OTORİTER VE FAŞİST REJİMLERİN YÜCE! BİR YÖNETİCİSİ VE ONU YÜCELTEN YALANCI BİR PROPAGANDA SORUMLUSU VARDIR

Büyük Yalan (Almanca: große Lüge), özellikle bir propaganda tekniği olarak kullanılan, gerçeğin büyük ölçüde çarpıtılması veya yanlış sunulmasıdır. Almanca ifade, Adolf Hitler tarafından, 1925 yılında Mein Kampf adlı kitabını yazarken, hiç kimsenin inanamayacağı kadar büyük bir yalanın kullanımını tanımlamak için ortaya atılmıştır.

JOSEPH GOEBBELS;
Adolf Hitler’in sağ kolu, propaganda bakanı, yakın dostu… En önemlisi 1933’te iktidara geldikleri günden sonra “Halkın Führer’ini” yaratan adam… Dünya tarihinde kara propagandayı en iyi şekilde kullanıp kitleleri bu kadar uzun süre ve sebatla peşinden sürükleyen sayılı insan olmuştur. Göreve geldiği ilk günden beri halkı istediği her şeye inandırabilen Büyük Yalanların Ustası…


Joseph Goebbels, Nazi Almanya’sının “Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanı”, felsefe mezunu ve dünyanın en büyük yalancılarından. Goebbels’in bakanlığa giden yolunda Almanya’daki gelişmelere dönelim:
Parlamento 24 saat çalıştırılıyor, binlerce yasa tek gecede değiştiriliyordu. 1931 yılında Hitler başbakan olduğunda önce SA ve SS Birliklerini yardımcı polis teşkilatı olarak ilan edip en yeni silahlarla donatmıştı.
Polis sayısı ve yetkileri artırıldı. İstihbarat teşkilatları güçlendirildi. Takip edilmeler, fişlemeler sıradanlaştırıldı ve yoğunlaştırıldı. Muhbirlik teşvik edildi. Devletin tüm kurumlarından muhalifleri temizlemeye başladılar.
Bürokraside, yargıda ve orduda yandaşlar etkin hale getirildi. Ders kitapları değiştirilmeye başlandı. Eğitim müfredatı Nazi Almanya’sının temellerine uygun hale getirildi. Parti iktidara yerleştikçe her şeyin hâkimi olmaya başladı. Hitler’e ölümüne sadık bir kadro yavaş yavaş ülkede köşe başlarını tutar hale geldi.
 Goebbels bakanlığa getirildi. “Büyük Yalan Teorisi”ni  uygulamaya başladı.
Almanya’daki bütün haber kaynakları üzerinde tam kontrol sağladı. Radyo, basın, yayın evleri, sinema, tiyatro ve tüm kültür-sanat faaliyetlerini denetimine aldı. Film, tiyatro, şiir, tüm kültür sanat faaliyetleri hatta şarkı sözleri bile denetime alındı, onaysız paylaşıma sokulamadı. Hiçbir eleştiriye alan tanınmadı. Gündemi sürekli ve çok hızlı değiştiriyorlardı, gerçekler ortaya çıkamayacak kadar yoğun bir bilgi kirliliği yaratılıyordu. Öyle ki işin sonunda Sovyetler Berlin sınırına dayandığında Almanlar hala savaşı kazanmak üzere olduklarını sanıyordu.
En büyük komploları ise 1933 yılının Şubat ayında Parlamento binasının yakılması oldu. Yangını çıkaranlar vatan düşmanı komünistler olarak duyuruldu. Aslında yangını kendileri çıkartmıştı.
Toplumdaki Hitler algısını inşa eden adamdı. Onun kaleminden Hitler kimdi?
“Hitler gariban bir aileden gelme ve tam bir halk çocuğuydu. Eli açıktı, dost ve yakınlarını koruyup kollamaktan geri durmazdı. Haksızlıklara uğramıştı, hep mağdur edilmişti. 1923 yılında hapse atıldığında gık bile demeyip, aman dilenmemişti hiç. Öyle de yiğit ve yürekliydi. Haklı davasından bir adım geriye gitmemişti.
“Demokrattı” Hitler.” Özgürlük ve vatan sevdalısıydı”. Seçimle işbaşına gelmişti ve kurduğu rejimin adı “Demokratik Cumhuriyet”ti. Kendisi için asla hiçbir şey istemiyordu. Her şey ülkesi ve milleti içindi. Tüm bu nedenlerle Hitler sonuna kadar desteklenmeliydi.”
Jowett & O’Donnell Hitlerin temel prensiplerini şöyle sıralıyor:
Soyut fikirlerden kaçının-Duygulara hitap edin.
Birkaç fikri sürekli tekrarlayın-Kalıplaşmış ifadeler kullanın.
Argümanın sadece bir tarafını verin-Rakiplerinizi sürekli eleştirin.
Tüm kötülüklerin merkezi için tek bir düşman seçin.
Bu prensipler Goebbels’in kendi cümleleriyle şöyle vücut buluyordu:
Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur ve insanların o yalana inanması da o kadar kolaylaşır. Yalan söyleyin mutlaka inanan çıkacaktır. Olmazsa yalana devam edin. Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanırlar. Aynı yalanı sürekli tekrarlamak, o söylemin nereden geldiğini unutturur ve insanların kendi fikri gibi benimseyip savunmasını sağlar.
Halkı her zaman ateşleyin, asla soğumasına ve düşünmesine izin vermeyin. Hatalı olduğunuzu ya da yanlış yaptığınızı asla kabul etmeyin. Asla kendinizden başka birine hareket alanı bırakmayın. Asla kabahat ve suç üstlenmeyin. Sadece bir düşmana odaklanın ve kötü giden her şeyin suçunu onun üzerine yıkın.
Her zaman etrafınızda bir yalaka ordusu bulundurun. İlk sözü kim ne kadar güçlü ve bağırarak söylerse, o kazanır. Önemli olan aydınlar değil kitlelerdir. Çünkü onları kandırmak çok kolaydır. Basın iktidarın kullandığı dev bir klavyedir.
Bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz bir halk sunayım.
Yargı devlet hayatının efendisi değil, devlet politikasının hizmetkârı olmalıdır.
Yapılan propaganda ‘düşman’ her kimse onun politikasını, planlarını etkileyecek kuvvette olmalıdır. Bazen ulaşılması istenen belgeler sızdırılmalı, gizlilik hallerinde ise her şey müthiş bir gizlilik altında tutulmalıdır.
Joseph Goebbels’in Zeplin Kitap tarafından “Büyük Yalanlar” başlığı altında bir araya getirilmiş makalelerinden oluşuyor. Goebbels, bugün dünyanın pek çok ülkesinde yönetimlerin geçer akçe saydığı şu sözlerin de müellifi:
“Hukuk ve yargı sisteminin devletin efendisi olmasına izin vermeyin.”
“Propaganda esnasında yalan söyleyin, inananlar olacaktır. Şayet başarısız olduysanız devam edin.” “Propagandada kullanılan yalanlar ne kadar büyük olursa insanların onlara inanması kolaylaşır, yalanın etkisi artar.”
“İnsan beyninin tembelliğini unutmayın ve ona göre hareket edin. Tembel zihin propagandayı daha kolay sindirir.” “Halkın zihni her zaman sıcak tutulmalıdır, soğumasına ve işlerin olağan akışına dönmesine izin verilmemelidir.”
“Propagandanızda rakibin üstün yanları olduğunu asla kabul etmeyin, bu durumdan sadece sizin haberiniz olsun.” “Propagandanın zamanı dikkatli seçilmelidir, optimum anda zihinlere yerleşmeli ve orada kalması için çaba gösterilmelidir.”
“Büyük ve basit yalanlar söyleyin ve tekrar tekrar söyleyin; sonunda inanacaklardır.”
“Basını hükümeti çalabileceği büyük bir piyano gibi düşünün.”
“Propaganda zekâ ürünü olmak zorunda değildir, amaca hizmet etmelidir.”
“Yeterince büyük bir yalan söyler ve onu tekrar etmeye devam ederseniz, insanlar sonunda ona inanmaya başlayacaklardır. Yalan, ancak Devletin halkı yalanın siyasi, ekonomik ve / veya askeri sonuçlarından koruyabileceği süre boyunca sürdürülebilir. Dolayısıyla, Devletin muhalefeti bastırmak için tüm yetkilerini kullanması hayati önem taşır, çünkü gerçek, yalanın ölümcül düşmanıdır ve dolayısıyla gerçek, Devletin en büyük düşmanıdır.”
Hitler, Kavgam’da şöyle demişti:
“…Bütün bunlar, kendi içinde oldukça doğru olan, büyük yalanda her zaman belirli bir inanılırlık gücü olduğu ilkesinden ilham almıştır; çünkü bir ulusun geniş kitleleri, duygusal doğalarının daha derin katmanlarında, bilinçli veya gönüllü olmaktan her zaman daha kolay yozlaşır; ve böylelikle akıllarının ilkel sadeliğinde, küçük yalandan çok büyük yalanın kurbanı olurlar, çünkü kendileri genellikle küçük konularda küçük yalanlar söylerler ama büyük ölçekli yalanlara başvurmaktan utanırlar…”
“…Böylesine “devasa” yalanların uydurulmuş olabileceği asla akıllarına gelmez, başkalarının gerçeği bu kadar rezilce çarpıtacak fütursuzluğa sahip olabileceklerine inanmazlar. Bunu ispatlayan gerçekler akıllarına açık bir şekilde önlerine getirilse bile hala şüphe duyacaklar ve tereddüt edecekler ve başka bir açıklama olabileceğini düşünmeye devam edeceklerdir. Ortaya çıkarıldıktan sonra bile bu kadar rezil bir yalanın her zaman arkasında izler bırakacağı, bu dünyadaki tüm uzman yalancılar ve yalan sanatında komplo ustaları tarafından bilinen bir gerçektir…” Adolf Hitler. (Mein Kampf, Vol Ch X)
“…Başlıca kuralları şunlardı: halkın sakinleşmesine asla izin vermeyin; bir hatayı veya yanlışı asla kabul etmeyin; düşmanınızda bir miktar iyilik olabileceğini asla kabul etmeyin; alternatifler için asla yer bırakmayın; asla suçu kabul etme; her seferinde bir düşmana konsantre olun ve yanlış giden her şey için onu suçlayın; insanlar büyük bir yalana küçük olandan daha çabuk inanacaklar; ve yeterince sık tekrarlarsanız, insanlar er ya da geç buna inanacaktır…” Walter C. Langer. A Psychological Analysis of Adolph Hitler: His Life and Legend[7]
Buna benzer saptamalar Ekim 1943’te Henry A. Murray tarafından yazılan “Adolph Hitler’in Kişiliğinin Analizi” adlı raporda da görülmektedir:
“…Asla bir hata veya yanlışı kabul etmemek; suçu asla kabul etmemek, her seferinde bir düşmana konsantre olun; ters giden her şey için o düşmanı suçla; siyasi bir kasırga yaratmak için her fırsattan yararlanın…” Henry A. Muraay. Analysis of The Personality of Adolph HitlerX
Naci Kaptan – 24 Mayıs 2023

KAYNAKLAR;
https://tr.wikipedia.org/wiki/B%C3%BCy%C3%BCk_Yalan_(teknik)
EVRENSEL – Ayşe Şahin – 09 Şubat 2020 – https://www.evrensel.net/yazi/85706/kulagini-cok-cinlattik-goebbels
This entry was posted in FAŞİZM, SİYASİ TARİH, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *