Naci Kaptan
01 Haziran 2013
ÖNCE KOCAMAN BİR TEŞEKKÜR ;
Taksim olaylarını aksatmadan sürekli olarak vermekte olan Halk TV’ye teşekkürlerimi sunarım.Halk TV tarihi bir görevi yerine getirmektedir.
***
Eşine tek koluyla sarılmış adam polise bağırıyordu ;
“Kurşun atsanıza daha kısa yol “
Ve
Henüz sökülmemiş birkaç ağacın gölgesine oturmuş simit yiyen bir kaç gencin üzerine jet tazyikli su sıkılıyor, gençler savruluyordu .
Tayyip Erdoğan’ın ileri demokrasisi acımasızca insanlara saldırıyordu.İstanbul Valiliğinde en acımasızca halka karşı polis operasyonlarını yaptıran vali İçişleri Bakanı olduktan sonra Yurdun genelinde polis daha faşist ve baskıcı davranmaya başlamıştı.
Değerli arkadaşlar ,
Taksim gezi parkı olayı üzerine ölü toprağı serpilmiş olan halkı uyandırıverdi.Halkın tepkisinin çok kısa zamanda büyümesi ve her görüşten olanların biraraya gelivermesi Amerika ve AB’nin de bu gösterilere hemen destek veriyor olmasının, bizleri sağduyu ile davranmaya ve düşünmeye itmesi gerektir.
Değerli Ali Eralp yakında yazmıştı ;
” Dört yanımız puşt zulası ”
” Zapsu’nun deyişiyle Başbakan Erdoğan’ın deliğe süpürülme vakti mi gelmiştir ? ”
Yoksa ,BOP’un sözde baharı için bu demokratik eylem bir bahane mi olacaktır ?
Bu demokratik eylemin sınırsız polis gücüyle bastırılmaya çalışılması Ülkemizin istikrarsızlaştırılması için bir gerekçe olabilir mi ?
Hükümet bu olaylar sonu istifa eder mi ?
Olaylar durulduktan sonra Hopa’da olduğu gibi faşist bir rüzgar estirilerek toplum daha çok baskı altına mı alınacaktır ?
Şayet olaylar durulmaz ve Başbakan Erdoğan istifa ederse ,iktidar koltuğu kime/kimlere verilecektir ?
Başbakan Erdoğan Suriye Başkanı Esad’ı halkına “zulum” etmekle suçlayarak aslında Suriye’nin antiemperyalist bir savaş verdiğini saklarken , kendisi ise halkına karşı ORANTISIZ kelimesinin az kaldığı GÜCÜ KULLANMAKTADIR. Yüzlerce yaralıyla birlikte ölüler olduğu da söylenmektedir.Esad işgal güçlerine karşı ülkesini savunurken , Erdoğan kendi halkına karşı faşist bir baskı uyguluyor.
Olayların böylesi büyümesinin temel nedenleri ;
Başbakan Edoğan’ın kibirli , baskıcı davranışları , AKP’ye oy vermeyenleri yok sayması , Devletin tüm katmanlarını liyakat ve tecrübe aramadan yandaşlarına paylaştırması ,Laik demokratik Cumhuriyet’e, karşı devrimi dayatması , büyük yolsuzluklar , Köklü Devlet geleneklerini yok etmesi , Türkiye’nin üniter yapısını bozması,Amerika ve AB politikalarına taşaronluk yapması,Ülkeyi bölecek dini ve etnik poltikalar uygulaması,
kendi amaçlarına uygun yasalar çıkartması , Emperyalizmin rüyası olan Kürdistan’ın kuruluşunda BOP başkanı olarak görev alması , bağımsızlığımızı tartışılır hale getirmesi , Atatürk ve Aydınlanma devrimlerini yok sayması , yok etmeye çalışması olarak sıralayabiliriz.Toplumun sabrı ve dayanma gücü bitmiş ve toplumsal bir patlama yaşanmaktadır.
