Merve Kavakçı Ve Nazım Kıbrısi *** İngiltere Osmanlı’ya da tarikatlar vasıtasıyla girmiştir. Yüzlerce ajanını Nakşibendi, Kadiri, Rufai, Melami şeyhi, Alevi Dedesi olarak Osmanlı topraklarına salmış, bugün de ülkemizin başına bela olan Kuran dışı; “Kadercilik” anlayışını yerleştirerek, müritleri tembelliğe alıştırmıştır.

engin uçar
28.07.2017

Merve Kavakçı Ve Nazım Kıbrısi

Merve Kavaçı… Refah Partisi’nden vekil seçildi. Aslında Kavakçı bir projeydi. Meclise türbanıyla, Nazlı Ilıcak’ın kolunda girdi. Vekillikten çıkarıldı. Şimdi birçok soytarı Kavakçı’nın başörtüsü nedeniyle vatandaşlıktan çıkarıldığını yazıyor. YALAN! Hem de ahlaksızca söylenen bir kuyruklu yalan. Kavakçı ABD vatandaşı olduğu ve bu durumu sakladığı için vatandaşlıktan çıkarıldı. Vatandaşlıktan çıkarıldıktan sonra, ABD’de Türkiye Cumhuriyeti aleyhinde konferanslar verdi. Eski eşi Kafkas Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Cihangir İslam, KHK ile FETÖ üyesi olmaktan ihraç edildi.

Kendisi ABD vatandaşıdır. ABD Vatandaşı olan kişi ABD Anayasası’nı ve yasalarını iç ve dış düşmanlara karşı koruyacağına, ABD Ordusuna hizmet vereceğine yemin eder.Ve bu ABD vatandaşı hatun kişi, 3 Temmuz 2017 günü yeniden Türk(!) vatandaşı yapıldı. Sonra da alel acele Kuala Lumpur Büyükelçiliğine atandı.

Sizce bu hatun Büyükelçiliği sürecinde, Türkiye ve ABD çıkarlarının çatıştığı noktada, yeminine mi sahip çıkacak yoksa Türkiye’nin çıkarlarını mı koruyacaktır???mCHP vekilleri haklı olarak eleştiri yapıyor ama, eleştiriye hakları var mı???

Ülkemizde ikiyüzlülük kurumsallaştı. Çok yüzlülük geçer akçe oldu. Dürüstlük hem öksüz, hem yetimdir artık. İlkeli olmak diye bir kavramı hatırlayan yok. Hatırlatalım;

Baylar ve bayanlar, gerçeklere Fransız kalanlar, sözüm sizleredir.
Bu ülkede bir Maliye Bakanı var. Adı: Mehmet Şimşek. İngiliz vatandaşı. Yani, İngiltere Kraliçesi’ne bağlılık yemini etmiş bir kişidir Maliye Bakanınız. Londra’da küresel çeteye ait olan Merrill Lynch Bankası’nın başında otururken, AKP tarafından keşfedilip(!) Türkiye’ye getirildi. Dışarıdan bakan yapıldı. Hakkında birçok şaibe yazılıp-çizildi. Eşi yabancıydı. Bakan olduktan sonra boşandı. Türkiye Vatandaşı bir hanımla evlendi. O dönem ben ve bazı yazarlar bu konuyu yazdık. Eleştirdik. Mecliste karşı çıkan olmadı. Hatırladığım kadarı ile sadece Bahçeli, İngiliz vatandaşı olmasına değil, dışarıdan bakan atanmasına eleştiri getirdi. Ben de o eleştiriye, ikiyüzlülük olduğu için eleştiri ile karşılık verdim. Çünkü MHP’nin de içinde olduğu 57. Hükümet döneminde Derviş ABD’den ithal edilerek(!) bakan yapıldı. Ülkenin canına okudu.

İşte, halk bazı sözlere bu ikiyüzlülük nedeniyle itibar etmiyor. İtibar görmek için dürüst olacaksın. İlkeli olacaksın. Milleti salak yerine koymayacaksın. Eleştirdiğin konuda sabıkan olmayacak.Demem o ki, ABD vatandaşı Merve Kavakçı’yı ABD vatandaşlığı nedeniyle eleştirmek için, Kraliçesinin vatandaşı Mr. Şimşek’in bakanlığına da karşı çıkmak gerekir.Dün Mr. Şimşek’e hangi gerekçeler nedeniyle karşı çıktıysam, bugün de aynı gerekçelerle Madam Kavakçı’nın Büyükelçi yapılmasına karşıyım.

Kavakçı’nın bir resmi var. Şeyh Nazım Kıbrısi’nin önünde diz çökmüş, elini Kıbrısi’ye doğru uzatmış, avucunda bir şeyler var.Nazım Kıbrısi hakkında çok önce bir yazı yazdım. Kıbrısi İngiliz ajanı olarak bilinir. Kıbrıs Kahramanı Dr. Fazıl Küçük, Kıbrisi sohbet ederken teneke çaldırırmış. Kıbrısi İngiltere Prenslerinin sünnetli doğduğunu iddia eder. Bu iddia, Müslümanların Kraliyet ailesine güven duymasını sağlamak için yapılan bir propagandadır. Beyin yıkama yöntemidir. İngiliz ajanı Lawrence’in yöntemine ne kadar çok benziyor değil mi?

İngiltere Osmanlı’ya da tarikatlar vasıtasıyla girmiştir. Yüzlerce ajanını Nakşibendi, Kadiri, Rufai, Melami şeyhi, Alevi Dedesi olarak Osmanlı topraklarına salmış, bugün de ülkemizin başına bela olan Kuran dışı;

“Kadercilik” anlayışını yerleştirerek, müritleri tembelliğe alıştırmıştır.Uyuşturucu Baronu Hikmetyar’ın dizinin dibine çökenlerin, İngiliz İstihbaratı ile bağlantılı bir şeyhin dizi dibine çökenleri baş tacı etmesinden doğal ne olabilir ki? Şaşırmıyorum. Bataklık oluşurken bas bas bağıranlardanım. Hatta çığlık atanlardan biriyim. 2007 yılında “80 Yıllık Kin” başlığıyla yazdığım yazıya, “abartmışsınız” diye yorum yazan sarı basın kartı sahibi gazeteciye selam olsun.

Bataklık oluşurken bataklık kenarına sandalye koyup oturan, sivrisineklerin hücumuna uğrayacağını da bilmelidir. Sivrisinekler ısırmakla kalmaz. Sıtma da yapar. Ülkece sıtma hastalığına yakalandık. Titriyoruz. Ve zaman zaman sayıklıyoruz;

AB-D bizi kıskanıyor(!).. Kadılarımızı, ithal bakan ve büyükelçilerimizi kıskanıyor. Saman ithal edişimizi, “borç yiğidin kamçısıdır” deyip ülkeyi borç bataklığına sürükleyen yiğitlerimizi kıskanıyor. Memurun ve O..punun rüşvetini peşin veren Reza Zarrablarımızı kıskanıyor. Gizli banka hesaplarımızı, saraylarımızı, halkın HIYAR GİBİ soyuluşunu kıskanıyor. Ege’yi “Yunanistan’a bahşiş niyetine hibe eden bonkörlüğümüzü” fena halde kıskanıyor(!)… Hele her yağmurda şehirlerimizin göl haline gelmesini öyle bir kıskanıyor ki, sormayın gitsin…

Zahide UÇAR

This entry was posted in DİN-İNANÇ, İrtica, ŞERİAT - İRTİCA - KARANLIĞIN AYAK SESLERİ, YOBAZLIK - GERİCİLİK, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *