Simitçi heykelinin simitleri çalındı

Simitçi heykelinin simitleri çalındı

SÖZCÜ – Yılmaz Özdil

İstanbul Eminönü’deki simitçi heykelinin bronz simitleri çalındı.
Seçimde oyları çalıyorlar.
Sınavda soruları çalıyorlar.
Sokakta heykelleri çalmaları tuhaf mı?
Zonguldak’ta mesela, madenci heykelinin kazmasını çaldılar.
Ankara’da oturan kadın heykeli komple bronzdu, komple götürdüler.
Kimlik bilgilerimizi çalıyorlar.
Kredi kartı bilgilerimizi çalıyorlar.
Adres bilgilerimizi çalıyorlar.
Alışveriş bilgilerimizi çalıyorlar.
Habire liyakatsizlikten şikayet ediyoruz ama,
hırsızlık konusunda dünyada hiçbir ülkede görülmemiş derecede liyakata sahibiz.
Saray’ı soydular birader…
Asrın liderimizin çocuklara dağıttığı oyuncakları çaldılar.
Tbmm’yi soyup soğana çevirdiler, Tbmm lokantasındaki yemekleri çaldılar, ketçapları bile çaldılar, Tbmm kafeteryasındaki Lösev bağış kutusunu çaldılar, Tbmm halkla ilişkiler binasından Kuran-ı Kerim çaldılar, cüzdan çaldılar, bilgisayar çaldılar, Tbmm üstün hizmet ödülü verilen yardım derneği hırsız çıktı.
Hazine bakanımızın Mercedes S320 makam aracı çalındı.
Adliyenin direğindeki Türk Bayrağı’nı çaldılar.
Devlet arşivlerinden padişah fermanlarını çaldılar.
Patara plajı’nın kumlarını çaldılar.
Devlet Demiryolları’nın raylarını çaldılar.
Antalya’da Saat Kulesi’nin saatini çaldılar.
İzmir Kuş Cenneti’nde pelikanları çaldılar.
İstanbul’da deprem konteynerlerini çaldılar.
Thy uçağının tuvaletindeki sabunluğu çaldılar.
Üsküdar’da Yeni Valide Camisi’nden Kabe örtüsünü çaldılar, Beyoğlu’nda Ağa Cami’nin kapı tokmaklarını çaldılar, Beşiktaş’ta Tuzbaba Camisi’nin şadırvan kapısını çaldılar, Üsküdar’da Defterdar Tahir Efendi Camisi’nin kubbesindeki kurşun plakaları çaldılar.
İstanbul Türbeler Müdürlüğü’nden sakal-ı şerif çalındı.
İzmir’de Denizli’de Kocaeli’de Balıkesir’de camilerden sakal-ı şerif çalındı.
Yozgat’ta camiden hem sakal-ı şerif, hem de Hazreti Muhammed’in kabrinden getirilen toprak çalındı.
Sivas’ta Ermeni kilisesinin 250 kiloluk çanını çaldılar.
İstanbul’da Rum ortodoks kilisesinin ikonasını çaldılar.
Gaziantep’te sinagogtan el yazması tevrat çaldılar.
Bursa’da Orhangazi Türbesi’nin gümüş sim işlenmiş kadife/deri sanduka örtüsünü çaldılar.
Kayseri’de Melikgazi’nin mumyasını parça parça koparıp çaldılar.
İnsanlık tarihini değiştiren Göbeklitepe’de, 11 bin 600 yaşında,
dünyanın en eski heykeli bulundu, bulunduğu gün çalındı, hâlâ yok.
Devlet resim heykel müzesi’nden tabloları çaldılar.
Uşak’ta Karun Hazinesi’ni çaldılar, bizzat müze müdürü çaldı.
Aydın’da Nysa antik kentinden mermer kabartmaları çaldılar.
Çanakkale’de Namazgah Tabyası’nın mermi kovanlarını çaldılar.
Unesco Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yeralan Mersin Anamur’daki
Mamure Kalesi’nin kapısındaki 500 yıllık topu çaldılar.
Samsun’da emniyet müdürlüğü tarafından yol kenarına konulan
maket trafik polisi aracının tepe lambasını çaldılar.
İzmir’de hastanenin önünden ambulansı çaldılar.
Sakarya’da cenaze arabasını çaldılar.
Bursa’da Zeki Müren’in ve babasının kabrini örten 150 kilogram ağırlığındaki bronz kubbeyi çaldılar. Taksim Meydanı’nda engelli vatandaşların akülü sandalyelerini şarj etmeleri için konulan şarj istasyonunu çaldılar. Bir sigorta şirketi hırsızlık vakalarına karşı reklamını yapmak için, şirket binasının duvarına “eve tırmanan hırsız mankeni” yerleştirdi, mankenin pantolonunu çaldılar.
Ankara’da Kirmir Çayı üzerindeki Gömleksiz köprüsü’nü çaldılar, herifin biri alenen iş makinesiyle geldi, köprüyü kökünden söktü, 70 ton demiri kamyonlara yükledi, hurdacılar sitesinde sattı, sayın ahalimiz “karayolları çalışmasıdır” diye düşünerek, hiç huylanmadı!
Afyon’da Dsi köprüsünün demir korkuluklarını çaldılar.
Konya’da Antalya yolundaki 10 kilometrelik bariyerleri çaldılar.
Tokat’ta biçerdöverle tarlalara girdiler, onlarca dönümlük mahsülü hasat ederek, kaçtılar.
Karaman’da mazgalları çaldılar. Bartın’da kaldırımları çaldılar.
Chp’nin Chp plakalı parti minibüsü çalındı.
Meral Akşener’e el işlemeli bıçak hediye edildi, bıçak çalıntı çıktı.
Muharrem İnce’nin evinden ruhsatlı tabancaları çalındı.
Binali Yıldırım’ın çiftlik evine kamyon yanaştırıp, taşınıyormuş gibi bütün eşyalarını çaldılar.
Mhp milletvekilinin cenazede tabutu taşırken cüzdanı çalındı.
“Hırsızlık parasıyla hacca gidebilir miyiz?” diye sordular, sayın diyanetimiz “helaldir gidilir” dile fetva verdi.
“Hırsızlık parasıyla yaptırılmış camide namaz kılınır mı?” diye sordular, sayın diyanetimiz “caizdir” dedi.
Vakıflar Kanunu çıkardılar, “hırsızlık, dolandırıcılık, hileli iflas, üçkağıtçılık, haysiyetsizlik, şerefsizlik, adilik, namussuzluk” gibi suçlardan mahkum olan kişilere vakıf kurma imkanı tanıdılar. “Hırsızlık parasıyla vakıf olur mu kardeşim” diye sorulunca, sayın hükümetimizin bakanı izah etti, “hırsızlar hayır işi yapmak istiyorsa, sen yapamazsın deme hakkımız olmadığı inancındayız” dedi.
Allah memlekete hırsızın hayırlısını versin yani!
Deniz feneri davasında sanıkları tanık yaptılar, savcıları sanık yaptılar, sanık savcımız bangır bangır söyledi, “zekat hırsızlarını koruma altına alan bir güç var, ben bu güce hırsızların imparatoru diyorum” dedi… Hırsızlar imparatorluğunda kimse oralı olmadı.
17/25 Aralık kepazeliğinde istifa ettirilen şehircilik bakanımız dobra dobra itiraf etti, “reis beni hırsız çuvalına koydu, beni öbür bakanlarla aynı çuvala koyunca, beni de hırsız diye tasvir ettiler” dedi… Sayın muhalefetimiz bile lütfedip “hırsız çuvalı”nı umursamadı.
Sayfalarca örnek verebilirim ama, daha fazla uzatıp vaktinizi “çalmak” istemem…
Hırsızlık yolsuzluk Türkiye’de egemen kültür haline gelmese, memleket iliklerine kadar soyulmasa, başıbozukluk yüzünden artık heykellerdeki simitlerin çalınması bile normalleşmese… Bu millet askıda ekmeğe, çıkma sebzeye, bayat simite mahkum olur muydu?

https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/yilmaz-ozdil/simitci-heykelinin-simitleri-calindi-7387085/
This entry was posted in Yılmaz Özdil. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *