TALİMATLARIYLA

TALİMATLARIYLA

Kader, fıtrat…

Cahillerin ve sadece kendini düşünenleri favori mazereti. Bir yere kadar.

Şu anda bu satırları okuduğunuzda yüzlerce, hatta binlerce insan enkaz altında hayat mücadelesi veriyor. Ama bilimle aramız bozuk olduğu için ama cebimizi vatanımızdan daha çok sevdiğimiz için ama kendimizden başka kimseleri dinlemediğimiz için ama bizim dışımızdaki her görüşü düşman ilan ettiğimiz için.
Gerçekler bu ülkede maalesef sadece can kaybıyla ölçülüyor. Oysa ki 1999’dan beri bir şeyler öğrenmemiz gerekiyordu. Çok da şey etmeyin, 50 Euro’ya aldığı ilacı 3750 Euro’ya memleketine kilitleyenlerin ülkesi burası… Şu anda bile avuçlarını ovuşturup ihale hesabı yapan gerçek kötüler var bir yerlerde ama onlara rağmen hayatta kalacağız, bunu birlikte başaracağız.
Yakında ÖTV’ye de bir ÖTV kilitlerler. “Deprem vergileri üzerine eklenen deprem vergileri nereye gitti” diye sorduğumuzda da da “O vergiler güzel insanlarla güzel yerlere gitti” derler.
Yeryüzünde hayattayken cehennemi yaşamaya devam ediyoruz. Çok büyük bir felaket daha başımıza geldi. Sahipsiz kaldık yine. Koordine olamamamış, ne yapacağını bilemeyen idareciler bir yanda, canlarının peşinde, çaresizce yardım bekleyen göçük altındakiler bir yanda… İnsan eliyle gerçekleştirilmiş en büyük kötülüklerden birine daha tanık olduk. Sanki olacağı hiç bilinmeyecekmiş gibi, sanki aniden belirecek ve engellemek için hiçbir şey yapılamayacakmış gibi, adeta “Aaaa aaa, nasıl oldu?” dedirtecekmiş gibi bir felaket yine geldi, hepimizi ve ruhlarımızı enkaz altında bıraktı.
Bilim insanlarının “Yapmayın, etmeyin” dedikleri, raporlar hazırladıkları saçma sapan bir araziye, Amik Ovası’na inatla inşa edilen Hatay Havalimanı’nı… Ya da Malatya Havalimanı’nın bir kısmının yıkılması nasıl bir yaklaşımla geleceğimizin itinayla inşa edildiğini gösteriyor. Neredeyse tüm kamu binalarının kağıt helva gibi aşağı inmesi de göz doldurdu. Tamam, felaketin boyutu çok büyük, deprem de çok kuvvetliydi ama böylesi bir kalitesizlik görmedik. İnsanları kurtarması gereken insanların bulunduğu binalar, hastaneler nasıl olur da bu kadar vasıfsız yapılır? Maalesef hayatlarımıza bizi idare edenler tarafından ne kadar değer biçildiği tam da işte böyle felaketlerde kendini belli ediyor.

BİRGÜN – Kaan  Sezyum – 08 Şubat 2023 – özet
This entry was posted in DOĞA - ÇEVRE, Politika ve Gundem, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *