barış Gönüllüleri İkili Antlaşması”, Amerikalı gönüllülere Türk mevzuatında yer alan kimi vergi, resim ve harçlar yönünden birtakım ayrıcalıklar tanıdığı gibi, Antlaşmanın Anayasa’ya aykırılığı da o dönemde kimi bilim adamları tarafından ileri sürülmüşse de bu yasa 1965’de,kendini hukukun üstüne de gören mebuslarca Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilmiştir. (* )

Yeri geldiği için Uygur Kocabaşoğlu ve Atilla İlhan’dan bu konudaki uyarıcı hatırlatmaları aşağıya eklenmiştir.

* Misyon Ve Misyoner Nedir?

Misyonerliğin gerekçesi, İsa’nın, havarilerine, ”Gidiniz! Gerçeği (Kutsal Kitabı) onlara anlatınız!” şeklindeki buyruğunda gizli.16.Y.yıldan beri Hıristiyan inanışını vaaz etmek, ayinleri yönetmek yetkisiyle donatılmış din görevlilerinin başka ülkelere gönderilmesine MİSYON (mission), bu gibi görevlilere de MİSYONER (missionary) denmektedir. 17.Yüzyıldan itibaren ise ticari/siyasi amaçla yabancı bir ülkeye özel görevliler gönderilmesine de misyon denmiş (1)

* Protestan Misyonerler Osmanlı Türkiyesi’ne ilk kez ne zaman ayak basmışlar?

İngiliz Church Of Missionary Society’e bağlı bir papaz 1815 yılında Mısır’a ilk kez ayak basmıştır. Onu, ABCFM’ya da kısaca BOARD denen ABDli misyoner örgütüne bağlı Pliny Fisk ve Levi Parsons’un 15 Ocak 1820’de İzmir’e gemi ile gelmeleri izlemiştir.

*1868 yılında ABD’daki 16 Protestan misyoner örgütlerinin en büyüğü ve etkini American Board of Commissioners for Foreign Missions (ABCFM)’ dir.

* ABCFM 1900’lü yıllarda dış ilişkiler sekreterliğini yapmış olan James L. Barton Türkiye ile ABD arasındaki eğitim ve ticaret ilişkilerini bir raporunda nasıl açıklamaktadır?

Raporunda “Türkiye’deki bu modern eğiktim kurumları bu ülkenin insanlarının yaşam, düşünce,adet ve alışkanlıklarını YENİDEN BİÇİMLENDİRMEDE önemli bir güçtür. Bu okullardan çıkan erkek ve kadınlar bilgi isteyen mesleklerde olduğu gibi iş ve ticarette de ön sıralarda yer almaktadırlar.” demekte,

Ve eklemekte ” Misyoner okullarının (azınlık kökenli) eski öğrencilerinin büyük bir kısmı Avrupa ve Amerika’nın varlıklı tüccar ve iş adamlarıdır.Modern düşünceli bu adamlar aracılığıyla fabrikalarımızın ürünleri/ makineleri doğunun bu bölümüne artan oranda girebiliyor, bunun karşılığında Türkiye’nin ürünleri de (tarım,halı olmalı!) bize ulaşıyor.,..Türkiye’deki Amerikan kolejlerini kurmak ve desteklemek için Amerika’dan gönderilen paranın,bu ülkeyle artan ticaret sayesinde,yüklü faiz ile birlikte fazlasıyla geri ödendiğini söylemek doğru olacaktır. “ (1)

* Türkiye’nin her alanda kuşatılmışlığa düşürüleceğini söyleyen ABD’li misyoner bilicimi idi?

“…BOARD örgütü yaklaşık 65 yıl dır, Türkiye’de faaliyette bulunmaktadır.(Dikkat!) Ticari ilişkiler bakımından, misyonlar bu bölgede elverişli bir ortam yaratmışlardır; bu ortam misyonerlerin iki yönlü çalışmaları sayesinde gerçekleşmiştir:

1) Geniş bir eğitim düzeni
2) Geniş bir basın yayın faaliyeti!

(Dikkat!) Biz bu bölge halkını, yalnız bizim sattıklarımızı almaları için değil;gelecekte kurulacak tesisleri geliştirip yaşatabilecek bir düzeye gelmeleri için de eğitiyoruz;bu yoldan,Amerikan yatırımlarına yeni alanlar açmak umudundayız…”..

“…örgütün devamlı yaşayabilmesi için yapılan harcamalar, yıllık 6 milyon dolar civarındadır. (Dikkat!) Amerikalılar şimdiden Asya Türkiyesi’nde kazançlı duruma geçen bir iş kurmuşlardır. Bu durum,bütün bölge halkının,bir gün bizim müşterimiz olacağına dair umudumuzu gerçekleştirmektedir.Şu anda Asya Türkiyesi’nde, değişik bölgelerde 435 okulumuz ve bunlarda eğitim gören,19.795 öğrencimiz mevcuttur!.”

Bu müthiş beyanatı kim vermiş? Sıkı durun! American Bord of Mission adına, Mr.H. O.Dwight, verdiği tarih 1895 tir.Peki dediği gibi,” bölge halkının,bir gün onların müşterisi olacağına dair umudunu gerçekleştirebilmiş”ler midir? (2)

(1) Anadolu’daki Amerika(Dr. Uygur Kocabaşoğlu, ARBA Yayınları-İst.-1989)
(2) Atilla İlhan ( 5Mart 2004-Söyleşi-Cumhuriyet Gazetesi)

duran aydogmus / 20 Nis 2019
durgul55@yahoo.com

OSMANLI DEVLETİNDE YABANCI OKULLAR

Değerli Okurlar /kitap severler, !!!

Burada sizlerle çok önemli bir kitabın arka kapak
yazısını ve kendi ilâvemi paylaşacağım.

Kitabın adı : “OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA YABANCI OKULLAR”
Yazarı ……… : Yrd. doç. Dr. İlknur POLAT HAYDAROĞLU
Kültür Bakanlığı/1202, Kaynak Eserler/47, 1. basım : 1990 (5.000 adet), 236 sayfa.

Ben bu kitabı okuyunca, Osmanlı’nın son 150 yılında ne duruma ve niçin düştüğünü ve neden yıkıldığını daha iyi anladım…Bu yıkılışta yabancı okulların payı anlatılmış. Okul tarih ders kitaplarında bunları pek yazmadığı için detaylarını bilmiyoruz.

Bu kitapta anlatılan, Osmanlı Devletindeki
yabancı devlet okulları şunlardır :

A) Fransız Okulları : 1. Saint-Benoit, 2. Saint-Georges, 3. Saint-Louis Dil Okulları, 4. Saint-Pierre, 5. Notre Dame DeSion, 6. Saint-Pulcherie, 7. Saint-Joseph, 8. Saint Esprit, 9. İmmaculee Conception.

B) İngiliz Okulları : Osmanlı toprağındaki okullarının adı yok ama yer, yıl ve sayı olarak şöyle verilmiş İngiliz okulları :

1899’da Bağdat’ta : 1, Beyrut’ta : 1 okul,
1900’de Bağdat’ta : 1 okul,
1901’de Bağdat’ta : 1, Beyrut’ta : 1, Halep’te : 1, Kudüs’te : 1 okul,
1903’te Bağdat’ta : 1, Beyrut’ta : 24, Kudüs’te : 2, Suriye’de : 3 okul.

C) Amerikan Okulları : Harput’ta, İstanbul’da, Merzifon’da, Kayseri ve Talas’ta, Tarsus’ta,Selanik’te, Van’da, İzmir’de, Adana’da, Sivas’ta, Maraş’ta, Beyrut’ta, Amerikan okulları vardı Osmanlı’da.

D) İtalyan Okulları : 1870-80’lerde İstanbul’da, 14 İtalyan okulu (kız-erkek).

E) Alman Okulları : 1882-1914 arası İstanbul’da 4 okul.

F) Avusturya Okulları : 1882’de İstanbul’da kurulmuş 2 okul.

G) Rus Okulları : 1893-1903 arası İstanbul ve Bursa’da.

H) İran Okuları : 1910-1916 arası 4 okul..

İ) Bulgar Okulları : Adları belli değil.

J) Rum Ortadoks Okulları : 1453’ten beri İstanbul-Fener’de.

K) Ermeni Okulları : İstanbul’da 2 okul.

L) Yahudi Okulları : 1492’den sonra İstanbul’da.

Netice olarak şunu demek gerek; 600 küsur yıllık Osmanlı Devleti hiç bir ülkede kendi dili ve kültürünü yaymak için de olsa okul hiç okul açmamış. Cumhuriyet hükümetleri de halen aynı durumda, yani hiç bir yabancı ülkede Türkçe eğitim yapan okulumuz yoktur. Örneğin, Almanya’da 4 milyona yakın vatandaşımız var ama, halen bir tek ilkokulumuz bile yoktur! Oradaki 1 milyon çocuğumuz Alman okullarında ve asimile olmuş durumdalar!

Buna rağmen, yukarıdaki bazı ülkelerin halen okulları vardır ülkemizde. Oysa dış ilişkiler karşılıklılık (mütekabiliyet) esasına göre yürütülmek durumundadır. Bu durumda yanlışlık onlarda değil, bizdedir, yazık!!!

Aşağıdaki kitap tanıtımını okumanız dileğiyle saygılar.

“OSMANLI DEVLETİNDE YABANCI OKULLAR”

Kitabın arka kapaktaki özeti ve tanıtımı aynen aşağıdadır :

“Osmanlı İmparatorluğu’nda Yabancı Okullar adlı bu kitap, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ….. gibi Yabancı Devletlerin, azınlıkları kullanarak, eğitim maskesi altında, Osmanlı Devleti aleyhindeki çalışmalarını, okullarda planladıkları ve yürüttükleri siyasal faaliyetleri konu edinmektedir.

Kitabın mesajı;Siyasi amaçlı eğitim faaliyetlerinin, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünü hazırlayan ve hızlandıran etkenlerden biri olduğudur. Çıkış noktası eğitim, odak noktası Osmanlı Devleti’nden azınlıkları koparmak olan Yabancı Okullar sorununun temelinde; Osmanlı İmparatorluğu üzerinde nüfuz sahibi olma amacı yanında, eğitim, din, kültür ve politika gibi nedenler bulunmaktdır.

Yabancı Devletlerin azınlıkları etkileyebilmeleri için en tutarlı yol; din açısından yakınlık kurmak, bunu maddi olanaklarla desteklemek, onları himaye altına alarak okullar aracılığı ile nüfuzlarını sürdürmekti. Bunun yanı sıra; ticaret, okul, kilise, misyoner bağlantısını, Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu siyasi zayıflığı,Osmanlı’nın kendi zararına verdiği birçok imtiyaz ve kapitülasyonları, yasal boşlukları da çıkarları doğrultusunda kullanmışlardır.

Yalnız bulunduğu dönemi ve Osmanlı Devleti’ni etkilemekle kalmayan okullar ve siyasi faaliyetleri birçok soruna olumsuz katkıda bulunmuş ve günümüze yansıyan yeni sorunlara da zemin hazırlamıştır. Her yönüyle Yabancı Okulları ele alan araştırmamız, eğitim açısından yararlı, siyasi açısından zararlı bu kurumların tarihi gelişimini, Osmanlı Devleti’nin çöküşüne olan katkısını, arşiv belgeleri ışığında aydınlatmaya çalışmaktadır.”

This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, EĞİTİM, Yeni Kitaplar. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *