Devletin Alevi İkiyüzlülüğü, Bahçeli ve Yeni Diyanet İşleri Başkanı

Devletin Alevi İkiyüzlülüğü,
Bahçeli ve Yeni Diyanet İşleri Başkanı

Yazar: Murat Yetkin / 15 Ekim 2025


MHP lideri Bahçeli, hibe ettiği arazi üzerinde yapılan Horasan Erenleri Dergâhı Külliyesinin açılışı ardından Cemevinin ibadathane sayılmasın ı önerdi ama Alevi kimliğiyle devlet kademelerinde yükselmek hala çok zor. (Foto:AliRızaÖzkan/FB)

MHP lideri Devlet Bahçeli 14 Ekim’de TBMM Grubuna hitabında medyada “Alevi açılımı” diye yorumlanan bir öneride bulundu. Cemevinin ibadethane sayılmasının gerektiğini, bunun için “atılgan ve cesur” davranarak engellerin kaldırılması gerektiğini söyledi. Kaldıracak kişi de belli. Bahçeli söylemese de yürütmenin tek hakimi, Cumhur Müttefiki, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Parti İktidarı.

Bahçeli’nin Cemevinin ibadethane sayılması önerisi doğruydu. Önerenin MHP lideri olması, 12 Eylül 1980 askeri darbesine giden sürecin tetikleyicilerinden sayılan 1978 Kahramanmaraş Katliamında Alevi mahallelerinin basılıp 111 kişinin öldürülmesi gibi olaylarda MHP’nin rolünün sorgulanması bir yana, öneri doğruydu. 2022’de “Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığının Diyanet İşleri değil de Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı olarak kurulması, Alevi inancının bir kültürel, folklorik zenginlik düzeyinde kabul edilmesi Alevi toplumunu memnun etmedi, hatta Aleviliğin Şünnileştirilmeye, Şiileştirilmeye çalışılması eleştirilerine yol açtı.

İnanç Özgürlüğü Boyutu

Bu tartışmalara karşı öneri doğruydu. Cemevi, Alevi inancının ibadethanesiydi ve ona göre davranılmayı hak ediyordu. Bahçeli, aşağı yukarı bir yıl önce, 22 Ekim 2024’te de “Kürt açılımı” olarak da yorumlanan ve Terörsüz Türkiye sürecini başlatan PKK çağrısını yapmıştı. Cemevinin ibadethane sayılması önerisini CHP yıllardır yapıyor ama tıpkı “Kürt Açılımı” gibi “Alevi Açılımı” da MHP’den gelince ayrı özellik taşıyor.

Rum Ortodoks Kilisesinin Heybeliada Ruhban Okulunun yeniden açılması konusunun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump ile 25 Eylül görüşmesinde konu edildiği, Erdoğan’ın dönünce bu konuyu Rum Ortodoksların Ekümenik Saydığı Patrik Bartolomeo ile konuşacağını söylediği bir atmosferdeyiz. Cemevlerinin ibadethane olarak resmen tanınması kazanması Türkiye’de inanç özgürlüğü alanını genişleteceği gibi Batıdan, özellikle de AB’den gelen inanç özgürlüğü eleştirilerini de hafifletecektir.

Türkiye’de Kaç Alevi, Devlette Kaç Alevi Var?

Alevi-Bektaşi kuruluşlarına sorduğunuzda yüzde 15-20 gibi yanıtlar alıyorsunuz. Sağlıklı bir çalışma bulunmuyor. Halen Milli İstihbarat Akademisi Başkanlığını yapan Prof. Dr. Talha Köse’nin bir araştırmasında Türkiye’deki Alevi nüfusun yaklaşık yüzde 10 olduğuna atıf var, bu durumda 2025 Türkiye nüfusunun 85 milyon olmasından yola çıkarak, yaklaşık 8,5 milyon gibi Alevi vatandaş yaşadığı varsayılabilir.

Ancak ülke nüfusunun yüzde 10’unu temsil eden ve eğitim düzeyi ortalaması nispeten yüksek Alevi vatandaşların devlet idari ekosistemindeki, yüksek bürokrasideki temsiline geldiğimizde “ikiyüzlülük” suçlamasını haklı çıkaracak bir görünümle karşılaşıyoruz.

Yalnızca 13 Orta ve Yüksek Bürokrat

Resmi kaynaklardan derleyebildiğim kadarıyla, “Alevi kimliğini gizlemeden”, yani örneğin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın Kürt-Zaza, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Kürt kimliğini gizlemediği gibi, devlet ekosisteminde yükselebilen vatandaş sayısını utanç ve üzüntü verecek düzeyde:

– Cumhurbaşkanlığı Sosyal ve Gençlik Politikaları Kurulu: 1 kişi
– Kültür ve Turizm Bakanlığı: 1 Başkan, 2 yardımcısı, 5 Daire Başkanı. 8 kişi.
– İçişleri Bakanlığı: Kaymakam, 2 kişi
– Tarım ve Orman Bakanlığı: Genel Müdür, 1 kişi.
– Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı: Daire Başkanı, 1 kişi.

Tekrar edeyim, bu resmi kaynaklardan derleyebildiğim gayrı resmi bilgilerle yalnızca 13 orta ve üst düzey bürokrat saptayabildim. Eksiklerimi memnuniyetle düzeltmeye hazırım ama “Alevi kimliğini gizlemeyen” ne bir bakan yardımcısı ne bir vali ne bir general ne bir emniyet müdürü bulunuyor devlet ekosisteminde. Ben etnik, dini ve siyasi aidiyete göre makam, mevki ayrılmasına karşııyım ama bu yüzden, işe ehil olduğu halde insanların engellenmesine de karşıyım.

Cemevi ve Diyanet

Aleviler Ali Erbaş yönetiminde giderek sadece Sünnni de değil, Hanefi-Sünni kimliği pekiştiren Diyanet İşlerinde temsil fikrine artık o kadar hevesli görünmüyor ama devlet bürokrasine katkı vermeyi önemsiyorlar.

MHP lideri Bahçeli’nin TBMM çatısı altında Cemevinin devletçe ibadethane sayılması gerektiğini söylemesinden üç gün önce, Nevşehir, Hacıbektaş’ta, arazisini Bahçeli’nin hibe ettiği Horasan Erenleri Dergâhı Cemevi Külliyesi, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in katılımıyla açılmıştı. Din eğitiminin tek tip olmaması da Alevi toplumunun talepleri arasında.

Devlet yönetiminde bağnazlık, kayırmacılık ve israfın simgesi haline gelen Erbaş’tan sonra, Erdoğan’ın Diyanet İşleri Başkanlığına atadığı Prof. Dr. Sâfi Arpaguş, en azından bu bakımlardan farklı, olumlu bir profil çiziyor. Lüks makam aracından TOGG’a geçtiği, makam odasına Cumhuriyetin ve Diyanet İşlerinin de kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafını astığı gibi haberler bunun örneği. Bakalım Alevi inancına karşı Diyanet’in katı tutumunda da bir değişiklik olacak mı?

Bahçeli, açıklamasında, “Cemevinin ibadethane olarak tescili hususunda atılgan olmak, engelleri birer birer kaldıracak irade cesaretini sergilemek gerekmektedir. Alevi-İslam inancına mensup kardeşlerimizin cemevini ibadethane olarak görmelerine anlayış ve saygı duymak lazımdır” dedi.

This entry was posted in DİN-İNANÇ. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *