Çalınan adalet, liyakat, emek!

Çalınan adalet, liyakat, emek!

CUMHURİYET – Şafak Yüca – 03.09.2025


Bembeyaz bir kâğıdı bir belgeye dönüştüren şey nedir?

Üzerindeki mühür mü, ıslak imza mı?
Yoksa o mührün ait olduğu kurum mu?
Islak imzayı atan yetkilinin bulunduğu makam mı?
Şimdi kamuoyunun dilinde aynı soru:

Cebimizdeki diplomanın sahte olmadığına nasıl kanaat getiririz?

Diploma konusu yıllardır gündemden düşmedi. Önce mevcut cumhurbaşkanının diplomasının varlığına ilişkin şüphelerle gündeme girdi. Ardından karşısına çıkacak cumhurbaşkanı adayının diploması iptal edildi. Dumanı hâlâ üzerinde olan yeni bir gündemse “sahte diploma” skandalı oldu. Kamudan akademiye ve hatta hastanelere kadar pek çok alanda görev yapan kişilerin diplomasının sahte olduğu ortaya çıktı.

Başkalarının e-imza sertifikaları kullanılarak üniversite bilgi sistemlerine girilmiş, kayıtlar ve mezuniyet verileri değiştirilerek e-Devlet’te resmi görünen sahte diplomalar oluşturulmuş. Üstelik bu diplomaların sahipleri, kamuda önemli yerlere gelmiş, akademide doçentliğe kadar yükselmiş; hastanelerde insan sağlığı adına karar alan kimselere dönüşmüş. Yani diplomalar rafta kalmamış, yetkileri kullanmış. Ortada sınav yok, tez yok, emek yok ama mühür var, diploma var. Bu diplomasıyla kamuda önemli konumlara gelen insanlar var… Aslında sahte diploma krizi, nitelikli bir kimlik hırsızlığı.

KİMLİĞİ ÇALINDI
Yıllarca dişinden tırnağından artırarak çocuklarını bin bir güçle okutan ailelerin kimliği çalındı. Ders, ödev, sınav koşuşturmasıyla okulunu, ailesinden aldığı harçlıkla, kimi zaman çalışarak bitiren öğrencilerin kimliği çalındı.

Cebinde özgeçmişi, sertifikaları ve diplomasıyla iş arayan; iş bulma umutları torpile takılan gençlerin kimliği çalındı. Atanamayan, atanma umutları parti üyeliğine takılan memur adayının kimliği çalındı. Bir tarafta diplomanın alınmasına kadar geçen bir süreç var; içinde zamanı, emeği, parayı, çileyi barındıran. Diğer tarafta hırsızlık…

Devlet, toner kokulu, sıcak kâğıdın üzerindeki ıslak imzadır, kaşedir. Artık elektronik ortamda olduğu için bugün e-imzadır… Devletin meşruiyeti de yurttaşın o ıslak imzaya, kaşeye veya elektronik imzaya duyduğu güvendir. Çünkü bu yetkiyi veren kurumun adaletine güvenir.

MEŞRUİYET KAYBI
Dolayısıyla ortada yalnızca bir diploma hırsızlığı yok. Kamu otoritesine dönük bir saldırı söz konusu. Artık yurttaşların, devletin verdiği bir resmi evrağa, o resmi evrakın yetkisiyle görevde bulunan çalışana güveni sarsılmıştır. Kamu otoritesi, gerçek diplomanın iptalini sağlarken yerine sahtecilikle üretilmiş diplomaları koyarsa, meşruiyetini yitirir.

Diplomasızların güçlü olduğu bir düzenin yaratılmasıyla, kurumların da kimliği çalınmıştır. Ve en önemlisi Türk milletinin haysiyeti, onuru zedelenmiştir. Emekle değil, adam kayırmayla; alın teriyle değil, sahte diplomayla belli kurumlara gelenlerin; onlara müsaade edenlerin yetkilerini Türk milleti iptal edecektir.

Atatürk ilkelerine bağlı Cumhuriyet, emeğin ve liyakatin üzerine inşa edilmiştir. Onu yeniden hâkim kılacak olan emeğin kıymetini bilen; liyakate saygı duyan Türk milletidir.

This entry was posted in YOLSUZLUKLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *