ORTADOĞU, İSRAİL’İN YAPTIĞI SOYKIRIM * Netanyahu Neden Kudüs Diye Sayıklamaya Başladı

Netanyahu Neden Kudüs Diye Sayıklamaya Başladı

Mahiye Morgül – Eğitimci, yazar – 20.09.2025


Kudüs bizim antik bilim şehrimizdi. Filistin o bilim şehrinin diğer adıdır. Palestuni, Poli Estana Işıklı Şehir demektir ve sağdan okuyuşla İstanbul ile sesdeştir.

Netanyahu şimdilerde Kudüs’ü MS.70’de harabeye çeviren Titus’a özeniyor.
Ortak özellikleri var, Titus da Roma kralı olmadan önce büyük bankerdi, tefeciydi.

Titus’un tefeciliği büyük dedesinden gelirdi. Dedesi Vezirköprü’yü ve tüm Karadeniz şehirlerini yerle bir edip yağmalayan Pompey’in ekustriani adlı atlı yağmacı bölüğündendi. Pompey ise, Başoğuzlu kralımız Mete Oğuz’la Vezirköprü’de karşı karşıya gelen Cenevizli Roma komutanı Ciniuz Pompeius’tur.

Netenyahu neden Kudus’ü istiyor bilmiyoruz. Asla haklı istek değildir, kin üstüne oturmuş bir istektir. Dünyayı ateşe salacak bir taleptir bu. Çünkü Kudüs’te Yehudiye dağında 4 yıl Titus’a ölümüne direnmiş çoluk çocuk yanlış hatırlamıyorsam 660 kişi Oğuzlu ve Samiri (Sümerli Yahudi) direnişçinin sıfatı MAZATA idi. Ölümüne direnmenin adıdır Hilal (Maz) Atalı olmak. Hani Bush 2001 de demişti ya, “3.bin yılın haçlı seferini başlatıyoruz, bir daha Mazada olmayacak.” İşte o Mazada tarihi Kudüs’te Roma işgaline direnmenin adıdır. Bush bu sefer bize direnen olmasın, demiş oldu.

Kafkas kökenli Maz (Hilal) inanışlı Oğuzların Kudüs için tarih boyunca cepheye koşmalarının sebebi bu tarihte yazılıdır, Kudüs yani Akad / God Oğuz bilim şehrinin kurucuları kendileridir de ondan. Bizim siyasilerimizin ilk öğreneceği tarih bu Oğuz ve Sümer atalarımızın var ettiği ANTİK ANADOLU ve FİLİSTİN tarihi olmalıdır.

Fonetik analizle Filistin POLİESTANA (Palestuni) IŞIKLI BEL, yani Bilim Şehri demektir. Bakın binalarına, KUDUS merkezinde kampüs modeli Bilim Merkezini görebilirsiniz.

Oğuzlu atalarımızın bilim şehri olan Kudüs, GOD-US, yani AKAD-LAR tarafında kurulan şehir. Anımsayalım, MÖ.535 de Kuruş Silindiri üzerinde altın harflerle yazılı olan borç köleliğini yasaklayan ilk insan hakları evrensel duyurusu Akadca ve Sümercedir. Romalı tefeci kralların köle tacirliğini durdurmak kolay değildi, bilim adamları borç köleliğinin yani faizin yasaklanmasına öncülük ediyordu. Bu yüzden Romalıların ilk işi bilimevlerini yıkmak olmuştur. Dış borç yasağı kısaca faiz İslamiyete bizden geçmiştir.

Gelelim bir tarihsel benzetmeye…
İstanbul ile Filistin aynı anlamda buluşuyor.
Filistin ile sesdeş İSTANBOLİ…

Ayasofya bir Bilgelik Okulu olarak yapıldı, Kudüs ile benzerliği buradan gelir. Hilal inanışlı bilgelerin okulu demektir, BİZ-analı yani Kafkas kökenli Megaralıların yerleştiği Batı Karadenizin MİZİNYA halkının kurucusu olduğu bilim şehridir Bizans.

Kudüs’ü biz Kafkasyalı (Sirkasyalı) Oğuzoğulları her Roma saldırısında Kaf dağlarından kurtarmaya koştuk. Acaba neden? KUTUZ Oğuz beyi Derbentli değil miydi? Kutuz, adı bile Kudüs ile sesdeştir. MEN-OĞLU’lar (KuliMen Devleti) Kafkasyalı Derbentli Sasani değil miydi? Hazar mafyasını durdurmaya Zulkarneyn Oğuz Seddini Derbent Sasani kalesinden başlatan Oğuz Beyi Kubat Kafkasyalı değil miydi? Hilal yurdu Sirkasya, adımız ortada, Çerkezya, Sasaniler değil midir? İslamiyet de Sasanilerin devamı değil midir?

Bakınız, Kaşgarlı Mahmut’un yazdığı ansiklopedide “Türk odur ki darda olana koşandır” diyerek Türk tarifi yaptığı cümleden hareketle, darda olana koşanların yurdu olan Sirkasya ile Kudüs’ün tarihi bağlarını konuşuyoruz.

Hazar mafyası diye tarihe geçen soyguncu Yahudi tayfasına karşı ördüğümüz Zulkarneyn Oğuz Seddi de orada, Kurt Dağları da orada… Netenyahu o mafya tayfasından görünüyor. Tarih çalışmanın tam zamanıdır.

Romalıların Hıristiyanlığın doğuşu dedikleri Anadolu’yu ve Ön Asyayı yerle bir etme tarihini bizim siyasilerimizin öğrenmesi gerekir. Buraları yıkmaya sefer üstüne sefer düzenleyen Septimus Seferius’ları da var. MS.198 yılında İstanbul’u 2 yıl kuşatıp aç susuz bırakarak ele geçirmesiyle ünlüdür.

Titus 70 de Kudüs’ü ve Samandağ’ı harabettiği zaman Silvan’daki tıp bilim evleriyle ünlü mermer kaya şehri Hasuni (Dikarankerti ) bilim şehrini soydu, altınlarını Roma’ya taşıdı, bilgeleri götürüp Roma’da köle sattı. Etrüsk efsanelerinde çatal kaşıkları bile altındandı diye anlatılan Dikrankerti şehri orasıydı. Bugün Diyarbakır o adı taşıyor.

Pompey’in soyduğu Karadenizden kaçabilen Med inanışlı Kolkhisli (Oğuzlu) bilim adamlarına sığınak olarak yapılan (yapımı on yıl sürdü) bu kaya evler, Mitridate Mete Oğuz’un damadı Ermeni kral 1.Dikran tarafından yapıldığı için adını ondan alır. Dikran Kureti diyoruz. Dikran’ın yaptırdığı, Med’lerin, yani Kafkasyalıların tıpçı olan Kor-otacı bilim şehri demektir.

MS.70 de Kudüs’e saldıran Titus, Silvan’daki Hasuni bilimevi DikranKerti’ni de soymuş yıkmış, altın tabaklarını Roma’ya taşıması ünlüdür. MS.450’de burayı onarım yaptıran ve adını Şehitler Şehri koyan Bizans Kralı Oğuzdinli (Justinian) ile eşi Suriyeli Nike’yi saygıyla analım. Kralın Dikilitaş’ı bu nedenle Ankara Hacıbayram’dadır.

Titus’a direnen Kudüs halkının bir bölümü Samiri Yahudileriydi. Onlar da Titus’a teslim olmayan Kafkasyalı GOD’larla beraber teslim olmayıp Yehudiye dağına çekildiler. Samiriler, şu anda da Netenyahu’ya direnmektedir. Tarihi benzerliğe dikkat ediniz. Ancak bölgede Türklüklerini kaybetmiş Hıristiyanlığa geçmiş olan klanlar var, onlar direnme kültürünü kaybettiler. Filistin halkı ise, Arapça konuşan Kafkas kökenli Oğuzlar olarak devam direnme kültürümüzü temsil ediyor.

Kudus’ü korumaya direnme töremize örnek kahraman Sirkasyalı Selahattin Eyyubi’yi burada anlatmıyorum, o biliniyor.

Yehudiye kalesinde 4 yıl ölümüne çoluk çocuk 660 kişi direndik. Bu önemlidir. Son kişi ölünceye kadar, teslim olmadık. “Ya istiklal ya ölüm” dedik. Filistin halkının Melek Halkı adı oradan gelir. Bir de Urfalı Türkmeneli Sasani kraliçemiz Leyla Zeynep Sultan’ın 260 yıllarında kadın askerleriyle ünlü direnişi var. Laila Zenobia adıyla bilinir. Esir götürüldüğü Roma’da öldürüldü, 14 Şubat onun ölüm günüdür.

Filistin ve Kudüs bizim için tarih boyunca ölümüne koruduğumuz bilim şehrimizdir, miraca orada çıkmıştır peygamberimiz.

Değerli okurlarım. Bu yazıya hazırlanırken internette Titus’un Roma kralı olduktan sonra ingiltere’ye saldırdığı dönem önüme düştü. York Shire şehrinde Oğuz nehri boyunca yaşayan kraliçe Baodice (Galatlı, Tuna boylarından göç edenler) kocası ölünce başa geçti ve Roma’ya vergi vermemek üzere kadın ordusuyla ayaklandı. O zaman bu isyanı bastırmaya Roma kralı Titus gitmiş ve isyanı bastırmış ve bilge kadınlara işkenceler yapmıştı. İşkence resimleri önüme düştü.

Woodcut illustration of Epicharis (of_the Pisonian conspiracy)PennProvenance_Project.jpg

Kaynak: https://en.wikipedia.org/wiki/Pisonian_conspiracy

Böyle bir işkence aparatını 2004 yılında gitar çalıştayına katıldığım Gloucester Shire şehrindeki kilisenin bahçesinde gördüm. O işkence aletinin üzerinde de bu resimdeki gibi çatı vardı, ayaklarını geçirdikleri delik gibi boynuna geçirdikleri üç adet giyotin benzeri boyun sıkıştırma deliği vardı. Aynı anda üç kadına işkence yapılıyor demekti. Roma’nın Mitra inanışının yayılmasını önlemek için Hıristiyanlığı desteklediklerini düşünenlerdenim. Hıristiyanlığın doğuşuyla bilge bacıanalarımızın katledilmesi neden aynı döneme rastladığı bence bu nedenledir.

Rize’de 3 bin kadın, Selanik’te 7 bin kadın, İskenderiye’de yakılan Tokatlı bilge Işık ablamız Opacia ve Orta Anadolu’da öldürülmemek için Hıristiyanlığa geçen şifacı kadınlar, o kadınlardan Gürcü kralını iyileştirip Hıristiyan eden ajan kadınlar, misyoner hemşireler geleneği, vb çok şey anlatabilirim.

İngiltere’de bir kilisenin arka bahçesinde gördüğüm kadına işkence aleti bana Rize’de aynı yüzyılda cadı ilan edilerek yakılan şifacı bacıanalarımızı ve intihar eden Sarı Gelin prensesimizi hatırlattı. Dönem zalim Titus dönemiydi.

Kraliçe Baodice (Pacika) gibi Roma’ya vergi vermeyerek kendi parasını bastıran Filistin Kraliçemiz Leyla Zeynep Sultan hakkında batılı kaynaklar onun kendisinden önce yaşayan Kraliçe Baodice’ye özendiğini yazıyorlar. İngiltere’de bugün, 2 bin yıl sonra, bu iki Oğuz kökenli kraliçeyi kötüleyerek çizgi filmini yaptılar, kinleri devam ediyor; bu ne bitmez intikam hırsıdır. Çizgi filmde ikisi arkadaş olmuş Roma’yı yakarken resmedildiler.

Müzik tarihinde de Titus var, hem de zalim olarak… Kudüs’ü perişan eden en zalim ve büyük tefeci Roma kralı Titus için onun zulmünü anlatan Titus Harabeleri adlı bir opera Mozart tarafından bestelendi. Aynı adla bizim Samandağ ilçemizde antik ören yeri vardır, şehir merkezinde bir de Hızır Türbesi vardır. Bence orada sahildeki Tümülüs tepe bir Oğuz Kurganıdır. Antik Samandağ tarafı ise, Şamani bilgelerin yerleşim yeriydi. Titus kötü kişilik olarak opera yapılırken, Mozart, Başoğuzlu VI.Mitridate için övgüyle dolu, kralın eşi Emine’ye yazdığı mektuplardan opera besteledi, bu ayrıntıyı görelim.

Netenyahu Kudüs’ü harabeye çeviren Titus’a özeniyor.

Titus için biraz daha ayrıntı isterseniz, bkz: https://en.wikipedia.org/wiki/Titus

Şimdi, 2 bin yıl sonra, Netenyahu adlı bir büyük yağmacı işgalci, tarihe meydan okuyor, Kudüs benimdir diyor. Buyursun bakalım.

Oğuz bilim şehrinde o Samiri Yahudiler ve onların yanında yer alan birçok Yahudi zenginleri daha Filistin Melike halkıyla beraber eminim MAZADA olmaya hazırdır. Eyüp Sultan Mezarlığında katledilen Türk vatandaşı işadamı Üzeyir Garih’i anımsayalım, ABD de bir NATO toplantısında BOP haritasına karşı çıktığı için ona Türk mezarlığında ölüm fermanı çıkartılmıştı.

Bugün, Yahudi haramiler, paradan para kazanan tefeciler var olduğu sürece, bu savaşlar bitmeyecek. Bizim de direniş geleneğimiz var. Direnişimiz, dış borç almadan milli ekonomiye geçmekle başlar, bizim töremiz de budur. Ancak, mevcut dış borç yüküyle Kudüs’ü nasıl savunabiliriz, biraz da bunu düşünelim.

Yazıma konu seçerken beni motive eden şey Tayyip beyin Trump’ın oğluyla halktan gizli görüşmüş olması ve ertesi gün Kudüs için kol kanat gerdiğini açıklaması, acaba dedirtti bana. Yine mi yanıltılıyoruz, çünkü sonraki gün Trump’tan ABD saaye davet aldı. Ne pazarlık var Kudüs için, endişelerim var.

Netenyahu ile pas çeviriyor Trump ve biz gözümüzü bu konuya çevirmeyelim diye Barış Masası Masalına, CHP tutuklamalarına vb hukuksuz kukla oyunlarıyla tam gün mesai yaptırılıyoruz. Hangi tv haber kanalına bakacağımızı şaşırdık.

Siyasilerimiz coğrafyamızın tarihini doğru kaynaklardan çalışmaya davet ediyorum.

Netenyahu Kudüs diye zusayıklamaya başladıysa, biz uyutulacağız demektir. Aman dikkat!


Mahiye Morgül / 20.9.2025 /Rize

This entry was posted in ASİMİLASYON, FAŞİZM, İSRAİL - SİYONİZM, MAHİYE MORGÜL, ORTADOĞU ÜLKELERİ. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *