KÖTÜLÜKLER İMPARATORLUĞUNDA CAMBAZA BAKMAKTAN VAZGEÇİN; Kürt sorununda çözüm diye, yeni anayasa diye kötülükler imparatorluğunun ömrünü uzatacak taşlar döşeniyor…

Kötülük iktidarının ömrünü uzatmayın

BirGün Pazar – 27.10.2024

Kadınları birer ikişer, beşer onar sokak ortalarında ölüme gönderen… Yoksul bırakılmış, geleceği çalınmış gençlerin bir kısmını uyuşturucu çetelerin eline kurban ederek; bir kısmını yurtdışına gitmek zorunda bırakarak ülkenin geleceğini yok eden… Emekliler bir yük olarak görülerek yeni emeklilik yasa tasarılarıyla ölüm fermanları için hazırlıklar yapan… Halkın en büyük düşmanı böyle bir iktidarın şimdi halkın umutlarını, beklentilerini, çaresizliklerini manipüle ederek iktidarda kalma oyununa karşı durmalıyız… Bunu yapabilmek için birleşmeliyiz…

Politika Kolektifi
Onlarca bebeğin para hırsı için nasıl ölüme gönderildiğini izliyoruz günlerdir. Ortaya çıkan bu ölüm zinciri buzdağının sadece görünen yüzü. AKP iktidarında sağlıkta dönüşüm adına başlatılan özelleştirme-ticarileştirme sürecini sonunda bebeğinden yaşlısına tüm halkın kanı ve canı üzerinde yükselen bir sömürü sistemi kuruldu.
Şimdi, ortaya çıkan birkaç kişiyi hapse atarak, buna ortak olan birkaç hastanenin ruhsatını iptal ederek üzerini örtmeye çalıştıkları da bu düzenin kendisi. Sadece sağlık alanında da değil, eğitim bütünüyle özelleştirildi, kamu destekleri kaldırılarak tarım şirketlere devredildi… TEKEL’lerden limanlara tüm kamu birikimleri emperyalist tekellere peş keş çekildi… Sermayenin ve uluslararası güçlerin destekleriyle kurulan tek adam rejimi bu sömürücü güçlerin çıkarlarını savunmak için kuruldu… Şimdi tüm çürümüşlüğü ile bu rejim her alanda tel tel dökülüyor.
ŞİRKET İKTİDARI VE HASTANE SAHİBİ BAKANLAR
AKP, IMF’nin yapısal uyum programının radikal bir uygulayıcısı olarak iktidara geldi. Özelleştirmelerle kamu birikimlerinin, ulaşım ve iletişim başta ülkenin en stratejik kurumlarının satılması ile eğitim ve sağlıktaki ticarileşme de bu dönemde hız kazandı.
Dünya Bankası ve IMF raporları ışığında, TÜSİAD başta sermayenin de isteklerine uygun olarak sağlık sistemi adım adım ticarileştirildi.
Erdoğan’ın sağlıkta dönüşüm ve devrim olarak sunduğu bu süreç özel hastanelerin sağlık sisteminin merkezine oturması ve kamu hastanelerinin de buna paralel olarak ticarileştirilmesi anlamına geldi. Şehir Hastaneleri adı altında kamu hastaneleri özelleşme zincirinin bir başka halkası oldu.
Bütün bunların sonunda, parası olanın ancak nitelikli bir sağlık hizmeti alabileceği bir sistem yaratıldı. Kamu kaynakları özel hastanelere aktarılarak, yurttaşlar da özel hastanelere yönlendirildi. Bu ortaya çıkan çeteler tam da bu ticarileşmenin orta yerinde daha fazla para kazanma hırsının sonucu olsa da benzerine her yerde rastlanacak bu özel hastanelere yönlendirme sistemin de doğal parçası haline geldi.
Erdoğan, ülkeyi “şirket gibi yönetmekten” söz ederken tam da bunu kastediyordu. Öyle bir şirket kurdular ki özel hastane sahibi sağlık bakanı, özel okul sahibi eğitim bakanı, otel sahibi turizm bakanı başta olmak üzere tüm kabine de bu mantıkla tasarlandı.
Bugün düzen muhalefetinden de -tek tek itirazlar bir yana- bu yapının kendisine yönelik tek bir eleştiri dahi yapılmıyor. Ortaya çıkan bu çetenin yargılanması üzerine kurulmuş bir sözde radikallik etrafında dolaşarak, onun arkasındaki özelleşmiş sağlık sistemi görünmez kılınıyor… Ama öte yandan da ülkenin her kesiminden benzer itirazlar gelmeye hastanelerden randevu dahi alamayan emekçilerin feryadı yükselmeye devam ediyor…
ÇÖZÜM ADI ALTINDA AKP’NİN İKTİDAR OYUNLARI
Bu tür sorunlar varken, AKP bu kez yanına Bahçeli ve Çakıcı’yı alarak Kürt sorununu çözme vaadiyle başka bir kapı aralıyor. AKP’nin de MHP’nin de ötekilerin de Kürt sorununu gerçekten çözmek gibi bir dertlerinin olmadığı ortada. Öteden beri bu sorunu, kendi iktidarlarının bir aracı olarak kullanmaya çalıştılar. AKP, iktidar olurken de şimdi MHP ile birlikte iktidarda kalmak için de Kürt sorunu üzerinden yeni bir oyunu devreye sokuyor. Dün Kürtlerle savaş üzerinden kurdukları ittifaklarını ve bunun üzerine yükselen tek adam rejimini, şimdi sözde çözüm adına sürdürmeye çalışıyorlar. Bütün bunlar ABD’nin de yıllardır çözümsüzlüğü dayatarak Kürt sorununu kendi çıkarları doğrultusunda manipüle etmeye devam etmesine benzer şekilde, şimdi Bahçeli ve Erdoğan’ın iktidarda kalmak üzere başlattığı bir manipülasyondan başka bir şey değil. Kürt sorunu Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri olarak bütün diğer sorunlarla beraber, emekçilerle birlikte çözülmelidir. Ancak bütün bu toplumsal sorunların çözümleri bu iktidarla uzlaşarak değil, ancak ona karşı mücadelenin sonucu olarak gerçekleşebilir.
Bunun için bir yanda ABD’nin Ortadoğu’da İsrail bombaları eşliğinde oluşturmaya çalıştığı “yeni düzen” için rol kapmaya çalışılıyor… Bir yanda en son Almanya Başbakanı Olaf Scholz görüşmesinde, yeni bir göçmen anlaşması ile Türkiye’nin Batı için sınırsız bir göçmen deposu olarak kullanılması için açık çek veriliyor… IMF programı hayata geçirilirken, IMF’nin asgari ücret sınırlama raporları eşliğinde işçilerin boğazı sıkılma planları işliyor…
Tüm bunların ortasında şimdi oynanan yeni oyunun kapladığı sahne ışıklarını yakarak ülkenin tüm sorunlarının üzerine de örterek… Bebekleri dahi daha fazla para kazanmak için ölüme gönderen düzenleri, bu kirli çeteler üzerine yükselen saltanatlarını sürdürmek üzere şimdi yeni bir oyunu adım adım hayata geçirmeye çalışıyorlar…
Muhalefettekiler de olup bitenler karşısında tam bir kafa karışıklığı içinde… Şu ünlü kurbağa hikâyesinde olduğu gibi, bir kez daha altı ağır ağır ısıtılan bir tencerenin içinde kaynatıldığının farkında olmadan Kürt sorununda çözüm diye, yeni anayasa diye bu kötülükler imparatorluğunun ömrünü uzatacak taşları döşüyor…
Kadınları birer ikişer, beşer onar sokak ortalarında ölüme gönderen… Yoksul bırakılmış, geleceği çalınmış gençlerin bir kısmını uyuşturucu çetelerin eline kurban ederek; bir kısmını yurtdışına gitmek zorunda bırakarak ülkenin geleceğini yok eden… Emekliler bir yük olarak görülerek yeni emeklilik yasa tasarılarıyla ölüm fermanları için hazırlıklar yapan… Halkın en büyük düşmanı böyle bir iktidarın şimdi halkın umutlarını, beklentilerini, çaresizliklerini manipüle ederek iktidarda kalma oyununa karşı durmalıyız… Bunu yapabilmek için birleşmeliyiz…
This entry was posted in BOP, FAŞİZM, Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *