Büyük Taarruz’un sırrı… * Düşününüz ki Kars’ta çakılı olan eski asırların topları öküz sırtında taşındı Afyon’a getirildi.

Büyük Taarruz’un sırrı…

CUMHURİYET – Nazmi Kal – 29.08.2025


Kurtuluş Savaşı’mızın son darbesi Büyük Taarruzun 26 Ağustos’ta başlayıp 9 Eylül’de İzmir’de biten zaferin nasıl hazırlandığı, nasıl başarıya ulaştığı merak konusudur. Bu önemli zaferin 103. yıldönümünde, tarih kitaplarına fazlaca yansımayan önemli bir sırrını İsmet İnönü’nün ağzından aktaralım:

“26 Ağustos’ta başlayan Milli Mücadele, harp tarihinin, en kesin netice muharebesinin hazırlığı, icrası, büyük bir sanat eseridir. Neden sanat eseridir bunu anlatayım size.

Birbiri ile eşit iki ordu karşı karşıyadır. Sayıca eşit ama Yunan ordusunun bütün dünya ile geniş ve rahat ilişkileri var. Her istediğini, silah ve vasıtayı kolaylıkla buluyor. Biz ihtiyaç vasıtaları bakımından çok dardayız. Bütün memleket askeri işgal altında. Dünya ile ilişkide olan İstanbul hükümeti yardım etmek şöyle dursun yapılan çalışmaların hazırlıkların faydasız ve zararlı olduğu düşüncesinde.

KARS’TAN AFYON’A ÖKÜZ SIRTINDA…
Böyle bir idare altında biz harp hazırlığı yapıyoruz. Bir işgal ordusu Anadolu’ya çıkmıştır. Muharebe ediyor. Muharebe ettiğiniz ordu, kuvvetli bir ordu, her yerde ciddi muharebeler yapmıştır. Bu savaşın hazırlığı bir sene sürdü. Bir seneye güç sığdı. Düşününüz ki Kars’ta çakılı olan eski asırların topları öküz sırtında taşındı Afyon’a getirildi. Ne yapıldığını düşman anlamadı.

1922 Temmuz’unun son günleri. Artık taarruz etme günleri yaklaşıyor. Bir gün şafakla beraber silahlar patlayacak, düşman ordusunu yok etme harekâtı başlayacak. Atatürk’ün Akşehir’deki toplantısı bu amaçla yapıldı. Taarruz günü kararlaştırılacaktır. 1922 Temmuz’unda toplanan kumandanlar son hazırlıkları görüşmüştür. Bu bir plan hazırlığı değil, son hazırlıkların görüşüldüğü bir toplantıdır. Plan bir yıldan beri Sakarya Savaşı’nın sonunda karar verilmiş bir plandır.

GİZLİ YÜRÜTÜLEN HAZIRLIKLAR
Önemli hedefimiz ne günü taarruz yapacağımızın düşman tarafından sezinlememeli. Zaman zaman düşmana taarruz edeceğiz hissini veren davranışlarda bulunuyoruz, dedikodu yayılıyor ama taarruz etmiyoruz, Diğer yanda Atatürk sık sık bölgeye seyahat ediyor, bu da taarruz edeceğimizi düşmana hissettiriyor ama etmiyoruz.

Bu da düşmanda ‘Canım taarruz, taarruz derler yapmazlar, yapamayacaklardır’ rehaveti yaratıyor. Bu durum düşmanda rehavet yaratıyor ama Meclis’te mebusların tepkilerine neden oluyor. Çünkü Meclis asılsız söylemlerle amacın düşmandan gerçek taarruz zamanını saklamak olduğunu bilmiyor. Şiddetli eleştiriler yapılıyor.

Temmuz toplantısında Süvari kumandanı (Fahrettin Altay) da bulunuyordu. İlk iş silah patlamadan süvari ordusu düşman karargâhının içine girecek iletişim hatlarını kesecekti. 26 Ağustos’ta nihayet plan uygulanmaya girdi. Şafakla beraber topçu atışları başladı. Kıtalarımız siperlerden çıktılar, taarruz ediyorlar, düşman ne kadar çok kuvvetli hücum edersek edelim son ana kadar yerinden oynamıyor. Gayet inatla muharebe ediyorlardı. Yunan ordusunun karakterlerinden birisi şudur: Taarruz edeceği aman çok sert ve titiz hareket eder mukavemet ettiği aman dermanını sonuna kadar kullanmaya çalışır. İyi bir ordunun niteliklerini taşır.

ASKERİ DEHA
Nihayet 27 Ağustos oldu yani taarruzun ertesi günü… Muharebe meydanında bulunuyoruz. Mustafa Kemal Paşa orada, Fevzi Paşa orada, ondan beş on adım uzakta muharebeyi takip ediyorum. Akşama kadar muharebe şiddetle devam etti, sonuç hakkında bir fikir edinemiyorduk ama bir şey dikkatimizi çekti. Düşman topçusunun ateşi zayıftı hatta zaman zaman ateşi kesiyordu. Askeri bilgilere göre düşman topçu ateşinin zayıflaması ve sesini zaman zaman kesmesi düşmanın mevzi değiştirdiği, geri çekildiği anlamına gelirdi ama emin olamıyorduk. Biraz uzağımda Fevzi Paşa vardı, yanına gittim: ‘Topçunun sesini kesmesinden ne anlıyorsun’ dedim. O da ‘Bu ricat(çekilme) demektir ama bu kadar çabuk çekilirler mi’ dedi. Yunanın bu kadar erken çekileceğini tahmin edemiyorlardı. 27 (Ağustos) günü gecesi nihayet düşmanın çekildiğini tespit ettik. 29 (Ağustos) sabahı şafak söktüğünde artık düşmanın çekildiğini kesin olarak anladık.”

Atatürk’ün askeri dehası ile yaptığı düşmanı yanıltma, özellikle yapılan düşmanı yanıltmaya yönelik haber taktiği planı başarılı olmuş, Yunan ordusu baskına uğramıştır. Tüm bunlar sayesinde düşman gerçek taarruzu anlayamamış; üç ayda aşılamaz denilen siperler bir gecede aşılmıştı.


Kaynak: Atatürk İnönü İlişkileri, Nazmi Kal; “Televizyona Anlattıklarım: İsmet İnönü”, Nazmi Kal, Bilgi Yay.

NAZMİ KAL – YAPIMCI, SUNUCU, YAZAR

This entry was posted in ATATURK, TARİHE - AYDINLANMAYA - CUMHURİYETE NOT DÜŞENLER. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *