ZEYTİN AĞACININ BAŞI VURULA!!!

ZEYTİN AĞACININ BAŞI VURULA!!!

Naci Kaptan – 22.06.2025


M.Ö. 300’lü yıllarda eski Yunanistan’da
çıkartılan yasada şöyle yazıyordu;

KUTSAL SAYILAN ZEYTİN AĞACINA ZARAR VERENLER
VE ZEYTİN AĞACINI KESENLER YARGILANACAK,
SUÇLU İSE İDAM EDİLECEKTİR

(Aristo – MÖ 384 – c. MÖ 322)


Atina Anayasasında yer alan ve Aristotle tarafından kaleme alınan “Devlet malı veya özel mülkiyet farkı olmaksızın, zeytin ağacını kesen veya deviren herkes mahkemede yargılanacaktır eğer suçlu bulunurlarsa idam edilmek suretiyle cezalandırılacaklardır” sözü zeytin ağacının tarihteki yerini ve önemini anlatmaktadır.


Tarihin dedesi sayılan ve M.Ö. 8. yüzyılda yaşamış olan Homeros Ege kıyılarını gezerken yorulur ve bir zeytin ağacının gölgesine oturur. Zeytin ağacı dile gelir ve Homeros’un kulağına şunları fısıldar: “Herkese aitim ve kimseye ait değilim. Sen gelmeden önce buradaydım ve sen gittikten sonra da burada olacağım.”

Antik Yunanda elaia, Latince olea, İbranice “zeyt” olan zeytinin, tarihin en eski çağlarından günümüze uzanan bir öyküsü vardır. Antik Yunan dönem insanı inancına göre zeytin ağacı tanrıça Athena tarafından yaratılmıştı. Athena savaşın, strateji ve barışın da tanrıçasıydı.

Milattan on bin yıl önceye dallarını uzatan zeytin ağacı, çağlar devirmiş, birçok imparatorluğun yıkılıp gitmesini izlemiş, bambaşka medeniyetlerde, başka başka anlamlar yüklenmiş ama hep vazgeçilmez olmuştur. Nice peygamberlerin ekmeğine katık olacak kadar kutsal, nice yenilmez diktatörlerin yok oluşunu izleyecek kadar ölümsüzdür zeytin ağacı.

Akademi adı da Atina yakınlarındaki “Akademeia” adlı bir zeytinlikten gelir. Bu zeytinlikte Yunan düşünür Platon, M.Ö. 4. yüzyılda matematik, doğa bilimleri ve yönetim biçimi gibi çeşitli konularda öğrencilerine ders verirdi.

Türkiye, zeytin üretiminde en yüksek payı olan ilk beş ülkeden biri. Dünyadaki zeytinlik alanların %8.3’ü Türkiye’de. Dünyadaki zeytin üretici ülkeler arasında; ağaç varlığı açısından Türkiye 4. ekili alan açısından da 846.000 hektar ile 6. sıradadır. Fakat bu ekili alan AKP iktidarının zeytinliklere karşı uyguladığı yok etme politikası sonucu zeytinlikler  gittikçe azalmaktadır. “2024/2025’te de Türkiye, Zeytinyağı üretiminde 475 bin tonla dünya ikincisi, sofralık zeytinde 700 bin tonla dünya birincisi oldu. Böylece dünya zeytinyağı üretimine %8; zeytin üretimine %9 oranında katkıda bulunur.

 Türkiye’nin zeytinlikleri 3573 sayılı zeytin yasasıyla korunuyor. Fakat Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmelik değişikliğiyle, SÖZDE “ülkenin enerji ihtiyacını karşılamak üzere” zeytinliklerin madencilik faaliyeti için kullanılmasının önü açılmış oldu.

Ekoloji Birliği tarafından yapılan açıklamada; “‘Kutsal Zeytin’ yoksulun ağacıdır. Köylünün, çiftçinin geçim kaynağıdır. Köylüler zeytin geliri ile çocuklarını okutur, evlendirir. Ülkemizdeki yüz binlerce çiftçinin yaşamı yalnızca zeytine bağlıdır. Bir zeytin ağacının büyümesi yıllar almaktadır. Yok edilen zeytinliklerin kısa sürede yerine getirilmesi mümkün değildir” deniyor.

Ülkemizdeki zeytinlikler için verilen idam kararı TBMM komisyonunda kabul edildi. Zeytinlikler, Atatürk’ün talimatı ile 1939 yılında çıkartılan ve aşağıda özü yazılı olan “3573 sayılı zeytinciliğin ıslahı hakkında kanun” ile korunuyordu. Bu koruyucu yasa görmezden gelinerek önceleri, 01 Mart 2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan bir yönetmelikle zeytinliklerin madencilik projelerine açılması mümkün hale geldi.

3573 nolu kanunun özü;

“Zeytinliklere her çeşit hayvan sokulması, yerleşim sahaları hariç, zeytin sahalarına en az bir kilometre yakınlıkta koyun ve keçi ağılı yapılması yasaktır. Devlet, zeytinciliğin ıslahı, yeni zeytin dikim alanlarının tespiti, zeytin dikim ve yetiştirilmesinin teşviki ile verimin artırılması, hastalık ve zararlılarla mücadele ile ürün elde etmekte masrafları azaltıcı araç ve gereçlerin imal ve ithalinde gerekli kolaylıkları sağlar. Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevî atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez.”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan Maden Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’te, “elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin” zeytinlik alanlarına denk gelmesi durumunda “zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına” Bakanlık tarafından izin verilebileceği belirtiliyor.

Sahadaki zeytin ağaçlarının taşınmasının Tarım ve Orman Bakanlığı’nın iznine bağlandığı ve ağaçların kesilmeyeceği belirtiliyor. Madenciliğe açılan bölgelerdeki zeytin ağaçlarının taşınması öngörülüyor.

Türkiye Ormancılar Derneği’ne göre zeytin ağaçlarının ilgili düzenlemeyle taşınması teknik olarak mümkün değil. Dernek yaptığı açıklamada bunu şu sözlerle açıklıyor:

“Ağaçların taşınması ekolojik ortamların taşınması anlamına gelmez. Ekosistemi taşıyamazsınız. Zeytinlik, olduğu ortamda zeytinliktir. Zeytinliği taşıyacağınız yer yoktur. Varsa zaten orası da zeytinlik yapılmıştır. Madencilik faaliyetinin bitiminde, o alanın tekrar zeytinciliğe uygun hale gelemeyeceği çok açıktır. Kamuoyunu yanıltmak için konulmuş bir şarttır.”

2014 yılında Soma Yırcalı köyünde gece baskınıyla 6 Bin zeytin ağacı dozerlerle yok edildi. Bu katliamdan hemen sonra ZEYTİN AĞACININ YAHUDİ olduğu VE KESİLMESİ GEREKTİĞİNE ait saçma bir yazı sosyal medyada dolaşıma sokuldu !!!

Bu kişiler şöyle diyordu;

“Kıyamete yakın Müslümanlarla Yahudiler arasında bir savaş çıkacak. Müslümanlar bu savaşta galip gelecekler. Öyle ki Yahudiler ağaçların ve taşların arkasına saklanacak, ağaçlar ve taşlar da ‘ey Müslüman, şu arkamdaki Yahudi’dir. Hemen gel de onu öldür’ diye haber vereceklerdir. Fakat sadece zeytin ağacı haber vermeyecektir. Çünkü o bir Yahudi ağacıdır. Bugün İsrail bütün ülkelerde zeytin ağacı dikmeyi teşvik etmektedir. Çünkü bu ağaçların Yahudiler koruyacağını bilirler!”

Bunların gözleri o kadar kara ki, örneğin; Turcas Kuyucak Jeotermal A.Ş adlı şirket, Aydın Kuyucak İlçesi Değirmendere köylülerine ait zeytinlik alandaki ağaçların dibine kimyasal madde dökerek kuruttuklarına dair şikayetleri İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan incelemede zeytin ağaçlarını kurutmak için kimyasal kullanıldığı kanıtlandı. Bu ne kadar büyük ve acımasız bir zalimlik…

Başbakan yardımcısı olan Bülent Arınç ise zeytinlikler için şöyle diyordu;

” Her taraf zeytin tarlası oldu. “Dağ taş zeytin ağaçlarıyla dolmuştur. Ama Türkiye’nin enerjiye de ihtiyacı var. Zeytin alanlarıyla ilgili sıkıntı sadece termik santral yapılmasıyla ilgili değil.” dedi.

En şaşırtıcı açıklama ise zamanın başbakanı Ahmet Davutoğlu’ndan geldi, 2300 yıl önce zeytin ağacını kutsal belleyen ve bu ağaca zarar verenleri idamla cezalandıracak yasalar çıkartılan zamandan buyana, siyasal islamcılar tarafından zeytin ağacını yahudi ve Truva atı olarak niteleyen günlere ve zihniyete gelinmiş olması şaşırtıcı ve düşündürücüdür.

Davutoğlu şöyle diyordu;

“Zeytin ağaçları yerine, İslam’a uygun helal ağaçlar dikilmelidir.
Zeytinyağıyla yapılan mezeler içki sofralarını süslüyor. Bu mezeler içki
tüketimini artırıyor. Bu nedenlerle zeytin ağaçları sökülmeli. Zeytin,
Rumların Anadolu’ya Truva atı olarak bıraktığı bir bitkidir. Fazla
tüketenlerde kısırlaşmaya sebep oluyor. ” (17 Kasım 2014)

Akademisyen ünvanı olan ve devleti yönetecek bir koltuğun sahibinin bu akıl almaz düşüncesi ve söylemi her türlü akıl ve mantıktan uzaktır.

Trajikomik olan ne biliyor musunuz;

Zeytin ağaçlarının kesilmesini önlemek için iş makinalarının önüne atlayan, ağaçlarına sarılan köylüleri, yaşlı teyzeleri döven, gazlayan jandarma güçleri ortalık biraz sakinledikten sonra dinlenmek için GÖLGESİNDE OTURACAKLARI AĞAÇ aradılar!!!

Ama bütün ağaçlar kesilmişti!!!

İçtenlikle dilerim ki; ağaçların kesilmesi için yok etme yasaları, kararnameleri çıkartan doğa düşmanları da yaşamları boyunca gölgesinde oturacakları ağaçtan, kenarında oturacakları  HES’lerle kuruttukları şarkı söyleyen akarsulardan yoksun olsunlar.

Naci Kaptan

This entry was posted in DOĞA - ÇEVRE, Doga - Cevre - Ekoloji - Tarim, Politika ve Gundem, TARIM - EKOLOJİ, VANDALLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *