DOĞA, ÇEVRE, EKOLOJİ * Soframızdaki Görünmez Plastik Tehlikesi

Soframızdaki Görünmez Plastik Tehlikesi

YETKİNREPORT – Yazar: /


Neptün topları denizlerdeki kirliliğin görünmeyen yüzünü bir ayna gibi bize gösteriyordu; üstelik Akdeniz’in en önemli türlerinden biri aracılığıyla. Deniz, adeta atıklarımızı bize  iade ediyordu. Biyoçeşitlilik belli ölçüde bu yükü hafifletmeye çalışıyor, ama gücü bir yere kadar. Türkiye’de yapılan çalışmalar ise Akdeniz’deki mikroplastik kirliliğinin yansımalarını bu kez soframızdaki  tuz ve balık aracılığıyla gözler önüne seriyor. Tehlike, sandığımızdan çok daha büyük. Görünmez plastik, görünür bir tehdide dönüşüyor. Denizden tuza, balıktan sofraya uzanan bir kirlilik zinciri bu.

Plastik atıklar mikroplastik formunda soframıza geri dönüyor.

Tuzda Plastik İzleri

Türkiye’de pazarlanan sofra tuzlarında yapılan analizlerde, kilogram başına 16 ile 102 arasında mikroplastik parçacığı bulundu (Gündoğdu, 2019). Ortalama bir bireyin günlük tuz tüketimi hesaba katıldığında, yılda yüzlerce mikroplastik parçacığı doğrudan soframıza giriyor. Akdeniz’de yoğunlaşan plastik yükü, tuzun oluşum süreciyle doğrudan sofralarımıza taşınıyor.

Balık Unu ve Akuakültür Riski

Türkiye’den araştırmacıların da katkıda bulunduğu küresel bir çalışma, ticari balık unu ürünlerinde yaygın plastik kirliliğini ortaya koydu (Gündoğdu et al., 2021). Balık unu, denizlerden sofralara uzanan plastik zincirinin kritik halkasıdır. Küçük pelajik balıkların işlenmesiyle elde edilen bu yüksek proteinli toz, akuakültürde yem olarak kullanılır. Ancak yapılan analizler, bu ürünlerin mikroplastiklerle ciddi biçimde kirlendiğini gösteriyor. Dört kıta ve 11 ülkeden toplanan 26 örnekte, kilogram başına 0’dan 526’ya kadar plastik parçacığı bulundu; özellikle yırtıcı türlerden elde edilen balık unlarında yük daha fazlaydı. Bu bulgu, balık ununun yalnızca yetiştiricilikte kullanılan yemler için değil, sofralara geri dönen plastik zincirinde önemli bir geçit olduğunu kanıtlıyor. Endüstriyel gıda zinciri, plastiği denizden alıp yeniden tabağımıza koyuyor.

Küresel Çerçeve 

Plastik üretimi 1950’den bu yana olağanüstü hızla arttı: 2015’e kadar toplamda 8,300 milyon ton plastik üretildi, bunun yalnızca %9’u geri dönüştürüldü, %12’si yakıldı ve %79’u çevrede veya çöplüklerde birikti (Geyer ve ark., 2017). Bugün üretim 450 milyon ton/yıl seviyesinde ve 2045’te iki katına çıkması bekleniyor.

Bilim insanları, küresel plastik anlaşmalarında yalnızca geri dönüşüme yaslanmanın yetersiz olduğunu, üretim kısıtlaması getirilmediği sürece plastiğin ekosistemler için geri döndürülemez bir yük olacağını vurguluyor. Bergmann ve arkadaşlarının (Bergmann ve ark., 2022) altını çizdiği gibi, mikro- ve nanoparçacıklara dönüşen plastik kirliliği “geri alınamaz ve geri döndürülemez” bir süreçtir . Bu nedenle yeni küresel plastik anlaşmasının üretimi sınırlandırmayı hedeflemesi hayati görülüyor.

Türkiye’de Durum

Türkiye ise Akdeniz’de plastik kirliliğinden en çok etkilenen ülkelerden biri. Bu risk artık yalnızca çevresel değil, doğrudan gıda güvenliği ve halk sağlığı meselesine dönüşüyor. Nava ve arkadaşlarının (2023) küresel göl çalışması da gösteriyor ki, göller ve rezervuarlar da en az denizler kadar ciddi bir plastik havuzu. Hatta bazı göllerdeki yoğunluk, okyanusların en kirli bölgelerini bile aşabiliyor. Bu durum, içme suyu kaynaklarının ve tatlısu ekosistemlerinin de tehdit altında olduğunu ortaya koyuyor. Nitekim Türkiye’de Süreyyabey Baraj Gölü’nde yapılan bir araştırma, ortalama 5.25 parçacık/m³ mikroplastik saptamış; baskın fiberlerin yanı sıra bu parçacıkların yüzeyinde E. coli ve Enterococcus faecalis gibi patojen bakterilerin kolonileştiğini ortaya koymuştur (Tavşanoğlu ve ark., 2020). Bu bulgu, mikroplastiklerin yalnızca ekosistemleri değil, insan sağlığını da doğrudan tehdit ettiğini gösteriyor. Yapılan yerli çalışmalar, soframızdaki tuzdan yetiştirilen balıklara kadar pek çok noktada mikroplastik kirliliğini belgeleyerek bu gerçeği gözler önüne seriyor. Yapılan yerli çalışmalar, soframızdaki tuzdan yetiştirilen balıklara kadar pek çok noktada mikroplastik kirliliğini belgeleyerek bu gerçeği gözler önüne seriyor.

Uyarıyı Görmek

Doğa, Neptün toplarıyla plastiği filtreleyip kıyıya atıyor; bize “temizlik”le birlikte bir uyarı gönderiyor (Sánchez-Vidal et al., 2021; Scientific Reports). Ama biz bu uyarıyı görmezden geliyor, aynı plastiği tuzla ve balıkla soframıza geri alıyoruz. Plastik yalnızca denizlerde değil, gündelik hayatımızın en sıradan parçasında artık.

Neptün toplarıyla aslında doğa bize iki şey söylüyor: Birincisi, hiçbir ekosistem insanın çöpünü sonsuza dek saklayamaz. İkincisi, doğa kendi ritmiyle temizlemeye çalışsa da bu çaba sınırlıdır; plastiğin yükünü azaltmak bizim sorumluluğumuzda. Çözüm, yalnızca geri dönüşümle değil, üretimi sınırlamak, tek kullanımlık plastikleri hayatımızdan çıkarmak ve doğayla uyumlu bir “temiz sanayi” vizyonu geliştirmekten geçiyor.

Doğa kendini temizliyor ama biz yeni kirletme döngülerini sürdürdükçe, bu çaba umuda değil, tüketime hizmet ediyor. Uyarıyı görüp harekete geçmek bizim elimizde.


Kaynaklar

Bergmann, M., Almroth, B. C., Brander, S. M., Dey, T., Green, D. S., Gundogdu, S., Krieger, A., Wagner, M., & Walker, T. R. (2022). A global plastic treaty must cap production. Science.

Gündoğdu, S. (2018). Contamination of table salts from Turkey with microplastics. Food Additives & Contaminants: Part A.

Gündoğdu, S., Eroldoğan, O.T., Evliyaoğlu, E., Turchini, G.M., Wu, X.G. (2021). Fish out, plastic in: Global pattern of plastics in commercial fishmeal. Aquaculture.

Geyer, R., Jambeck, J. R., & Law, K. L. (2017). Production, use, and fate of all plastics ever made. Science Advances.

Nava, V., et al. (2023). Plastic pollution in lakes and reservoirs. Nature.

Sánchez-Vidal A. et al. (2021). Seagrasses provide a novel ecosystem service by trapping marine plastics. Nature Scientific Reports.

Tavşanoğlu, Ü. N., Topçuoğlu, S., Kır, İ., Tunca, E., & Yıldız, Ş. (2020). Microplastic contamination in a drinking water reservoir: abundance, characteristics, and potential bacterial pathogens. Environmental Science and Pollution Research.

This entry was posted in DENİZ VE DENİZCİLİK, DOĞA - ÇEVRE, Doga - Cevre - Ekoloji - Tarim. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *