DIŞ POLİTİKADA EDİLGEN OLMAK!!! * MEŞRUİYETİN MALİYETİ

MEŞRUİYETİN MALİYETİ

BİRGÜN – Doç. Dr. Yonca Özdemir – 28.09.2025


‘Meşruiyetin’ karşılığı maliyetli olacak

Trump’tan aldığımızı, verdiğimizi alt alta topladığımızda, Türkiye’nin aldığına kıyasla verdiğinin çok daha fazla olduğu açıkça görülüyor. Nitekim bu hafta ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun yaptığı, “Trump’ın bir elini sıkmak, beş dakika görüşmek için yalvarıyorlar,” şeklindeki yorumunu hatırlarsak bunda şaşılacak bir durum yok. Trump öyle bir lider ki, elinizi verseniz kolunuzu kaptırırsınız. Hiçbir iyiliği karşılıksız yapmadığı gibi, başkanlığını da hem Amerika hem de kendi çıkarı için adeta bir para sağma mekanizması gibi kullanıyor. Dolayısıyla Erdoğan’a randevuyu bedavaya vermeyeceği ve ne verirse karşılığında daha fazlasını alacağı en başından belliydi.

Akıllara gelen temel soru şu: Peki bu görüşme için Türkiye devletinin onuru dahil bu kadar çok şey niye feda edildi? Üstelik, dünyanın “delisi” olarak görülen Trump’ın yanında görünmek neden bu kadar önemliydi? Bu sorunun cevabını aslında Amerika’nın Türkiye elçisi Tom Barrack verdi:

Meşruiyet kazanmak için.

Peki bu ne anlama geliyor? Bunun bir boyutu, 2020’den bu yana CAATSA yaptırımlarıyla “düşman devlet” statüsüne düşen Türkiye’nin bu statüden çıkarılarak Amerikan Kongresi nezdinde yeniden meşruiyet kazanması olabilir. Ancak Erdoğan açısından asıl anlamı, Türkiye’de ne kadar antidemokratik davranırsa davransın bunun artık ABD gözünde meşruiyetini sarsmayacağı ve Washington’un tüm bu antidemokratik uygulamalara göz yumacağı şeklinde okunabilir. Bu da Türkiye’de muhalefeti çok daha zorlu günlerin beklediğine işaret ediyor.

Toplantıda “Görüşmeniz nasıl geçti?” sorusuna Trump tek kelimeyle “Harika” demişti. Gerçekten de öyle oldu: Trump, Türkiye’de çıkarlarına bu kadar uygun başka bir lider bulamazdı; Erdoğan ise iktidarını sürdürmek için bundan daha uygun bir Amerikan başkanı hayal edemezdi. İki sağ popülist liderin birbirlerini överek sahne aldığı bu basın toplantısı bana göre yalnızca Türkiye için değil, küresel düzeyde de hayra alamet değil. Çünkü otoriter liderlerin dayanışması, dünyanın daha az demokrasiye, daha çok baskıya ve daha fazla şiddete sürüklendiğinin işaretidir.

This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, DIŞ POLİTİKA, İHANET VE YABANCI YANDAŞLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *