
Homeros’un Satırlarından
Taşa Kazınan Kahraman
İthaka’da Troya Savaşı Kahramanı
Odysseus’un Tapınağı Bulundu
arkeofili – Jun 24, 2025
Homeros okuduysanız, Odysseus’u tanıyorsunuzdur: İthaka’nın kurnaz kralı, Troya Atı’nın fikir babası, denizlerin azgın dalgalarında on yıl boyunca eve dönmeye çalışan bir yolcu.
Ama şimdi, bu büyük anlatının sadece dizelerde yaşamadığı ortaya çıktı. Çünkü İthaka’da, kayalık bir tepenin yamaçlarında, Odysseus’a adanmış gerçek bir tapınak bulundu.
2.000 Yıllık Bir Yolculuğun İzinde
Haziran ayında Yunanistan Kültür Bakanlığı tarafından duyurulan bu keşif, Homeros’un kahramanının yalnızca edebi bir figür olmadığını, antik Yunanlar için yaşayan bir inanç simgesi haline geldiğini gösteriyor.
İthaka’nın kuzeyindeki Agios Athanasios bölgesinde sürdürülen kazılarda, arkeologlar “Homeros’un Okulu” olarak bilinen alanda uzun süredir şüphelenilen bir şeyi ortaya çıkardı: Odysseus’a adanmış bir kahraman kültü.
Zeytinlikleri ve eski Yunan efsaneleriyle ünlü İthaka’nın kayalık tepelerinde çarpıcı bir keşif yapıldı: Odysseus’a ait olabilecek bir kutsal alan. Yaklaşık iki yüzyıldır “Homeros’un Okulu” olarak bilinen bir alanda, arkeologlar İthaka’nın mitolojik kralı ve Homeros’un Odysseia destanının kahramanı Odysseus’a adanmış, bin yıldan fazla sürmüş bir kahraman kültüne dair ikna edici kanıtlar ortaya çıkardı.

Ithaca Odysseion’unun kalıntıları. C: Eurokinissi
Keşif, Haziran ayı başında Yunanistan Kültür Bakanlığı tarafından duyuruldu, fakat bu sonuç on yıllarca süren emeğin bir ürünü. Proje, İthaka’nın kuzeyindeki Agios Athanasios bölgesinde yürütülüyor. Başında Emekli Profesör Giannos G. Lolos bulunuyor ve ekibin önemli üyelerinden biri de Ioannina Üniversitesi’nden Dr. Christina Marambea.
Tarihçiler Odysseus’un kurgusal bir karakter olduğu konusunda hemfikir olsa da, bu bulgular antik Yunanlıların onu gerçek bir figür gibi gördüklerini ortaya koyuyor: Ona tapındılar, adını andılar, adını taşlara kazıdılar.
Odysseus’un Tapınağı
Bu keşfi anlamak için önce Odysseus’un kim olduğunu – en azından mitolojik olarak – hatırlamak gerekir.
O, İthaka’nın kurnaz kralı, Troya Atı’nın fikir babası ve Homeros’un MÖ 8. yüzyıla ait destanı Odysseia’nın gönülsüz kahramanı. Troya Savaşı’na katıldıktan sonra on yıl boyunca denizlerde sürüklendi, gemi kazalarından, canavarlardan ve baştan çıkarma çabalarından kurtuldu. Kiklop Polyphemos’un gözünü kör etti, Sirenler’in şarkısına karşı koydu, tanrıların gazabına direndi — tüm bu zorlukların ardından sadık eşi Penelope ve oğlu Telemakhos’a kavuşmak için eve dönmeye çalıştı.
Herakles ya da Perseus gibi Odysseus da, gerçek biyografilerden çok, kültürel değerleri temsil eden karakterlerden oluşan Yunan mitolojisinin geniş kahraman panteonuna aitti. Ancak yüzyıllar boyunca birçok Yunan onu sadece bir hikâye olarak değil, azmin, zekânın ve eve dönüş özleminin sembolü olarak gördü. Hatta bazıları ona dua etti.
Şimdi ise arkeologlar, ona gösterilen bu saygının fiziksel kanıtlarını bulduklarına inanıyor.
Agios Athanasios’ta, 19. yüzyıldan beri “Homeros’un Okulu” olarak bilinen kayalık bir alanda, Prof. Giannos G. Lolos’un liderliğindeki ekip, Odysseus’a adanmış bir kahraman kültüne dair izler buldu. 2018’den beri süren kazılar, önceki onlarca yıllık çalışmaları temel alıyor.
Arazinin yapısı dikkat çekici: Kayalık bir çıkıntı, kaynak sularla bezeli bir yamaçtan yukarı doğru uzanıyor. İki ana terasa oyulmuş merdivenlerle bağlanıyor. Üst terasta MÖ 3. yüzyıla ait Hellenistik bir kule kalıntısı bulunuyor. Alt terasta ise çevresi adak nişleriyle çevrili büyük dikdörtgen bir yapı yer alıyor.
Bu yapısal katmanların altında, daha eski ve nadir bir şey keşfedildi: Kayaya oyulmuş tonozlu bir taş sarnıç, MÖ 14–13. yüzyıla, yani Miken dönemine tarihleniyor. Bu dönem, genellikle Troya Savaşı ve Homeros’un betimlediği dünyayla ilişkilendiriliyor.
Dr. Marambea’ya göre, bu sarnıç Ege bölgesinde türünün bilinen az örneğinden biri. İşçiliği ve çevresindeki seramik parçaları, alanın yalnızca bir yerleşim yeri değil, bölgesel bir güç merkezi olduğunu düşündürüyor. Buradan limanları denetleniyor, tatlı su kaynakları kontrol ediliyordu.
Bu keşif, Homeros’un Odysseia destanının yalnızca dizelerde değil, aynı zamanda bu hikâyenin başladığı topraklarda yaşayan halkın gündelik yaşamında, ritüellerinde ve toplumsal kimliğinde de yaşadığını gösteren en güçlü kanıtlardan biri.
Kazı başkanı Prof. Giannos G. Lolos ve Dr. Christina Marambea’nın öncülüğündeki ekip, bölgede bu bulguyu destekleyen birçok şey ortaya çıkardı.

* Üzerinde “ΟΔΥCCEOC” ve “ΟΔΥCCEI” yazılı 14 kiremit ve yazıtlı parçalar
* Küçük bronz bir Odysseus büstü
* Miken dönemine tarihlenen, kayaya oyulmuş tonozlu bir taş sarnıç
* Adak nişleriyle çevrili büyük dikdörtgen bir yapı
* Hellenistik kule kalıntıları ve Roma dönemine ait sikkeler
Ve belki de en dikkat çekici olanı: halkın ona adak adadığına işaret eden kil figürler, iplik iğleri ve kadınlara ait ritüel eşyalar
Miti Taşa Dönüştüren Yazıtlar
Odysseus’un gerçek olup olmadığı yüzyıllardır tartışılıyor. Ama bu keşif, önemli bir gerçeği daha öne çıkarıyor: Gerçek olmasa bile insanlar ona inandı. Onun adına dualar ettiler, adaklar adadılar, tapınaklar inşa ettiler. Tıpkı bugün önemli gördüğümüz tarihi kişilikler gibi, Odysseus da geçmiş halklar için yol gösterici bir simgeydi. Zekânın, sabrın ve eve dönüş özleminin vücut bulmuş haliydi. Bu da Homeros’un anlatılarının antik Yunan dünyasında yalnızca sözlü değil, fiziksel bir gerçeklik haline geldiğini gösteriyor.
Mitin Doğduğu Topraklar
Kazı alanının en eski katmanları MÖ 5–4. binyıllara, yani Geç Neolitik döneme kadar uzanıyor. Bu, Odysseus’un adı bu bölgeyle anılmadan çok önce bile buranın kutsal bir yer olduğunu gösteriyor. Yani mit, halihazırda anlam yüklü bir zeminde kök salmış olabilir.
Ve belki de bu yüzden etkisi bu kadar büyük.
Neden Önemli?
Odysseus’un tapınağının bulunması, yalnızca bir mitolojik figürün fiziksel izini keşfetmek anlamına gelmiyor. Aynı zamanda geçmiş toplumların nasıl hatırladığını, neye saygı duyduğunu ve kahramanlık kavramını nasıl şekillendirdiğini de gözler önüne seriyor. Bir gün geri döneceğine inanılan bir kahramanın adıyla anılan bu tapınak, hem ritüel hem de kimlik inşasının bir merkeziydi.