
Türkiye’nin itibarı
CUMHURİYET – Emre Kongar – 26.09.2025
Bu iktidarın sadece Ortadoğulu ülkelere has olan gösterişçi harcamalarına gerekçe olarak kullandığı “İtibardan tasarruf olmaz” diye bir söylemi var. Herhalde “İtibar” sözcüğünden kastettikleri, kendi yaşamları ve görüntüleri.
Çünkü ülkenin özellikle Demokratik Rejim, Temel Hak ve Özgürlükler, Hukuk Devleti, Şeffaflık ve Refah endekslerindeki yeri hiç de itibarlı değil. Türkiye ne yazık ki, bu endekslerde, bazı yeni kurulmuş Afrika ülkelerinin bile gerisinde görünüyor.
Ama bu gerçeklere rağmen Türkiye bence, Dünya’nın en itibarlı ülkelerinden biri…
1) İslam Dünyası’nın, bir “Uygarlık Yıldızı.” Müslüman bir toplumda, çok arızalı ve çok iniş çıkışlı da olsa, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti” niteliği taşıyan, gerçek bir Cumhuriyet Rejimi’ni yürüten bir ülke.
2) Tarihsel olarak hem Din/Tarım Dönemi’nin “Dünya Gücü” olan Osmanlı İmparatorluğu’nun mirasçısı…
Hem de Atatürk’ün, Batı Emperyalizmi’ni savaşla yenerek Bağımsız ve Tarafsız olarak kurduğu ve Müslüman bir Toplum’a çağ atlattığı bir Cumhuriyet.
3) Coğrafya olarak Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu “Şeytan Üçgeni”nde, hem Karadeniz’i hem de Doğu Akdeniz’i kontrol eden bir konum.
Emperyalizm, kendi yarattığı dünya sorunları karşısında kendi ülkelerinde son derece sert ve önemli tedbirler alırken, Türkiye’yi tam tersi uygulamalara zorluyor:
1) İsrail’in güvenliğini sağlamak amacıyla, Ortadoğu’yu istikrarsızlaştırıp, yakıp yıktıktan sonra, bu istikrarsızlığı yapısallaştırmak için Terörist Radikal İslam’la işbirliği yapıyor. Bunu da AKP/MHP iktidarının desteğiyle gerçekleştiriyor.
2) Kendisinin ortaya çıkmalarına sebep olduğu, yerlerinden edilmiş olan Arap ve Müslüman sığınmacı kitlelerine kendi ülkelerinin kapılarını sıkı sıkıya kapatırken, bunların Türkiye’de depolanmasını istiyor.
Trump’ın “Akıllı ol” diye bitirdiği unutamadığımız mektubu geçmişe gömelim ve dün gerçekleşin Trump-Erdoğan görüşmesi bağlamında medyaya yansıyan haberlere bakalım:
Erdoğan’ın, Amerikan Fox News kanalında konuşurken Trump’ın dünyadaki savaşları bitiremediğini söylemesi üzerine ABD Dışişleri Bakanı Rubio şunları söylemiş:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu hafta Başkan’la görüşmek için Beyaz Saray’a geliyor. Hepsi Trump’la konuşmak, onun sorunu çözmesini istiyor. Gerçek şu ki, bugün bile devam eden toplantılarımız var ve liderler bu toplantıların bir parçası olmak için adeta yalvarıyor. ’Bizi de dahil edin, beş dakika el sıkışma imkânı sağlayın’ diye arıyorlar”
Tam bu arada ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Trump’ın “Türkiye’ye ihtiyaç duyduğu şeyi, yani ‘meşruiyet’ verelim” dediğini söyledi:
“Herkes diyor ki, ‘Harika bir NATO müttefiki. NATO’nun en büyük ikinci müttefiki.’
Evet hepsi doğru. 10 yıldır aynı meselelerle uğraşıyoruz. Ama bu meseleler 10 yıldır devam ediyor. S-400’ler, F-35’ler, F-16’lar, Halkbank. Bu karmaşa. Dost mu, düşman mı? Rusya’yla iş yapıyorlar. Onlar muhafazakâr Müslümanlar. Onlar saldırgan Müslümanlar. Müslüman Kardeşler’i kınamadılar. Hamas’ı kınamadılar.
Hep aynı kafa karıştırıcı meseleler. O yüzden başkanımız diyor ki, ‘Biliyor musunuz? Bunların hepsinden yoruldum. Cesur bir adım atalım ve ilişkiyi ilişki bazında kuralım, onlara ihtiyaç duyduklarını verelim: Meşruiyet’”
Bence Dünya’nın en itibarlı birkaç ülkesinden biri olan Türkiye’nin, bu derece itibarsız söylemlere muhatap olmasının nedenleri nelerdir?
1) Dünyadaki güç savaşları bağlamında, bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitirmiş olması.
2) Ekonomik ve askeri gücünün zayıflamakta oluşu.
3) Demokratik Rejim ve Hukuk Devleti sorunları ve bunlara bağlı olarak iktidarın gücünü yitirmiş ve bu nedenle de meşruiyet sorunu yaşıyor olması.
Bence ne kadar güçsüzleşirse güçsüzleşsin, ne kadar istismar edilirse edilsin, ne kadar ezilirse ezilsin, ne kadar baskılanırsa baskılansın, bu ülke, bu halk, bu millet, bu toplum, bu kimlik, bu coğrafya ve bu tarih, bütün saldırılara karşı kendisini koruyacaktır.