Haremin sırrı! * Tarihçiler ve güvenilir kaynaklar “Haremler, padişahların zevk haneleri ve sarayın da entrika merkeziydi.” diyor . Haremler gerçekte, padişaha ve şehzadelere körpe kadınlar sağlayan bir eğitim (!) merkeziydi.

Sözcü
Rahmi Turan
Mart 14, 2016

Haremin sırrı!

Emine Hanım’ın “90 yıllık enkazı kaldırdık!” sözlerinin ardından şimdi de onun “Harem” konusundaki engin bilgilerini paylaşıyoruz.“Harem bir okuldur. Kadınların hayata hazırlandığı, hayır faaliyetlerinin örgütlendiği bir eğitim yuvasıdır” diyor Emine Hanım… Ne müthiş bilgiler bunlar! Ne çare ki, bizim bilgilerimiz onunkine uymuyor. Çünkü kitaplar böyle yazmıyor!

Tarihçiler ve güvenilir kaynaklar “Haremler, padişahların zevk haneleri ve sarayın da entrika merkeziydi.” diyor.İftira mı ediyorlar acaba? Emine Hanım’ın kastettiği okul, eğer cariyelerin eğitimi ise doğrudur. Harem odur.Haremler gerçekte, padişaha ve şehzadelere körpe kadınlar sağlayan bir eğitim (!) merkeziydi.

Yaşları 15-16 civarında olan genç kızlar, korsanlar ya da kadın tacirleri tarafından, çeşitli ülkelerden kılıç zoruyla kaçırılarak İstanbul’a getirilip satılıyordu.

Esir edilen körpe kızlar, Çemberlitaş’taki esir pazarında satışa çıkarılıyor, parası olan ağalar, paşalar onları alıp haremlerine götürüyor, en güzelleri de padişahın haremine yollanıyordu.Hareme götürülen kadınlar yabancıydı ve Türkçe bilmiyorlardı. Çeşitli milletlere mensup, çoğu Avrupalı Hıristiyan veya Musevi kızlardı bunlar….

* Eğitime önce Türkçe-Osmanlıca dersleri ile başlanıp okuma-yazma öğretiliyordu.
* Musiki, dans, raks, ahenk, işve, yürüyüş ve teganni (şarkı söylemek, makam ve ezgi ile okumak) dersleri veriliyor, padişahın (diğer haremlerde şehzadelerin) nasıl mutlu edileceği öğretiliyordu.

* Padişaha nasıl davranılır?
* Gözlerinin içine bakılır mı?
* Hangi kokuları severler?
* Terlikleri nasıl giydirilir?
* Çamaşırları verilirken nasıl davranılır?
* Padişah ellerini yıkarken ibrikle nasıl su dökülür?
Tüm bunların tatbiki dersleri yapılırdı.

Feodal dönemin ilkel bir ürünü olan “Harem” Osmanlı Devleti ile birlikte yıkıldı.Kadını kölelikten kurtararak yücelten Atatürk oldu ve Cumhuriyet devrimleri, çağdaş haklar verdiği kadını erkeklerle eşitledi.Başka bir ifadeyle, kadınların bin yıllık köleliği Atatürk sayesinde bitti.

Emine Hanım kusura bakmasın ama tarih böyle yazıyor, ne yapalım!
Günümüzün kadınları Atatürk’e ve onun yarattığı Türkiye Cumhuriyeti’ne şükretsin. Aksi halde kölelik düzeni devam edecekti!

Medreseler açılmalı mı?

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez bir takım gerçekleri görmezden gelerek siyasi iktidara şirin görünmeye çalışıyor.Görmez’in “Medreselerin yeniden açılmasını” istemesi, çağımızın gerçeklerine uymuyor!

Bunu sokaktaki bir vatandaş söylese, gülüp geçilir ama Mehmet Görmez gibi biri söyleyince işler değişiyor.Medrese nedir? Osmanlı döneminde orta ve yüksek öğretimin yapıldığı kurumların genel adıdır.Medreselerde ağırlıklı olarak fıkıh ve kelam gibi din dersleri okutulur, pozitif bilimlere ve fen derslerine pek yer verilmezdi.Özetle söylemek gerekirse, medreseler nedeniyle Osmanlı toplumu cahil ve çağdışı kalmış, koca devlet, bilimde ve teknolojide gelişen emperyalist Batı karşısında perişan olup batmıştı!

CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan “Cumhuriyet sayesinde seçimle o koltuğa oturduğunu yok sayarak hareket edenlerin bu tür sözleri çok ayıptır. Bunları söyleyenlerin o koltukta oturmaması ve derhal istifa etmesi gerekir.” dedi. Tam da adamına söyledi! Mehmet Görmez’de hiç istifa edecek göz var mı? O şimdi “Cumhuriyet rejimiyle nasıl hesaplaşırım?” diye yeni planlarla meşguldür.

This entry was posted in İrtica, Tarih, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *