ÇÖKEN ÜLKE VE SİYASAL İSLAM * GÖLGE EĞİTİM BAKANI BİLAL ERDOĞAN’IN AÇIKLAMASI; “GÖLGEMİZDEN KORKAN BİR KİTLE VAR”

GÖRÜŞLER; 1

ANAYASA MAHKEMESİ tarafından “İRTİCAYA ODAK OLMAK” suçu nedeniyle cezalandırılan AKP/ ERDOĞAN’ın Laik, Demokratik Cumhuriyete karşı başlattığı KARŞI DEVRİM en az 1980 yılında yapılan faşist darbe kadar tehlikelidir. kenan Evren yönetimi 9 sene iktidarda kaldı. Erdoğan’ın iktidarı ise 23 senedir sürmektedir. Bu nedenle var olan iktidarın laik cumhuriyet karşıtlığı daha çok yıkıcıdır.

Erdoğan ve destekçileri Mısır’da oluşan İhvan-ı Müslüm (Müslüman kardeşlerin)  yolunda giden şeriat isteyen irticai oluşumun devamıdır. Erdoğan Laik Demokratik Cumhuriyete karşı bir savaş başlatmış olup Türkiye’yi ümmet olan arap ülkeleri ile bütünleştirmeye ve bir İSLAM DEVLETİNE çevirmeye çalışırken kendisine de ömür boyu devleti yönetme kapısı açmak çabasında.

Tüm kamu kurumları çürütülerek işlevsiz hale getirilirken ülkemiz yabancı sermayenin talanına açılmış, tüm ulusal varlıklarımız yabancı sermayeye devredilmiştir. Türkiye ekonomik olarak iflasın eşiğindedir. Dış borçlar ödenemez noktaya gelmiş olup 600 milyar dolara yaklaşmıştır. Faizler bile ödenemez noktaya gelinmiştir. Ülkemizin tüm kaynakları çeteleşen siyasetçiler, kamu görevlileri ve yabancı sermaye tarafından soyulmaktadır. Yoksulluk, işsizlik, önlenemeyen pahalılık, dünyanın en yüksek enflasyonu altında kalan toplum inlemektedir.

Milli Eğitim yok edilmiş olup liyakatlı bilge öğretmenler eğitimden uzaklaştırılırken yerlerine din adamları, imamlar getirilmiştir. Akılcı, çağdaş eğitim yerine, din dersleri ile doldurulmuş müfredatlarla BİREY yerine KUL yetiştirecek eğitim sistemi uygulamaya konmaktadır. Hibrit demokrasi sınıfına düşmüş olan Türkiye her bir gün daha da karanlığa gömülerek demokrasiden, özgürlükten, çağdaş dünyadan, bilimden, sanattan uzaklaşmaktadır. Adalet ise askıya alınmış olup muhalifler zindanlara atılmaktadır.

AKP’ye oy verenlerin söylediği; “ÇALIYOR ama alnı secdeye değiyor!!!”  sözünün sahipleri ise bu derin çürüme ve yoksulluğun altında kalan en büyük kitledir. Dünyada hiç bir din yoktur ki çalma ve yolsuzlukları siyasetçilere hak görsün. AKP seçmeni bunun ayırdına vardığı gün Türkiye esenliğe çıkacaktır.

Ne yazık ki ülkemiz Erdoğan/ AKP iktidarı ile uçuruma sürüklenmiştir.

Naci Kaptan 14.09.2025


GÖRÜŞLER; 2

Ülkemizin bilim, akılcılık yolunda, Atatürk ilkeleri doğrultusunda ilerlemesi, uygarlaşması, okullarda uygulanan eğitim sisteminin niteliği ile belirlenir. AKP laiklik (ve Atatürk) karşıtı dinci bir parti olarak ülkemize her alanda büyük zararlar vermiştir ve en çok da eğitim sistemi tahribata uğramıştır. Yüce Atatürk’ün amaçladığı “fikren, vicdanen özgür, çağdaş vatandaşlar” yerine bir ÜMMET toplumu tasarlandığı Bilal Erdoğan’ın yukarıdaki sözlerinden açıkça anlaşılmaktadır. Ülkemiz yirmi küsur yıldır ciddi bir irtica tehlikesiyle karşı karşıyadır ve tüm yurtseverlerin kurtuluş için artık seferber olması, örgütlenmesi gerekmektedir. En büyük görev de (AKP’nin saldırısı altında bulunan) CHP’ye düşmektedir. Endişe ve ibretle okuduğum, biz muhalifleri “cahil cühela kitle” olarak nitelendiren yukarıdaki yazıyı paylaşmayı da bendeniz bir vatani görev olarak üstlendim.

Kemal Rastgeldi – 6.09.2025


GÖLGE EĞİTİM BAKANI BİLAL ERDOĞAN’IN AÇIKLAMASI;
“GÖLGEMİZDEN KORKAN BİR KİTLE VAR”

Bilal Erdoğan’ın ‘imam hatip’ coşkusu: ‘Gölgemizden korkan bir kitle var’

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, imam hatip okullarını övdüğü konuşmasında “Gölgemizden bile korkan bir kitle var. Söze ‘her köşeye imam hatip açtınız da ne oldu’ diye başlayan bir cahil cühela kitleden bahsediyoruz” dedi.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, Şahinbey Kongre ve Sanat Merkezi’nde, ÖNDER İmam Hatipliler Derneğinin ev sahipliğinde düzenlenen 22. İmam Hatipliler Kurultayı’nın açılışında konuştu.

İmam hatiplerin hikayesinin Türkiye’nin siyasi hikayesiyle paralellik gösterdiğini belirten Bilal Erdoğan, “gelinen noktanın takdir edilmesi gerektiğini” belirtip “Bugün Türkiye’de 8 öğrenciden birisi ortaokula, liseye imam hatibe giriyorsa bu aslında Türkiye’nin normalleşmesinin bir parçasıdır. Yani ciddi bir batılılaşma hezeyanları ile geçen belki 200 yılı aşkın bir süreç. Bu süreçte erozyona uğrayan değerlerimiz, kimliğimiz, bizi biz yapan nice kıymetler ve bu yozlaşmanın getirdiği kimliksizleşme ve ondan sonra yeniden halkın iktidar olmasıyla bu yozlaşmanın ortadan kalkıp kimliğimizin, kültürümüzün bizi biz yapan bu toprakları vatan yapan değerlerin yeniden ortaya çıkarılması, elbette ki normalleşmedir. Türkiye’nin yeniden Türkiye olmasıdır, bu milletin yeniden Müslüman Türk milleti olarak tebarüz etmesidir” diye konuştu.

“ÜMMETİN ÖNÜNE GEÇİP YÜRÜYECEK BİREYLER”

Bilal Erdoğan şöyle devam etti:
“O şartlar içerisinde camilerde imam, cenazeleri yıkayacak imam, minarelerde müezzini olmayan devirler için bir meslek lisesi formatıyla kurulmuştu. Rahmetli Celalettin Ökten, imam hatipliği tanımlayan cümlesi bugün ne kadar hala bizim için ilişkili değil mi? Bir imam, müezzin yetiştiren kurumdan bahsetmiyor Celalettin hoca, bir aydından, bir önderden bahsediyor, bir ümmetin geleceğine yön verecek, ümmetin önüne geçip yürüyecek bireylerden bahsediyor. Bugün imam hatip liseleri artık sadece mesleğe değil, bütün eğitime öğrenci yetiştiren nosyonuna yeniden kendini tanımlamaya devam ediyor. Bizler özellikle imam hatiplileri destekleyen sivil toplum kuruluşları olarak bu yeniden tanımlamanın içerisindeyiz. Bu mücadeleyi hep birlikte veriyoruz. Türkiye’de imam hatip okullarının en büyük avantajı arkasında böyle bir mücadeleyle bilenmiş bir kamuoyunun olmasıdır.”

“BÖYLE DESTEK BAŞKA OKUL TÜRÜNDE YOK”

İmam hatip okullarının halk desteği aldığını savunan Erdoğan, “Başka okul türünde böyle bir kamuoyu, böyle bir halk desteği yok. İmam hatipleri Türkiye’de halk yapıyor. İmam hatiplilerdeki çocuklara ekstra burs desteğini veren, imam hatiplilerdeki başarılı çocuklara ekstra ödüller veren, sivil toplum kuruluşları. Dolayısıyla biz Türkiye’de her bir çocuğumuzun imanlı, kimlikli, kendi kültürümüzü kuşanmış olarak yetişmesini arzu ediyoruz ama bizim için imam hatipler adeta bunun mayalama merkezi gibi, adeta bunun en yoğun çalışmasının yapıldığı bir miras kurum gibi bizim için. Özel bir önem ifade ediyor” dedi.

“GÖLGEMİZDEN KORKAN BİR KİTLE VAR”

Erdoğan, sözlerini imam hatiplerinin sayısının daha artması gerektiği vurgusuyla sonlandırarak şunları söyledi:

“Elbette ki gölgemizden bile korkan bir kitle var. Söze ‘her köşeye imam hatip açtınız da ne oldu’ diye başlayan bir cahil cühela kitleden bahsediyoruz. İşte 8’de bir diyorum. 8’de 1’i olmak istiyoruz Türkiye’nin. Başarının 8’de 1’ini paylaşmak istiyoruz. Türkiye olimpiyatlarda 8 madalya aldığında biri imam hatipli olması normaldir, en iyi üniversiteye girişte 8 öğrenciden birinin imam hatipli olması normaldir. Biz bunu normalleşmenin bir parçası olarak görüyoruz ama iğneyi başkasına çuvaldızı kendimize batıracaksak şunu da kabul etmemiz lazım. Madem imam hatiplilerin arkasında böyle bir sivil toplum, kamuoyu desteği, dayanışması var. O zaman biz 8’de birde kalmamalıyız, 8’de birle yetinmemeliyiz.”

This entry was posted in DİN-İNANÇ, EĞİTİM, İrtica, OTOKRASİ - TEOKRASİ - KLEPTOKRASİ, ŞERİAT - İRTİCA - KARANLIĞIN AYAK SESLERİ, SİYASAL İSLAM, TARİKAT VE CEMAATLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *