Yalan patalojik, savaş psikolojik – 1 / 2 * Muhalifleri yok eden sistem COINTELPRO her yerde var

Yalan patalojik, savaş psikolojik – 1

CUMHURİYET – Mine G. Kırıkkanat – 25.05.2025


İster muktedir olsun ister muhalif, tüm politikacıların yalan söylemesine dünya halkları da alışıktır, biz de epeyce idmanlıyız.

Türkiye’nin yazgısını çeyrek yüzyıldır karartan siyasal zihinlerin “Bizden önce buzdolabı yoktu. Camileri ahır yaptılar. İbadet etmek için gizlenirdik. Zaten traktörü de biz getirdik” vb. gibi fantastik boyutlardaki yalanlarına önce çok şaşırdık. Artık bu yalanların, iktidarın özenle cahil kalmasını sağladığı kendi seçmen kitlesine yönelik algı operasyonu olduğunu biliyoruz.

Ancak bir yalan türü var ki böylesi Türkiye tarihinde ilk kez görülüyor: Bizzat kendi yaptıklarını, kamuoyuna muhalefet yapıyormuş gibi anlatmak!

Hitler’in kriminal yamağı Joseph Goebbels’e papucunu ters giydiren bu yalancılık biçiminin de yine cahil seçmen kitlesine yönelik bir algı operasyonu olduğunu, elbette anladık.

Ama bazı yalancılar namazında niyazında, hatta İslami cumhuriyet kurmayı amaçlayan Müslüman muktedirler olarak karşımıza çıkınca; işin rengi değişiyor. Ve açık açık, art arda, hatta durmadan işledikleri yalan günahı, salt algı operatörlüğünü değil, bir patalojiyi de işaret ediyor.

PATALOJİK YALAN MI?
Sistematik yalancılığın, bilimsel bir adı var: Mitomani. Yalan söylemeden iletişim kuramayan kişilere “mitomanyak” deniyor. Çok da yakışıyor.

Peki kendi yaptığından başkasını sorumlu tutmanın, bizzat işlediği suçla başkasını itham etmenin; yani “iftira yoluyla algı operatörlüğü”nün psikoloji biliminde bir yeri, patalojik bir tanımı var mı?

Aradım, buldum, varmış: “Narsist yansıtma”. Halk arasında “kendini beğenmişlik” diye betimlenen narsizm, hastanın özgüven patlaması yaşadığı bir pataloji.

İlk kez Sigmund Freud’un tanımladığı yansıtma (projeksiyon) ise hastanın işlediği suç, yaptığı hatanın sorumluluğundan kurtulmak için suçu başkasının işlediğini, hatayı başkasının yaptığını varsayması ve inanması.

Narsizm, zaten eleştiriye bile tahammülü olmayan, suç ve hatayı asla kabullenmeyen bir kişilik bozukluğu. Narsist kişilik, yansıtma patalojisiyle kuşanınca karşımıza kendi suçunu rakibi işlemiş, hatasını rakibi yapmış gibi öfkeyle anlatan, üstelik kendi de uydurduğuna inanan bazı hastalar çıkıyor işte!

YOKSA PSİKOLOJİK SAVAŞ MI?
Buraya kadar yazdıklarım, bu bazı muktedirler eğer ahaliyi aldatıp halkı aptal yerine koyan yalanlar ya da “narsist yansıtma”larla yetinse doğru olabilirdi.

Ama yalancılığa paralel olarak yargıyı, kolluk gücünü, sansür otoritesini kullanarak muhalefeti “öğütme” çalışmaları; aklıma 1990’larda incelediğim siyasal bir “psikolojik yansıtma” programını getirdi: Counter İntelligence Program.

COINTELPRO diye anılan program, FBI’ı yöneten Edgar Hoover’ın 1956 ile 1971 yılları arasında ABD’deki muhalif siyasal örgütlerin itibarını sarsmak, taciz ve tasfiye etmek için yürürlüğe koyduğu gizli bir plandı.

Planın psikolojik savaş taktikleri: sahte belgeler üreterek yargıyı ve medyayı yanlış yönlendirmek, muhalif kişi ve grupları karalamak, taciz, haksız hapis ve hedef alınanları suikast dahil olmak üzere yasadışı şiddetle bile elemekti. Zaten programı başlatan izin belgesi, FBI ajanlarına etkisiz hale getiremedikleri muhalif örgüt liderlerini “ortadan kaldırmayı” yani öldürmeyi emrediyordu!

TAKTİKLER YÜRÜYOR, OPERASYON SÜRÜYOR
FBI ve Amerikan hükümetinin uzun yıllar varlığını reddettiği, “komplo teorisi” diye tanımladığı COINTELPRO; FBI binalarına sızan bir grup aktivist operasyon dosyalarını çalıp Senato’daki Church Komisyonu’na teslim ettiğinde açığa çıktı.

Church Senato Araştırma Komisyonu, 1975 ile 1976 yılları arasında COINTELPRO operasyonlarını kamuoyu ile paylaştı, programı yasadışı ilan etti, FBI’a yaptırımlar uyguladı ve yeni kurallar koydu.

Tüm psikolojik savaş taktikleri günümüzde de kullanılan COINTELPRO’nun yüzlerce kurbanından ikisini nasıl “etkisiz hale” getirdiğini, bir sonraki yazımda okuyabilirsiniz.  Epeyce tanıdık gelecek.


Yalan patolojik, savaş psikolojik – 2

CUMHURİYET – Mine G. Kırıkkanat – 01.06.2025

Dünyada halen “iftira yoluyla algı operatörlüğü” yapan pek çok hükümet ve istihbarat kurumu, Edgar Hoover’ın yasadışı COINTELPRO yöntemlerini izliyor.

Muhalifleri sahte kanıtlara dayalı suçlamalarla önce FBI’yla işbirliği yapan yargıçlar eliyle itibarsızlaştırmak, hapisle tasfiye ve tinsel ya da dinsel tacizle toplumdan dışlamak, yetmezse öldürmek emri içeren Counter Intelligence Program; ABD’de Komünist Parti’yi, Siyah Panterleri ve benzeri onlarca muhalif örgütü çökertmeye yaradı. Hatta sinema dünyasından edebiyata, binlerce muhalif sanatçıyı tasfiye etmek için kullanıldı. Başa çıkamadığı 96 kamu yönderini de öldürttü.

FBI’ın bu program dahlinde ortadan kaldırdığı maktüller arasında Martin Luther King ve sinema oyuncusu Jean Seberg de vardı.

COINTELPRO’nun öldürmeyip 27 yıl hapiste çürüterek etkisiz hale getirdiği Geronimo’nun öyküsü; bu meşum “algı yönetim planı”nı daha iyi anlamanızı sağlayacaktır.

KAHRAMANDAN KATİL YARATMAK
Elmer Gerard Pratt, 18 yaşında Vietnam Savaşı’na katılmış, üç yıl sonra göğsü kahramanlık madalyalarıyla süslü ve onbaşı rütbesiyle geri dönmüştü. Ancak döner dönmez, zenci hakları için mücadele eden Siyah Panterler’e katıldı. Dürüstlüğü ve zekâsıyla öne çıktı ve örgütün “savunma bakanı” unvanını kazandı. Siyah Panterler, onu Apaş kabilesinin efsane lideri Geronimo’ya benzetiyorlardı. Elmer Pratt, adını Geronimo Ji Jaga olarak değiştirdi.

8 Aralık 1968 günü, Santa Monica’da bir kadın öğretmen ile kocası saldırıya uğradı. Kadın öldürüldü. FBI, hedefindeki Geronimo’yu katil zanlısı olarak tutuklattı. Tutuklama gece yarısı operasyonu, ters kelepçe, ayak zinciri gibi ağır taciz görüntüleriyle medyaya servis edildi.

HUKUKTA ZAFER, HÜCREDEN HAPİSANEYE TRANSFER
Julius Butler adlı FBI muhbiri, onun işlediği cinayetle övündüğünü iddia ediyor; maktulün ağır yaralı eşi de güya Geronimo’yu teşhis etmişti. Siyah Panter lider, cinayet sırasında Santa Monica’da değil Ookland’da olduğunu haykırıyordu. Zaten tanığı da vardı: Kathleen Cleaver. Ama o da Siyah Panterler üyesiydi, tanıklığı sayılmadı.

Mahkeme ancak iki yıl sonra başladı. 24 yaşında tutuklanan Geronimo, artık 26 yaşındaydı. FBI’yla işbirliği yapan yargı, Siyah Panter önderini ömür boyu hapse mahkûm etmekle kalmadı.

Sen misin ABD’den siyahilere eşit yurttaş hakları isteyen muhalif?

San Quentin hapishanesinde sekiz yıl boyunca, zor sığdığı bir hücrede çürütüldü, Geronimo. Radyo, kitap, gazete yasaktı. Gardiyanlar, ırkçı küfürlerle verdikleri yemeklerin içine işiyor, dışkılarını karıştırıyorlardı.

Avukatlarının yıllar süren hukuk mücadelesi, onun hücreden çıkıp normal hapisane koşullarında… 19 yıl daha yatmasını sağladı.

FBI’YI SOYAN AMERİKAN YURTTAŞLARI
Geronimo, hapishaneden ancak 51 yaşında ve siyasal bir soygun sayesinde çıkabildi.

Edgar Hoover’ın adaleti çiğneyen, yargıyı yozlaştıran gizli planlarına savaş açan Amerikan Yurttaşları diye bir grup, 1975’te FBI’ın binalarına gizlice girip operasyon dosyalarını çaldılar ve aralarında “çok gizli” COINTELPRO’nun da olduğu belgeleri FBI’ın yasadışı eylemlerini soruşturan Church Senato Komisyonu’na ulaştırdılar.

1976 yılında Geronimo’nun masum olduğu anlaşılmıştı. Onun işlediği cinayetle övündüğünü iddia eden muhbir Julius Butler, FBI’ın kullandığı eski bir hırsızdı. Maktul öğretmenin kocası, ilk sorguda başka bir zanlıyı suçlamış ama ifade tutanağı imha ve Geronimo’nun masumiyetini itiraf eden bir FBI ajanının tanıklığı hasıraltı edilmişti vb.

Amerikan yargısı, ağır işleyen dev bir öğütücüydü. Geronimo, hemen serbest kalmadı. Yedinci “yeniden yargılanma” talebi kabul edilince üst mahkemeye çıktı ve 1997’de ancak aklanıp özgürlüğüne kavuştu. Elbette yüklü bir tazminat ödendi kendisine. Zaten 63 yaşında da öldü.

YÖNTEM BİLİNDİK, UYGULAMA TANIDIK
Geronimo’ya uygulanan zulmün henüz sonu değilse de başı; ters kelepçeler, eski suçlu gizli tanıklar, sicili bozuk muhbirler, tehdit ya da vaatle değiştirilen ifadeler, size de tanıdık gelmiyor mu?

ABD’de FBI’ın, dünyada CIA’in böyle on binlerce mağduru var. COINTELPRO, yasaklanıp durdurulduktan sonra da işleyen bir “muhalefet terminatörü” olarak artık karanlık hükümetlerin kullanışlı algı programı.

Yargısız infaz sürelerini güncellemek yetiyor.

Hedefteki muhalifler, çakma suçlamalarla toplumun onlardan umudu keseceği birkaç yıl içeri tıkılıp etkisiz hale getiriliyor.

This entry was posted in FAŞİZM, İSTİHBARAT KURUMLARI, MİNE KIRIKKANAT. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *