MEKTUP * “TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?”

“TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?”


Babacan ve Davutoğlu Patrimonyal AKP Sultanlığının ayak izlerini mi takip ediyor?
Sayın Ege CANSEN,
8 Ocak 2023 tarihli, Sözcü Gazetesinde “Bölücülük gericilik” başlıklı ALTILI MASA’yı irdeleyen yazınızda DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına illâ “Türk” demekten vazgeçilmelidir.” “Dini örgütlenme özgürlüğü tesis edilsin. Yani tarikatlar, tekkeler ve zaviyeler yasal olarak faaliyet gösterebilmelidir.” açıklamalarını olumlayan görüşlerini siz de;
“6’lı Masa’da tartışılmaya, ortak görüşe varılıp seçimden önce halka anlatılmaya değer bir öneridir bu.” yazarak, yazınızı bu cümle ile bitirdiğinize göre DEVA partisinin/Babacan’ın TÜRK’lüğü silmeye çalışan ve etnik kimliklerin güçlenmesine neden olacak bu düşüncenin bir adım sonra Türkiye’yi federasyona taşıyacak bir yol taşı olduğunu görmezden gelmeniz üzücüdür.
Bu durum Atatürk’ün resimlerinin devlet kurumlarından kaldırılmasınla koşuttur. Emperyal bir projedir. Ulus devletler böyle adım adım yıkılır. Sayın Babacan Andımızın da kaldırılmasını da olumlamıştı.
Ayrıca “Dini örgütlenme özgürlüğü tesis edilsin. Yani tarikatlar, tekkeler ve zaviyeler yasal olarak faaliyet gösterebilmelidir.” düşüncesi ise ülkemizin son 20 sene içinde geldiği noktada, siyasal islamın güçlenmesinden, tarikat ve cemaatlerin kamu kurumlarını pay ettiği, Tarik’ten çıkarak her bir tarikat ve cemaatın büyük şirketlere, holdinglere dönüştüğü, toplumun din ve Allah adı ile uyuşturulduğu, Laik demokratik Cumhuriyetin siyasal islamcı bir din devletine dönüştürüldüğünü Babacan’ın görüşlerini olumlayarak bu görüşleri topluma sunulmasını önermeniz de üzücüdür. Ilımlı islam/yeşil kuşak projesinin saman altından dayatılmasıdır. Emperyalizm ehlileştirilmiş, batı’ya bağımlı, kolay yönetilebilir bir Türkiye istiyor. Birey yerine kul istiyor. Bu da DİN ve İNANÇ algısı ile oynanarak yapılıyor.
Türkiye AKP’nin karabasanında kavrulurken Babacan ve Davutoğlu’nun kendilerine çizdiği yol ikinci bir AKP iktidarıdır. Dilerim ki ikilemde kaldığınız bu siyasi islamcı yolunuzda yanlış sapağa sapmazsınız.
Olumladığınız DEVA ve GELECEK partilerine ve genel başkanlarına ait küçük notları hatırlamanız için okumanıza sunuyorum.
Kaygılı saygılarımla
Naci Kaptan
https://www.sozcu.com.tr/2023/yazarlar/ege-cansen/boluculuk-gericilik-7549119/

Soros fonları ile hazırlanan ve AKP’de Erdoğan ve yönetimin önüne konulan Kamu Yönetimi Reformu’nun başlıkları arasında bilin bakalım ne vardı? ‘Andımız’ın okullardan kaldırılması!
‘Sivilleşme’ adı altında AKP’ye verilen yol haritasında; ulusal bayramların çağdışılığından, stadyumlardaki törenlerin diktatörlük rejimlerini çağrıştırdığından, bu törenlerin kaldırılması gerektiğinden, asker uğurlamalarının “militarist” olduğu, insan odaklı sivilleşme ruhuna uymadığı eleştirilerinden… T.C. ifadesinden, alt kimliklerden… AKP’nin harfiyen uyduğu ve uyguladığı maddeler Soros fonları ile hazırlanan reform taslağının içindeydi…(Cumhuriyet.com.tr – 17.03.2021)

Ali Babacan‘dan ‘Andımız‘ değerlendirmesi: “Çocukları küçük yaşlarda dar kalıplara sokamazsınız” “Ant uygulaması özgüven ve çoğulcu demokrasi ikliminde kaldırıldı” “Okullarda ant uygulamasının durdurulması demokratikleşme paketinin içindeki maddelerden birisiydi. https://devapartisi.org/parti/e-arsiv/ali-babacandan-andmz-degerlendirmesi-cocuklar-kucuk-yaslarda-dar-kalplara-sokamazsnz

Davutoğlu’ndan ‘Andımız’ desteği:
“Tek parti döneminin tektipleştirici sloganları…”
Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, Danıştay’ın “Öğrenci Andı” kararı sonrası tartışmalara ilişkin “İstiklal Marşı varken tek parti döneminin tektipleştirici sloganlarına ihtiyaç yoktur” ifadelerini kullandı.(cumhuriyet.com.tr – 17.03.2021)

YILGINLIK – DEVA KİMİN DERDİNE DEVA?
Siyasal İslamcı iktidar ve yerli Arap tarikatların nihai amacının Türkiye’yi küresel bir İslam konfederasyonuna (ASRİKA) dönüştürmek ve başkent İstanbul’u Kanal İstanbul’a yerleşecek muktedir Araplarla paylaşmak olduğunu artık biliyoruz. Peki 6’lı masada yer alan DEVA partisinin “Türk ifadesini anayasadan çıkarmak” projesi siyasal İslamcı iktidarın nesine muhalif ve kime, neye hizmet ediyor? Kürtleri hoşnut etmek için yola çıkıp tam da iktidarın istediği kimliksizlik taşlarını döşemiyorlar mı?
Asya ile Avrupa arasında bir köprüydü, Türkiye. Köprüydü, ama bizim köprümüzdü. Bir yolsuz iktidar ve bir çapsız muhalefet cephesi sayesinde, devletsiz bir “no man’s land” olmaya aday artık. O da uzun sürmez. Çünkü böylesine stratejik bir bölge sahipsiz kalmaz, doğan boşluğu küresel güçler doldurur. (CUMHURİYET – Mine G. Kırıkkanat – 08 Ocak 2023 Pazar)

Altılı Masa’nın eski AKP’li iki bileşeni olan Ahmet Davutoğlu ile Ali Babacan’ın son açıklamaları, bu ikilinin sadece Millet İttifakı’nı değil, yarın da yürütmeyi denetim altında tutmayı planladıklarını gösteriyor. İkilinin büyük tepki görmesi gereken çıkışlarına sessiz kalınması, ikilinin seçim üzerinden büyük ortaklarını rehin aldıklarını, masayı ipotekli hale getirdiklerini gösteriyor.
Babacan-Davutoğlu sorunu
Kılıçdaroğlu “beşli çeteyle mücadele” dedikçe, Babacan “büyük sermaye” diyor; Kılıçdaroğlu “kamulaştırma” deyince, Babacan “daha çok özelleştirme” diyor…Dolayısıyla Altılı Masa iktidarında ekonominin dümeninin Ali Babacan’da olması halinde, Türkiye’nin alt ve orta sınıflarını daha da derinleşecek yoksulluk bekliyor!
Ancak DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın Altılı Masa’ya zararının, temsil ettiği neoliberalizmle sınırlı kalmayacağı görülüyor. Babacan’ın Türklüğün anayasadan çıkarılmasından tarikatların serbest kalmasına ve her tarikatın kendi din adamlarını kendi eğitimcileriyle yetiştirmesini savunmasına kadar bir dizi politikası, tehlikenin daha da büyük olduğuna işaret ediyor. Hiç lafı dolandırmadan belirtelim: Babacan’ın savundukları, AKP’nin ülkeyi bu hale getiren programıdır! Zaten halen mali sermaye kârını yüzde 250’ler mertebesinde artırmıyor mu? Altı yaşındaki çocukla evlenen hoca tarikatın kendi iç okulunda değil de MEB okulunda mı yetişti? Türkiye Cumhuriyeti ibaresini kurumların isminden AKP çıkarmadı mı?
Ya Ahmet Davutoğlu?
Muhalefet Suriye’yle normalleşmeyi savundukça ve iktidarı bu çizgiye gelmeye zorladıkça, Davutoğlu normalleşmeye karşı çıkıyor; muhalefet sığınmacıların geri dönüşünü savundukça, Davutoğlu buna karşı çıkıyor. Dolayısıyla Altılı Masa iktidarında dışişlerinin dümeninde Davutoğlu’nun olması halinde, Türkiye’nin dış politikasını mevcuttan bile daha büyük sorunlar bekliyor!
Ancak Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun Altılı Masa’ya zararının, temsil ettiği bu dış politika anlayışıyla sınırlı kalmayacağı görülüyor. Davutoğlu’nun şu son çıkışı bir “ipotekli yürütme” sorununa işaret ediyor: “Genel başkanlar doğrudan karar süreçlerinin içinde imza yetkisine sahip olarak bulunacaklar, cumhurbaşkanı kadar her stratejik kararda imza yetkisine sahip olacaklar.” (Mehmet Ali Güller – Cumhuriyet Gazetesi – 7 Ocak 2022)
This entry was posted in İrtica, Politika ve Gundem, SİYASAL İSLAM, SİYASİ PARTİLER. Bookmark the permalink.

One Response to MEKTUP * “TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?”

  1. emin says:

    Altılı masanın iki ayağı iktidar menşeli olup aynı ideolojiye sahiptir.Davutoğlu ve Babacanı günah çıkartmaya davet ediyorum…özeleştiri yapınız lütfen…akıl hocalarınızı dışlayın.(Gül gibi) Halka rağmen devletin vurucu refleksi vardır…Devlet olmazsa halklar olamaz. halkın tercihi herzaman geçerli değildir..Toplum bu tek adam iktidarını yıkmaya karar vermiştir.Altılı masa nın terazisinde tüm devrimci güçlerin ,de temsil edilmesiyle bu denge değişebilirdi.yorumunuz için teşekkür ederim.sayğılarla.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *