DENİZ KÜLTÜRÜ * NEDEN KIZILDENİZ?

KIZILDENİZ / ERYTHRA THALASSA / ERYTHRAEUM /
RUBRUM MARE / EL-BAHRU’L AHMER / RED SEA /
EL- HALIC EL- ARABİ / YAM SUF

Naci Kaptan – 24.08.2025


Klasik Batı kaynaklarında Grekçe Erythra thalassa ve Latince Erythraeum / Rubrum mare [kırmızı deniz] şeklinde geçen ve İngilizceye Red Sea, Arapçaya el-Bahru’l-Ahmer ve El- Halic El- Arabi, İbranice Yam Suf olarak tercüme edilen Kızıldeniz, adını kıyılarındaki kiremit rengi topraklarla kırmızı mercan kayalarının yansıması sebebiyle suyunun kızıla yakın görünmesinden alır.

Ayrıca Süveyş Körfezi’nin kuzey ucundaki Kulzüm şehrinden dolayı Bahrü’l-Kulzüm ve halk arasında şap denilen mercan kayalıklarının bulunması sebebiyle de Şap Denizi adlarıyla tanınır. Kızıldeniz’in tarihten bugüne uzanan önemi, hac yolları ve Avrupa-Hindistan-Uzakdoğu ticaret yolu üzerinde olmasındandır. Süveyş Kanalı açılmadan önce Hint Okyanusu’ndan gelen gemiler Aden’den sonra Cidde, Yenbu‘ (Câr), Hudeyde ve Masavva‘ gibi limanlara uğrar, daha sonra da Süveyş veya Akabe körfezlerine yönelirlerdi; Akdeniz limanlarına ulaşacak mallar ise kervanlarla buralara taşınırdı.

Kızıldeniz, yerel halk tarafından şap denilen mercan kayalıklarından dolayı “Şap Denizi” olarak da bilinmektedir. Uzunluğu yaklaşık 2000 km olup, bazı kaynaklarda 1900 km ya da 2350 km diye geçmektedir. Kuzeyde Mısır‘daki Süveyş Kanalı ile doğal olmayan yoldan Akdeniz’e bağlanmıştır; güneyde ise Arap Yarımadası ucunda Babü’l Mendep (Bab el Mendeb) Boğazı ile Hint Okyanusu‘na bağlanır. Kızıldeniz kuzeyde Sina Yarımadası ile ikiye ayrılır; kuzeydoğuya doğru Akabe Körfezi, kuzeybatıda ise Süveyş Körfezi vardır.

Bir görüşe göre, Kızıldeniz’in adının, mevsimlik olarak çoğalma patlaması yaşayan Trichodesmium erythraeum adlı alg türlerden kaynaklandığı düşünülmektedir. Ayrıca çevresindeki kıyılarda yer alan mineral bakımından zengin kızıl renkli dağlardan doğmuş olabileceği tahmin edilmektedir. Deniz altı yaşamına ve üremeye elverişli sıcaklıkta olduğundan çok sayıda deniz canlısı barındırmaktadır. Bunun sebebi ise zemindeki büyük sırtta oluşan yarık bölümün yer altından gelen magma ile dolmasıdır. Bu lavlar çok fazla 1. üretici konumunda bulunan bitkisel planktonlar için besin kaynağı oluşturmaktadır. Tuzluluk oranı ‰ (binde) 44 ile oldukça yüksektir.


İnanç ve efsane
Çıkış (Tevrat) ve Çıkış durakları

Tevrat’ın 2. kitabı olan Çıkış’a göre Musa, İsrailoğulları ile birlikte Mısır’dan kaçarken Kızıldeniz’e asası ile vurmuş, deniz ikiye yarılmış, İsrailoğulları karşıya geçtikten sonra grubu takip eden Firavun ve askerleri üzerlerine kapanan denizin altında kalarak boğulmuşlardır. Anlatı Kur’an’da da benzer şekilde tekrarlanmaktadır. Bir başka görüşe göre ise, bu denizin adı Tevrat’ta Yam Suf (“Sazlıklar Denizi”) olarak geçer ve bu İngilizcede “Sea of Reeds” veya “Reed Sea” olarak okunur. Zamanla bu deyişin bozulup “Red Sea” (yani Kırmızı/Kızıl Deniz) olarak kullanılmaya başlandığı da kabul edilen görüşler arasında bulunur.

Vasco da Gama’nın 1497’de Afrika’nın güneyinden dolaşarak Hindistan’a ulaşması, Kızıldeniz hâkimiyetinin ve dolayısıyla pek çok şeyin değişmesine yol açtı.


KAYNAKLAR;

Mustafa Bilge, “Kızıldeniz”, DİA, XXV, 557-558.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Kızıldeniz

This entry was posted in DENİZ VE DENİZCİLİK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *