TARİHİN SAYFALARINDAN İHANET NOTLARI * İŞGAL ALTINDAKİ İSTANBUL’DA İSLAMCILAR NE YAPTI!

İŞGAL ALTINDAKİ İSTANBUL’DA İSLAMCILAR NE YAPTI!


İslamcılar 1918’de İngilizler, Fransızlar Fatih’in İstanbulu’nu Hıristiyanlık adına işgal ettikleri zaman, gerçekten Bizans’ın intikamını almak ve hatta Ayasofya’ya çan takmak istedikleri zaman ne yaptılar?…

İslamcılar’ın İşgal İstanbul’un da, Fatih’in emaneti yabancı çizmesi altında inlerken durumu ve yaptıkları nedir?…
Önde gelen İslamcılardan bir çoğu, hem de sağlam İslamcılar, İngilizlerin çizmesini yaladılar, İngilizlere casusluk yaptılar…
Bu İslamcıların önde gidenlerinden birini, Fatih’in anısına saygıyla hatırlatmanın zamanıdır… Çünkü 1918’de bu ihanet İslam bayrağı, İslam cübbesi, İslam propagandası altında işlenmiştir…
İşgal İstanbulu’nda İngilizlere hizmet eden, İngilizlere casusluk yapan önde gelen İslamcı kimdir?
İslamcılar 1918’de İngilizler, Fransızlar Fatih’in İstanbulu’nu Hıristiyanlık adına işgal ettikleri zaman, gerçekten Bizans’ın intikamını almak ve hatta Ayasofya’ya çan takmak istedikleri zaman ne yaptılar?..
SAİT MOLLA DA “YENİ” İFADESİNİ KULLANMIŞTI
Adı Sait Molla’dır…Molla lakabı gelişigüzel takılmış değildir…
Sait Molla, II. Abdülhamit’in tam 17 yıl görevde kalan efsanevi Şeyhül İslamı Cemalettin Efendi’nin yeğenidir…Babası da Anadolu kazaskeri Mustafa Neşet Molla’dır… Yani 1880 İstanbul doğumlu Sait Molla aileden ve kültürel olarak İslamcıdır…
İyi bir İslamcı eğitim alır, Kadı Mektebi’ne gider. 1902’de Fetva Sicil müdür yardımcılığı gibi önemli bir göreve gelir…1904’te Şurayı Devlet Mahkemesi’nde görev alır… 1909’da Galata Kadı Müşavirliği’ne atanır…1910’da siyasete heveslenir ve İttihat-Terakki’ye karşı ‘Mahşer’ adlı bir gazete çıkarıp beyannameler dağıtmaya başlar… Divanı Harbi Örfi tarafından 2 ay hapse mahkum edilir ve görevden alınır…1913’te Anadolu kazasker muavinliğine atanır…1915’te avukat olma hakkı kazanır…
1918’de Kasım ayında İngiliz Kuvvetleri İstanbul’u işgal edince, Sait Molla Fatih’in kemiklerini sızlatarak İngilizlerin hizmetine girer…
‘Yeni İstanbul’ diye bir gazete çıkarır…’Yeni’ sözcüğünü İngilizlerin hizmetindeki yeni dönem için kullandığına dikkat çekelim…
‘Yeni Türkiye’ sözünü sevenlerin kulakları çınlasın…
Aynı günlerde ‘İngiltere ve Biz’ diye bir makale yazarak İngiltere’nin himayesine girmeyi savunur… İngiliz yönetimindeki Osmanlı’nın tüm İslam aleminde başka bir saygınlık kazanacağını iddia ederek İngilizlere yalakalık yapmaya ve para sızdırmaya yönelir…
İslamcı Sait Molla hızını alamaz, 20 Mayıs 1919’da, yani Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkıp milli mücadeleyi başlatmasının ertesi günü İstanbul’da İngiliz Muhipleri Cemiyeti’ni (İngilizleri Sevenler Derneği) kurar ve başkanlığını yapar…
Bundan sonra Sait Molla’yı tümüyle İngilizlerin hizmetinde ve İngilizlerden para alarak, milli mücadeleyi fiilen baltalama çabası içinde görürüz…İslamcı Sait Molla, bunun için bir Hıristiyan papazı, Rahip Frew ile işbirliği yapar ve sürekli gizlice mektuplaşır…Yani Sait Molla papazdan para alarak milli mücadeleyi baltalayan bir İslamcı’dır…
Bu İslamcı ihanet günümüz İslamcılarına ibret olmalıdır…
MUSTAFA KEMAL NUTUK’TA SAİT MOLLA İÇİN NE DEDİ
Mustafa Kemal, 1926’da okuduğu Nutuk’ta Sait Molla’ya ve ihanetine özel yer verir… Sait Molla’nın Rahip Frew’a yazdığı 12 mektubu tek tek açıklar…
Sait Molla bu mektuplarda İngiliz Muhipleri adı altında Anadolu’da İslamcılık görüntüsüyle yaptıkları faaliyetleri anlatır, para ister ve teşkilat ve casuslar hakkında gizli bilgiler verir…
Anadolu’da bir casus hakkında Rahip Frew’a ‘Hocalığına diyecek yok’ diye yazarak, casusun ne kadar başarılı İslamcılık ve hocalık yaptığını anlatır…
Sait Molla ayrıca İngilizlerden aldığı parayı Kürt Teali Cemiyeti’ne de dağıtarak, bölgedeki Kürtleri milli mücadeleye karşı ayaklandırmaya çalışır…
30 Ağustos 1922’de Mustafa Kemal’in Büyük Taaruz ile milli mücadeleyi zafere ulaştırması üzerine paniğe kapılan Sait Molla İngiliz Elçiliği’ne sığınır…
İstanbul’daki İngiliz İşgal Komutanı General Harrington’un, bu sadık İngiliz casusu Sait Molla’ya verdiği özel pasaportla ülkeyi terkeder…
1930’a kadar çeşitli ülkelerde gezinip Türkiye ve Atatürk aleyhine faaliyetlerini sürdüren İngiliz casusu 1930’da Yunanistan’da ölür…
Bu öyküyü şimdi niye anlattık?
Fatih’in İstanbul’u fethinin şenlik havası sürerken, 1918’de İşgal İstanbul’unda bazı önde gelen İslamcıların, İngilizlerin, Hıristiyanların çizmesini yalayıp Fatih’e nasıl ihanet ettiklerini anımsatmak için…
İslamcılık bu ülkede casusluğu ve ihaneti örten bir cübbe olarak da kullanılmıştır…
Tarih unutmaz ve ihanetleri affetmez!..
Kerem Çalışkan
This entry was posted in İHANET VE YABANCI YANDAŞLAR, İrtica, TARİKAT VE CEMAATLAR, YANDAŞ - ÇIKARCI - YAĞCILAR, YOBAZLIK - GERİCİLİK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *